@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Reklam


Anadolu Hisarı ve Göksu... Muhteşem Güzelik




İstanbul'un güzellikleri bitmez. Ne kadar dolaşırsanız dolaşın bitiremezsiniz. Bu kez yolumuz Anadolu Hisarına düşsün, dedik ve bir anda Küçüksu Mesire Alanı, Küçüksu Kasrı, Göksu Deresi ve Anadolu hisarını bir arada görmenin güzelliğine kavuştuk.


Anadolu Hisarı, İstanbul Boğazı ile Göksu Nehri’nin Boğaza karıştığı yer arasında uzanan üçgen şeklindeki toprak parçası üzerinde Boğaz’ın en dar noktasında bulunmaktadır. Bulunduğu bölge öylesi güzellikte ki Hisar’a, ‘Güzelce Hisar’ adını verilmiş. Bugün bile etrafında her ne olursa olsun, güzelliğinden bir şey eksilmemiş. Güzelce Hisar adıyla birlikte, "AkçaHisar", "GözlüceHisar", "YeniceHisar", "Nova Castrum" gibi farklı isimlerle anılan "Anadolu Hisarı" Yıldırım Bayezid tarafından inşa ettirilmiştir.


1396 yılında Haçlı ordusu ile gerçekleştirilen Niğbolu Savaşı’nda Haçlı Ordusunu yenilgiye uğratan Yıldırım Bayezid, İstanbul kuşatması için, Şile’yi ele geçirmiş, Boğaz’ın en dar noktasına Bizans’a Karadeniz’den gelebilecek yardımları engellemek için, Anadolu tarafına “köprübaşı” olarak bir kale yaptırmıştır.


İstanbul’un fethinden sonra esas işlevini kaybeden Anadolu Hisarı, bir süre daha boğazın güvenliğinin sağlanmasında hizmet etmiştir. Fethin önemli tanığı Hisar, 16. yüzyıldan itibaren hisar çeşitli devlet adamları için bir hapishane olarak kullanılmıştır. 17. ve 18. yüzyıllarda Karadeniz’den gelen Kazak akınlarının durdurulmasında faydalı olsa da, 18. yüzyılda Boğaziçi’nin yukarı kısımlarında yeni tahkimatın yapılması ile fonksiyonunu büyük ölçüde kaybetmiştir.


Bölgenin yaşam alanına dönüşmesi ile beraber içinden cadde geçer olmuş. Sonraları tamirler görmüşse de özgün dokusu bozulmuş, İstanbul’un kader ortağı olmuş. Yıpranmış, unutulmuş. Harap olmuş haliyle bile koruduğu güzelliğine bakıp geçilmiş…


Anadolu Hisarı, günümüzde müze, sergi, kültür alanları olarak İstanbul’a kazandırılacak. Yakın tarihte sergi alanlarının ve kafelerin hizmete başlayacağı bilinmektedir.


Göksu Deresi Ayrı Bir Güzel
Göksu Deresi, İstanbul Boğazı'nın Anadolu yakasında, Anadoluhisarı yakınında Boğaz'a dökülen derenin adı.. 


Anadolu Hisarı’nda gezenlerin ve fotoğraf meraklılarının vazgeçilmez alanlarından biri Göksu Deresi. Göztepe yakınlarından doğup Küçüksu Çayırı’nın olduğu yerden denize dökülen dere hali hazırda keyifli sandal gezilerinin yapıldığı, kenarında gezilmesi ve fotoğraflanması gereken yerlerden.
Osmanlının son dönemlerine ve yakın tarihe kadara, günlük gezintileri, kayık sefaları, mehtap alemleri, ortaoyunları, fasılları şehrin sosyal merkezlerinden biri durumunda idi. O güzelliklerden sadece manzara kaldı.


Osmanlı Padişahı Sultan IV. Murad, Göksu'ya "Gümüş Servi" adını vermişti. Asırlık ağaçları ve kıyılarında kışın bile yeşil kalan gövdeli ağaçları ile sakin bir doğa harikasıdır.


Evliya Çelebi seyahatnamesinde “İstanbul şehri içerisinde madenlerden dokuzuncusu Göksu Hisarı denen gezinti ve eğlence yerindeki dağlardan taşlardan çıkan kireçtir ki, kardan ve sütten beyaz olup dünya üzerinde benzeri yoktur. Onuncu maden ise yine Göksu’da çıkan kırmızı topraktır. Bu topraktan çeşitli bardaklar, çanaklar ve çömlekler yapılır.” der.


Bugün Göksu hala güzel ve İstanbul’un nefes alınabilir, içinize çektiğinizde anlatısıyla tarih kokan bir semti. Küçüksu ve Göksu dereleri arasında kendini kısmen muhafaza eden çayırı, Küçüksu Kasrı, iskelesi, kasırla Göksu Deresi kıyısına sırasıyla dizilmiş birbirinden şirin restoranları, çömlekçileri, mısırı, tarihi halat fabrikasıyla Göksu eprimemiş anlatısıyla zamana direnmekte. Anadoluhisarı’nda kalenin hemen yanında bulunan Göksu nehri, Boğaz’ın birleştiği yer hem balıkçılar için bir barınak hem de yanına inşa edilen mekânlarda güzel vakit geçirmek için güzel bir ortam sağlıyor.




@erolkaranet / 2023
Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.