Gözaltı, yakalanan kişinin Cumhuriyet savcısının kararı ile girdiği hukuki durumu ifade etmektedir. Gözaltında, klasik işlemler arasında şüpheli kişinin ifadesi de yer almaktadır. İfade, hem bir savunma aracı, hem de bir delil aracıdır. Bu nedenle, gözaltında alınan ifade soruşturma evresinde olduğu kadar, kovuşturma evresinde de delil değerine sahiptir. Soruşturma alınan ifade, bir delil aracı olduğundan, gerek Cumhuriyet savcısının kamu davasını açmak için yeterli şüphe elde etmesinde, gerekse diğer delil araçlarına ulaşmada tartışılmaz bir öneme sahiptir.
Halk arasında genellikle söylenen "karakolda doğruyu söyler, mahkemede şaşar" ifadesinin de bir şekilde kollukta alınan doğru ifadenin mahkemede inkar edilmesi durumunda geçerli olmadığının vurgulandığı gösteren basit bir söylem şeklidir.
Kolluk tarafından alınan ifadenin kabul edilmesi ve geçerli olması için yasa koyucu, ifadenin mahkeme huzurunda doğrulanması gerektiğini yasada kesin bir dille belirtilmiştir.
CMK madde 147 de "İfade ve sorgunun tarzı" başlığı altında
- Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur, denilerek iafde alınması sırasında dikkat edilecek hususlar şu şekilde sıralanmıştır
a) Şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür.
b) Kendisine yüklenen suç anlatılır.
c) Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.
d) 95 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhâl bildirilir.
e) Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu söylenir.
f) Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır.
g) İfade verenin veya sorguya çekilenin kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır.
h) İfade ve sorgu işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılır.
i) İfade veya sorgu bir tutanağa bağlanır. Bu tutanakta aşağıda belirtilen hususlar yer alır:
- İfade alma veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih.
- İfade alma veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık kimliği.
- İfade almanın veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin yerine getirilip getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise nedenleri.
- Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından okunduğu ve imzalarının alındığı.
- İmzadan çekinme hâlinde bunun nedenleri.
5271 sayılı CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu)'deki 148/4’te “müdafi olmaksızın kollukça alınan ifade, sanık tarafından mahkeme huzurunda doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz” kuralı sadece zorunlu müdafi bulunması gereken suçlarda değil, şüphelinin kollukça ifadesi alınan her durumda geçerlidir” kuralı Yargıtay'ın kararlarında sıkça yer almaktadır.
Burada dikkat edilecek bir husuda, 5271 sayılı CMK.213. maddesinde, sanığın önceki ifadeleriyle duruşmadaki beyanı arasında çelişki bulunması ve bu ifadelerin hakim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı ya da müdafi huzurunda kolluk tarafından tutulan ifadeler olması halinde, duruşmada okunabileceği hükmü getirilmiştir.
CMK md.148’de müdafi bulunmaksızın kollukta alınan ifadeler, doğrudan kovuturma evresinde bir delil aracı olarak okunamaz ve dolayısıyla hükme esas alınamaz. Buna göre, ifade alma ve sorguda şüphelinin-sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bu ifadelerin, mutlaka hakim veya mahkeme önünde şüpheli veya sanık tarafından tekrarlanması gerekmektedir.
Özgür ifade tanımı altında uyarıcı maddeler, yani ifade alımında yasak olan yöntemler sözü geçen maddede şu şekilde belirtilmiştir.
- Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz.
- Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez.
- Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez.
- Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.
- Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet savcısı tarafından yapılabilir
Buna göre, Sanık veya şüpheli ifadesini hakim veya mahkeme karşısında doğruladığını ifade etmedikçe müdafisiz alınan ifadeler kovuşturma aşamasında hükme esas alınmamaktadır.
Delilin hukuka uygun şekilde elde edilip edilmediğini mahkeme res'en nazara almaktadır. Bu şekilde elde edilen ifadelerin delil olarak değerlendirilmeleri mümkün olmadığından, reddi gerekmektedir. Hükmün bu tür yöntemlerle alınan ifadeye dayanması hukuka kesin aykırılık sayılır ve bozma sebebidir.
148/4 Kapsamında Yargıtay Karar örneklerinden bazıları
- Ceza Genel Kurulu - Karar: 2018/211
- Ceza Genel Kurulu Esas : 2014/5 -624 Karar : 2016/266
- Ceza Genel Kurulu Esas : 2013/309, Karar : 2016/375
- 2. Ceza Dairesi Esas : 2015/17979 Karar : 2018/5722
- 4. Ceza Dairesi Esas : 2020/10632 , Karar : 2020/18317
- 7. Ceza DairesiEsas : 2016/9955 Karar : 2017/7767
- 7. Ceza Dairesi 2021/13261 E. , Karar : 2021/9190
- 7. Ceza Dairesi Esas : 2016/18650 Karar : 2017/4880
- 12 Ceza Dairesi Esas : 2015/13095 Karar : 2017/3313
- 13 Ceza Dairesi Esas: 2014/ 24767 Karar: 2015 / 11737
- 16 Ceza Dairesi Esas : 2017/2783 Karar : 2018/218
- 17. Ceza Dairesi Esas : 2016/14141, Karar : 2018/13602 K.
- 17. Ceza Dairesi Esas : 2016/9989 Karar : 2017/6471
- 18. Ceza Dairesi Esas : 2015/35285 Karar : 2017/6905
- 19. Ceza Dairesi Esas : 2016/982 Karar : 2017/6010
- 20. Ceza Dairesi Esas : 2015/10884 Karar : 2017/3530
- 20. Ceza Dairesi Esas: 2015/15937 Karar: 2016/1471
- 20. Ceza Dairesi Esas: 2015/1595 Karar: 2016/681
- 22. Ceza Dairesi Esas: 2015/9230 Karar: 2016/1266