@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Reklam


Fakirin Mescidini Yaptıranı Duyunca Şaşıracaksınız



Bu kez yolumuz Fatih Vatan Caddesi üzerinde bugün Gelirler Müdürlüğünün ve İstanbul Emniyet Genel Müdürlüğünün binaları arasından Hırka-ı Şerif'in muhafaza edildiği meşhur Hırka-ı Şerif Camine götüren yol üzerinde, Sarı Nasuh ile Korkut Ata sokakları arasında kenarda, çukurda, bir çocuk parkının gölgesinde kalmış bir mescide düştü.

Osmanlı İmparatorluğunun sahip olduğu toprakların dört bir yanında binlerce eser meydana getiren Mimar Sinan'ın bir kez, sadece bir kez kendi adına yaptırdığı bir mescidden bahsedeceğiz. O mescid yazımızda dile getirmeye çalışacağımız dünün mescid, bugünün camisidir.

Belki, bir çok İstanbullunun haberinin dahi olmadığı cami Akşemseddin Mahallesindeki mescidin üzerinde tarih kitabe yok ise de mescid, Mimar Sinan tarafından kendi hayratı olarak  yapılmıştır.  

Günümüzde Mimar Sinan Cami olarak bilinmektedir.

Mescid, “Yenibahçe yakınında bu aciz kulun mescidi”“bu fakir-ül hakirin mescidi” “Yenibahçe kurbinde bâlâdaki hayratları bina iden Mi’mar Sinan b. Abdülmennan mescidi” isimleriyle bir çok eserdeadı geçen mescid zaman içerisinde yangın  ve  deprem  gibi  tabii  âfetlerden zarar görmüş, en büyük zararı ise, 1918 Fatih  Yangını’nda  tamamen yanmış;  yangından  sadece  minaresi  ve  duvarları  kurtulabilmiştir. 

Fakat  ne  yazık  ki  bu  şekilde  yıllarca  bakımsız  kalan  mescidin  bir  süre sonra  duvarları  da  temel  hizasına kadar  indirilmiştir.  1950’li  yıllardan itibaren  İstanbul’un  gecekondu  istilasına  uğramasıyla  mescidin  içine  de  gecekondular  yapılmaya  başlamış  ve  bu  gecekondular  birkaç  yıl sonra  iki  katlı  beton  evlere  dönüşmüştür.  

Prof. Dr.  Semavi  Eyice’nin  gayretleri  ile  mescid  ve  arazisi 1976  yılında  Vakıflar  İdaresi  tarafından ihya  edilerek  tekrar  ibadete  açılan  bina,  eski  temeller  üzerine  yeniden  inşa  edilmiştir.

Mimar Sinan, kendi imkânları ile inşasını gerçekleştirdiği bu mescid için bir de vakıf tesis ederek içinde sundurma, köşk, havuzlar ve akarsuyun bulunduğu, mescide bitişik bir bostanı, çok sayıda ev, dükkân ve 300.000 gümüş akçe vakfedip geliriyle “kıyamete kadar” yaşatılmasını ve kendisinden sonra başmimar olacakların evkafına nezaret etmesini şart koşmuştur. Ayrıca vakfiyesinin vazife kısmında mescidde imamlık yapacak kişiye namaz kıldırması için günde 3 akçe ve her gün Yâsîn okuyup sevabını vâkıfın ruhuna bağışlaması için de 1 akçe verilmesini istemiştir.

Mimar Sinan Mescidi’nin tek farkedilen kısmı,minaresidir,diyebiliriz. Sinan’ın kendisine has dehasının eseri olan bu minare baca şeklindedir. Minarenin pabuç ve kürsü kısımları yok. Dıştan sekizgen köşeli bir plana sahip olan minare 10 metre yüksekliğinde imiş.. Gövde bitim noktasında “ezan köşkü” denilen sekiz adet ezan penceresi bulunmaktadır. 

@erolkaranet.. Çeşitli kaynaklardan derlenmitir. - 06.03.2022

Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.