@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Banner


erolkaranet

Cennetül Mualla ve Ebedi Misafirleri




Mekke-i Mükerreme’de ziyaret edilecek o kadar çok mübarek mekân var ki, O mekanlardan biri de, Cennetü’l-Mualla.... Mualla Kabristanı olarak da bildiğimiz bu yerin adını bu şekilde Türklerin koyduğunu biliyor muydunuz.
TDV İslam Ansiklopedisine göre, Mekke mezarlığı olan ve Harem-i şerif’in yaklaşık 2 km. kuzeyinde Mescid-i Cin yakında bulunan bu yer, İslâm öncesi kaynaklarda ve ilk devir İslâm tarihlerinde Hacûn diye geçmektedir. Hz. Peygamber’in dedelerinden Kusay ile Abdülmuttalib’in ve amcası Ebû Tâlib ile hanımı Hz. Hatice’nin Hacûn Mezarlığı’na defnedilmiş oldukları bilinmektedir. Rivayete göre Kusay Hacûn’a gömüldükten sonra burası mezarlık olarak kullanılmıştır (İbn Hacer, III, 722).
Hacûn zamanla Ma‘lât (المعلاة) olarak anılmaya başlandı. Mezarlık da Makberetü’l-ma‘lât diye meşhur oldu. Arapça kaynaklarda kelime bazan sonundaki “tâ” harfi düşürülerek yazılmış, Türkçe eserlerde de bazan bu şekliyle معلا, bazan da sonundaki “elif” harfi “yâ”ya dönüştürülerek معلى imlâsıyla kaydedilmiş ve muhtemelen bundan dolayı Türkler kelimeyi “muallâ” şeklinde okuyagelmişlerdir. Hz. Peygamber’in Mekke kabristanını göstererek, “Bu kabristan ne güzeldir!” demesi (Müsned, I, 367; Fâkihî, IV, 50), Hz. Hatice’nin burada medfun bulunması, ayrıca Medine’deki Bakī‘ Mezarlığı’nın Türkler arasında “Cennetü’l-bakī‘” olarak anılmasından dolayı Mekke’deki bu mezarlığa “Cennetü’l-muallâ” denilmiş olmalıdır.

Hz. Hatice’nin Cennetü’l-muallâ’daki kabrinin yeri 729 (1328-29) yılına kadar bilinmiyordu. Bu tarihte görülen bir rüya üzerine kabir yerinin tesbit edildiği ve üzerine bir türbe yapıldığı rivayet edilir. Ayrıca Kanûnî Sultan Süleyman 950 (1543-44) yılında Hz. Hatice’nin kabrinin üstüne yüksek kubbeli bir türbe yaptırmış ve bir de türbedar görevlendirmiştir.
Evliya Çelebi’nin bildirdiğine göre Cennetü’l-muallâ’da yetmiş beş adet kubbeli mezar, Hz. Peygamber’in dedesiyle amcasının kabirlerinde de kubbeli türbeler vardı. Ancak bunlar diğer türbeler gibi süslü değildi ve türbedarları da yoktu. Acem hacıları, Hz. Ali’nin babası Ebû Tâlib’in kabrini ziyaret ederlerdi (Seyahatnâme, IX, 785-792).


Hz. Hatice’nin türbesinin 1296 (1879) yılında tamir edildiğini haber veren Eyüp Sabri Paşa, Mekke halkının her ay Cennetü’l-muallâ’ya giderek hatim ve mevlid okuduğunu söyler (Mir’âtü’l-Haremeyn, I/2, s. 1074-1075).
1925 yılında Mekke Suûdîler’in eline geçtikten sonra Abdülazîz b. Suûd’un emriyle 1926’da Cennetü’l-muallâ’daki bütün türbeler yıktırılmış ve mezar taşları kaldırılmıştır. Bugün de hiçbir türbe ve mezar taşının bulunmadığı Cennetü’l-muallâ yine mezarlık olarak kullanılmaktadır.
Cennetül Mualla'ya kadın ziyaretçilerin girişine izin verilmiyor.


Bu Kabristanda Kimler Bulunuyor
Cennetül Mualla'da
  • Kusay bin Kilab Peygamber Efendimizin büyük dedesi 
  • Abdulmuttalib bin Haşim, Peygamber Efendimizin dedesi 
  • Ebu Talib bin Abdulmuttalib, Peygamber Efendimizin Amcası, Hz. Ali’nin babası
  • Hz. Hatice Validemiz, Peygamber Efendimizin Zevceleri (r.anha)
  • Kasım Peygamber Efendimizin oğlu -Resul-u Zişan Efendimizin (s.a.v.) ilk evladı
  • Abdullah PPeygamber Efendimizin oğlu
  • Abdullah bin Zübeyir Sahabi
  • Hasan bin Zeyd bin İmam Hasan ibn Hevazin el-Kuşeyri (r.a.)
  • Süfyan bin Uyeyne (r.a.)
  • Şeyh Takiyyüddin es-Subki (k.s.)
  • Şeyh Abdullah bin Ömer (k.s.)
  • Abdullatif Nakşibendi (k.s.)
Rabbim onların şefaatine nail eylesin.

Derleme @erolkaranet - 19.04.2020 - Güncelleme  - 05.03.2023
Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.