
Bakan Tunç, Cumhuriyetin ikinci yüzyılını dünyada “Türkiye Yüzyılı” yapmak gibi iddialı bir hedefin olduğuna dikkat çekerek, “Adalet alanında gerçekleştireceğimiz çalışmalarla, Türkiye Yüzyılı’nı aynı zamanda Adaletin Yüzyılı, Haklının Yüzyılı yapma yolunda büyük gayret göstereceğiz” ifadelerini kullandı.
Eskiyen temel kanunların tamamının yenilenerek çağın ihtiyaçlarına göre uyarlandığını belirten Bakan Tunç, “Ülkemiz, son 21 yılda temel hak ve özgürlükleri güçlendiren, hukuk devleti ilkesini tahkim eden anayasal ve yasal “sessiz devrim” diyebileceğimiz önemli reformlara sahne oldu” şeklinde konuştu.
Bakan Tunç, Türkiye’nin bir Hukuk Devleti olduğunun altını çizerek, “Hukuk devleti olmasının sonuçlarından biri de hukuk güvenliği ve hukuki öngörülebilirliğinin var olmasıdır. Hukuk güvenliği ve öngörülebilirliğinin en önemli boyutunu kesin hüküm otoritesi oluşturmaktadır. Kesin hüküm derecesine erişmiş bir karar, ele aldığı uyuşmazlıkları kesin olarak çözer, yoluna koyar. Bu şekilde ihtilafları kesin ve net bir biçimde çözmek hukuk devletinin olmazsa olmazıdır. Böylece kesinleşen mahkeme kararları herkes için bağlayıcı hal alır. Bu denli önemli olan, herkes için bağlayıcı karar vererek kesin hüküm otoritesini nihai olarak sağlayan mercii ülkemizde Yargıtay’dır. Yargıtay, kesin hüküm otoritesini doğal olarak içtihatları ile yapar. İçtihatların ülke çapındaki alt derece yargı organlarına yol gösterici olduğu gözetildiğinde içtihat müessesinin ne denli önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Yargıtay, içtihatlarıyla, alt derece yargı organları için, adeta, eğitici rol üstlenecek ve onlara liderlik yapacaktır. Yargıtay’ın eğitici ve liderlik rolünü verimli ve kaliteli bir şekilde yapmasının yolu kararların yazım kalitesini artırmasından geçmektedir” dedi.
Ülke çapında içtihat birliğini ve tutarlılığını sağlayacak tek merciin Yargıtay olduğunu ifade eden Adalet Bakanı Tunç, “Adil yargılanma hakkının bir diğer unsuru da ülke çapında yaşanan benzer olaylara yargı organlarınca benzer kararların verilmesidir. Aynı olaya ülkenin farklı yerlerinde makul bir sebep yokken farklı karar verilmesi tarafların adil yargılanma hakkını ihlal edecektir. Aynı zamanda bu durum toplumda adalete olan güveni zedeleyecektir. Yargıtay’dan, derece mahkemelerinin kendi arasındaki uyumu ve istikrarını sağlayarak toplumdaki adalet duygusunun yerleşmesine içtihatları aracılığıyla katkı sunması beklenmektedir” şeklinde konuştu.
Kaynak : Adalet Bakanlığı - 19.06.2023 - @erolkaranet