@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Reklam


Bizans Kralının Kızı Nasıl Sarı Sıdıka Oldu




Rivayete göre çok dindar bir Hıristiyan olan Konstantin'in kızı Prenses Katerina, İstanbul'un fethinden sonra eski bir manastırdan camiye çevrilen Sümbül Efendi Camii'nin yer aldığı Doğu Roma İmparatorluğu'ndan kalma Andreas Manastırı'na rahibe adayı olarak katılır. İmparator babası, kızının bu isteğine onay verir. Ama Bizans'ın eline esir olarak düşen Çifte Sultanlar yani Hz. Peygamber'in torunu Hz. Hüseyin'in kızları ( Bazı kitaplarda da Hz.Hüseyin’in oğlu Zeynelâbidîn’in kızları, yani torunları olduğu kayıtlıdır. ) Kerbela Savaşı’ndan sonra, bu iki kardeş, esir pazarlarında satılarak Bizans’a kadar gelmişler.
Esir pazarından satın alınan Fatıma ve Zeynep o zaman Bizans imparatorluğunun başkenti olarak geçen İstanbul'daki Konstantin'in sarayına getirilir. Kızlar o kadar güzeldir ki bir bakan bir daha gözlerini alamaz. Girdikleri her yer nur ile dolar Geceler ay gibi aydınlanır. Bunun hikmetini araştıran imparator kızların İmam Hüseyin'in kızları olduklarını öğrenir. Kerbela katliamından sonra Zalim Yezit'in onları köle tacirlerine sattırdığını anlatır kızlar. Konstantin bu kızları oğullarıyla evlendirmek ister. Kızlar kesinlikle bunu kabul edemeyeceklerini söylerler. Kral bunun sebebini öğrenmek ister. Kızlar cevaben, "Çünkü, Bizim inancımızdan olmayan, Müslüman dahi olsa Ehl-i Beyte dost olmayan, İslam'ı, Atam Muhammed Dedem Ali gibi yaşamayan birisiyle bile bizim evlenmemiz caiz değildir" diyerek teklifi reddederler. Konstantin bu kızlardaki ulviyeti ve kerameti görür bu konuda ısrarcıdır. Hz. Fatıma'yla Hz. Sakine, bu manastıra gönderilerek Hıristiyan olmaları için zorlanır. Kurtulamayacaklarını anlayan kızlar kırk gün düşünmek için mühlet isterler. Konstantin kabul eder ve kızı Katerina'yı da onları Hristiyan yapması ve ikna etmesi için onların yanına verir.


Ama işler hiç de imparator Konstantin'in istediği gibi gitmez. Kızlar kırk gün kırk gece Allaha dua eder ve "Canımızı al" diye yalvarırlar.. Onların dinlerine olan sadakatları Katerina'yı etkiler. Katerina, Müslüman olmaya karar verir. Artık adı Sarı Sıdıka'dır. Prenses Katerina'nın Müslüman olmasına Konstantin büyük tepki gösterir; iki kız kardeşi mahzene kapattırır. Bir süre sonra, bir gece bulundukları mahzenden nurlu bir ışık yayılır. Mahzenin kapısı açıldığında kızların yan yana yatan cansız bedenleriyle karşılaşırlar. Kralın kızı da Fatıma İle Zeynep'in ayak ucunda ruhunu hakka teslim etmiştir. Çünkü o da" bu kızlara ne yaparsan bende aynısını diliyorum" diye dua etmiştir. Yaptığının büyük bir hata olduğunu anlayan Konstantin korku ve şaşkınlık içerisindedir. Çünkü asırlara meydan okumuş olan oradaki Selvi ağacı kızların ölümüyle birlikte sanki yanmış gibi bir anda kupkuru olmuştur. Konstantin bu kızların naaşını o selvi ağacının yanına defnettirir.


İstanbul'a geliş ve ölüm şekilleriyle ilgili birçok rivayet olsa da bu tarihi kişiliklerin ölümlerinin ardından manastırın bahçesine gömüldükleri söylenir. Aradan yüzyıllar geçer. İstanbul'un fethinden sonra 529 yılın ardından manastırdan camiye çevrilen bu yer ise Halveti tarikatının Sümbüliye kolunun kurucusu olan Sümbül Efendi'nin dergâhının bulunduğu yer olur aynı zamanda. Tarikatının temelleri attığı gibi gönülleri de fetheder bu zat. Gün gelir Sümbül Efendi, keşif yoluyla bulur kabirleri. Rüyasında gördüğü üzere Hz. Peygamber torunları Hz. Fatıma ile Hz. Sakine isimli iki kız kardeş Sümbül Efendi Camii'nin avlusunda mefdundur.
Sarı Sıdıka’nın ince uzun mezarı, Sünbülefendi Camii avlusunda cami ile Zincirli Servi arasında yer alıyor.

Alıntıdır - @erolkaranet - 22.01.2023
Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.