İstanbul'a gelip Süleymaniye'den geçmeyen, Süleymaniye'ye gelip bu çeşmenin yanından geçmeyen yok gibidir.
Gelmiş geçmiş en büyük bir mimar olan Sinan'ın muhteşem eseri olan Süleymaniye Cami ile bir zamanlar Fatih Sultan Mehmet'in kullanığı saray olan, bugün İstanbul Üniversitesi adıyla yer alan binanın hemen yanında ve Süleymaniye külliyesinin adeta bir nişanı olan çeşmeden söz edeceğiz.
Külliye deyip geçmemek lazım. Bakın şu alanda ,bu çeşmenin bir köşesinde yer aldığı alanda yapılanları çok kısa ifade edelim. Mimar Sinan’ın kalfalık eseri dediği Süleymaniye Camii, yanında medreseler, kütüphane, hastane, sıbyan mektebi, hamam, imaret, hazire ve işyerleri..
Kimine göre Süleymaniye meydan çeşmesi, kimine göre Çadır çeşmesi ya da pek kullanılmayan, unutulmuş adıyla Hesap çeşmesi..
Ne diyorduk.. Bir yanında muhteşem Süleymaniye cami. Muhteşem Kanuni'nin eşi Hürrem Sultanın, kızı Mihrimah Sultanın ve sayamadığımız kadar çok paşa, ulema, evliya, din adamı, mevki makam sahibi onlarca kişinin barındığı mezarlığın tam karşısında kimbilir neler yaşadı, neler gördü denilen koca yürekli Mimar Sinan'ın hatırasından bir çeşme
Süleymaniye’de Tiryaki Çarşısı’nın baş tarafındaki bu Hesap Çeşmesi ya da diğer adıyla Çadır Çeşmesi de denilen meydan çeşmesinin hikayesi çoktur dedik. Gelelim önce isimlerinin nereden kaynaklandığına,
Hesap Çeşmesi denilmesinin sebebi, Süleymaniye külliyesi yapılırken çalışanların yevmiyeleri burada kurulan bir çadırdan dağıtılır, harçlıkları, masrafları, gelir gider hesapları burada yapılırmış. Ücretler dağıtılırken koca Sinan ya da yetki verdiği bir görevli, burada kurulu olan çadırın hemen yanında yüksek bir yere çıkar isimleri teker teker çağırarak yevmiyeleri dağıtırmış..
Bu bir rivayet.. Bir diğer rivayet ise Bozdoğan su kemerlerinden bu yöne gelen su burada toplanır buradan diğer çeşmelere dağıtılırmış. Bu dağıtma bişr hesap bir düzen içinde yapılırmış..
Rivayetler biter mi bitmez. Bir anlatılan da şöyle; Kanuni ile Sinan caminin yapılacağı alanı tespit etmek ve üzerinde konuşmak için bu araziye geldiklerinde söz de bu çeşmenin olduğu yerde görüşmüşler.
Aslında bu anlatılanlar mı gerçek yoksa bir başka sır mı var o bilinmeyen mi gerçek tam olarak bilinmiyor. Bilinen bir konu varsa sayısı meçhul insanların çoğunda hatırası olan çeşme buraya gelenlerin buluşma noktası, toplanma alanı, merkezi bir işaret..
Çeşmenin ilk bakışta bir özelliği yok diyenler olsa da ,kitabesinden verilen mesaj çok önemli..Düşünmek, tefekkür etmek ve anlamak lazım. Lakin bir görevli kalkıp bugün çoğu insanın bir anlam veremediği o kitabenin Türkçesini yazıp bir kenara koyamamış. Burada yazılanları ve Türkçe'sini aktarmaya çalışalım.
"Kalellahu tebareke ve tealaAynen yeşrebu biha ibadullahi"
"Yüceler yücesi Allah şöyle buyuruyor
Ve sekâhum rabbuhum şerâben tahûrân
İnne haza kane leküm cezaen
Ve kane sa’yüküm meşkura
Bu sizin için bir mükâfattır.
Sizin gayretlerinizin karşılığı budur
Rabiülevvel ayı tarih 1207
"Sadakallahül’l-azim"
Azim olan Allah (Büyük ve Yüce olan Allah) Doğru Söyledi