Özel Sağlık Kuruluşlarında çalışanların çalışma koşullarının iyileştirilmesi gündeme gelir ancak sonuca bağlanmaz. Kağıt üzerinde sayısız kararlar alınır ancak kararlar uygulanmaz. Sağlık sektöründe hakların en fazla yenildiği yerler özel kuruluşlar olmasına rağmen buralarda çalışan hiç bir sağlık görevlisi ( doktor, hemşire, hizmetli, teknisyen) sesini çıkartmaz, grev yapmayı bırakın, haklarını almadan işten çıkar da şikayet etmez.
15 Aralık'ta devlet kurumlarında çalışan sağlıkçılar greve gidecekmiş. Özel hastane çalışanı sağlıkçılar dağ gibi gibi sorunları olmasına rağmen bu greve katılmayacaklar. Greve destek de olmayacaktır.
Şüphe yok ki özel hastanelerin büyük bir çoğunluğu hiçbir devlet hastanesinin olanaklarına sahip değil. Peki kamu doktorları devletteki olanaklardan rahatsız olduğu için ay sonu maaşı alıyor ama grev yapıyor;öte yandan özel hastanede çalışan sağlıkçı, yenilen, gasp edilen haklarını almak için grev yapıp işi bırakmıyor?
Hangi doktor çıkıp diyebilir ki tüm özel hastaneler devletten daha iyidir? Diyemez. Devlet hastanesindeki imkanlar birçoğunda yok. Neden oralarda grev yok peki? Çünkü kamu doktorları özel hastanelerde grev yaparsa atılırlar ama devlette grev yaparlarsa atılmazlar. "İş bırakacağız, istifa edeceğiz "açıklamaları inanın ki doğru değil.
Bugün,özel hastanelerde çalışıp da hakkımı tam alıyorum diyen bir sağlıkçı yoktur. Hatta, ne kadar yüksek maaş alırsa alsınlar SGK primlerinin eksik hatta aylarca yatırılmayan çalışanların sesi çıkmaz. Kamuda çalışan sağlıkçının maaşı gece 00.01'de yattığı halde, özellerde günlerce sarkıtılan ödemelere dahi ses çıkartılmaz.
Tabipler Birliğini ve bağlı odalarının, tıp ilmini geliştirmek için faaliyetleri sınırlı sayıda, belki parmakla sayılacak kadar az ancak siyaset ve toplum zararına olacak girişimleri bir hayli fazladır. Hükumet aleyhine sayısız bildirimler çıkartanlar, son yıllarımızı kabusa çeviren salgın hastalık için ne tür bir başarı elde etmiştir, bilinmiyor.
Oysa Tabipler odası adı üzerinde. Doktorlardan oluşur. Profesör, doçent ve diğerleri.. Ülke sağlığının gelişmesi, geliştirilmesi için parmak oynatmaz, oynatmak isteyenlere fırsat verilmez.Sağlıkta gelişme devlet zoru olmadıkça gündeme gelmez. Özel hastane doktorları paralı parasız medyaya haber olur da bunlar şakşaklanır.
Verdikçe isteyen insanın tipik karakterini, konusu insan sağlığı olan kimseler tarafından hiç sayılması, anlamsızdır. Biz doktorların, ömrünün 20 yılını ve daha fazlasını veren doktorların haklarını almasına karşı değiliz. Bir doktorun kolay yetişmediğinin, ömrünün baharını harcadığını, haklarının asla yenilmeyeceğini, elleri öpülesi insanlar olduğunu biliyoruz . Ne var ki, mağdur ettikleri insanların hallerini görmezlikten gelip, hak ararken hak yediklerini kabullenemiyoruz.
Bu devletin olanakları belli, verebileceği maaş belli, sağlayacağı imkanlar belli. Eğer bir doktor bunlara katlanmak istemiyorsa istifa edecek gidecek özele, devlet de devlet babalığını gösterip istifa edecek doktorun yerine yenisini bulacak. Bu da devletin görevi.
Bugün özel hastane çalışanları hakları konusunda sadece bir dudak bükse, bir hık mık etse "işine gelirse" sözüne muhatap edilerek kapı gösteriliyor. Tazminat hakları verilmeyen doktor, hemşire, hastabakıcı, destek elemanı, teknisyenler sayıca o kadar çok .. Bugün gömlek değiştirir gibi şirket değiştiren çalışanlar var. Bir çok doktor ya devlet kurumundan istifa ettiği için pişman, ya da özel hastane haklarının verdiği zarardan çok muzdarip olarak kendi muayenesini açmak zorunda kalıyor. Bir zamanlar arkasına bile bakmadan istifa ettiği devlet hastanesine dönmek için çareler arıyorlar.
Hatta, emekli olmuş doktorları göreve çağıran (haber için buraya bakabilirsiniz ) Devletin çağrısına koşanların sayısını görünce haklı olduğumuz anlaşılıyor
Hatta, daha geçen yıllarda "Ne var ki, özel sağlık kuruluşlarında çalışan meslektaşlarımızın son yıllarda emeklerinin karşılığını almada yaşadığı sorunlar" şeklinde açıklaması (haber için buraya bakabilirsiniz) olan TTB'nin "özel sağlık kurumlarında çalışan sağlıkçıların hak edişlerini ödenmediği, 65 yaş üstü çalışan doktorlara nöbet tutturulduğu, keyfi işten çıkartmalar, ödenmeyen maaşlar vs hep gündemdeki sorunlar olarak yansımaktadır.
Ama kimse greve gitmez..
Tekrar dile getirelim. Hak yenilerek hak istenmez. Vatandaşı mağdur etmeyin. Masaya oturarak , konuşarak, diyalogla muhataplarınızla yanyana gelerek hakkınızı isteyin. Vatandaşı sokakta bırakarak yapmayın. Hastayı mağdur etmeyin. Vatandaşın ne günahı var ki, cezayı onlara kesiyorsunuz.
Devletin çalışma koşullarını beğenmiyorsanız istifa edin, yerinize binlerce işsiz doktor gelecektir.
Hepimiz biliyoruz ki devletin garantisi hiçbir yerde yok.
Keşke hak arayış daha farklı olsa, böyle hak aramak yanlış.
Erol Kara - erolkaranet -14.12.2021