Euzü Billahi mineş şeytanir racim - Bismillahirrahmanirrahim..
Sevgili Müslümanlar,
Huzurun en güzel yeri olan, Allah-u Teala'nın bir ismi de olan "Camii" gibi en güzel ismi taşıyan, Kabe-i Muazzama'nın şubelerinden bir şube olan bu kubbe altında bir cuma günü daha bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Aziz Müslümanlar, Sevgili cemaatim..mümin insanlar..
Geçenlerde sosyal medyada bir ilahiyatçı ağabeyimizin bir paylaşımı dikkati çekmişti. Paylaşımı yapan ilahiyatçı ağbimizin yazısının altında yorum yapanların ekserisinin müezzin ya da imamlarımızın acele etmesi nedeniyle bazı rükünlara, tesbihatlara, okumalara yetişemediğini dile getirdiklerini gördüm.
Zaman zaman, bizlerinde sizleri uyarmak için söylediğimiz tesbihatları anlaşılır şekilde yapınız, tane tane söylemeye çalışınız, sub sub sub, elm elm şeklinde söylemeyiniz uyarılarımızı, yorum yazanların biz imamlar ve müezzin arkadaşlarımız için kullandığını gördük. Yazdıklarına göre kimi imamların namazı hızlı kıldırdığını, müezzinin hızlı şekilde tesbihat yaptığını söylüyorlar. Ve bundan muzdarip olduklarını dile getirmişlerdi.
Bir insan camiye gelir de, camiye müezzine icabet etmesi, imama icabet etmesi, bunların hangi şartlarda hangi şekilde olması gerektiği ilmihal kitaplarında yazmaktadır. Zahmet edip, okursak bunları öğrenmiş oluruz. Müezzine ne zaman uyulur,, nerede uyulmaz, imamlara nerede uyulur, nerede uyulmaz. Tek tek anlatılır. Ancak, okumaktan çok dini bakarak öğrendiğimiz için bunların bir kısmını bilmiyoruz. Kulak dolgunluğu, işitmek, taklit etmekle ibadet olmaz denilmesine rağmen işimize kolay geldiğini için böyle yapıyoruz. Oysa, ilimsiz ibadet olmaz. Kolay yoldan öğrendiğimiz içinde imamı, müezzini şikayet etmekte kolay olmaktadır.
Kıymetli cemaatimiz.
İmama uymanın gerekliliği konusunda bilgi vermeyi bir başka vaazımıza bırakmak istiyorum. Ancak, müezzine uyma konusunda bilinen doğru ve yanlışları bugün dile getirmek, sizlerin müezzine hangi hallerde uymanız , hangi hallerde uymamanız gerektiğini, kısaca müezzine uymanın farz mı sünnet mi , vacip mi, bidat mı olduğunu anlatmaya çalışmak istiyorum.
Pek çoğunuz duymuşsunuzdur. Resullulah aleyhisselam bir hadisi şerifte "Müezzinler kıyamet günü insanların en uzun boylu olanlarıdır" (Müslim ve Ahmed b. Hanbel`den Mansur Ali Nâsıf et-Tâc, el-Câmiu`l-Usûl fi Ehâdis er Rasûl, I, 161). Ve bir kaç hadisi şerif daha dile getirip konumuza dönmek istiyorum
Ebu Hüreyre (r.a.), rivayet ettiğine göre, Rasûlüllah (s.a.s) şöyle buyurdular: "İmam, (arkasında duranların namazlarının) kefilidir. Müezzin ise (müslümanların ibadetlerinde) güvenilir kişidir. Allah`ım! İmamları (başkasına örnek olacakları) doğru yola ilet ve müezzinleri affet" (Ebû Dâvud, Tirmizi`den naklen et-Tac, I, 161). Yine Ebu Hûreyre (r.a.)`ın rivayetine göre Rasûlüllah (s.a.s) şöyle buyurdular: "Müezzinin günahları sesinin ulaştığı yerleri de doldursa affolunur. Kıyamet gününde yaş ve kuru sesini duyan her şey ona lehinde şahitlik eder" (Ebu Davûd, Tirmizi`den naklen et-Tac, I,161). İbn Mâce`nin bir rivayetinde ise Rasûlüllah; "Müslümanların, müezzinlerin boyunlarında iki emaneti vardır: Namazları ve oruçları"(et-Tac, I,161, dipnot,10).
Gördüğünüz gibi, Resullullah aleyhisselam tarafından değer verilmiş bulunan Müezzin kelimesi Kur`an-ı Kerim`in (Yusuf, (12), 90 ile el-A`raf (7), 4) ayetlerinde "ilan edici", "duyurucu" manâsında kullanılmıştır. Yani Kur'an da geçmektedir.
Ezan okunurken müezzinle birlikte ezana icabet etmekte sünnettir.
Medine’de namaz vakitlerinde sokaklarda “es-salâh es-salâh” (haydi namaza) diye çağrıda bulunan ve Bilâl-i Habeşî (Allah ondan razı olsun) tarafından dile getirilen çağrı daha sonra bugün okuduğumuz ezanla güzelleşömiştir. Müezzinlerin piri olan Bilali Habeşi efendimiz, yine Medine'de İbn Ümmü Mektûm, Kubâ’da Sa‘d b. Âiz el-Karaz ve Mekke’de Ebû Mahzûre ( Allah hepsinden razoı olsun) ilk müezzinlerden sayılır.
Kıymetli cemaat,
Ezan okuyan, kamet getiren herkesi müezzin olarak isimlendirmemiz mümkündür. Bu iki çağrı dile getirildiğinde ya namaz kılmak için mescidlere, camilere koşarız, ya da kamette olduğu gibi, "namaz başladı" sedasını duyduğumuzda safları birleştirerek imamın arkasında namaz dururuz.
Aziz Müslümanlar, Sevgili cemaatim..mümin insanlar..
Geçenlerde sosyal medyada bir ilahiyatçı ağabeyimizin bir paylaşımı dikkati çekmişti. Paylaşımı yapan ilahiyatçı ağbimizin yazısının altında yorum yapanların ekserisinin müezzin ya da imamlarımızın acele etmesi nedeniyle bazı rükünlara, tesbihatlara, okumalara yetişemediğini dile getirdiklerini gördüm.
Zaman zaman, bizlerinde sizleri uyarmak için söylediğimiz tesbihatları anlaşılır şekilde yapınız, tane tane söylemeye çalışınız, sub sub sub, elm elm şeklinde söylemeyiniz uyarılarımızı, yorum yazanların biz imamlar ve müezzin arkadaşlarımız için kullandığını gördük. Yazdıklarına göre kimi imamların namazı hızlı kıldırdığını, müezzinin hızlı şekilde tesbihat yaptığını söylüyorlar. Ve bundan muzdarip olduklarını dile getirmişlerdi.
Bir insan camiye gelir de, camiye müezzine icabet etmesi, imama icabet etmesi, bunların hangi şartlarda hangi şekilde olması gerektiği ilmihal kitaplarında yazmaktadır. Zahmet edip, okursak bunları öğrenmiş oluruz. Müezzine ne zaman uyulur,, nerede uyulmaz, imamlara nerede uyulur, nerede uyulmaz. Tek tek anlatılır. Ancak, okumaktan çok dini bakarak öğrendiğimiz için bunların bir kısmını bilmiyoruz. Kulak dolgunluğu, işitmek, taklit etmekle ibadet olmaz denilmesine rağmen işimize kolay geldiğini için böyle yapıyoruz. Oysa, ilimsiz ibadet olmaz. Kolay yoldan öğrendiğimiz içinde imamı, müezzini şikayet etmekte kolay olmaktadır.
Kıymetli cemaatimiz.
İmama uymanın gerekliliği konusunda bilgi vermeyi bir başka vaazımıza bırakmak istiyorum. Ancak, müezzine uyma konusunda bilinen doğru ve yanlışları bugün dile getirmek, sizlerin müezzine hangi hallerde uymanız , hangi hallerde uymamanız gerektiğini, kısaca müezzine uymanın farz mı sünnet mi , vacip mi, bidat mı olduğunu anlatmaya çalışmak istiyorum.
Pek çoğunuz duymuşsunuzdur. Resullulah aleyhisselam bir hadisi şerifte "Müezzinler kıyamet günü insanların en uzun boylu olanlarıdır" (Müslim ve Ahmed b. Hanbel`den Mansur Ali Nâsıf et-Tâc, el-Câmiu`l-Usûl fi Ehâdis er Rasûl, I, 161). Ve bir kaç hadisi şerif daha dile getirip konumuza dönmek istiyorum
Ebu Hüreyre (r.a.), rivayet ettiğine göre, Rasûlüllah (s.a.s) şöyle buyurdular: "İmam, (arkasında duranların namazlarının) kefilidir. Müezzin ise (müslümanların ibadetlerinde) güvenilir kişidir. Allah`ım! İmamları (başkasına örnek olacakları) doğru yola ilet ve müezzinleri affet" (Ebû Dâvud, Tirmizi`den naklen et-Tac, I, 161). Yine Ebu Hûreyre (r.a.)`ın rivayetine göre Rasûlüllah (s.a.s) şöyle buyurdular: "Müezzinin günahları sesinin ulaştığı yerleri de doldursa affolunur. Kıyamet gününde yaş ve kuru sesini duyan her şey ona lehinde şahitlik eder" (Ebu Davûd, Tirmizi`den naklen et-Tac, I,161). İbn Mâce`nin bir rivayetinde ise Rasûlüllah; "Müslümanların, müezzinlerin boyunlarında iki emaneti vardır: Namazları ve oruçları"(et-Tac, I,161, dipnot,10).
Gördüğünüz gibi, Resullullah aleyhisselam tarafından değer verilmiş bulunan Müezzin kelimesi Kur`an-ı Kerim`in (Yusuf, (12), 90 ile el-A`raf (7), 4) ayetlerinde "ilan edici", "duyurucu" manâsında kullanılmıştır. Yani Kur'an da geçmektedir.
Ezan okunurken müezzinle birlikte ezana icabet etmekte sünnettir.
Medine’de namaz vakitlerinde sokaklarda “es-salâh es-salâh” (haydi namaza) diye çağrıda bulunan ve Bilâl-i Habeşî (Allah ondan razı olsun) tarafından dile getirilen çağrı daha sonra bugün okuduğumuz ezanla güzelleşömiştir. Müezzinlerin piri olan Bilali Habeşi efendimiz, yine Medine'de İbn Ümmü Mektûm, Kubâ’da Sa‘d b. Âiz el-Karaz ve Mekke’de Ebû Mahzûre ( Allah hepsinden razoı olsun) ilk müezzinlerden sayılır.
Kıymetli cemaat,
Ezan okuyan, kamet getiren herkesi müezzin olarak isimlendirmemiz mümkündür. Bu iki çağrı dile getirildiğinde ya namaz kılmak için mescidlere, camilere koşarız, ya da kamette olduğu gibi, "namaz başladı" sedasını duyduğumuzda safları birleştirerek imamın arkasında namaz dururuz.
Bu arada, Müezzinlere, sesini duyan her şeyin şehadet edeceğine dair rivayetleri bazı alimler, müezzinliğin imamlıktan üstün olduğuna delil saymaktadırlar. Hatta, "İnsanlar müezzinlikteki sevabı bilseydiler kurasız kimse ezan okuyamazdı. (Buhari Tecrid-i Sarih Tercümesi c. 2.h.n 365)
İki çağrı, ezan ve kamette, bugün pek yapılmasa da kalabalık cemaatlerde imamın komutlarını cemaate duyurmak için tekrarlayan müezzine uymak sünnettir. Farz değildir. Bunun dışında müezzinlerin tesbihatlarına, dualarına, namaz için kalkın, oturun, camiden çıkın, namazı bitirin, tesbih çekin gibi uyarılarına uymak zorunda değilsiniz. Bu arada, hatırlatalım ki, müezzin ezanı bitirdiği zaman ezan duası yapmak çok büyük sevaptır. Peygamber efendimizin üzerimizde bulunan binlerce hakkından biridir.
Hal böyle olunca, farz namazın dışında olduğunuz sürece serbestsiniz. Namazınız bittiyse, sünnetleri, müekked sünnetler, gayrimüekked sünnetleri, vacipleri, nafileleri istediğiniz gibi kılabilirsiniz. Zikri istediğiniz gibi yapabilirsiniz. Sübhanallah, Elhamdüllillah, Allahu ekber tesbihlerini müezzine uymadan yapabilirsiniz. Bunda size bir vebal ve günah yoktur. İster yaparsınız, ister yapmasınız size kalmış..
Yani, vaazıma başlarken söylediğim o yorum sahiplerinin cahilliği ortaya çıkmaktadır. Bunları bilmedikleri için müezzini şikayet etmekte, şikayetçi olmaktadırlar.
Şimdi sorabilirsiniz. Bugüne kadar böyle gördük. Yanlış mı idi. Babamızdan, dedemizden hep camiye gelince müezzine uyduğunu gördük. Müezzinle başladık, onunla bitirdik. Yanlış mı idi derseniz.Yanlış olmadığını, ancak ibadette böyle bir zorunluluk olmadığını vurgulamak isterim.
Kıynetli Hazirun..
Yani, vaazıma başlarken söylediğim o yorum sahiplerinin cahilliği ortaya çıkmaktadır. Bunları bilmedikleri için müezzini şikayet etmekte, şikayetçi olmaktadırlar.
Şimdi sorabilirsiniz. Bugüne kadar böyle gördük. Yanlış mı idi. Babamızdan, dedemizden hep camiye gelince müezzine uyduğunu gördük. Müezzinle başladık, onunla bitirdik. Yanlış mı idi derseniz.Yanlış olmadığını, ancak ibadette böyle bir zorunluluk olmadığını vurgulamak isterim.
Kıynetli Hazirun..
Müezzine uymak nasıl ortaya çıktı, ondan söz edip vaazımı bitirmek istiyorum.
Namaz sırasında yapılan bütün fiiller Asrı Saadetten bu yana vardı, müezzinlik devardı. Müezzinler, saydığım üç şeyi yapmakla mükellef idi. Yani, ezan okumak , kamet okumak ve imamın getirdiği namaz tekbirlerini ve selamı tekrarlayarak imamın sesini duyamayan cemaatin imama uymasını kolaylaştırmak şeklinde idi. Yaptığımız tesbihatları peygamber efendimizde yapardı.
Efendimiz her namazın sonunda mutlaka 33 defa Subhanallah, 33 defa Elhamdulillah 33 defa Allahu Ekber derlerdi. Günümüzde mescidlerimizde, evlerimizde yaptığımız namaz sonrası dualar efendimizin zamanında da, ondan sonra da vardı. Var olacaktır da. Emeviler dönemi, Abbasiler dönemi ve Osmanlılar döneminde bir takım farklılıklar varsa da temel de aynı olmuştur.
Osmanlı devleti sınırları içerisinde namaz tesbihatının sadece müezzin tarafından sesli olarak okunması uygulaması vardı. Sonraları özellikle cumhuriyet döneminde dini ilimlerin zayıflamasıyla hocaların sesinin kesilmesi sonucunda halk bunları Asrı Saadetten beri böyle yapılıyordu zannetmeye başladılar.
Sadece müezzinler sesli olarak bu tesbihatı yapmıyor herkes mırıldarak ya da içinden bu tesbihatı yapıp gidiyorlardı. Namaz sonrası namaz kılınan mahalden hemen ayrılmayanlara orada kaldıkları müddetçe melekler rahmet duaları ve istiğfar ederler hadisleri sebebiyle Hanefiler cemaati namaz sonrası hemen mescidden ayrılmamaya teşvik ettiklerinden. Müezzinin sesli olarak tesbihatı yapmasına fetva verip cemaati de onun gibi tesbihatı yapmaya teşvik etmişlerdir. Bu amel bu yönüyle hiçbir şekilde bidat değildir.. Müezzinin tesbihatını sesli yapması bilmeyenlerin öğrenmesi içindir.Bilenler bunları sessizce tekrarlarlar. Bunda beis yoktur. Sevap varsa da kendi başına da yapmasında sakınca yoktur. Sevabı vardır.
Kıymetli Müminler,
Özetle dile getirelim.. Müezzine uyulacak yerler belli. Ancak, camiye gelmişsiniz. Müezzin işini adabınca yapıyorsa, onunla birlikte tesbihatları yapmak, onunla devam etmek, onunla bitirmek makbul olan bir eylemdir. Baktınız, müezzin kardeşimiz hızlı gidiyor, ona yetişemiyorsunuz. kendiniz bir kenara çekilip tüm tesbihatları, sünnet olan ibadetleri kendi başınıza huşu içinde yapıp camiden ayrılırsınız. Bunun bir sakıncası yoktur. Dedikodu edip, ortaya fitnelik saçmaktansa ibadetlerimizi Allah için, Allah'ın mescitlerinde huşu içinde yapmak en büyük hayırdır. Vesselam..
Allah-u Tealanın af ve mağfireti üzerinize olsun. Cumanın feyzi bereketi üzerine sağanak sağanak yağsın.
El Fatiha..
Hazırlayan Erol Kara - @erolkaranet - 2.12.2021
*********
Müezzinlere Uymak - Cuma Vaazı
#Vaaz #cumavaazı #sohbet #din #İslam #tebliğ #millet #haram #helal #Müslüman #mümin #ahlak #ibadet #peygamber #kuranıkerim #hayırlıcumalar #Cuma #Allah #vaazlar #örnekvaazlar #vaazsitesi #vaazsayfası #vaazörnekleri
Allah-u Tealanın af ve mağfireti üzerinize olsun. Cumanın feyzi bereketi üzerine sağanak sağanak yağsın.
El Fatiha..
Hazırlayan Erol Kara - @erolkaranet - 2.12.2021
*********
Müezzinlere Uymak - Cuma Vaazı
#Vaaz #cumavaazı #sohbet #din #İslam #tebliğ #millet #haram #helal #Müslüman #mümin #ahlak #ibadet #peygamber #kuranıkerim #hayırlıcumalar #Cuma #Allah #vaazlar #örnekvaazlar #vaazsitesi #vaazsayfası #vaazörnekleri