
Kâğıthane deresinin iki tarafında yer alan ve “uğurlu, mâmur yer” anlamına gelen Sa‘dâbâd, İstanbul’da Haliç’e akan Kâğıthane deresinin kenarında XVIII. yüzyılın ilk yarısında tanzim edilen saray, köşk, kasır ve bahçeler topluluğudur.
“Lâle Devri” olarak adlandırılan dönemin en başta gelen eğlence ve gezinti yeridir. Kâğıthane deresi vadisi Kanûnî Sultan Süleyman döneminden itibaren İstanbul halkının önemli eğlence mekânlarından ve mesirelerinden biriydi.
Günümüzde, çevresinde yoğun yerleşim bulunan derenin kenarları geçmişte geniş çayırlarla kaplıydı. Bu çayırlarda saraylılara ait atlar otlatılırdı. Dere, İstanbul halkı için başlıca mesire yerlerinden biriydi. İçinde kayık gezintileri yapılırdı.
Son zamanlara kadar Sâdâbâd, İstanbul’un önemli mesire yerlerinden biriydi. Bunlar 1940-1941 yıllarında tarihî değerine ve güzelliğine bakılmaksızın İmrahor Kasrı ile birlikte yıkılıp ortadan kaldırıldı. Sâdâbâd’dan zamânımıza saray ve köşklerden ikisinin resim ve plânlarından başka hiçbir şey ulaşamamıştır.
Sadabad Sarayı 1943'te resmi eller ile yıktırılır. Yerine 1952’de tarihi yerin korunması koşuluyla askeri Levazım Okulu inşa edilir. Bina halen Kağıthane Belediyesi Hizmet Binası olarak kullanılmaktadır.
Sadabat Mesire Alanı 1
Sadabat Mesire Alanı 2
Sadabat Mesire Alanı 3
Sadabat Mesire Alanı 4
@erolkaranet - 10.11.2021