Esirgeyen,Bağışlayan ve komşuluk üzerine biz kullarına iyilik yapmamız için emir veren Allahu Teala'nın adıyla bugünkü vaazıma başlamak istiyorum.
Aziz Müslümanlar...
Allahu Teala Kuran-ı Kerim'de, Resullullah aleyhisselam'da bir çok hadisi şeriflerinde biz insanlara, inananlara, iman etmiş Müslümanlara komşu ve komşuluk üzerine kesin emirler vermişlerdir.
Kuran-ı Kerim'deki Nisa süresinin 34. ayetinde Allahu Teala, “Allah’a ibadet edin. O’na hiçbir şeyi eş ve ortak tutmayın. Anaya-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, sağ ellerinin sahip olduğu kimselere (kölelerinize, yardımcılarınıza, işçilerinize, hizmetçilerinize ) iyilik edin. Allah (C.C.) kendini beğenen ve daima böbürlenen kimseyi sevmez.” diye bizleri kesin bir dille uyarmaktadır.
Yani, önce Allah'a kul olacaksınız, sonra annenize, ardından babanıza, yakın akrabanıza, yetimlere, yoksullara, komşuya diye sayarak kimlere sırayla iyilik içinde olmamız gerektiğini bildirmiştir.
Okuduğum ayetteki sıraya dikkat edin. Ne diyor Cenabı Allah, komşuları özellikle zikretmiş ve haklarına riâyet edilmesini emretmiştir.
Bu bildirim emirdir. Bu bildirim her Müslümanın uymakla yükümlü olduğu insani ilişkileri emreder. Yapmak farzdır.
Hazır bunu demişken, Resullulah aleyhisselamın üzerinde çok düşünmemiz, hatta her cümlesinde, iliklerimize kadar titrememiz gereken şu sözlerini de hatırlatmak isterim.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) Ebu Hureyre (R.A.)’den rivayet edilen bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:
“-Vallâhi mü’min değildir, vallâhi mü’min değildir, vallâhi mü’min değildir.”
- Kim Ya Rasulallah? diye sorduklarında, Peygamberimiz şöyle buyurdu:
- Komşusu, belalarından emin olmayan kimse (mü’min değildir).”[Buhari, Edep, 29 (VIII.12).]
Allahu Teala Kuran-ı Kerim'de, Resullullah aleyhisselam'da bir çok hadisi şeriflerinde biz insanlara, inananlara, iman etmiş Müslümanlara komşu ve komşuluk üzerine kesin emirler vermişlerdir.
Kuran-ı Kerim'deki Nisa süresinin 34. ayetinde Allahu Teala, “Allah’a ibadet edin. O’na hiçbir şeyi eş ve ortak tutmayın. Anaya-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, sağ ellerinin sahip olduğu kimselere (kölelerinize, yardımcılarınıza, işçilerinize, hizmetçilerinize ) iyilik edin. Allah (C.C.) kendini beğenen ve daima böbürlenen kimseyi sevmez.” diye bizleri kesin bir dille uyarmaktadır.
Yani, önce Allah'a kul olacaksınız, sonra annenize, ardından babanıza, yakın akrabanıza, yetimlere, yoksullara, komşuya diye sayarak kimlere sırayla iyilik içinde olmamız gerektiğini bildirmiştir.
Okuduğum ayetteki sıraya dikkat edin. Ne diyor Cenabı Allah, komşuları özellikle zikretmiş ve haklarına riâyet edilmesini emretmiştir.
Bu bildirim emirdir. Bu bildirim her Müslümanın uymakla yükümlü olduğu insani ilişkileri emreder. Yapmak farzdır.
Hazır bunu demişken, Resullulah aleyhisselamın üzerinde çok düşünmemiz, hatta her cümlesinde, iliklerimize kadar titrememiz gereken şu sözlerini de hatırlatmak isterim.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) Ebu Hureyre (R.A.)’den rivayet edilen bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:
“-Vallâhi mü’min değildir, vallâhi mü’min değildir, vallâhi mü’min değildir.”
- Kim Ya Rasulallah? diye sorduklarında, Peygamberimiz şöyle buyurdu:
- Komşusu, belalarından emin olmayan kimse (mü’min değildir).”[Buhari, Edep, 29 (VIII.12).]
Günümüz insanları içerisinde tahammül sınırlarımız o kadar tartışılır hale geldi ki, bırakın komşuya tahammülü, akrabaya, kardeşe, eşe, çocuklarımıza, anne babaya tahammül edemeyecek duruma geldik.
Hemen hemen herkes patlamaya hazır bomba gibi, saldırgan, agresif oldu. Neden böyle olduk demiyorum. Bu konuya da girmiyorum.
Bugünkü sohbetimiz komşuluk üzerine, konuyu dağıtmadan sizlere ifade etmeye çalışacağım.
Üzerimizde komşu hakkı olanları Resullulah aleyhisselam üç sınıfta bize anlatmıştır.
Hen Müslüman, hem akraba ve hemde komşu olanın üzerimizde üç hakkı, hem komşu hem Müslüman olanın iki hakkı, akraba ya da Müslüman olmayanın da üzerimizde bir hakkı vardır.
Ne olursa olsun, komşunun komşu üzerinde mutlak surette hakkı vardır. Öyle ki, "Cebrail, bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, onu mirasçı kılacak sandım.” (Buhârî, Edeb, 28; VII, 78.) diyen Resullulah aleyhisselamın bu sözü hakkın ne denli büyük olduğunu anlatmış olmasın.
Pişirdiğin çorbada dahi komşunun hakkını gözet diye buyuran Resullullah'ın bu sözü, yokluk yaşasan dahi komşunu gözet anlamı çıkmaktadır.
Hen Müslüman, hem akraba ve hemde komşu olanın üzerimizde üç hakkı, hem komşu hem Müslüman olanın iki hakkı, akraba ya da Müslüman olmayanın da üzerimizde bir hakkı vardır.
Ne olursa olsun, komşunun komşu üzerinde mutlak surette hakkı vardır. Öyle ki, "Cebrail, bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, onu mirasçı kılacak sandım.” (Buhârî, Edeb, 28; VII, 78.) diyen Resullulah aleyhisselamın bu sözü hakkın ne denli büyük olduğunu anlatmış olmasın.
Pişirdiğin çorbada dahi komşunun hakkını gözet diye buyuran Resullullah'ın bu sözü, yokluk yaşasan dahi komşunu gözet anlamı çıkmaktadır.
“Komşusu açken tok yatan kimse mü’min değildir.” (Hâkim, II, 15; Heysemî, VIII, 167) ve Müslim’in naklettiği bir rivayette “Komşusu, zararından emin olmayan kimse cennete giremez.”[Müslim, İman, 73.] hadisi şeriflerine gelince de cennete gitmenin yolunu kolaylaştıran bir unsurun da komşuya iyi davranma gerektiği bilinmelidir.
Bir insan, bir Müslümana komşusunun rızasını almışsa cennete gitmesi daha kolaydır. Aksi halde..
Kıymetli Müslümanlar
Buraya dikkat edelim, komşusuna zulüm edenin cennete gitmeyeceğine dair Resullulah'ın sözü vardır.
Buraya dikkat edelim, komşusuna zulüm edenin cennete gitmeyeceğine dair Resullulah'ın sözü vardır.
Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- komşu haklarını şöyle açıklar:
“Bir kişi, ehline ve malına gelecek kötülükten korktuğu için kapısını komşusuna kapalı tutmak zorunda kalıyorsa, o komşu, gerçek mü’min değildir. Aynı şekilde şerrinden emîn olunmayan komşu da gerçek mü’min değildir."
Bu arada, komşunun penceresini gözetlemek, kapısına bakmak, karısına,kızına yan gözle bakmak, hatta ve hatta komşunun karısı ya da kocasıyla zina etmek Müslümana haram kılınmıştır. Şöyle ki, Allah katında en büyük günahın ne olduğunu soran Abdullah b. Mes’ûd’a Hz. Peygamber, yaratan ve yaşatanın Yüce Allah olduğu hâlde O’na şirk koşmanın, fakirlik endişesiyle çocuğunun canına kıymanın ve komşunun karısıyla zina etmenin en büyük günahlar olduğunu söylemiştir.[ Müslim, Îmân, 141]
Aziz Müminler.
Bunca sözden sonra içimizde olmaz ya, komşusuna ister istemez kötülük yaptığını düşünen olabilir. Ne yapmalıdır deyince. Önce nasuh bir tevbe yapıp, bir daha komşusuna kötülük yapmamaya Allahın huzurunda yemin ederek söz vermelidir. Daha sonra komşusuyla helalleşmek gerekir. Ve bundan sonra ise, Komşuma nasıl iyi olabilirim, derseniz.
- Senden yardım dilediğinde yardım etmen, borç istediğinde vermen,
- Muhtaç olduğunda ihtiyacını görmen,
- Hastalandığında ziyâret etmen,
- Bir hayra kavuştuğunda tebrik etmen,
- Musîbete uğradığında tâziyede bulunman,
- Öldüğünde cenâzesine katılman,
- İzni olmadıkça binânı onun binâsından daha yüksek yapıp rüzgârına mânî olmaman,
- Bir meyve satın aldığında ona da hediye et,
- Eğer bunu yapamazsan meyveyi evine (komşuna göstermeden) gizlice getir.
- Onu çocuğun da dışarı götürüp, komşunun çocuğunu özendirmesin.” (Beyhakî, Şuab, VII, 83; Kurtubî, V, 120-123)
Ve Resullulah aleyhisselamın şu hadisi şerifine de dikkat etmenizi isteyeceğim.
"Hangi mahallede bir kişi aç kalırsa, o mahalle Allah'ın korumasından düşer."[Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/33.]
buyurmuştur. İbn Hazm da aynı delilleri değerlendirerek "bir beldede bir kişi açlıktan ölecek olursa, o belde halkının tümü ölenin katili sayılır ve ölenin diyeti onlardan tahsil edilir.[Seyyid Kutup, İslamiyyeti'l-İslam, s.221] ifadelerini kullanmıştır.
Ve unutmayın ki,
- Zengin komşuya, komşularını aç bırakması haramdır.
- Onların açlıklarını giderecek kadar yedirmek ve çıplak iseler giydirmek vaciptir.
- Servette zekâttan başka mükellefiyetler de bulunmaktadır.
- Senelik zekâtını başka mükellefiyetten kurtulamazlar.
- Gerçek ve olgun mü'minler çevrelerine karşı ilgisizliğe ve duyarsızlığa düşmezler.
Komşuluk hakkında dinimizin yaptığı emir ve nasihatleri anlatmaya, aktarmaya çalışsam sizin bu sohbaetten saatlerce çıkmamanız gerekir. Ne yazık ki, sınırlı bu saatlerde şu hadisi şerifler üzerinde sizi düşünmeye davet ediyorum.
Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki:
"Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse komşusunu incitmesin. Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse misafirine ikram etsin. Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır söylesin ya da sussun."[Buhari, Edeb, 31; Müslim, İman, 75.]
Ebu Hureyre (ra)'den rivâyet edildiğine göre sahabilerden biri:
- Ya Rasülullah! Falan kadının nâfile olarak çok namaz kıldığından, çok nâfile oruç tuttuğundan ve çok sadaka verdiğinden bahsediliyor. Şu var ki diliyle komşularını incitiyor, dedi. Peygamber Efendimiz (asm):
- O kadın cehennemliktir, buyurdu. Sahabi:
- Ya Rasülullah! Falan kadının da nâfile olarak az namaz kıldığından, az nâfile oruç tuttuğundan ve az sadaka verdiğinden bahsediliyor. Şu kadar var ki, diliyle komşularını incitmiyor, dedi. Peygamber Efendimiz:
- O, cennettedir, buyurdu.[Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/440]
Allah Rasülüne bazen sahabilerden biri gelir ve:
- Ey Allah'ın Rasülü! Bana öyle bir amel göster ki, onu yaptığım zaman cennete gireyim, derdi.
- İyi ol, buyurmuştu. Sahabi:
- Ya Rasülallah! İyi olduğumu nasıl bileceğim, deyince, Efendimiz şu cevabı vermişti:
- Komşularına sor; eğer onlar senin iyi olduğunu söylerlerse, sen iyi bir kimsesin, yok, eğer kötü olduğunu söylerlerse, o zaman sen kötü bir kimsesin, demektir.[Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, 1/72.]
Benim komşum kötü, ne yapabilirim diye soracak olanlara da Peygamber Efendimizin şu kutsi tavsiyesini söyleyeceğim. Resullulah aleyhisselam, kötü komşudan Allah’a sığınmamızı emrederek: "Devamlı ikamet ettiğiniz yerdeki kötü komşudan Allah’a sığınınız" demiştir.
Allah'a emanet olunuz, İyi komşulara sahip olmanız duasıyla, Elfatiha...
Derleme @erolkaranet - 27.05.2022