
Bu haber doğru ya da yanlış bizi ilgilendirmiyor.
Bizi rahatsız eden unsur, gayrimüslimlerde çokça duyduğumuz günah çıkartma, günahtan arınma, günahtan pişman olma düşüncesinde olanların sığındığı papaz ya da hahamın huzuruna giderek yaptıklarını itiraf etmesi, bağışlanmak dilemesi..
Müslüman oldukları halde, Allah'tan başka ilah arayanların da müracaat ettiği bu tür bir ritüelin sözde Allah yolunda olduklarını ilan eden bir takım kişi, kurum ya da kuruluşların insanların dini duygularını istismar ederek kullanmalarından, bunlara körü körüne itaat eden İslam Dinini kavrayamamış, Allah Teala c.c'nın hakimiyetini anlayamamış olanların gafletlerinden başka bir durum değildir.
İslamiyet ruhbanlığı kesinlikle red etmiştir. Bu Hazreti Adem Aleyhisselam ve sonrası gelen tüm peygamberlerin tevhidinde bulunan bir kesin kuraldır.
Bir insan Müslüman olup da, Allah'tan başkasını yardıma çağırır, sığındığı insanın söylediklerinin Allah'ın dediklerinden daha önüne çıkartırsa, daha fazla önemserse, hatta peygamberin emir ve yasaklarına, izin verdiklerine dahi kulak asmayıp "şeyhimiz şöyle dedi, böyle dedi" diye iddia da bulunursa o insan şirk işlemiştir. Tövbe edene kadar da en büyük günahın içinde yaşar gider ve sonunda istediği kadar namaz kılsın, oruç tutsun, hacca gitsin, infakta bulunsun, zekatlarını adam gibi versin sonunda helak olur, cehennemin dibini de boylar.
Allah’a ulaşmak için birine sığınmak şirktir.
Allaha denk olduğunu düşünmek şirktir.
Arkasından gittiği kişinin kendisine şefaat edeceğini, cehennemden kurtaracağına, kabirde azap görmesine engel olacağına, haşa hesap günü hesaplardan kurtaracağına inanmak şirktir. İnsanın dinden çıkmasına sebeptir.
Dinsiz olarak huzura varmasına sebeptir.
Allah'ın yanında başka yaratılan varlıkları O'na ulaşmak için aracı edinmek, dinden çıkmaktır.
Allah'ın dışında varlıklardan hayır ve şerrin geldiğine inanmak dinden çıkmak için yeterlidir.
Allah'tan başkasına güvenmek cehenneme bilet almaktır.
Allah'ın yanında başka yaratılan varlıkları O'na ulaşmak için aracı edinmek, dinden çıkmaktır.
Allah'ın dışında varlıklardan hayır ve şerrin geldiğine inanmak dinden çıkmak için yeterlidir.
Allah'tan başkasına güvenmek cehenneme bilet almaktır.
Peygamber olmayan kişilerin ilâhî yetkilerle donatılmış gibi gösterilmesine alet edilmesi dinden çıkmak demektir.
Allah c.c ve Resûl’ü (sav) bırakıp başka mercilerin hükmüne başvuran veya verilen hüküm hevasına uymadığı için yüz çeviren, mümin değildir.
Tevbe / 31 ayeti kerimesinde "Allah’ı bırakıp da din âlimlerini, rahiplerini, özellikle Meryem oğlu Mesîh’i rab edindiler. Oysa tek bir Allah’a kulluk etmekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka ilah yoktur; O yüceler yücesidir, onların yakıştırdıkları eş ve ortaklardan bütünüyle uzaktır." ya da
“Sizin O’nu bırakıp da ibadet ettikleriniz, ancak sizin ve babalarınızın koyduğu, Allah’ın hakkında hiçbir delil indirmediği birtakım isimlerdir. Hüküm yalnızca Allah’ındır. O, kendisinden başkasına kulluk/ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Yûsuf, 40) diye buyurulmasında kast edilen bazı insanların çevresinde oldukları, her sözlerine itaat ettikleri, haram dediklerine haram, helal dediklerine helal demelerinden dolayı sözlerinden çıkmadıkları şeyhlerinin ve onlara sadakatinden dolayı indirildiği şu olayla kesinlik kazanmıştır.
Bu kadar uyarıdan sonra halen "şeyhim bunu dedi" diyerek dini emir ve yasaklara, Kuran-ı Kerim'e ve Resulllah'a itaat etmeyenlere de ne yazık ki, Maide süresi 72 ayette bildirilen ''Şüphesiz, kim Allah’a ortak koşarsa, Allah ona cenneti haram kılmıştır ve onun gideceği yer Cehennemdir. Zalimlere orada bir yardımcı da yoktur'' uyarısı dahi yeterli gelmez.
Ve onlar kendilerini Allah'a ulaştıracak aracılar edinirler.
Allah ile aralarını bulacak Şeyhler edinirler.
Tevbe / 31 ayeti kerimesinde "Allah’ı bırakıp da din âlimlerini, rahiplerini, özellikle Meryem oğlu Mesîh’i rab edindiler. Oysa tek bir Allah’a kulluk etmekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka ilah yoktur; O yüceler yücesidir, onların yakıştırdıkları eş ve ortaklardan bütünüyle uzaktır." ya da
“Sizin O’nu bırakıp da ibadet ettikleriniz, ancak sizin ve babalarınızın koyduğu, Allah’ın hakkında hiçbir delil indirmediği birtakım isimlerdir. Hüküm yalnızca Allah’ındır. O, kendisinden başkasına kulluk/ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Yûsuf, 40) diye buyurulmasında kast edilen bazı insanların çevresinde oldukları, her sözlerine itaat ettikleri, haram dediklerine haram, helal dediklerine helal demelerinden dolayı sözlerinden çıkmadıkları şeyhlerinin ve onlara sadakatinden dolayı indirildiği şu olayla kesinlik kazanmıştır.
Tay Kavmi'nin lideri Adî b. Hâtim, Medine’ye geldi. Boynunda gümüş bir haçla Resûlullah’ın (sav) huzuruna girdi. Resûlullah (sav) Tevbe Suresinin 31. ayetini okuyordu. Adiy, Peygamber’e (sav): ‘Onlar, din adgamlarına tapmadılar, Biz onlara kulluk etmiyorduk ki! dedi. Resûlullah (sav): ‘Evet, Peki, onlar size istediklerini helâl, istediklerini haram kılıyorlar ve siz de onlara uyuyor değil miydiniz?’ buyurdu. “Evet!” dedi. “İşte burada söylenen de odur”” (Tirmizi, 3095; İbni Ebi Hatim, 10057-10058, Zemahşerî, II, 149; Râzî, XVI, 37)
Ayet ve Peygamberimizin (sav) tefsiri göstermiştir ki helal-haram, yasak-serbest, meşru-gayrimeşru olan şeyleri belirleyen tek merci Allah’tır. Emir ve yasaklama hakkı sadece Allah’ındır Bu konuda Kuran-ı Kerim'deki şu ayet nettir.
''Bilesiniz ki, yaratmak ta, emretmekte Allah'a mahsustur''. (A’raf / 54)
Bu yetkiyi Allah’tan gayrısına veren, yaptığının bir ibadet ve Allah’ın dışında bir varlığı rab edinme olduğunu bilmese de, Rahmanın özelliklerini bir varlığa verdiğinizde ya da Allah'a yapılması gerekeni bir varlığa yaptığınızda, o sizin rabbiniz/ilahınız olmuş olur
Bunun yanı sıra Bakara / 165'deki ''İnsanlardan bazısı Allah’tan başkasını Allah’a (haşa) eşler ve benzerler edinir de onları, Allah’ı sever gibi severler. İman edenler ise daha çok Allah’ı severler.'' uyarısını anlamamak deliliktir. Bu kadar uyarıdan sonra halen "şeyhim bunu dedi" diyerek dini emir ve yasaklara, Kuran-ı Kerim'e ve Resulllah'a itaat etmeyenlere de ne yazık ki, Maide süresi 72 ayette bildirilen ''Şüphesiz, kim Allah’a ortak koşarsa, Allah ona cenneti haram kılmıştır ve onun gideceği yer Cehennemdir. Zalimlere orada bir yardımcı da yoktur'' uyarısı dahi yeterli gelmez.
Ve onlar kendilerini Allah'a ulaştıracak aracılar edinirler.
Allah ile aralarını bulacak Şeyhler edinirler.
Onların sayesinde, hatta yazdıkları kitapları okuyarak, ezberleyerek, tarikatın liderine bolca dualar ederek, hatta resmini çantalarında, cüzdanlarında taşıyarak, o resme bakarak ibadet ettiğinde cennetin en güzel yerinde kendilerine taht ve huriler verileceğine inanırlar.
Helak olacaklarını asla düşünmezler.
Haddi aşanlar olarak, kendilerini kendi cemaatlerinden olmayan Müslümanlardan üstün tutarak böbürlenirler. O kibir şeytanda bile yoktur.
Haddi aşanlar olarak, kendilerini kendi cemaatlerinden olmayan Müslümanlardan üstün tutarak böbürlenirler. O kibir şeytanda bile yoktur.
Başları sıkıştıklarında çağırabilecekleri liderleri olduğu için korkusuzca gezinirler. Azıcık başları ağrısa, darda kalsa "yetiş ya gavs" "Himmet ya şeyh", "Şefaat ya kuttub", "yetiş ya imam" derler, bir anda onların kendilerine yardım edeceklerini zannetme gafletinde olurlar..
Oysa bu şekilde yardım isteyenler müşriklerin, münafıkların en kötüleridir.
Bu tür düşüncelere sahip olarak müşrik, münafık olduklarını düşünmezler, oysa cehennemin odunlarıdırlar..
Bunlardan daha kötüsü Allah'ı liderlerine emsal tutanlardır.
Oysa, 1450 yıl öncesinden peygamberi Hz. Muhammed aleyhisselamla bizi uyarmış olan Allahu Teala'nın doğru yolu gösterdiği şu sözleri ne kadar açık ve net..
Allah hepimize doğru yolu göstersin. Amin
"Enam 151
De ki: Gelin, rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne babaya iyilik edin. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; biz, sizin de onların da rızkını veririz. Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın yasakladığı cana kıymayın. İşte bunları Allah size emretti; umulur ki düşünüp anlarsınız.
Enam 152
Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına, onun iyiliğine olmadıkça el sürmeyin. Ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız hakkında bile olsa, adaletli olun. Allah’a verdiğiniz sözü eksiksiz yerine getirin. İşte düşünüp öğüt alasınız diye Allah size bunları emretti.
Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına, onun iyiliğine olmadıkça el sürmeyin. Ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız hakkında bile olsa, adaletli olun. Allah’a verdiğiniz sözü eksiksiz yerine getirin. İşte düşünüp öğüt alasınız diye Allah size bunları emretti.
Enam 153
Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; (başka) yollara sapmayın; sonra onlar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte günahtan korunmanız için Allah bunları size emretti."
Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; (başka) yollara sapmayın; sonra onlar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte günahtan korunmanız için Allah bunları size emretti."
Özetle,
“Andolsun, sana ve senden önceki Elçilere şöyle vahyedildi: “Eğer Allah’a ortak koşarsan elbette amelin boşa çıkar ve elbette ziyâna uğrayanlardan olursun.” (Zümer / 65)
''Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!'' (A'raf / 3)
“Aklınızı kullanın”''Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!'' (A'raf / 3)
Allah hepimize doğru yolu göstersin. Amin
Erol Kara - @erolkaranet - 2023