
Balık sezonu bitti. Tezgahlarda yer alacak olan balıkların deniz balığı olmama ihtimali bir hayli fazla.
Denizlerde balık av sezonu 15 Nisan'da sona erdi. Denizlerde balık avlanması yasak olsa da balık tezgahlarında kültür ve kafes balıkları karasuları dışında avlanan balıkçıların getirdikleri ile yine de birçok balıkçı dükkanlarının tezgahlarında satılmaya devam ediyor. Yeni av sezonu ise Akdeniz hariç tüm denizlerde 1 Eylül'de başlayacak.
Deniz içerisinden avlanarak getirilen balıkların en mükemmel gıda olduğu yönünde hiç kimsenin şüphesi olmasa da kültür yani çiftlik balıkları ile kafes balık yetiştiricilerinden temin edilen balıkların sağlıklı olduğu, kaliteli bir besin olduğu asla söylenemez.
Buraya dikkat..
Çiftlik ve havuz balıkçılığında yakın zamana kadar belilrli çeşitte balık üretimi yapılırken, çipura, levrek, alabalık, somon balığınn yanı sıra sazan, turna, mercan, lagos, minekop, kalkan, mersin balığı, karagöz ile karides ve midye de yetiştirilmeye çalışılmaktadır.
Çiftlik balıklarının her çeşidinin sağlığımızı birçok açıdan bozduğunun bilinmesi önemlidir. Her şeyden önce balıkların doğası gereği mısır, tahıl, kümes hayvanları veya et yemeye uygun olmadığı da gerçektir. Bu nedenle havuz balıklarının beslenmesinde kullanılan çeşitli yemlerdeki vitaminler, antibiyotikler ve balığına göre sentetik pigmentler insan sağlığı açısından faydalı olamayacağı da gerçektir.
Çiftlik balıklarını tüketerek aldığımız antibiyotik enfeksiyon açısından tehlikeli. Balıklara çok yüksek dozlarda verildigi için, insanın o hastalığa yakalanma olasılığını arttırıyor. Aşırı yüksek doz insan vücuduna girdigi zaman ona karsı bağışıklık oluşuyor ve insan vücudu hastalığa karşı savaş veremiyor.
Şaşırtıcı olan, araştırmalar maruz kaldığımız en toksik maddelerin tarım ilaçları veya antibiyotikler değil hazır yemler olduğunu gösteriyor.
Balıklarda bulunan kirlilik dioksinler, PCB'ler, ve diğer çeşitli ilaç ve kimyasallar içeriyor. Bu kirletici maddeler, insanlarda, organizmada kalıcı tahribata neden oluyor, bu da otizm, hiperaktivite dikkat eksikliği, bağışıklık sistemi ve endokrin sistemi hastalıkları ile bağlantılı.
Araştırmacılar, balıklarda yer alan toksik madde miktarı ve bunların çocukları, ergenleri ve hamileleri nasıl etkileyeceği konusunda çok da olumlu düşünmüyor. Mesela, çiftlik somonunda tespit edilen toksik madde çeşidinin beyin gelişimi üzerinde olumsuz etkisi olduğu otizm ve zekanın gerilemesiyle ilişkili etkilere sebep olacağı artık netleşmiş durumda..
Yıllar önce balık yedirilen havuzlarda artık tavukçuluğun atık maddeleri, soya, soya yağı, kanola yağı, mısır ve tahıllarla beslenen balıklar yer almakta ve bunlardaki omega oranı, mevcut deniz balıklarındaki oramna göre %70'lre varan oranda az görülüyor.
Hatta çiftlik somonlarına sentetik astakzantin veriliyor, bu insanların tüketimi için onaylanmamış bir madde. Bu madde somona pembe rengini vermek için kullanılıyor ki insanlar deniz somonu yediğini zannetsin.
Sonuç olarak çiftlik somonu deniz somonuna göre çok ucuz. Ancak sağlıklı beslenmek istiyorsak çiftlik somonundan, tüm çiftlik balıklarından uzak durmalıyız
Araştırmacılar, balıklarda yer alan toksik madde miktarı ve bunların çocukları, ergenleri ve hamileleri nasıl etkileyeceği konusunda çok da olumlu düşünmüyor. Mesela, çiftlik somonunda tespit edilen toksik madde çeşidinin beyin gelişimi üzerinde olumsuz etkisi olduğu otizm ve zekanın gerilemesiyle ilişkili etkilere sebep olacağı artık netleşmiş durumda..
Yıllar önce balık yedirilen havuzlarda artık tavukçuluğun atık maddeleri, soya, soya yağı, kanola yağı, mısır ve tahıllarla beslenen balıklar yer almakta ve bunlardaki omega oranı, mevcut deniz balıklarındaki oramna göre %70'lre varan oranda az görülüyor.
Hatta çiftlik somonlarına sentetik astakzantin veriliyor, bu insanların tüketimi için onaylanmamış bir madde. Bu madde somona pembe rengini vermek için kullanılıyor ki insanlar deniz somonu yediğini zannetsin.
Sonuç olarak çiftlik somonu deniz somonuna göre çok ucuz. Ancak sağlıklı beslenmek istiyorsak çiftlik somonundan, tüm çiftlik balıklarından uzak durmalıyız
Kültür Balıkçılığı Nedir ?
Kültür balıkçılığı, en basit tanımı ile doğal olarak sularda yaşayan hayvansal ve bitkisel kökenli canlıların, tesislerde, insan kontrolünde üretilmesini, büyütülmesini ve yetiştirilmesini ifade eder. Başta balıklar olmak üzere su ürünlerinin denizlerde ağ kafeslerde, karada havuz ve tanklarda yumurtadan başlayarak, yavru ve pazar boyutuna gelinceye kadar, yem ile beslenmesi ve büyütülmesi kültür balıkçılığının temel felsefesidir.
@erolkaranet