Euzü Billahi mineş şeytanir racim
وَمِمَّنْ حَوْلَكُم مِّنَ الأَعْرَابِ مُنَافِقُونَ وَمِنْ أَهْلِ الْمَدِينَةِ مَرَدُواْ عَلَى النِّفَاقِ لاَ تَعْلَمُهُمْ نَحْنُ نَعْلَمُهُمْ سَنُعَذِّبُهُم مَّرَّتَيْنِ ثُمَّ يُرَدُّونَ إِلَى عَذَابٍ عَظِيمٍ
Ve mimmen havlekum minel a'rabi munafikun, ve min ehlil medineti meredu alen nifakı la ta'lemuhum, nahnu na'lemuhum, se nuazzibuhum merreteyni summe yureddune ila azabin azim.
Çevrenizdeki bedevilerden
birtakım münafıklar vardır.
Medine halkından da münafıklıkta direnenler var ki sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Onlara iki defa azap edeceğiz. Sonra da büyük bir azaba itileceklerdir. (Tevbe Süresi 102 - Diyanet meali )
وَالَّذِينَ اتَّخَذُواْ مَسْجِدًا ضِرَارًا وَكُفْرًا وَتَفْرِيقًا بَيْنَ الْمُؤْمِنِينَ وَإِرْصَادًا لِّمَنْ حَارَبَ اللّهَ وَرَسُولَهُ مِن قَبْلُ وَلَيَحْلِفَنَّ إِنْ أَرَدْنَا إِلاَّ الْحُسْنَى وَاللّهُ يَشْهَدُ إِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ
Vellezinettehazu mesciden dıraren ve kufren ve tefrikan beynel mu'minine ve irsaden li men hareballahe ve resulehu min kabl, ve le yahlifunne in eredna illelhusna, vallahu yeşhedu innehum le kazibun.
Bir de zararlı faaliyetlerde bulunmak, küfre yardım etmek, mü'minler arasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve Resulüne karşı savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır. Bunlar, "Bizim iyilikten başka hiçbir kasdımız yok" diye de mutlaka yemin ederler. Ama Allah şahitlik eder ki bunlar mutlaka yalancıdırlar. (Tevbe Süresi 107 - Diyanet meali )
لاَ تَقُمْ فِيهِ أَبَدًا لَّمَسْجِدٌ أُسِّسَ عَلَى التَّقْوَى مِنْ أَوَّلِ يَوْمٍ أَحَقُّ أَن تَقُومَ فِيهِ فِيهِ رِجَالٌ يُحِبُّونَ أَن يَتَطَهَّرُواْ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُطَّهِّرِينَ
La tekum fihi ebeda, le mescidun ussise alet takva min evveli yevmin ehakku en tekume fih, fihi ricalun yuhıbbune en yetetahheru, vallahu yuhıbbul muttahhirin.
Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha layıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever. (Tevbe Süresi 108 - Diyanet meali )
أَفَمَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَى تَقْوَى مِنَ اللّهِ وَرِضْوَانٍ خَيْرٌ أَم مَّنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىَ شَفَا جُرُفٍ هَارٍ فَانْهَارَ بِهِ فِي نَارِ جَهَنَّمَ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
E fe men essese bunyanehu ala takva minallahi ve rıdvanin hayrun em men essese bunyanehu ala şefa curufin harin fenhare bihi fi nari cehennem, vallahu la yehdil kavmez zalimin.
Binasını takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak) ve O'nun rızasını kazanmak temeli üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa binasını çökmeye yüz tutmuş bir yarın kenarına kurup, onunla birlikte kendisi de cehennem ateşine yuvarlanan kimse mi?
Allah, zalimler topluluğunu doğru yola erdirmez.(Tevbe Süresi 109 - Diyanet meali )
لاَ يَزَالُ بُنْيَانُهُمُ الَّذِي بَنَوْاْ رِيبَةً فِي قُلُوبِهِمْ إِلاَّ أَن تَقَطَّعَ قُلُوبُهُمْ وَاللّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
La yezalu bunyanuhumullezi benev ribeten fi kulubihim illa en tekattaa kulubuhum, vallahu alimun hakim.
Kurmuş oldukları binaları, (ölüp de) kalpleri paramparça olmadıkça yüreklerinde sürekli bir kuşku olarak kalmaya devam edecektir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Süresi 110 - Diyanet meali )
Sevgili Müslümanlar,
Huzurun en güzel yeri olan, Allah-u Teala'nın bir ismi de olan "Camii" gibi en güzel ismi taşıyan, Kabe-i Muazzama'nın şubelerinden bir şube olan bu kubbe altında bir cuma günü daha bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Hamd olsun Allah-u Teala'ya.. Sonsuz şükürler olsun. Bizleri cami olarak bildiğimiz bu mekanda diz dize, omuz omuza getirdi. Buradaki rahmet, buradaki bereket, buradaki huzur hiç bir mekanda yoktur. Bir de içerisinde Kuran-ı kerim ve ibadetlerin eksik olmadığı evlerimizde huzur vardır..
Aziz Müslümanlar, Sevgili cemaatim..mümin insanlar..
Allah’a ibadet edilen her yere mescit diyoruz. Dünyanın tüm dinlerine mahsus olarak belirli alanlar ibadet yeri olarak sabitlense de Müslümanlar için dünya üzerinde temiz olan her yer mesciddir, secde yapılmaya uygundur. İslamın her ferdi, Allah'a secde etmek için yer aramak zorunda değildir. Bu büyük bir lütuftur.
Ancak, Müslümanların pis olan yerde, cünup olan yerde, başka dinlere mahsus özel alanlarda, hamam yapılan yerde, tuvaletlerde ibadet etmesi mekruh sayılmıştır. Bir de bunlardan daha önemlisi, İslamı yıkmak amaçlı,İslama saldırmak amaçlı, Müslümanları dinden uzaklaştırıp içlerine şüphe koymak için tuzak olarak yapılmış mescid ya da bugünkü tabirle camilerde,özel mekanlarda, belli bir tar,kata, belli bir cemaate mahsus yerlerde ibadet ederken çok dikkatli olmaları gerekmektedir.
Sevgili Müslümanlar,
Bildiğiniz gibi, Resullulah aleyhisselama münafıklar tarafından yapılan bir cami merkezli tuzak olayı İslam tarihimizde önemli bir yer tutmaktadır.
Kısaca değinerek asıl konumuza geçmek istiyorum.
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz zamanında münafıkların, fitne, fesâd yuvası ve silâh deposu olarak Kuba'da yaptırdıkları mescidin adı Mescidi Dırar'dır. Yani, zararlı mescid. İşte bu hainlerin toplandığı ve sadece müminlere, iman edenlere ve bilhassa peygamber efendimiz aleyhisselama tuzak olması için yapılan bu mescid, takva üzerine kurulu olarak yapılan Kuba Mescidi karşısında hain, münafık, şer çetesinin liderlerinden Ebu Amir ve Medine'deki bir takım münafıklar ile müşrikler, peygamberin otoritesini sarsmak ve Müslümanları Medine'den çıkarmak için özellikle yapmışlardı.
Tebük seferinden dönen Resullullah aleyhisselamı Zi-Evân denilen yerde münafıklar, gelip Peygamberimizi mescidlerine götürmek istediler. Server-i âlem sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz, münafıkların bu davetini kabul buyurarak gitmeye karar vermişti. Karar vermişti ancak, bilinmeyeni bilen, işitilmeyeni işiten, tuzak kuranların tuzağı bozan, herşeyi hakkıyla bilen Allah-u Teala, kurulan tuzağa sevgili habibini düşürür mü ? Düşürmez. Onu, her türlü uzaktan koruyan ulu Allah hemen vahiy göndererek habibi Zişanı uyardı.
Vaazıma başlarken okuduğum ayetlerde, tevbe sûresi 107-110. âyet-i kerîmelerini inzal buyurarak gerek Dırâr Mescidi ve gerek bu mescid halkı hakkında işin iç yüzünü bildirdi. Ve, "Onun içinde asla namaz kılma." emriyle bu eyleminden hemen geri adım attı.Ve hemen arkasından Mâlik bin Duh-şüm ile Âsim bin Adiy'e(r.anhümâ); "Şu halkı zâlim olan mescide gidiniz. Onu yıkınız, yakınız" buyurdu. Onlar da akşam ile yatsı arasında gidip, binayı ateşe verdiler. O sırada Dırâr Mescidi cemâati içeride olup, Mücemmi bin Câriye de Dırâr Mescidi'nin önünde bulunuyordu. Dırâr Mescidi'ni yakıp, yıktıkları sırada, hiç ses çıkaramayan münafıklar dağılıp gittiler.
Bu arada şunu belirteyim ki, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'e tuzak hazırlayan hain Ebu Amir bu olay sebebiyle, “Kennesrîn” denilen yerde kâfir olarak ölmüştür. Çünkü o, Peygmaber sallallâhu aleyhi ve sellem'e: “Seninle çarpışan ne kadar kavim görürsem, mutlaka ben de onlarla birlikte sana karşı savaşacağım” demişti.Ve kafir olup azapların en azabına layık bir şekilde geberip gitmişti.
Tarihe
Dırar Mescidi olarak geçen olayın bu şekilde vuku bulması , o dönemde, o zamanda, o yerde kalmamıştır.
Bugün nasıl Ebu Leheplere, Ebu Cehillere benzer insanlar var diyorsak, nasıl halen kendi örümcek zihniyetlerine, müşrik düşüncelere sahip insanlar olduğunu görüyorsak bu şekilde zararlı mescitler, zararlı mezhepler, zararlı cemaatler de bulunmaktadır.
İşte, burada dikkatinizi çekmek istiyor ve her tarikatın, her cemaatin, her mezhebin İslama hizmet amaçlı olmadığını hatırlatmak istiyoruz.
Kur’an-ı Kerim’de Allah Teala
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن مَّنَعَ مَسَاجِدَ اللّهِ أَن يُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ وَسَعَى فِي خَرَابِهَا أُوْلَئِكَ مَا كَانَ لَهُمْ أَن يَدْخُلُوهَا إِلاَّ خَآئِفِينَ لهُمْ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ وَلَهُمْ فِي الآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ
Ve men azlemu mimmen menea mesacidallahi en yuzkere fihesmuhu ve sea fi harabiha ulaike ma kane lehum en yedhuluha illa haifin lehum fid dunya hızyun ve lehum fil ahireti azabun azim.
“Allah’ın mescidlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir.” (Bakara 114 - Diyanet meali )
buyurarak camilere düşmanlık edip, onların harap olmasını isteyen ve orada Allah'ın anılmasına engel olanların zalimlerden daha zalim kişiler olduğunu bizlere bildirmiştir.
İşte, bir takım mihraklara, bir takım partilere, bir takım cemiyetlere, bir takım sünni olmayan saptırılmış mezheplere bağlı olup Müslümanlara dil uzatan, Müslümanları çağ dışı göstermeye çalışan, Müslümanların arasında nifak sokan, Müslümanların evlatlarını dini terbiye ve eğitim verilerek yetiştirilmesine engel olmaya çalışan zalimler bu zamanda da vardır.
Bunları duyuyoruz.
Bunları biliyoruz.
Bunların farkındayız.
Ne yazık ki, kendini Müslüman olarak gören kör cahiller de bu nifakçıların, bu anarşistlerin, bu gafillerin, bu haysiyetsizlerin arkasından gitmeye de devam etmektedir.
Bugün yapılan camilerin çoğu, faiz ve haram para ile yapılmaktadır. Bugün yapılan camilerde süs çok, maneviyat azdır. Bugün yapılan camilere yardım toplanırken kimden, neden , nasıl kazandığına bakmaktan paralar toplanmaktadır. Osmanlı cami yaparken harcanan paraya, çalışan işçiye, caminin kurucusuna, kullanılan malzemeye kadar her şeye dikkat ederdi. Çalışanın hakkını tam verirlerdi, çalışan abdestsiz olmazdı, banisi para harcarken helal olmasına özen gösterirdi. O yüzden eskilerden hangi camiye girerseniz girin maneviyat kokar, huzur kokar, İslamın ruhu kokar. Lakin bugün pek çok camiye gidiyoruz. Bu ruh yok. Bunun nedenini düşünün. Bugün, bir çok cami yapılırken hacizlik olduğunu duyuyoruz. Neden, borç harç yapılıp ödenmeyince borçlar alacaklı hacze gidiyor. İnşaat halinde cami satışa çıkıyor. Camilerde toplanan paralara insanların bir kısmı zoraki veriyor. Helal etmiyor haram da etmiyor ama canı gönülden vermiyor. Verilen paralara şüpheyle bakıyorlar. Toplanan paraların nereye gittiği konusunda şüpheler oluyor. Bu da maneviyatı öldürüyor.Ancak, bunların dırar mescidi olarak adlandırılması, bu şekilde düşünülüp dışlanması doğru değildir. Yapı ne olursa olsun, cami olarak yapılmışsa camidir. Dikkat edeceğiniz, içerisinde faaliyet gösterenlerin kimliğidir.
Kıymetli cemaat
Sadece maddi yöne bakmıyoruz bir de içlerinde müşrik ruhu taşıyan örgütler, cemaatler, şahıslar bu kutsi mekanları sahiplenip kendi şeytani düşünceleri yayacakları yerler haline getiriyorlar. Bildiğiniz gibi, kürsülerde gözyaşı dökerek Müslümanları aldatan nice kişiliksiz insanlar geldi geçti. Ülkemiz dağılıyordu. İnsanlar birbirine girdi.
“Mescid-i Dırar” örneğinde olduğu gibi camilerde zararlı faaliyetlerde bulunmak, küfre yardım etmek müminlerin arasına ayrılık sokmak ve Allah’a ve Rasulüne karşı savaşanlara üs olarak kullananlardan ders alarak uyanık olmaz lazım.
Bugün, ülkemizde çeşitli çarpık, İslamla bağdaşmayan düşünceler üzerine kurulu mezheplere ait ve sayıları bir hayli çok olan camiler ve bu sayıdan çok fazla merdiven altı mescidler bulunmaktadır.
Sadece, ülkemizde değil Müslümanların bulunduğu her yerde dırar mescidleri kurulmaya devam ediliyor. Mesela, Almanya Berlin’de İbn-i Rüşd Goethe Camii. Londra’da, Köln’de Norveç Oslo’da da bilinen zararlı camilerden bir kaçıdır.
Sevgili Müslümanlar..
Girdiğiniz cami ya da mescit denilen yerde söylenenlere bakın. Kuran ve sünnete, bağlı olduğunuz hanif mezheplere, sünni mezheplere, Hanefiliğe, Şafiiliğe, Hanbeli, Maliki ve bunlara benzer sahih mezheplere aykırı sözler duyuyorsanız orayı terk edin.
Müslümanları uyarın.
Buraların afişe olması hatta içerisinde faaliyet gösterenlerin yok olması, uzaklaştırılması, cezalandırılması için çaba harcayın.
Allah-u Teala nasıl peygamberine o zararlı mescidi yıktırdıysa, bu tür zehirli yuvalar da faaliyet gösteren örgütlerin yok olmasını sağlayın.
Bu üzerinize farzdır.
Duyarlı olmanız, mescitlerdeki din dışı faaliyet yapanların yok olmasına yardımcı olursanız, üzerinde şehit kanı olan, her karış toprağında evliya, ulema,şehit bulunan bu topraklarımızın, sonsuza değin yaşaması için yardımcı olursunuz. Bu hizmet hepimizin üzerine farzdır.
Dinimize aykırı olan, fitne sebebi olan her türlü düşünce ve faaliyetlerle mücadele etmek Müslümanların en önemli görevidir. Bundan kaçınmak, dine hizmetten kaçınmak, dine zarar verecek her türlü girişime kör olmak hepinize vebaldir. O münafıklara hizmet etmek demektir.
Allah-u Tealanın af ve mağfireti üzerinize olsun. Cumanın feyzi bereketi üzerine sağanak sağanak yağsın.
El Fatiha..
Hazırlayan Erol Kara - @erolkaranet - 7.12.2021
*********
Müslüman Zararlı Camilerden Uzak Durmalı - Cuma Vaazı
#Vaaz #cumavaazı #sohbet #din #İslam #tebliğ #millet #haram #helal #Müslüman #mümin #ahlak #ibadet #peygamber #kuranıkerim #hayırlıcumalar #Cuma #din #vaazlar #örnekvaazlar #vaazsitesi #vaazsayfası #vaazörnekleri