Camiler Müslüman bir insanın olmazsa olmazı olduğu gibi onları mamur etme, iman güzelliği ile doldurma ve Allah'ın evi olarak önceliğimiz olması gereken yerlerden biridir. Camiler Müslümanın şiarıdır, namusudur.
Camilere bakmak, onu mamur etmek emredildiği gibi onu ibadetlerimizle süslemekte farz kılınmıştır.
Bunları her fırsatta duyuyor ve biliyoruz.
Camilere bakmak, onu mamur etmek emredildiği gibi onu ibadetlerimizle süslemekte farz kılınmıştır.
Bunları her fırsatta duyuyor ve biliyoruz.
Ancak, Müslümanlar kirlendiler. Kirlilikleri dışa vurduğu gibi bu kirliliğe göz yuman din görevlileri, dinin temsilcileri de giderek artmaktadır.
İşte ayet..
Camileri mamur eden din görevlileri ve cemaatidir. Kur'ân-ı Kerim'de Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı gereği üzere kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başka kimseden korkmayanlar imâr eder. İşte bunların doğru yolda olup başarıya ulaşacakları umulur" (et-Tevbe, 9/18).
İşte ayet..
Camileri mamur eden din görevlileri ve cemaatidir. Kur'ân-ı Kerim'de Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı gereği üzere kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başka kimseden korkmayanlar imâr eder. İşte bunların doğru yolda olup başarıya ulaşacakları umulur" (et-Tevbe, 9/18).
![]() |
İslam mabetlerini ancak inananların imar edebileceğini bildiren bu ayet maddi ve manevi bir çok yorumla açıklanabilir. Esas olan Allah'ın evi dediğimiz yeri yani huzurun yeri olan ibadethanelerimizi daima kalplerimizden daha temiz tutmalıyız.
Ne var ki bu niyet, sözde dile getirdiğimiz bir düşünce olmaya başladı.Ne yazık ki
Oysa, onca yardım toplanmasına rağmen ya da bazı insanların kendi ve ailesinin geçim kaynağı olan camilerimizi göz ardı eder olduk. Hatta, sık sık yazdığımız gibi birer aile şirketlerine dönen, bazı Allah'tan korkmaz kimselerin rant merkezi olarak gördüğü camilerimize gereken özeni göstermez olduk.
Oysa, onca yardım toplanmasına rağmen ya da bazı insanların kendi ve ailesinin geçim kaynağı olan camilerimizi göz ardı eder olduk. Hatta, sık sık yazdığımız gibi birer aile şirketlerine dönen, bazı Allah'tan korkmaz kimselerin rant merkezi olarak gördüğü camilerimize gereken özeni göstermez olduk.
.jpg)
İşte İstanbul'un göbeğinde olan dağın başında olmayan bir cami..
Bakımsızlık, kendi haline terk edilmişlik caminin duvarlarına yansımaya başlamış.
Sabır taşı çatlar dediğimiz gibi, gereken özenin gösterilmediği bu caminin fayansları patlamaya, çatlamaya başlamış.
Bakımsızlık, kendi haline terk edilmişlik caminin duvarlarına yansımaya başlamış.
Sabır taşı çatlar dediğimiz gibi, gereken özenin gösterilmediği bu caminin fayansları patlamaya, çatlamaya başlamış.
![]() |
.jpg)
![]() |
"Hocam, şu kırıklara bir halı parçası yapıştırsanız çirkinliği örter",
Hoca efendiden cevap.. "Dernekçiye söyle..."
Bu kadar.
Dernekçi camiye yardım toplar, imam müezzin denilen Diyanet'in 653 sayılı kanuna bağlı olarak çalışan memuru kendi ve ailesinin nafakasını buradan sağlar.
Hoca efendiden cevap.. "Dernekçiye söyle..."
Bu kadar.
Dernekçi camiye yardım toplar, imam müezzin denilen Diyanet'in 653 sayılı kanuna bağlı olarak çalışan memuru kendi ve ailesinin nafakasını buradan sağlar.
Yapılması gereken ise, "dernekçiye söyle" ile biter, gider.
![]() |
![]() |
![]() |
Neyse, yazdık dile getirdik..
Arslan yattığı yerden belli olur. Sizin işinize saygınız yoksa kendinize de yoktur.
Çalıştığın mekana, çalıştığın alete, yaşadığın yere bakacaksın ki, hakkını vereceksin ki o yer o alet de sana baksın
Milletin el bağlayıp önünüzde baş eğmesine aldırmayın, kalplerde olanı Allah c.c. biliyor..
Bu kadar...
@erolkaranet - 10.01.2023