Sporcu dedikleri zaman en veciz söz olarak Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" sözleri gelir.
Doktor denince "insan sevgisiyle dolu, insana merhamet, insana yardım eden özü ve ilkesiyle insanı yaşatmaya, hastalığına çare bulmaya, insana şefkatli olmaya misyonlu kişi" gelir.
Spor hekimi denilince de, bu ikisinin birleşimi olan "sporcunun derdine derman olmak için var" olan kimsenin akla gelmesi de yadırganmaması gereken bir söz olmalıdır.
Konuya nereden geldiğimize bakınca..
Yer Baltalimanı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Levent Semt Polikliniği..
Tarih 25 Şubat 2022 Saat 15:30
MHRS randevulu hasta, Spor hekimine muayene olmak için gelmiştir.. Klinikte kendisinden başka hiç bir hasta yoktur. Doktor C. K, saatinde içeriye giren hastayı "merhaba" sözünü henüz tamamlamıştı ki, "hadi çabuk gir, neyin varsa söyle, beş dakikan var" emrivakisiyle karşılar.
Hasta, spor çalışması nedeniyle uğradığı ayak bileğindeki ağrıdan söz eder. Kullandığı ilaçları (merhem)i ifade eder. Ve bunun için geldiğini söyler.
"Hemen çorabını çıkar, beş dakika var acele et" sözü tekrar ortalığı çınlatır.
Hasta çorabını çıkartır. Doktor elle muayene eder, merhemleri kullanmasını söyler. İki gün sonra sınavı olacağını ifade eden hasta en azından sınav günü çözüm olabilecek ağrı kesici verilmesini rica eder. Doktor, "hayır" diyerek öneriyi yok eder. "20 gün dinlen geçer.".
Hasta iki gün sonra sınavı olduğu, bunun için en azından o günü sıkıntısını giderecek bir çözüm isteğini yineler. Doktor, dinlemez, oralı olmaz. "20 gün dinlen, geçer" sözünü tekrarlar.
Kadın doktor, kararlı bir yüz ifadesi takınarak "ben ilaç vermiyorum, başkasına git o versin" sözünü tekrar eder.
Kadın hasta, yaşadığı ve yaşayabileceği sorunu dile getirmek istediğinde sözlerini keser yine "bir başka doktora gitmesini, ondan istemesini" "kendisinin ilaç vermeyeceğini" tekrarlar. Hasta aile hekimine gittiğini, spor hekimine gitmesi gerektiği için randevu alarak kendisine geldiğini ifade etse de" "Nuh deyip peygamber" kelimesini söylememeye azimli, hastaya derman olmayı değil "beş dakikalık" zaman kavramına saplanmış doktora durumunu kabul ettiremez.
Ve kadın hastanın muayenesi sırasında içeriye giren ve poliklinikte görevli olduğu ( doktor, hastabakıcı, hemşir, hizmetli her ne görevde olduğu bilinemeyen) bir erkek içeriye girer. ( Dikkat kadın hastanın muayenesi esnasında bir erkek kişinin rahatça içeriye girmesinin bir kadın doktor tarafından, hasta mahremiyetine bakılmaksızın alınmasını yaşıyoruz)
Hastayı bir kenarda bırakan, yok sayan doktor, bilgisayarında yeni kitabını yazdığını, ancak bir sorun olduğunu ifade eder. Yeni bir program mı yüklenmesi mi gerekirmiş, format mı atılması gerekirmiş bunun çözümünü gelen adamdan ister.
Dedik ya, muayenesi bitmemiş hasta beklemektedir. Doktor, görevinin işyerinde, çalışma saati içerisinde, bir kamu kurumunda özel işinin derdine düşmüş hastayı unutmuştur.
Hasta, orada bulunduğunu hatırlatır. Omuzunu da muayene edip etmeyeceğini ifade eder.
Doktor, hastaya omuzuna başka zaman bakacağını, şimdi bakmayacağını, odadan dışarı çıkmasını söyler.
Hasta; beyaz kodun arkasına sığınarak kendilerini dokunulmazlık zırhının arkasına sığındırmaya çalışan, hastayı gererek tepki vermesini arzu eden, bu fikre alıştırmış, hastayı adeta şiddete yönelten davranışlarda bulunmaya, tepki göstermesi için adeta tahrik etmeye çalışan doktorun bu agresif, kural dışı davranışlı, mesai saatinde kendi özel işine yoğunlaşmış, hasta muayenesini 5 dakika ile sınırlı tutmaya çalışan kişi karşısında şaşkındır.
Ve çaresiz kalan hasta, hasta haklarından, hasta mahremiyetinden çok uzak, hastayı önemsemeyen tavırlarına karşılık vermeden sözde hizmet almaya, derdine derman bulmaya geldiği doktorun odasından dışarıya çıkar. 184'ü arar ve şikayetini bildirir.
Kayıt alınmıştır.(!)
@erolkaranet - 28.02.2022
