Efsaneler gerçek ya da değil. Hüzün verici olanı var. Mutlu son ile biteni var. Dilden dile dolaşanı, yitip unutulanı var.
Efsaneler diyarı ülkemizde her taşın altında yeni bir efsane bulmak mümkün..
Mümkün ama bakması bilmek, okumasını bilmek, dinlemesini bilmek, araştırmasını bilmek gerekir.
Şimdi yolumuz Muğla Marmaris'e düşmüşken sonu pek de iç acıcı bitmeyen, asırlar sonra dahi sorularla insanın yüreğinde küçük bir cız bırakan bir öyküye de yer vermek istedik.
Öykünün adı yok desek de zaman içerisinde Kızkumu olarak kalmış gönüllerde..
Günümüzde dünyaca ünlü plajından dolayı KızKumu plajı olarak adlandıran belde öykümüzün yaşandığı yer
Kızkumu plajı, Muğla'nın Marmaris ilçesinde, Orhaniye yolu üzerindeki plajın insanı şaşırtan görünümü, denizin ortasına doğru rahatça yürünebilecek sığlık yol ve ardından o efsane..
Kızkumu'na adını veren efsanenin baş kahramanı prensesin heykeli ileriye doğru gittiğinizde sizi karşılasa da artan su seviyesine dikkat. Efsanemizin kahramanlarını alıp götüren su sizi de götürmesin.
Bybassos kenti olayın geçriği yer.
Bybassos Kralı'nın kızı güzel prenses ile bir balıkçı birbirlerine aşık olurlar. Geceleri prenses gizlice sahile çıkıp balıkçı ile buluşur. Buluşma için elinde bir kandille beklediği yeri işaret etmekte ve balıkçı ışığı görünce küreklere asılıp sandalıyla buluşma yerine gitmektedir. Kral, kızının geceleri balıkçı ile gizlice buluştuğunu öğrenince bir gece askerlerini prensesin peşinden gönderir. Kız kumsala iner kandili yaktığında askerler onu yakalar. Askerler balıkçıyı yakalamak için kandili sallamaya devam eder. Prenses ellerinden kurtulup denize doğru koşmaya başlar ve bir mucize gerçekleşir; denizde attığı her adım kuma dönüşür arkasından koşan askerler ise denize gömülür. Kız balıkçıya kavuştuğu sırada bir asker okunu delikanlıya doğru sallar. Ok balıkçıya değil prensese saplanır ve prenses orada ölür. Su, prensesin kanı ile kırmızıya boyanır. Prensesin öldüğü yerde kumsal son bulur. Delikanlı okla öldürülen prensesi alıp kayığıyla ortadan kaybolur ve bir daha ikisini de gören olmaz.
Yukarıda yer verdiğimiz öyküyü farklı bir şekilde anlatanlar da yok değil
Uzun yıllar önce burada yaşayan toplumun kralının güzeller güzeli bir kızı varmış. Kralın bu kızı bir balıkçı çocuğa aşık olmuş. Fakat kral kızının bu oğlan ile evlenmesine şiddet ile karşı çıkmış ve kesinlikle izin vermemiş. Fakat kralın bu tepkisi gençlerin buluşmalarına engel olmamış ve onlar gizliden gizliye buluşup görüşmelere devam etmişler. Kral bunu yakın bir zamanda fark eder ve kızını takip etmesi için birini görevlendirir. Söylentilere göre; çocuk balığa çıkarmış ve dönmesine yakın kız plajda onu beklermiş. Kız beklediği yeri belli etmek için bir ışık yakarmış. Bu ışığı gören oğlan ise kızın nerede olduğunu anlar ve yanına gidermiş. Gün doğana kadar zamanlarını beraber geçirirlermiş.
Gecelerden birinde kral bir emir vermiş ve kızını askerlerine yakalatmış. Daha sonrasında askerler kızın yerine geçmiş ve aynı kızın çocuğu beklediği gibi çocuğu beklemeye başlamışlar. Çocuğun gelmesine yakında aynı kız gibi bir ışık yakmışlar. Çocuk ışığı görmüş ve kızın orada olduğunu düşünerek kıyıya kürek çekmeye devam etmiş. Kız bunu fark edince son anda askerlerin elinden kurtulmayı başarmış ve denize doğru koşmaya başlamış. Ama çocuk diğer yakada olduğundan dolayı kızın oraya ulaşması imkansızmış. Kız kararlı bir şekilde denize koşmaya başlamış ve tam o sırada bir mucize olmuş. Denizin üzerinde çocuğun olduğu yere doğru bir yol oluşmuş. Bu yol kızın her adımında oluşmaya devam etmiş ve kızın attı her adım bir kumsal olmuş. Kız tam çocuğa ulaşmak üzereyken askerlerden bir tanesi bir ok savurmuş ve bu ok kıza isabet etmiş. Kızın ölü ölmediği bilinmiyor fakat yaralandığı kesin. O bölgenin kumlarının da o günden sonra kızın kanı ile kızıla boyandığına inanılıyor. Çocuk kızı da yanına alarak oradan uzaklaşıyor ve daha sonra kimse her ikisinden de haber alamıyor.
Efsaneyi farklı anlatanlar da yok değil...
Bybassos Kenti'nin kralı, düşmanlarıyla giriştiği uzun yıllar süren savaşı kaybeder. Krallığın güzelliğiyle meşhur prensesi, Kenti ele geçiren düşmanlardan kaçmaya çalışır. Deniz kıyısına gelen ve yüzme bilmeyen prenses gerçekleşen mucize sonucunda eteğine doldurduğu kumları serptikçe deniz üzerinde bir yol oluşmaya başlar. Havanın karanlık olması nedeniyle yolunu kaybeden prenses, eteğindeki kumlar bitince boğularak yaşamını yitirir.
Marmaris'in Orhaniye köyündeki Kızkumu Plajı'nı her yıl ziyaret eden binlerce kişi, deniz üzerinde yürüyerek efsaneye göre 3 bin yıl önce öldürüldüğüne inanılan Baybassos Kenti'nin güzel prensesini anıyor.
Yaklaşık 600 metrelik sığ alana Kız kumu adının verilmesi olarak anlatılan bir başka rivayeti de şu şekilde anlatılıyor
"Sevgilisine ulaşmak isteyen kız eteğine kum koymuş ve denizi doldurarak ilerlemiş. Ama kum yetmemiş ve kızcağız denizin ortasındaki bu patikanın sonunda boğulmuş."
Kızkumu plajı çok şeyler anlatabilir ama hangisini anlatırsanız anlatın sonunda hüzün var. Sorular var.
Derleme @erolkaranet - 17.04.2022