@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

erolkarasiteleri

                                                                                                   "

Banner

Sadece Hafız Diye Lise Mezunu Atanırsa...




Önce şu notumu paylaşmak istiyorum. 
İyi ki, Diyanet İşleri Başkanlığı "Diyanet Akademisi"ni açtı.
Akademinin açılışı her ne kadar tartışılmaya, eğitime alınacak olanların konumlarına göre değerlendirilmesine, şartlarına, imkânlarına ve oluşumuna, süreçlerine göre tartışılsa da verilen eğitim şeklinden çok memnunum.
Öyle eskiden olduğu gibi KPSS+DHBT ve sonra üç beş dakikalık mülakatla topluma önder olacakların atanmasının sonunu getiren Akademi uygulaması ile o tartışılan atama şekillerinin son bulduğunu dile getirelim. 
Akademide verilen eğitim ile, vaizler olsun, imam hatipler olsun müezzinler olsun din görevlilerinin olması gereken bir şekilde yetişmesini sağlayacak.
Bugüne ve düne göre daha bilen, daha yetişmiş görevlileri yakın bir zamanda camilerde görmüş olacağız. Tabii, ileride zıvanadan çıkmazsa.
Bu girizgâhtan sonra bir de sadece hafız olup diğer İslami bilimlerden bihaber lise mezunlarının işe alınmasının önüne geçilmesi gerekir.. 
Neden derseniz..
Bu kişilerin bilgi zafiyeti insanları dinden çıkartmaya yetiyor. Öyle anlamını bilmeden Kuranı Kerim ezberleyerek, açık öğretim lisesinden diploma alarak biraz da sırtlarını dayadıklarının yardımıyla görev alanların boş teneke olduğunu üzülerek ifade ediyorum. 
İstisnalar, arada yetişmiş olan varsa da kaideyi bozmaz.
Bu da ikinci konu diyelim ve konumuza dönelim.
Gelelim konumuza..
Geçenlerde cuma namazı kılmak için İstanbul'un kadim semtlerinden birinde buluna bir camiye tesadüfen camiye yolum düştü.
Cami dışarıdan da içeriden de vasat bir cami görünüyorsa da, 700 yılı aşkın bir geçmişi 20 yılı aşkın bir zamanda yeniden yapılışından söz ediliyor.
Fazla özenti aramayın.
Konum itibarıyla işlek bir kavşak üzerinde...
Ezana beş dakika bir zaman vardı. 
Cuma öncesi vaazı için genç imam kürsüdeki yerini almış vaaz etmeye devam ediyordu.
İmamın oturduğu kürsünün hemen yanında, vaizin hemen arkasında olacak şekilde  duvara çakılı olan seccade tarzı bir duvar örtüsü dikkatimi çekti. 
Mescidi Haram ve haliyle ortada Kabe resmi olan halı imam efendinizin tam arkasında idi.
Sırtının tam arkasında..
Ne yazık ki, kürsünün yüksek oluşundan pek göremediğim Kabe resminin imamın kalça hizasına denk gelecek şekilde yerleştirildiğini ancak ayağa kalkınca gördüm.
Görünce resmen rahatsız oldum.
Bizler ki, yerde Kabe resmini yerde görsek alız cebimize koyarız, alırız yüksek bir yere koyarız, alır baş tacı yaparız.
Öperiz, severiz.
Biz ki, zamanın birinde odada Kuran-ı kerim olduğu için sabaha kadar uyumayan padişahların geleceğiyiz.
Son dua bitti. Cemaat dağıldı. Genç imamın yanında vardım.


Selam ve iyi dileklerimin arkasından;
" hocam, dedim. Kürsüdeki Kâbe halısının bulunduğu konum beni rahatsız etti. O hep orada mı duruyor,. Siz farkında mısınız ? dediğimde..
"Evet", dedi. "Onu oraya ben koydum. Cemaat beni dinlerken onu görürde Kâbe'yi hatırlar, diye yanıtladı.
"Hocam", dedim. "Rahatsızlığım şudur ki, Kâbe tam kalçanıza denk geliyor ve aşağıda oturan bir kimse tam arkanıza gelen bu görüntüyü görme imkanı yok. Kaldı ki, ben de orada bir Kabe resmini siz inince farkettim"
O sıra, yanına gelen müezzinlik görevini ifa etmiş olan daha genç biri geldi.
Bana dönerek, "Amca, sen imamdan iyi mi bileceksin. Orası uygun ki, oraya koymuş. Hem niyete bak. Niyetine..." deyince bu kez imam efendi
"Ya, amca .. O bir sembol, onun bir dini değeri yok. Öylesine koymuşuz. Sen ona bakma.. Niyetimiz herkes görsün.."
"İyi ama başının üstüne gelecek şekilde koysan olmaz mıydı" denilince,
Sustu.
Kürsünün olduğu yere baktı.
"Olabilir de. Bence ben onu olması gereken yere koydum. Zarar etmez."
Son sözümü ifade ederek şunları dile getirdim
"Dini semboller de biz Müslümanlar için önemli. Tabi ki, sembol gibi görebilirsiniz ama Kabe'nin kendisi de bir sembol. Ve oraya gidenler, ona dokunup saatlerce dua ediyor, saatlerce önünde ağlıyor. Her bir yanı çok farklı değer. Tamam , o da bir sembol. Beytullah. Allah'ın evi deniyor. En azından peygamberimiz, sahabe ve sayısız alim onun önünde yüreğini yakmış, hatırası derin " deyince uzun sürecek gibi olan konuşmayı uzatmak istemedi..
"Neyse, ben rahatsızlığımı dile getirdim. Sizce sakıncası yoksa sorun değil." dedim.
O sırada müezzinlik yapan genç.." Amca, sen git de araştır. Bakalım biz mi haklıyız sen mi", dedi ve odaya girdiler. Ben de camiden çıktım.
İşte böyle.
Sadece hafız diye işe alınan bir imam kalça hizasına Kabe-i Muazama'nın resmini koyacak kadar umusamız dini temsil ediyor.
Fotoğraf sayfada..
Siz ne dersniz.
Rahatsız olmak mı olmak mı..

Erol Kara - @erolkaranet - 2023
#Yargı, #Magazin, #Hastalık, #Gezi, #Dini, #Kamuda

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.