Kira düzenlemesi ile getirilen yüzde 25 zam sınırı her ne kadar kiracılar kısmen memnun etse de, çok sayıda ev sahiplerinin bu durumdan hoşnut olmadığı haber manşetlerine yansımaya başladı. Konut kiralarına getirilen bu sabit oran enflasyon oranında %80'lere varan reel artışla kiraların kuşa dönmesine neden olurken, bundan rahatsız olan ev sahipleri soluğu mahkemede almaya başladı. Ne var ki, mahkemelerin 2023 ortalarına uzanan sürelere verdiği duruşma günleri ve sonrasında olabilecek uzatmalarla uğraşmak istemeyenler de karşılıklı (şiddete varan) anlaşma yoluna gitmeye başladı.
İşte son günlerde ana haber kanallarının ilk olarak duyurduğu haberler arasında yer alan olaylardan bir kaçı.."Ev sahibi ile kiracı arasında tornavidalı kavga"
"Ev sahibi ile kiracı arasında fiyat artışı kavgası"
"Kiracı, kavga ettiği ev sahibini silahla öldürdü"
"Ev sahibi ile kavga eden kiracı, müdahale eden polisi öldürüp"
"Ev sahipleri ile kiracılar arasındaki kavga büyüyor"
"Ev sahibi- kiracı arasında 'yangın' kavgası"
"Ev sahibi ile kiracı kavga etti! Ortalık savaş alanına döndü"
"Kiracı ile ev sahibinin fatura kavgası kanlı bitti!"
"Kiracı, kavga ettiği ev sahibini silahla öldürdü "
"Savaş alanı değil ev sahibi kiracı kavgası"
"Kiracı evden çık diyen ev sahibini öldürdü"
"Ev sahibine kızan kiracı evi ateşe verdi"
Bu olayların özeti ise, ev sahiplerinin sıkça söylemeye başladığı "Malımızla düşman edindik, Huzur haram oldu" sözü..
Tüm bunların üstüne sadece reyting kazanmak ya da popüler avukat olduklarını göstermek veyahut reklam olsun diye medyada, görsel basında boy gösteren kiracı ev sahibi ilişkilerini kızıştıran açıklamalar yapanlar... Siyasetçilerin olur olmaz çıkışları da bu ateşi körüklemeye yetipte artırmaktadır.
Son olarak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un yaptığı son açıklamada , "mağdur kiracılar için belediyelerin ücretsiz avukat desteği vereceğini" duyurması... Adeta ev sahiplerinin yapayalnız bırakılıp çaresiz bırakılmasını sağlamak amacı edinilmiş gibi..
Tüm bunların üstüne sadece reyting kazanmak ya da popüler avukat olduklarını göstermek veyahut reklam olsun diye medyada, görsel basında boy gösteren kiracı ev sahibi ilişkilerini kızıştıran açıklamalar yapanlar... Siyasetçilerin olur olmaz çıkışları da bu ateşi körüklemeye yetipte artırmaktadır.
Son olarak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un yaptığı son açıklamada , "mağdur kiracılar için belediyelerin ücretsiz avukat desteği vereceğini" duyurması... Adeta ev sahiplerinin yapayalnız bırakılıp çaresiz bırakılmasını sağlamak amacı edinilmiş gibi..
Bir de olaya hazırlıksız yakalanan Belediyeler de ne yapacağını şaşırdı.
Bünyelerindeki avukatları vatandaşa destek olarak nasıl vereceklerini bilmeyen belediyeler bu kez vatandaşı barolara yönlendirmek zorunda kalıyor. Barolar da, mahkeme olmadan ve şartları elvermediği için de olur olmaz herşeyden şikayetçi .olan, çoğu piyasa rayicinin altında oturan kiracılarla uğraşmak zorunda kalıyor.
Bu arada, kiracılara avukat bulan hükümet nedense bu çözümü mağdur olan evsahipleri için getirmiyor.
Görünen o ki evsahipleri ( kira ile geçinen zamanında bir daire fazla yapmış olanlar bile unutuluyor) onlara göre zalimin ta kendisi. Bu nedenle kiracıya avukat desteğiyle evsahibi ile mücadele etmesi gerektiği kolaylığı getiriliyor.
Bu arada, kiracılara avukat bulan hükümet nedense bu çözümü mağdur olan evsahipleri için getirmiyor.
Görünen o ki evsahipleri ( kira ile geçinen zamanında bir daire fazla yapmış olanlar bile unutuluyor) onlara göre zalimin ta kendisi. Bu nedenle kiracıya avukat desteğiyle evsahibi ile mücadele etmesi gerektiği kolaylığı getiriliyor.
Sözde mağdur olan ya da olacak kiracılar için hükumet tarafından her fırsatta "Haklarınızı korumak için, Kiralarda mağdur olmamanız için harekete geçtik" şeklinde yapılan açıklamalarla evsahipleri karşısında adeta önü alınamaz bir canavar oluşturulduğunu kimse görmezlikten gelemez. Kiracıların ev sahipleri karşısında şımartıldığını kimse nedense fark etmek istemiyor. Zira, bu vatanın öz evlatları olan ev sahibi ve kiracıları biribirne düşürecek şekilde hakkaniyetle alınmayan kararlar yüzünden herkesin birbirine düşman olacağı ve olduğu da aşikardır.
Ev sahiplerini sürekli olarak acımazsız, anlayışsız, izansız, zalim, fırsatçı, çıkarcı, kiracısından zengin, az kira alsa da krallar gibi yaşayabilecek durumda olan biri gibi göstererek yediden yetmişe herkesin önünde adeta düşman gibi göstermeye çalışan başta siyasetçiler olmak üzere ev sahipleri ve kiracılar üzerinden rant sağlayan sözde emlakçıların açıklamaları insanları birbirine kırdırmaktan başka bir işe yaramamaktadır.
Bu kararları alanlara göre, Kiracı masum ve mazlumdur. Ev sahiplerinden yoksuldur. Çok zor geçinir. Hep ezilmektedir. Kiracıları korumak gerekir gibi abes düşünceler topluma zarar vermektedir.
Bu kararları alanlara göre, Kiracı masum ve mazlumdur. Ev sahiplerinden yoksuldur. Çok zor geçinir. Hep ezilmektedir. Kiracıları korumak gerekir gibi abes düşünceler topluma zarar vermektedir.
Yıllarca Anayasa ve Borçları Kanunu doğrultusunda ticari serbestilik düşüncesiyle serbestçe yapılan kira zamlarına 2012 de sınır getirildi. Kira artışları Borçlar Kanunu’nun 344. maddesine göre yapılıyordu. 01.07.2012 tarihinden itibaren,“konut kiralamalarında”yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak artış; bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki (ÜFE), artış oranını geçmeyecek şekilde belirleniyor Kanuna göre, sözleşmede farklı bir hüküm belirlenmemişse, konut kiraları Yİ-ÜFE’ye göre artırılıyor. Kiracı ve mülk sahibi farklı oranlarda kira belirleyebiliyorlar ancak yapılacak artış tutarı Yİ-ÜFE’yi aşamıyordu. Ancak, bir zaman TÜfe oranı altında yürüyen ÜFE giderek artınca bu kez hükümet geri adım atıyor ve bu kararını daha sonra değiştiriyor.
Bir gece gece yarısı değişikliğiyle kira artışı 12 aylık ortalama TÜFE’ye bağlanıyor. Bir gün geliyor ve Yargıtay, son 12 ayın yıllık TÜFE oranlarının ortalaması alınmak suretiyle kira artış oranının belirlenmesi gerektiğine hükmediyor ardından ve ardından TBMM 17 Ocak 2019 tarihinde Türk Borçlar Kanunu’nda yapılan değişiklikle de TÜFE oranı üzerinden kiralara zammı sınırlıyor.
Tüm bu değişikliklere itiraz etmeden mümkün olduğunca riyate eden ev sahipleri yine de itirazlarla karşılaşıyordu. Bugünkü kadar olmasa da zaman zaman yapılan kavgalar önemsiz idi. .Kira davaları açılıyor TÜFE oranında zam yapan ev sahipleri haklı oluyordu. Çünkü yasa vardı.
Ancak.. 2022 ikinci ayı ile birlikte zıplayan enflasyon, piyasaların önü alınamaz ve halen alınamayan fiyat artışları, doğalgaz, elektrik, su, petrol, döviz vs ye yetişemez olunuyor. TÜFE %40 ları aşan oranda açıklandığı günlerde hükümet yeni bir kararla kira artış oranına bir sınır daha getiriliyor.
Tüm bu değişikliklere itiraz etmeden mümkün olduğunca riyate eden ev sahipleri yine de itirazlarla karşılaşıyordu. Bugünkü kadar olmasa da zaman zaman yapılan kavgalar önemsiz idi. .Kira davaları açılıyor TÜFE oranında zam yapan ev sahipleri haklı oluyordu. Çünkü yasa vardı.
Ancak.. 2022 ikinci ayı ile birlikte zıplayan enflasyon, piyasaların önü alınamaz ve halen alınamayan fiyat artışları, doğalgaz, elektrik, su, petrol, döviz vs ye yetişemez olunuyor. TÜFE %40 ları aşan oranda açıklandığı günlerde hükümet yeni bir kararla kira artış oranına bir sınır daha getiriliyor.
Buna göre, 11 Haziran 2022 ile 1 Temmuz 2023 tarihleri arasında yenilenen sözleşmelerde kira artışlarına yüzde 25 sınırı getiriliyor.
Dananın kuyruğu burada kopuyor.
Piyasa karşısında kuşa dönen kiralar yüzünden bazı ev sahipleri, kiracılardan kanunla getirilen sınırlamanın çok üzerinde kira talebinde bulunuyor. Bakan Kurum bir açıklama yapıyor ve kiracıyla ev sahibini şiddet ortamına sürecek yeni bir söylemde bulunuyor. "Talepleri reddedin"
Dananın kuyruğu burada kopuyor.
Piyasa karşısında kuşa dönen kiralar yüzünden bazı ev sahipleri, kiracılardan kanunla getirilen sınırlamanın çok üzerinde kira talebinde bulunuyor. Bakan Kurum bir açıklama yapıyor ve kiracıyla ev sahibini şiddet ortamına sürecek yeni bir söylemde bulunuyor. "Talepleri reddedin"
Oysa bu millet, yıllar yılı mahkemelerin "O halde, mahkemece keşif yapılarak," diye başlayan ve "rayiç veya emsal değere göre artırılmak suretiyle tespit edilmelidir" şeklinde sonlandırılan o sözler de arar oldu.
Ev sahipleri ekonomiyi bozan unsur değil. Bu bir gerçektir. Ancak gelirine sınır getirilen ve düşman gibi gösterilen nedense o oluyor.
Unutulmasın ki, arsası, bağı bahçesi, köyü arazisi olan ancak şehirde kiracı gibi yaşayan geliri evsahibi gelirinden çok daha yüksek kiracılar var. Ev almama gerekçeleri genellikle gayrimenkule sermaye bağlamayı istememeleri. Sürekli tayin çıkar diye belli bir şehirde konut almayan memurlar, kiracılığı çok seven sürekli yeni evlerde oturmayı zevk edinen kiracılar asla unutulmamalıdır.
Unutulmasın ki, arsası, bağı bahçesi, köyü arazisi olan ancak şehirde kiracı gibi yaşayan geliri evsahibi gelirinden çok daha yüksek kiracılar var. Ev almama gerekçeleri genellikle gayrimenkule sermaye bağlamayı istememeleri. Sürekli tayin çıkar diye belli bir şehirde konut almayan memurlar, kiracılığı çok seven sürekli yeni evlerde oturmayı zevk edinen kiracılar asla unutulmamalıdır.
Çıkarken arkalarında bir yıllık kiraya denk gelecek şekilde masrafı ev sahibinin üzerine yıkan, ödenmeyen kiraları, aidatları, taahhüt ettikleri gibi evi boyayarak teslim etmeyi düşünneden giden, evin batarya, avize, panel kapı vsleri söküp götüren kiracıların bıraktıkları enkazları yenileyen ev sahiplerinin mağduriyetleri ne olacak. Binadan her çeşit terbiyesizliği ve rahatsızlığı yaptıktan sonra üstüne üstlük "ödemiyorum, canımı mı alacaksın"" diyen arsızları da dikkate almanız gerekmez mi ?
Adil devlet anlayışı neyi gerektiriyorsa o yapılmalı ve evsahibi ve kiracı arasında sulhu gerektirecek, kantarın topuzunu kaçırmayacak kararlar alınmalı. Kiracı da evsahibi de haddini bilecek kararlar alarak geçinmek zorunda kalmasını bilecek. İnsanların kendi malını başkalarıyla paylaşması ona zulüm yapılır anlamına gelmemelidir.
@erolkaranet