Kastamonu Arkeoloji ve Etnografya Müzesi birbirinden farklı yerlerde ancak birbirini tamamlayan iki müzenin tek ortak adıdır. Her ne kadar Kastamonu Müzesi, Kastamonu Arkeoloji Müzesi ve de Kastamonu Arkeoloji ve Etnografya Müzesi olarak ta arasanız yolunuz aynı müzeye çıkacaktır. Biz bu iki müzeyi tek bir müze olarak tanıtmaya çalışacağız.
Kastamonu Arkeoloji Müzesi:
Müze, 1917 tarihinde Milli Mimari akımının kurucusu Mimar Kemaleddin Bey’in planını çizdiği binada hizmet görmektedir. Uzun süredir müze olarak kullanılan bina, bir dönem Gençlik Teşkilatı, Türk Ocağı, CHP binası ve İstiklal Mahkemesi’ne ev sahipliği yaptı. Mimar Kemalettin bey tarafından planları çizilen müze binası o dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti binası (1914-1917) olarak inşa edildi.Atatürk, Kastamonu’ya 1925 yılında yaptığı ziyaret sırasında, “Şapka ve Kıyafet İnkılabı” ile ilgili tarihi söylevini de burada verdi. 1945 yılında müze, depo olarak hizmete başlamış 1951 yılında da resmi açılışı yapılmıştır. 1980 yılında yeni bir onarım geçiren Kastamonu Müzesi, son düzenlemelerin ardından 23 Ağustos 1981 tarihinde yeniden ziyarete açıldı.
Arkeoloji Müzesi’nde Kastamonu, Çankırı ve çevredeki diğer yerlerden toplanan Hitit, Frig, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait çeşitli eserler bulunuyor. Ayrıca Candaroğlu Beyliği ve Osmanlı dönemine ait eserlerle, sayı bakımından ülkenin önde gelen müzelerinden biri olan Arkeoloji Müzesinde 2008 rakamlarıyla 50’bini sikke olmak üzere 51.874 (50.545-1329) eser bulunmaktadır.
Kastamonu Arkeoloji Müzesi:
Müze, 1917 tarihinde Milli Mimari akımının kurucusu Mimar Kemaleddin Bey’in planını çizdiği binada hizmet görmektedir. Uzun süredir müze olarak kullanılan bina, bir dönem Gençlik Teşkilatı, Türk Ocağı, CHP binası ve İstiklal Mahkemesi’ne ev sahipliği yaptı. Mimar Kemalettin bey tarafından planları çizilen müze binası o dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti binası (1914-1917) olarak inşa edildi.Atatürk, Kastamonu’ya 1925 yılında yaptığı ziyaret sırasında, “Şapka ve Kıyafet İnkılabı” ile ilgili tarihi söylevini de burada verdi. 1945 yılında müze, depo olarak hizmete başlamış 1951 yılında da resmi açılışı yapılmıştır. 1980 yılında yeni bir onarım geçiren Kastamonu Müzesi, son düzenlemelerin ardından 23 Ağustos 1981 tarihinde yeniden ziyarete açıldı.
Arkeoloji Müzesi’nde Kastamonu, Çankırı ve çevredeki diğer yerlerden toplanan Hitit, Frig, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait çeşitli eserler bulunuyor. Ayrıca Candaroğlu Beyliği ve Osmanlı dönemine ait eserlerle, sayı bakımından ülkenin önde gelen müzelerinden biri olan Arkeoloji Müzesinde 2008 rakamlarıyla 50’bini sikke olmak üzere 51.874 (50.545-1329) eser bulunmaktadır.
Müze üç ana bölümden oluşmakta.
Birinci bölüm taş eserler seksiyonu adı altında, heykeller, mezar stelleri ve lahitlerin sergilendiği bölümdür. Bu bölümün en ilgi çeken ve önemli eserleri bir tümülüs mezar kazasından bulunan lahit içerisinde eşyalarıyla birlikte sergilenen mezar sahibi bir Satry heykelidir. Yine zemin katta steller salonu olarak adlandırılan holde ise genellikle Roma dönemine ait mezar stelleri ve adak heykelleri sergilenmektedir. Dönemin cenaze geleneklerinin anlatıldığı mezar stellerinin yanı sıra bitkisel motiflerle süslenmiş steller de mevcuttur. Özelikle lahitler salonunda yer alan 1971 yılında Araç İlçesinde Kastamonu Müze Müdürlüğünce gerçekleştirilen kurtarma kazısında çıkan ve buluntuları ile birlikte teşhir edilen lahit, dönemin ölü gömme gelenekleri hakkında bilgi vermektedir.
İkinci bölüm Mustafa Kemal Atatürk ve Şapka İnkılâbı bölümüdür. Arkeoloji Müzesi içerisinde ayrılan Atatürk Salonu’nda, Atatürk’ün Kastamonu ziyaretleri sırasında kullandığı eşyalar, (sıralı bronzlar, gümüş çay takımı, peçete, havlu) ile Atatürk’e ait fotoğraflar sergileniyor.
Üçüncü bölüm ise kronolojik bir sıra ile Kastamonu ve çevresinde ele geçmiş, taş, metal, pişmiş toprak, cam eserleri tarih öncesinden Bizans dönemine kadar sergilemektedir. Bu bölümde birbirinden ilginç ve önemli eserler bulunmaktadır. Bu eserlerden en önemlileri ise Devrekâni Kınık kazılarında bulunmuş olan madeni eserlerdir.
Dini ritüellerde kullanıldığı bilinen bu kaplardan özellikle boğa başlı ryhton denilen kaplar, öte taraftan üzerinde Hitit hiyeroglifi ile yazılmış bilgilerin bulunduğu çanak da çok önemlidir. Bu çanakta hiyeroglifle Taprammi ismi yazılmıştır. Çanağın en özelliği ise üzerindeki betimlemelerde iki yaban hayvanının çiftleşmesi gösterilmektedir. Bu ülkemizden bulunan hiçbir Hitit Dönemi eserinde yer alan bir betim değildir. Eser bu haliyle bile müzeyi başlı başına önemli kılmaktadır. Bu gruptan bir diğer eser de kazılar sırasında bulunan sorguçlu miğfere sahip asker heykelciği ki yine benzer bir eser de hem Türkiye hem de dünya müzelerinde pek yer almaz.
Aynı kazılarda bulunan yine Hitit Dönemi camdan üretilmiş deniz kabuğu da dünya arkeolojisi için nadide örneklerden biri durumundadır. Daha geç dönemlere ait sorguçlu miğferi olan asker heykelciği de çok önemlidir. Bölgede prehistorik dönemden, neolitik, kalkolitik, tunç çağları, demir çağı dönemlerine ait yerleşim izlerine rastlanılmakta ve kültürel olarak da Frig, Hitit, Roma, Bizans dönemi yerleşim izleri bulunmaktadır. Müze ikinci katında yer alan vitrinlerde ise bu dönemlere ait eserler kronolojik olarak sıralanmış şekilde sergilenmektedir. Vitrinlerde özellikle Hitit dönemi eserleri olan bronz kaplar ve rhytonlar ziyaretçilerin dikkatini çekmektedir. Yine bölgede gerçekleştirilen Devrekani-Kınık kazısı, Taşköprü Pompeiopolis Antik Kenti Kazısı ve Cide Türbetepe Tümülüs kazısından ele geçen buluntular vitrinlerde teşhir edilmektedir.
Ayrıca Müze binasına ait bahçede bölgeden çıkan aslan heykelleri, mezar stelleri, lahitler gibi taş eserlerin yanı sıra mimari yapı elemanlarından olan sütunlar, sütun başlıkları, sütun kaideleri ve alınlıklar gibi taş eserler sergilenmektedir.
Kastamonu Müzesi Kastamonu, Zonguldak, Sinop, Samsun, Bolu, Çankırı, illerinide kapsayan “Bölge Müzesi ” haline getirilmiştir.
Birinci bölüm taş eserler seksiyonu adı altında, heykeller, mezar stelleri ve lahitlerin sergilendiği bölümdür. Bu bölümün en ilgi çeken ve önemli eserleri bir tümülüs mezar kazasından bulunan lahit içerisinde eşyalarıyla birlikte sergilenen mezar sahibi bir Satry heykelidir. Yine zemin katta steller salonu olarak adlandırılan holde ise genellikle Roma dönemine ait mezar stelleri ve adak heykelleri sergilenmektedir. Dönemin cenaze geleneklerinin anlatıldığı mezar stellerinin yanı sıra bitkisel motiflerle süslenmiş steller de mevcuttur. Özelikle lahitler salonunda yer alan 1971 yılında Araç İlçesinde Kastamonu Müze Müdürlüğünce gerçekleştirilen kurtarma kazısında çıkan ve buluntuları ile birlikte teşhir edilen lahit, dönemin ölü gömme gelenekleri hakkında bilgi vermektedir.
İkinci bölüm Mustafa Kemal Atatürk ve Şapka İnkılâbı bölümüdür. Arkeoloji Müzesi içerisinde ayrılan Atatürk Salonu’nda, Atatürk’ün Kastamonu ziyaretleri sırasında kullandığı eşyalar, (sıralı bronzlar, gümüş çay takımı, peçete, havlu) ile Atatürk’e ait fotoğraflar sergileniyor.
Üçüncü bölüm ise kronolojik bir sıra ile Kastamonu ve çevresinde ele geçmiş, taş, metal, pişmiş toprak, cam eserleri tarih öncesinden Bizans dönemine kadar sergilemektedir. Bu bölümde birbirinden ilginç ve önemli eserler bulunmaktadır. Bu eserlerden en önemlileri ise Devrekâni Kınık kazılarında bulunmuş olan madeni eserlerdir.
Dini ritüellerde kullanıldığı bilinen bu kaplardan özellikle boğa başlı ryhton denilen kaplar, öte taraftan üzerinde Hitit hiyeroglifi ile yazılmış bilgilerin bulunduğu çanak da çok önemlidir. Bu çanakta hiyeroglifle Taprammi ismi yazılmıştır. Çanağın en özelliği ise üzerindeki betimlemelerde iki yaban hayvanının çiftleşmesi gösterilmektedir. Bu ülkemizden bulunan hiçbir Hitit Dönemi eserinde yer alan bir betim değildir. Eser bu haliyle bile müzeyi başlı başına önemli kılmaktadır. Bu gruptan bir diğer eser de kazılar sırasında bulunan sorguçlu miğfere sahip asker heykelciği ki yine benzer bir eser de hem Türkiye hem de dünya müzelerinde pek yer almaz.
Aynı kazılarda bulunan yine Hitit Dönemi camdan üretilmiş deniz kabuğu da dünya arkeolojisi için nadide örneklerden biri durumundadır. Daha geç dönemlere ait sorguçlu miğferi olan asker heykelciği de çok önemlidir. Bölgede prehistorik dönemden, neolitik, kalkolitik, tunç çağları, demir çağı dönemlerine ait yerleşim izlerine rastlanılmakta ve kültürel olarak da Frig, Hitit, Roma, Bizans dönemi yerleşim izleri bulunmaktadır. Müze ikinci katında yer alan vitrinlerde ise bu dönemlere ait eserler kronolojik olarak sıralanmış şekilde sergilenmektedir. Vitrinlerde özellikle Hitit dönemi eserleri olan bronz kaplar ve rhytonlar ziyaretçilerin dikkatini çekmektedir. Yine bölgede gerçekleştirilen Devrekani-Kınık kazısı, Taşköprü Pompeiopolis Antik Kenti Kazısı ve Cide Türbetepe Tümülüs kazısından ele geçen buluntular vitrinlerde teşhir edilmektedir.
Ayrıca Müze binasına ait bahçede bölgeden çıkan aslan heykelleri, mezar stelleri, lahitler gibi taş eserlerin yanı sıra mimari yapı elemanlarından olan sütunlar, sütun başlıkları, sütun kaideleri ve alınlıklar gibi taş eserler sergilenmektedir.
Kastamonu Müzesi Kastamonu, Zonguldak, Sinop, Samsun, Bolu, Çankırı, illerinide kapsayan “Bölge Müzesi ” haline getirilmiştir.
Kastamonu Etnografya Müzesi:
Etnografya Müzemizde 1997 yılında restorasyonu tamamlandıktan sonra 1887 yılında yapılmış olan Liva Paşa Konağı gibi oldukça seçkin bir mekanda bulunmaktadır. Kastamonu Müzesine 260 metre uzaklıktadır. Liva Paşa Konağı, Kastamonu sivil mimarlık örneklerinin nadir eserlerindendir. Tamamen Kastamonu kent yaşamını ve kültür hayatını yansıtmaktadır. Liva Paşa Konağı 1879-1881 yılları arasında Kastamonu Askerlik Şubesi Başkanı olan Mir Liva Sadık Paşa tarafından konut olarak yaptırılmıştır. Konak, haremlik-selamlık şeklinde ayrılmış birbirine simetrik iki bölümden oluşmakta olup ziyaretçi girişi olarak selamlık tarafı aktif olarak kullanılmaktadır. Toplamda 22 oda, 6 salondan oluşan konakta, zemin kat sergi alanı ve idari birimlerden, 1. kat ve 2. kat ise teşhir alanı olarak kullanılmaktadır.
Etnografya Müzemizde 1997 yılında restorasyonu tamamlandıktan sonra 1887 yılında yapılmış olan Liva Paşa Konağı gibi oldukça seçkin bir mekanda bulunmaktadır. Kastamonu Müzesine 260 metre uzaklıktadır. Liva Paşa Konağı, Kastamonu sivil mimarlık örneklerinin nadir eserlerindendir. Tamamen Kastamonu kent yaşamını ve kültür hayatını yansıtmaktadır. Liva Paşa Konağı 1879-1881 yılları arasında Kastamonu Askerlik Şubesi Başkanı olan Mir Liva Sadık Paşa tarafından konut olarak yaptırılmıştır. Konak, haremlik-selamlık şeklinde ayrılmış birbirine simetrik iki bölümden oluşmakta olup ziyaretçi girişi olarak selamlık tarafı aktif olarak kullanılmaktadır. Toplamda 22 oda, 6 salondan oluşan konakta, zemin kat sergi alanı ve idari birimlerden, 1. kat ve 2. kat ise teşhir alanı olarak kullanılmaktadır.
Kalorifer dairesi olarak kullanılan bodrumuyla birlikte dört katlı olan bu konağın 3 katı aktif olarak kullanılmaktadır. Zemin kat idari büro olarak düzenlenmiştir.
1. katta Kastamonu’nun yakın geçmişine ilişkin fotoğraflara ait sergi ve müze kitaplığı bulunmaktadır.Kastamonu’da var olan ahşap eserler, bakırcılık, urgancılık, semercilik, kunduracılık, sofra bezi baskıcılığı, dokumacılık, koşum takımları gibi el sanatları örnekleri sergilenmektedir.
1. katta Kastamonu’nun yakın geçmişine ilişkin fotoğraflara ait sergi ve müze kitaplığı bulunmaktadır.Kastamonu’da var olan ahşap eserler, bakırcılık, urgancılık, semercilik, kunduracılık, sofra bezi baskıcılığı, dokumacılık, koşum takımları gibi el sanatları örnekleri sergilenmektedir.
2. kat ise Kastamonu’nun binlerce yıllık halk kültürünün ve zanaatlarının sergilendiği alandır.
Bu bölümdeki birbirinden değerli eserlerin içerisinde en değerlisi ise Kasaba Köyü Mahmutbey Cami’ye ait kapının varlığıdır. Bu kapı tek kelimeyle bir sanat şaheseridir ve Kastamonu’nun en değerli eserlerinden biridir.
Müzenin üst katı ise bir Kastamonu konağının yerleşiminin, odaların işlevlerinin mankenlerle canlandırıldığı bölümdür. Bu bölümün önemi de Kastamonu’daki kent kültürünün gösterilmesi, kent soyluluğun burada yerleşik olmasının ifade edilmesidir. Gelen ziyaretçiler bu katta haremlik-selamlık bölümlerini, kıyafetleri ve kullandıkları eşyaları mankenlerle desteklenmiş şekilde görülebilir.
Bu bölümdeki birbirinden değerli eserlerin içerisinde en değerlisi ise Kasaba Köyü Mahmutbey Cami’ye ait kapının varlığıdır. Bu kapı tek kelimeyle bir sanat şaheseridir ve Kastamonu’nun en değerli eserlerinden biridir.
Müzenin üst katı ise bir Kastamonu konağının yerleşiminin, odaların işlevlerinin mankenlerle canlandırıldığı bölümdür. Bu bölümün önemi de Kastamonu’daki kent kültürünün gösterilmesi, kent soyluluğun burada yerleşik olmasının ifade edilmesidir. Gelen ziyaretçiler bu katta haremlik-selamlık bölümlerini, kıyafetleri ve kullandıkları eşyaları mankenlerle desteklenmiş şekilde görülebilir.
Kastamonu Arkeoloji ve Etnografya Müzesine Nasıl Gidilir:
Cumhuriyet Meydanı'na 250 metre uzaklıkta bulunan müzeye yaya bir şekilde ya da dolmuşlarla ulaşım sağlanabilmektedir.
Adres: İsfendiyarbey Mah. Cumhuriyet Cad. No:6 - Kastamonu
Telefon: 0 (366) 214 10 70 Faks: 0 (366) 214 54 56
Cumhuriyet Meydanı'na 250 metre uzaklıkta bulunan müzeye yaya bir şekilde ya da dolmuşlarla ulaşım sağlanabilmektedir.
Adres: İsfendiyarbey Mah. Cumhuriyet Cad. No:6 - Kastamonu
Telefon: 0 (366) 214 10 70 Faks: 0 (366) 214 54 56
E-posta: kastamonumuzesi@ktb.gov.tr
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış): 08:30-17:30
Derleme @erolkaranet - 27.11.2022