Belediye ve mücavir alan sınırları içindeki tüm iş yerlerinde 150’den fazla kadın çalışanı bulunan işveren, çalışanlarının çocukları için emzirme odaları ve kreş açmak zorunda. İşveren kreş yükümlülüğünü yerine getirmez ise çalışan açısından iş akdini haklı fesih sebebi ortaya çıkar. Bu gerekçeyle istifa eden çalışan kıdem tazminatını da alır. Çalışanların bu hakkını kullanırken önce ihtar çekmesi gerekir. İhtar çekmeden doğrudan iş akdini fesheden çalışan mağdur olabilir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 30. Maddesine dayanılarak hazırlanan ve 14.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 25522 sayılı Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik’in 15.maddesine göre, işverenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tüm işyerlerinde, yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, toplam 150’den çok kadın çalışanı olması halinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması, bakımı ve emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın belirli şartları taşıyan bir yurdun kurulması zorunludur.
Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 150 den çok kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması ve bakılması, emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın bir yurdun kurulması zorunludur. Yurt açma yükümlülüğünde olan işverenler yurt içinde anaokulu da açmak zorundadırlar. Yurt, işyerine 250 metreden daha uzaksa işveren taşıt sağlamakla yükümlüdür.
İşverenler, ortaklaşa oda ve yurt kurabilecekleri gibi, oda ve yurt açma yükümlülüğünü, bu Yönetmelikte öngörülen nitelikleri taşıyan yurtlarla yapacakları anlaşmalarla da yerine getirebilirler.
Oda ve yurt açma yükümlülüğünün belirlenmesinde, işverenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tüm işyerlerindeki kadın işçilerin toplam sayısı dikkate alınır.”
İş sağlığı ve güvenliği faaliyetleri ile buna dayalı çıkartılan yönetmelikteki düzenlemelere uymak işverenin yükümlülükleri arasında olup buna aykırı davranışlarda bulunulması durumunda işçiye haklı nedenle iş sözleşmesini fesih imkanı tanımaktadır. İş akdini haklı nedenle fesih eden işçi bu durumda kıdem ve ihbar tazminatı haklarını talep etme imkanına sahip olmakla birlikte doğan diğer işçilik haklarını işverenden talep edebilecektir.
Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 150 den çok kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması ve bakılması, emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın bir yurdun kurulması zorunludur. Yurt açma yükümlülüğünde olan işverenler yurt içinde anaokulu da açmak zorundadırlar. Yurt, işyerine 250 metreden daha uzaksa işveren taşıt sağlamakla yükümlüdür.
İşverenler, ortaklaşa oda ve yurt kurabilecekleri gibi, oda ve yurt açma yükümlülüğünü, bu Yönetmelikte öngörülen nitelikleri taşıyan yurtlarla yapacakları anlaşmalarla da yerine getirebilirler.
Oda ve yurt açma yükümlülüğünün belirlenmesinde, işverenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tüm işyerlerindeki kadın işçilerin toplam sayısı dikkate alınır.”
İş sağlığı ve güvenliği faaliyetleri ile buna dayalı çıkartılan yönetmelikteki düzenlemelere uymak işverenin yükümlülükleri arasında olup buna aykırı davranışlarda bulunulması durumunda işçiye haklı nedenle iş sözleşmesini fesih imkanı tanımaktadır. İş akdini haklı nedenle fesih eden işçi bu durumda kıdem ve ihbar tazminatı haklarını talep etme imkanına sahip olmakla birlikte doğan diğer işçilik haklarını işverenden talep edebilecektir.
Yargıtay, 0-6 yaşında çocuğu bulunduğu halde işyerinde kreş yoksa veya işveren bu yükümlülüğünü diğer yollarla yerine getirmiyorsa, bu gerekçeyle iş akdini fesheden kadın çalışanları haklı buluyor. Yargıtay, 4857 sayılı İş Kanunu’nun işçinin haklı fesih hallerini düzenleyen 24. maddesinin II numaralı bendinin (f) alt bendinde yer alan “yahut çalışma şartları uygulanmazsa” şeklindeki ifadenin, kreş zorunluluğu gibi çalışma koşullarını da kapsadığına dikkat çekiyor.
Bu konuda Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/5175 E. 2016/19971 K. sayılı ve 14.11.2016 tarihli kararında; “ 4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinde işçinin haklı fesih halleri düzenlenirken (II) bendinin (f) alt bendinde son cümle olarak “yahut çalışma şartları uygulanmazsa” şeklinde ifadeye yer verilerek, çalışma koşullarının uygulanmaması durumu işçinin haklı fesih nedenleri arasında yerini almıştır.
Bu konuda Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/5175 E. 2016/19971 K. sayılı ve 14.11.2016 tarihli kararında; “ 4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinde işçinin haklı fesih halleri düzenlenirken (II) bendinin (f) alt bendinde son cümle olarak “yahut çalışma şartları uygulanmazsa” şeklinde ifadeye yer verilerek, çalışma koşullarının uygulanmaması durumu işçinin haklı fesih nedenleri arasında yerini almıştır.
9.Hukuk Dairesi
2015/5175 E. , 2016/19971 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ:İŞ MAHKEMESİ
DAVA:
Davacı, kıdem tazminatı ile ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY KARARI
A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, Şubat 2006, Ağustos 2012 tarihleri arasında davalı işyerinde bireysel bankacılık merkezinde bireysel pazarlamacı olarak çalıştığını, davacı gebelik ve doğum izni nedeniyle, Ekim 2011 tarihinden Temmuz 2012 sonuna kadar ücretli ve ücretsiz izin kullandığını ve izninin 31.07.2012 tarihinde sona erdiğini, davalı şirkette binleri aşan çalışanı bulunmasına rağmen kreş ve bakım evinin bulunmadığını, ayrıca yapmış olduğu iş nedeniyle astım hastalığına yakalandığını bu durumu üstlerine bildirerek görev yeri değişikliği yapılmasını talep ettiğini, ancak bir değişiklik yapılmadığını, davacı davalı işverene ihtarname ile kreş temin etme yükümlülüğünü hatırlatarak aksi halde iş akdini feshedeceğini ihbar ettiğini, davalı bankanın davacının ihtarnamesinde belirttiği sebepleri kabul etmeyerek istifa sayıp davacıyı işten çıkardığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı alacağını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının bankaya ulaşmış, fesihten vazgeçtiği yönünde beyanı söz konusu olmadığını, tam aksine iş ilişkisini sona erdirdiğine dair yazılı İnsan Kaynakları Müdürlüğü’ne hitaben yazılmış beyanı olduğunu, davacının yaptığı iş dolayısıyla astım hastalığına yakalandığı ve bu nedenle departman değiştirilmesini talep ettiğine dair talebinin olmadığını, davacının yapmakta olduğu işin, astım hastalığına neden olmayacağını, davacının iş akdinin istifa nedeniyle sona erdiğinin kabul edileceği ihtar olduğundan, iş akdinin haklı sebeple feshedilmiş sayılmasının mümkün bulunmadığı ve davacının bu kapsamda kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, davacının kreş temininin gerçekleştirilmemesi halinde 01/08/2012 tarihinde haklı nedenle feshedeceğini bildirmesi, bu nedeninin 4857 sayılı Kanunun 24.maddesi kapsamında olmaması nedeniyle istifa olarak kabul edileceği, davacının bu fesih iradesinden vazgeçtiğine ve işe başladığına dair bir olgu da mevcut olamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe: 4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinde işçinin haklı fesih halleri düzenlenirken (II) bendinin (f) alt bendinde son cümle olarak “yahut çalışma şartları uygulanmazsa” şeklinde ifadeye yer verilerek, çalışma koşullarının uygulanmaması durumu işçinin haklı fesih nedenleri arasında yerini almıştır. Anayasa, yasa, tüzük ve yönetmelikler, bireysel ya da toplu iş sözleşmeleri, işyeri personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklarla, işyeri uygulamalarının çalışma yaşamına etkileri sonucu her bir iş ilişkisinde çalışma koşulları meydana gelir.
14.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 25522 sayılı Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik’in 15.maddesine göre, işverenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tüm işyerlerinde, yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, toplam 150’den çok kadın çalışanı olması halinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması, bakımı ve emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın belirli şartları taşıyan bir yurdun kurulması zorunludur.
Somut uyuşmazlıkta, davacı doğumdan sonra işe başlamadan önce gönderdiği ihtarname ile davalı işverene bu yükümlülüğünün gereği işyerinde kreş açılması gerektiği aksi takdirde iş sözleşmesini feshedeceği ihtarında bulunmuş, davalı işveren ise böyle bir yükümlülüğün bulunmadığını, davacının ihtarnamesinin istifa beyanı olarak kabul edileceğini bildirmiştir. Davacının izninin bittiği ve işe başlaması gereken 01/08/2012 tarihinde işe başlamak istediği, işverenin davacıyı istifa ettiği gerekçesiyle işe başlatmadığı davacı tanığının ifadesinden anlaşılmaktadır.
Yönetmelikteki düzenleme gereği işverenin kreş açma zorunluluğu bulunmakta olup, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen işveren karşısında işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle fesih hakkı bulunmaktadır. Ancak, davacı 01/08/2012 tarihinde işe gelerek çalışma isteğini ve iş sözleşmesini feshetme iradesinin bulunmadığını göstermiş, işveren tarafından davacının çalışmasına izin verilmemiş olup, bu nedenle davalı işverenin iş sözleşmesini feshettiğinin kabul edilmesi gerekir. Davalı haklı sebeple iş sözleşmesini feshettiğini ispat edemediğinden Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu taleplerin yazılı gerekçeyle reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
******
9. Hukuk Dairesi 2016/23540 E. , 2020/11329 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı - karşı davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-Karşı Davalı İsteminin Özeti:
Davacı-karşı davalı vekili, davalının 24.01.2007 – 10.12.2013 tarihleri arasında müflis şirkete ait işyerinde çalıştığını ve ihbar öneli vermeksizin istifa ederek işten ayrıldığı ileri sürülerek ihbar tazminatının davalı karşı davacıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı-Karşı Davacı Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin 25.01.2013 tarihinde doğum iznine ayrılıp 15.03.2013 tarihinde doğum yaptığını, doğum izni ile 21 günlük senelik izninin dolması üzerine 10.12.2013 tarihinde işverenin yanına gittiğini, çalışmak istediğini ancak çocuğu bakıma muhtaç olduğundan bölümünün değiştirilmesini ve kreş ve emzirme odası gibi isteklerde bulunduğunu ancak uygun görülmeyerek istifa etmesinin istendiğini, bilgisizliği ve tecrübesizliğinden faydalanılarak istifaya zorlandığını ve istifa dilekçesi imzalattırıldığını beyanla asıl davanın reddini talep etmiş, karşı dava olarak ödenmeyen bir kısım ücret alacakları ve asıl davaya karşı verdiği cevap dilekçesindeki hususlar nedeni ile iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile fazla mesai ve ikramiye alacaklarının tahsilini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, iş akdinin ikramiyenin ödenmemesi nedeni ile işçi tarafından haklı nedenle sona erdirildiği, bu itibarla davalı karşı davacının kıdem tazminatına hak kazanacağı, iş akdinin haklı nedenle davalı karşı davacı işçi tarafından feshedilmiş olması nedeni ile davacı işverenin ihbar tazminatı talep koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacı-karşı davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davalı-karşı davacının iş akdinin feshi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Somut olayda, davalı-karşı davacı karşı dava dilekçesinde yeni doğum yaptığından ve çocuğunun bakıma muhtaç olduğundan işverenden bir takım isteklerde bulunduğunu ancak işverenin kendisini istifaya zorladığını ve ödenmeyen ücret alacakları bulunduğundan iş akdini haklı nedenlerle feshettiğini iddia etmiş ise de; dosya içerisinde bulunan içeriğine ve imzaya karşı herhangi bir itiraz bulunmayan 11.12.2013 tarihli el yazılı istifa dilekçesinde “özel nedenler ile” iş sözleşmesini feshetmiş olduğundan, davalı işçinin fesih gerekçesi ile bağlı olduğu gözetilerek haklı sebebi kanıtlaması gerekmektedir. Fesih bildiriminde belirtilen “ özel neden ” ibaresinin eksik ya da hiç ödenmeyen işçilik alacaklarını durumunu kapsadığı düşünülemez. Diğer taraftan, istifa dilekçesinin iradesi fesada uğratılarak düzenlendiği, zorla imzalatıldığı da ispatlanamamıştır. Hal böyle olunca, açık fesih gerekçesi karşısında, mahkeme kararında ifade edilen ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğu gerekçesiyle feshin haklı olduğu kabul edilemez. Bu bakımından hatalı gerekçeyle asıl davanın kabulü yerine reddi, karşı dava yönünden ise kıdem tazminatı talebinin reddi yerine kabulü bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sonuç Olarak
Gerek yönetmelikten gerekse Yargıtay Kararından anlaşılacağı üzere;
- Medeni durumuna bakılmaksızın çalışan kadın işçi sayısının 100 ile 150 arasında olan işyerlerinde emzirme odası düzenlenmesi zorunludur
- Medeni durumuna bakılmaksızın çalışan kadın sayısının 150’den fazla olması durumunda kreş açılması zorunludur.
- Emzirme odası yada kreş bulunmayan işyerlerinde çalışan kadın işçi haklı nedenle iş akdini feshedebilir.
- İş akdinin feshedilmesi sonucu kıdem tazminatı alınabilir.