@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Reklam


Kadınların Hac ve Umredeki Durumları



  • Âdetli hanımların, dua, zikir ve istiğfar ile meşgul olmak, Kâbe’yi seyretmek veya Hz. Peygamberi ziyaret etmek gibi amaçlarla Harem-i Şerif’e ve Mescid-i Nebevî’ye girmeleri caiz midir?
Din İşleri Yüksek Kurulu 2009 tarih 109 no’lu mütalaasında; şartlar gereği ömründe sadece bir defa hac yapma fırsatı yakalayabilen kadınların durumlarını dikkate alarak, ulemanın çoğunluğuna göre caiz olmamakla birlikte, hacda adetli iken dua, zikir ve istiğfar ile meşgul olmak, Kâbe’yi seyretmek veya Hz. Peygamberi ziyaret etmek gibi amaçlarla Harem-i Şerif’e ve Mescid-i Nebevî’ye girmek isteyen adetli hanımların, buna cevaz veren âlimlerin görüşleri doğrultusunda amel edebilecekleri ifade olunmuşsa da girilmemesi uygundur.
  • Âdeti bitmeden Mekke’den ayrılmak zorunda kalan kadın bu haliyle ziyaret tavafını yapabilir mi?
Âdetliyken ihrama giren veya ihrama girdikten sonra âdet görmeye başlayan kadınlar, tavafın dışında haccın bütün menâsikini yerine getirebilirler. Ancak tavaf edemezler. Çünkü Resûlüllah (s.a.v.), Hz. Aişe’ye: “Bu, Allah Teâlâ’nın, Hz. Âdem’in kızları üzerine yazdığı bir şeydir (senin elinde olan bir şey değildir). Hacıların, hacla ilgili yaptıklarını sen de yap. Ancak âdet gördüğün sürece Kâbeyi tavaf etme.”(Buhârî, Hayız, 1) buyurmuştur.
Henüz ziyaret tavafını yapmadan âdet gören bir kadının öncelikle yapması gereken, temizleninceye kadar Mekke’de kalıp, temizlendikten sonra tavafını yapmasıdır. Bu durumda ziyaret tavafını bayram günlerinden sonraya tehir etmesi bir ceza gerektirmez.
Mekke’de kalma imkânı yoksa Hanefî mezhebine göre tavafta taharet farz olmayıp vacip olduğu için, âdetli olarak ziyaret tavafını yapar, ancak ceza olarak bir deve veya sığır kurban etmesi gerekir. İmkân bulur da temizlendikten sonra bu tavafı iade ederse ceza düşer (Kâsânî, Bedâiü’s-sanâî, Beyrut 1406/1986, II, 129). Şâfiî mezhebine göre bir bayanın âdetli iken yapacağı tavaf hiçbir şekilde geçerli değildir. Temizlendikten sonra yapması gerekir (Nevevî, el-Mecmu, Cidde, VIII, 20, 23). Mâlikî mezhebine ait bazı kaynaklarda belirtildiğine göre, âdetli kadının temizleninceye kadar Mekke’de kalma imkanı yoksa, âdet sırasındaki kanamanın kesilip, kanın gelmediği temizlik zamanını gözler, bu ara zamanda guslederek tavafını yapar. Bundan dolayı da herhangi bir ceza gerekmez (İzzuddîn b. Cemâa el-Kinânî, Hidâyetü’s-Salik ila Mezahibi’l Erbaa fi’l-Menâsik, II, 767). Hanbelî alimlerden İbnTeymiyye ve İbnü’l-Kayyım el-Cevziyye’ye göre ise Mekke’de kalma imkanı bulamayan bir bayan âdetli iken, tavafını yapar. Bundan dolayı kendisine bir ceza da gerekmez (İbn Kayyım, İ’lâmu’l-muvakkıîn, Demmâm 1423, IV, 356, 358, 362-365). Başına bu hal gelen bir bayanın durumunu ilgililere bildirmesi ve onların vereceği cevaba göre amel etmesi uygun olur.
Âdetli olduğu için veda tavafını yapamayan bir kadına ise hiç bir şey gerekmez.
  • Bayanların hac veya umrede âdet geciktirici ilaç kullanmaları caiz midir?
Bayanların, sağlıklarına zarar vermeyecekse âdet geciktirici ilaç kullanmalarında dinen bir sakınca yoktur. Adet zamanı geldiği halde ilaç kullandığı için kanaması olmayan kadınlar mescide girebilirler, tavaf yapabilirler. Sağlığa zararlı olması halinde, bu tür ilaçları kullanmayıp, tavaflarını temizlendikten sonra yapmaları uygun olur.
  • Âdet geciktirici hap kullandığı halde yine de leke gören bir bayan âdetli sayılır mı?
Âdet görme çağındaki kadınlardan gelen akıntılar kan renginde olmayıp bulanık olsa bile, tercih edilen görüşe göre, ister âdet günlerinin başında ister sonunda olsun, âdet (hayız) kanından sayılır. Kadınların âdet günleri en az üç gün, en çok on gündür. İki âdet arasındaki temizlik süresi ise en az on beş gündür (Merğinânî, el-Hidâye, I, 32, Beyrut, 1410/1990; Mevsılî, el-İhtiyâr, Beyrut 1423/2002, I, 36-37).
Tabiplerin ifadelerine göre âdet geciktirici ilaçlar her zaman etkili olmayabilir. Dolayısıyla ilaç kullanıldığı halde âdet görmek mümkün olabilmektedir. Buna göre bir bayan, âdet geciktirici ilaç kullandığı halde, bu ilaç tesirsiz kalmış ve bir önceki âdetinin bitiminden itibaren on beş gün geçtikten sonra kan renginde bir akıntı gelmiş ise ve bu akıntı en az üç gün devam ederse, âdetli sayılır. Bu akıntı on günden fazla devam ederse onuncu günden sonrası âdet akıntısı sayılmaz. Kanamanın türünün belirlenmesinde en uygun yol, konunun uzmanı doktora başvurmaktır.
  • Âdetli olarak Arafat’a çıkarak vakfe duran bir kadın şeytan taşlayıp ihramdan çıkabilir mi?
Hac esnasında âdetli olan bir kadın, tavaf dışındaki bütün ibadetlerde, diğer hacılar gibi davranır(Buhârî, Hayız, 1). Arafat ve Müzdelife vakfelerini yapıp şeytan taşladıktan sonra, diğer hacılar gibi saçından bir miktar kestirip ihramdan çıkabilir. Birinci tehallül denen bu durumda, cinsel ilişki dışındaki tüm ihram yasakları kalkar. Ziyaret tavafını ise ihramdan çıktıktan sonra âdetinin sona ermesini takip eden uygun bir zamanda yapar.
  • Özel hali sebebiyle umresini yapamayan kadın, doğrudan Arafat’a çıkabilir mi?
Hanefî mezhebine göre, temettu haccı yapmak üzere umre ihramına girdikten sonra âdet gördüğü için umre tavafını yapamayan ve Arafat’a çıkma zamanına kadar temizlenemeyen kadınlar, umre ihramını iptal ederler. Arafat’a çıkarken hac için ihrama girerler. Bu şekilde hareket eden kadınlar, ifrad haccı yapmış oldukları için şükür kurbanı kesmeleri gerekmez. Hacdan sonra iptal ettikleri umreyi kaza ederler. Bundan dolayı da ceza kurbanı olarak bir küçükbaş hayvan keserler (Mevsılî, el-İhtiyâr, I,160).
Nitekim Hz. Peygamber’in Veda Haccı’nda Hz. Âişe Mekke’ye vardıktan sonra umreyi yapmadan âdet oldu. Hac zamanına kadar da temizlenemeyeceği için Hz. Peygamber, umre ihramını iptal etmesini ve Arafat’a çıkılacağında hac için ihrama girmesini söyledi. Hz. Âişe’ye hacdan sonra yapamadığı umreyi kaza ettirip bir de kurban kestirdi (Buhârî, Hayız 1)
Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre bu durumdaki bir kadın, umresini iptal etmez, kıran haccına niyet eder ve vakfesini yapmak üzere Arafat'a gider. Arafat dönüşünde hac ve umre niyetiyle bir tavaf ve bir sa'y yapar. Ayrıca kıran haccı için kurban keser (Nevevî, el-Mecmû, VII, 175).
  • Özel halinde iken umrenin tavaf ve sa’yini yapıp, saçını keserek ihramdan çıkan kadının ne yapması gerekir?
Hadesten taharet tavafın vacibi olduğu için (Kâsânî, Bedâiü’s-Sanâî, II, 129), özel halinde iken umrenin tavaf ve sa’yini yapıp saçını keserek ihramdan çıkan kadına dem (bir koyun veya keçi kesmek) gerekir.
Şâfiî mezhebine göre ise, hadesten taharet tavafın geçerlilik şartıdır. Bu nedenle adetli olarak yapılan tavaf ve sa’y geçerli olmaz. Dolayısıyla bu durumdaki kadının temizlendikten sonra tavaf ve sa’yi yeniden yapması gerekir. Ayrıca ihramdan çıkma vakti gelmeden saçını kestiği için, muhayyerlik hakkından yararlanıp ceza olarak dem (koyun veya keçi kesmesi), üç gün oruç tutması veya altı fitre miktarı sadaka vermesi gerekir.
  • Menopoz dönemindeki kadının akıntıları ibadetlere engel olur mu?
Menopoz dönemine giren kadının gördüğü kan istihaze/özür kanı olup ibadetlere engel değildir.
Normal âdeti bittiği halde âdetin azami süresi bitmeden hac veya umre menâsikini yapıp saçını keserek ihramdan çıkan bir kadın daha sonra leke görürse ne yapması gerekir?
Bu durumdaki bir kadın daha sonra leke görürse bakılır; kadının gördüğü lekeler âdet halinin azami süresi (10 gün/240 saat) sonunda kesilirse bu günler de âdetten sayılır. Bu durumda kadın tavafın vaciplerinden olan temizlik şartına uymamış olacağından ceza olarak bir koyun veya keçi keser. Eğer bu lekeler âdet halinin azami süresi olan 10 gün/240 saat sonunda kesilmez ise, normal adet gününden sonra gelen akıntı, istihaze/özür kanı sayılır. Bu halde iken yapılan ibadetler geçerli olur.
  • Âdet hali sona eren bir kadın henüz haccın sa’yini yapmadan saçını keserse, kendisine ne gerekir?
Hacda şeytanı taşlayıp kurban kestikten sonra henüz haccın sa’yini yapmadan saçını kesen kadına bir şey gerekmez.
Âdet hali sona eren bir kadın henüz umrenin sa’yini yapmadan saçını keserse, kendisine ne gerekir?
Umrenin tavafını yapıp, henüz sa’yini yapmadan saçını kesen kadına, dem (koyun veya keçi kesmek) gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 162).
Şâfiî mezhebine göre ise umre sa’yini yapmadan saçını kesen kadın ihramdan çıkmış olmaz; ihram yasağı işlemiş olur. Dolayısıyla sa’yini yapıp, saçını keserek ihramdan çıkması gerekir. Ayrıca muhayyerlik haklarından yararlanıp; ceza olarak bir dem (koyun veya keçi kesme), üç gün oruç tutma veya altı fitre miktarı sadaka verme seçeneklerinden birini tercih edebilirler (İbn Rüşd, Bidâyetü’l-Müctehid, Mısır, 1975, I, 372).
  • Kadınlar ihramdan çıkmak için saçlarının ne kadarını kesmelidirler?
İhramlı bir kadının ihramdan çıkmak için saçının ucundan parmak ucu kadar kesmesi yeterlidir(Kâsânî, Bedâiü’s-Sanâî, II, 141).

Derleme @erolkaranet
Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.