Ocak ayı geride kaldı. Şubat'ın ortasına doğru ister istemez zamlarla, katmerli elektrik ve doğalgaz faturaları ile, zamlanan ürünlerle koşar adım gidiyoruz. Hıza yetişecek kimse yok.
Her zaman dile getirmişiz. Bu ülkede memur emeklisinin dışında SSK yani işçi emeklisi var. Bu ülkede görülmeyecek kadar değil gözün her yanına batacak sayıda işçi emeklisi var. Yıllar yılı umursanmayan, ne verilirse sesini çıkartmayan ve hakkını savunacak hiç bir dernek, kurum, kuruluş ve vekilin olmadığı sayısız insan var. Ve bu emekliler kendilerini umursamayanları doğuran/doğurtanlardır. Çile çekmiş, sıkıntı çekmiş olmasına rağmen bugün bir çok milletvekili, memurun da babası dedesidir.
İşte bu insanlar işçi emeklisi diye kayıtlarda geçer. Primleri yanlarında çalıştıkları sözde işverenler tarafından budanarak devlete ödenmiş, emeklilik hayatı gasb edilmiş, istikballeri çalınmış sessiz yığınlardır.
Yıllar yılı "ekmeğimden olmayayım" diyerek ses çıkartmamış, asgari ücretten, asgari ücretin yarısından, yıllar çalışmış aylar gösterilmiş prim gün sayıları üzerinden emekli olmuş bu insanlar düşük maaş alarak hayatlarını idame ettirmeye çalışmışlardır.
Çalışmak zorunda bırakılmışlardır.
Bu insanların mağdur olmalarının ilk sorumluları işverenler olmuşlardır. Sonrası bunları denetlemeyen devlet olmuştur.
Düşük maaşla emekli olunca devlet "verdiğin prim ne ise ben de onu ödüyorum" diyerek işin içinden çıkıyor, primi eksik ödeyen işverene sual olunmuyor. Ve bu aşamada devlet suçlu oluyordu.
En nihayet devlet Ocak 2022'de düşük maaş alan işçi emeklisine %60'lara varan zam yaparak asgari 2500 TL'ye çekti.
Çokta iyi oldu.
Ancak bu evrede hakları yenen bir emekli insan grubu vardı ki en büyük acı darbeyi bunlar yedi. En büyük haksızlık, adaletsizlik devlet eliyle bunlara yapıldı. Bu insanlar mağdur edildi. Öyle az prim ödeyene, çalıştıkları her günü devlete ödettirmiş, yıllar yılı devlete ödenen SGK primlerinin takipçisi olmuş, aldıkları maaşları üzerinden devlete primi ödenmiş bu insanlar şimdi devlet eliyle mağdur edildi.
"Hayatta kalabilme mücadelesi veren emekliye taban aylık 1500 TL’den 2 bin 500 TL’ye çıkararak çok büyük zam yaptıklarını ‘müjdeleyen’ hükümet bu zammı 1 milyon 266 bin kişiye yaptığını açıklamıştı. 2 bin TL ve üzeri maaş alan emekliye de yüzde 25,47 zam vererek aylıkları 2.509 TL’ye çıkmıştır ve yaklaşık 6 milyon emekliyi asgari ücretin altında maaş almaya mahkûm etmiştir. Bu hükümet emeklilerimizi rahat ettirmek bir yana diri diri mezara gömmüştür”
Primlerini adam gibi ödeyen, ödeten işçi emeklisi bu yılbaşı resmen yerlere serildi. Maaşlarına %20 -22 oranında zam yapılarak "ne halin varsa gör " denildi.
Oysa , 4250 TL'ye çıkartılan asgari ücret, %60'lara varan zam yapılan işçi emeklisi maaşlarına oranlayarak zam yapılmış olsa bu insanlar mağdur edilemezdi.
Devlet adaletsiz şekilde primini zamanında yüksek ödemiş olanlara kazık attı, zulüm yaptı., mağdur etti. Resmen cezalandırıldı. Aşağılandı. Aptal yerine konuldu. Az prim ödeyerek emekli olanlar ödüllendirildi çok prim ödeyerek emekli olanlar yerden yere vuruldu.
Yıllarca emekli olabilmek için pirim ödemiş insanlar emeklilik hakkını elde ettikten sonra yıllar içinde enflasyona ezdirilmiş, sefalete sürüklenmiş, asgari ücretin bile altında maaşa mahkum edilmiştir.
Devlete yüksek prim ödeyerek haklarına zamanında sahip çıkmış bu insanlar bunu hak etmedi.
Şimdi eskisinden daha düşük maaş alarak yaşama şansı veriliyor. Enflasyonun %80'lere ulaştığı günümüzde devlet bu insanlara bunu reva görmemeliydi.
Böyle bir uygulama asla kabul edilemez.
Düzeltilmeli, helalleşilmeli yoksa mazlumun ahı Allah'a c.c çabuk ulaşır.
Erol Kara - 15.02.2022