
Din istismarcısı Fetö ile başlayan bir takım alışkanlıklardan biri de çeşitli olayları bahane ederek insanlardan para toplama yolu ile kurban kesme eylemi.. Dinimizde vacip olan kurbanın bizzat sahibi tarafından kesilip etinin yenmesi gerekirken, son yıllarda ülke dışında orada burada ucuz kurban toplanarak görülmeden, şahit olunmadan ve ve şartlara uyulmadan kurban görevinin yerine getirildiğine hepimiz şahidiz. Bu şekilde , dini hassasiyetleri kullanarak istismarcılar vatandaştan para toplamak için ne yapacaklarını şaşırdı. Ülkemizde susuz köyler varken Afrika'da kuyu açmalar, ülkemizde evsiz insanlar varken yabancı uyruklulara ev yapmaktan, yabancı öğrencileri ülkemizde toplayarak tüm iaşe ve ibatelerini sağlayarak barındırmaktan, yurt dışındaki gelinlik çağına girmiş kızlara çeyiz yapıp göndermekten, gerekli gereksiz yardım malzemesi toplayarak nankörlerin çok olduğu orta doğu ülkelerine göndermekten geri duymayan bazı vakıf ve dernekler şimdi de efendiler efendisi, alemlerin sultanı sevgili peygamberimizi (aleyhisselam) bahane ederek yardım toplayarak sözde onun adına kurban kesme kampanyaları düzenlemeye başladı. Yaklaşan mevlit kandilini bahane eden din istismarcıları 63 yaşının her bir yılına kurban keseceklerini belirterek Resullulah Aleyhisselamı kendi çıkarları için alet etmeye başladılar.
Din İşleri Yüksek Kurulu, "Kişiler bir araya gelerek Hz. Peygamber adına kurban kesebilirler mi?" şeklinde sorulan bir soruya 12.07.2017'de tarihinde yaptığı açıklamada, "Dinimizde böyle bir uygulama yoktur. Bunun, yapılması gereken bir ibadet gibi görülmesi caiz değildir. Çünkü Allah'ın (c.c.) emretmediği ve Resûlü’nünden (s.a.s.) de nakledilmeyen bir uygulamayı ibadet gibi telakki etmek ve ona dinîlik vasfı vermek bidattir. Her bidat da Hz. Peygamber’in (s.a.s.) nitelemesiyle dalalettir (Müslim, Cum‘a, 43 [867]).
Hz. Ali’den rivâyet edilen “Resûlullah (s.a.s.) (sağlığında) kendi yerine bir kurban kesmemi vasiyet etti. İşte ben de onun yerine kurban kesiyorum.” (Ebû Dâvûd, Edâhî, 2 [2790]; Tirmizî, Edâhî, 3 [1495]) şeklindeki haber, bu uygulamaya delil olamaz. Çünkü Hz. Ali, kurbanı kesme gerekçesi olarak Hz. Peygamber’in kendisine bunu vasiyet etmesini göstermiştir. Dolayısıyla bu hadis, eğer vasiyeti yoksa ölü adına kurban kesileceğine delalet etmez." demiştir.
Öte yandan, dernek, vakıf ya da bir yerde bir araya gelen insanların aralarında para toplayarak peygamberimiz için kurban kesmelerinin doğru olup olmadığı konusunda ilahiyat uzmanlarına sordukları sorulara aldıkları cevaplarda da, " Böyle bir niyeti olan kişi tek başına Peygamber Efendimiz (asm) ya da bir başkası adına kurban kesebilir. Ancak Peygamberimiz (asm) adına kurban kesmek için para toplamak doğru değildir. Bir kurbanı veya bir hisseyi ancak bir kişi keser. Bu açıdan birden çok kişi bir koyun veya keçiyi ya da bir hisseyi ortak olarak kesemez. Kurban kesecek kadar parası olmayanlar, kurban kesmek yerine başka hayır yapabilirler." demişlerdir.
"Sevabı Peygamberimizin -sallallahu aleyhi ve sellem- mübarek ruhuna bağışlanmak üzere kurban kesmek caizdir." diyenler bile para toplanarak bu amaçla kurban kesmenin caiz olmayacağına vurgu yaparak, bu girişimde bulunacak kişinin sadece kendisinin kesebileceğine dikkat çekmektedir.
Müslümanların, para toplayarak dini duyguları alet edenlerin oyunlarına gelmemelerini önemle hatırlatırız.
****
Dini hatırlatma
Hazret-i Peygamber (asm) ailesine zekât ve sadakalar haramdır. Çünkü, zekâtlar, insanların mallarının kirleridir. Hazret-i Peygamberin (asm) ailesine Beytü’l-maldaki ganimetlerin beşte birinin beşte birinden yetecek kadar harcama yapılır. Bunun dayandığı delil, Hazret-i Peygamber (sav)’in şu hadisidir:
“Bu sadakalar, ancak insanların kirleridir. Muhammed’e ve Muhammed’in ailesine helâl değildir.” (Hadîsi Müslim rivâyet etmiştir.)
Ebu Hureyre (Radıyallahu anh)‘dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)‘e başkası tarafından yiyecek getirildiği zaman: “Bu hediye midir yoksa sadaka mıdır?” diye sormak adeti idi. Eğer cevabında “Sadakadır” denilirse, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sahabelerine: “Siz yiyiniz” buyururdu da kendisi yemezdi. Eğer “Hediyedir” denilirse, Resulullah Efendimiz hemen elini uzatıp sahabeleriyle beraber yer idi.
Resulullah Efendimiz ’in yanında idik. Kendisine bir tabak üzerinde hurma getirdiler. Resulullah Efendimiz bunun sadaka veya hediye olup olmadığını sordu. Getiren zat sadakadır deyince hurmayı cemaatin önüne koydu. Torunu Hasan (radiyallahu anh) da önünde yuvarlanıyordu. Çocuk bir hurma alarak ağzına attı ise de Resulullah Efendimiz derhal mübarek parmağını onun ağzına götürerek çocuğa zahmet vermeden yavaşçacık hurmayı çıkararak attı. Sonra da: “Biz, ehli beyt'iz. Bize sadaka helal değildir.” buyurdu. Ve yine başka rivayetlerde Hazreti Hasan’a hitaben: “Sen Al-i Muhammed’in sadaka yemediklerini bilmiyor musun?” buyurmuşlardır. Bu hadisin başka varyantlarında Resulullah’ın şöyle dediği kaydı vardır: “Sadaka bize helal olmaz.”“Sadaka Peygamber ve Ehl-i
beyt’inden hiç kimse için helal olmaz.” “Sadaka Âl-i Muhammed’e helal olmaz.”
@erolkaranet - 2023