@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

erolkarasiteleri

                                                                                                   "

Banner

Müslümanlar, Hadis Diye Söylenen Çürük Rivayetlere Kanmaz




Önce şunları bilmekte fayda var..
Hâfız Ebû Bekir bin Hayr şöyle nakleder:
Âlimler şu hususta ittifak etmişlerdir ki bir Müslümanın, yanında velev ki en zayıf rivayet şekliyle de olsa bir senedi olmadan herhangi bir söz hakkında «Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu» demesi helâl olmaz.” (Ali el-Kârî, el-Esrâru’l-merfûa, thk. Muhammed es-Sabbâğ, Beyrut: Dâru’l-Emâne, s. 45)
Şimdi yukarıdaki sözü okuduk.
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu herhangi bir insanı bırakın profesör de olsa, belirtilen kaynağa ulaşıp yazılanın doğru olup olmadığını araştırmaz. Araştıran bir kaç kişi de mutlak surette bir işi olduğu için ulaşmaya çalışır. Yeterli kaynak yoksa kabul eder ya da etmez. Bununla birlikte normal bir vatandaş, ucuna isimler ve kaynak belgeler takılmış bir sözün hadis olarak önüne konulduğunda inanmak zorunda kalıyor. Neden ? Taklidi iman sahibi olma hasebiyle, araştırma yapmayı bilecek kadar eğitimi olmadığı için, adam sendecilik ve en önemlisi ruhban durumuna soktuğumuz din görevlisi olsun ne derse doğrudur. Ya da sarık cübbeli olsun isterse şaklaban olsun inanmak zorundadır. Bu yüzden dine karşı tepkiler, dini anlamadan dinsizliğe yol açmakta böyle oluyor.
Neyse konumuzda önemli olan zayıf ya da çürük hadis dediğimiz, Kur'an-ı Kerim'de olmayan, peygamber efendimiz salli aleyhi ve sellem efendimiz demediği ya da sağlam kaynaklarda olmadığı halde insanların önüne sürülen her söz uydurmadır. Bir Müslüman Kuranı Kerim, Sünnet, İcmal ve Kıyas kaynakları dışında başkaca yol aramaz. Mezhep imamları dışında takip edeceği kimse yoktur. 
Bir kimse, herhangi bir şekilde sözü bulursa , sözü hadis seviyesine çıkarmak için yanına bilmem kimden bilmem kim diye bir takım kitap ve kaynak isimle koyup bu dinden derse, o kimse dinden çıkar.
Uyduranların akıbeti de şu sözlerde yer almaktadır.
Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz buyurmuşlardır ki:
Benim ağzımdan yalan uydurmayınız! Her kim benim ağzımdan yalan söylerse Cehennem’e girsin!” (Buhârî, İlim, 38)
Her kim, söylemediğim şeyleri bana isnâd ederse Cehennemdeki yerine hazırlansın!” (Buhârî, İlim, 38)
“…Her kim benim ağzımdan bilerek yalan uydurursa Cehennemdeki yerine hazırlansın!.” (Buhârî, İlim, 38)
Namazı terk etmek, içki içmek ve adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Fakat namazı terk etmenin cezası Kur'an'ı Kerim'de veya sünnette açıkça ‘şöyle yapılır, böyle cezalandırılır' şeklinde bir hüküm olarak yer almamaktadır. İbadetlerin cezası da ödülü de Allah c.c'nın tasarrufundadır. Dolayısıyla ‘namaz kılmayanlar cezalandırılır, dövülür veya öldürülür' gibi iddialar asılsızdır. Oruç tutmayan öldürülür, diye bir şart yoktur.  Bu baştan aşağı Kur'an'ı Kerim'e savaş açmaktır. 


Dini bilgilerimize sokulmuş o kadar çok uydurma, çürük, zayıf diye tabir edilen kurallar var ki, hangi birinden söz edelim. İslami bilgilere  karışan İsrailiyat kavramları İncil'den, Mecusi ve Şia anlayışından hanif olan kurallar arasına karışmış o kadar çok asılsız kavram var ki bidat, batıl ne derseniz deyin olur.  Çok örnek vermemiz gerekecek ancak buna şu anda ihtiyaç duymuyoruz. 
Sık sık kürsülerde boy gösteren bir sosyal medya imamımız var. Ülkemizi felakete götürecek olan FETÖ denilen hainler işbirlikçilerinin dini kavramlarını hatırlatacak sözleri sık sık gündeme geliyor. Devletten maaş alıyor, dini kurumda mihrap ve kürsüyü dolduruyor. 
Sözleri her hafta medyada.. 
Aslı astarı olmadan atıp tutuyor.
En son ne diyor bu medyatik memur.
Allah’ın (c.c) Hz. Meryem (Rah) ile Hz.Muhammed'i (sav) evlendirecekmiş. Gaybı Allah c.c bilir. Böyle bir sözün hakkı hakikati yok. Dile getirilmemiş. Taberani'nin çürük rivayetlerinden biri olan “Allah, İmran kızı Meryem’i, Firavun’un hanımı Âsiye’yi ve Musa’nın kız kardeşi Gülsüm’ü cennette bana zevce olarak vermeyi hükmeyledi.” (Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebir, VIII/258. ) sözü deniliyor. Bunu alıp hutbelerde dile getiren Diyanet Memurunun Hezeyanına, Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in FETÖ'nün iç yüzünü sayarken daha önce dile getirilen benzer iddiaya verdiği cevapla cevap verelim.
Böyle bir durumun aslı olmadığını belirtelim. Ve vidomuzu izleyelim
Diğer yandan, Hanbelilerin imamının hangi şarta göre, hangi olay karşısında kitabına aldığı ve oruç tutmayanın öldürülmesi gerektiği de bizim Hanif olan mezhebimizde asla yeri de yoktur. Allah'ın ibadetlerimize vereceği ceza hakkında kimse uyduramaz, Nasıl ki, "kul hakkını ben affetmem" diyen bir Yaradan'ımız varsa ibadetlerin ödül ya da cezası da ona aittir. İster affeder isterse cezalandırır. Onait bir tasarrufu kendine vazife edinip dünyada yapanlarda zalimdir, zalimlerin yeri de Allahu alem cehennemdir.
Yunus suresi ayet 36 "Onların çoğu, ancak zanna uyar. Zan ise gerçeğin yerini tutamaz. ALLAH onların yaptıklarını Bilendir
De ki: "Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O'nundur. O ne güzel gören ve ne güzel duyandır. Onların O'ndan başka hiçbir dostları yoktur ve O hükmüne kimseyi ortak etmez." Kehf suresi 26

Erol Kara @erolkaranet - 06.01.2023
#Yargı, #Magazin, #Hastalık, #Gezi, #Dini, #Kamuda

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.