
Okullarından mezun oldular. İlk, orta, lise yetmedi bir de önlisans okudular. Gece gündüz kitapları devirdiler. Günlerce dış dünyadan bağlantılarını kestiler. Onlarca lira değil yüzlerce lira kitap parası verdiler. İlk önce KPSS sınavına girdiler. Yetmedi. Bir de meslekleriyle ilgili olarak DHBT denilen Diyanet İşleri Başkanlığı'nda görev almak için girilmesi gereken "Din Hizmetleri Alan Bilgisi " sınavına girdiler. Her sınav için harç bedeli ödediler. Belki 100, bilemediniz 90 gibi sonuçlar aldılar.
Umutla, heyecanla alım beklediler. Ve bir 20 Ekim 2021 günü medyada yer alan bir haberle sevinçle bilgisayarlarından, cep telefonlarından habere ulaşmaya çalıştılar.
7800 kişinin alınacağı haberine odaklandılar.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan ilanda 2021 Yılı 4/B Sözleşmeli Personel (KKÖ, İman Hatip, Müezzin Kayyım ) Alımı için duyuru yapıldı
Bir de ne görsünler listede önlisans mezunu 165 kişinin tamamının hafız olması isteniyor. Bunun yanı sıra 85 liseli hafız adayı da listeye girivermiş. 250 Hafız üniversite mezunu 1000 ilahiyat mezunu sadece kuran kursu öğreticiliği için alınacağını görenler soka giriyor.
Zira üniversiteli hafızlar hepsinden kıymetli.. Ne var ki, koskoca Diyanet sadece 250 üniversite mezunu hafız alıyor. DHBT'de şampiyon olsa da hiç bir hafız olmayan önlisans mezunu dikkate alınmadığından listeye de girmiyor. Onlar için sadece 165 önlisans mezunu hafız yeterli oluyor. Lise mezunu hafızlar önlisanslardan , önlisanslı hafızlar lisans yapmış hafızlardan daha kıymetli olabiliyor.
Defalarca dile getirildi. Artık, Diyanet İşleri Başkanlığına Kuran Kursu Öğreticisi olarak lise mezunu alınmamalıdır. İmam alınmamalıdır. Müezzin kayyım alınmamalıdır. Zira, KKÖ demek öğretmen demektir. Öğretmen olmak lise mezunu olanlara nasıl veriliyor, anlaşılır gibi değil. Pedagoji eğitimi almamış, formasyon nedir bilmeyen ve binlerce İlahiyat lisans ve önlisans mezunu sokaklarda alım için beklerken..
Lise mezunundan öğretmen alınması şaşırtıcı.
Dinleyen yok.
Şunu da söyleyebiliriz. Lise mezunlarına tüm özel sektör şirketleri burun ucuyla bakıyor. Kıymet vermiyor. Hele pandemi sürecinde bedavadan yüksek puanlarla mezun olanlara hiç bakmıyor.
Bitmedi.. 5600 İmam Hatip alımı için başvurusu istenen 2000'i hafız 200 lise mezunu .. 10 hafız lisans mezunu ... Yani, sokaklarda alım için bekleyen hafız lisans mezunları içinden 10 kişi başvuru hakkı kazanacak.. (Alımla ilgili tüm detaylara buradan ulaşabilirsiniz )
Daha fazla incelemeden şunu sormak istiyoruz. Sosyal medyada düşüncelerini paylaşan binlerce önlisans mezunu tepkisinde haklı değil mi..?
Zira hafız olmadıkları için KPSS+DHBT sınavlarında üstün başarı da sağlasalar yok SAYILDI.
Lise mezunları önlisans ve lisans mezunlarından daha fazla kıymetli çıktı. Diğerleri boşa okumuş..
Kalpleri hizmet aşkıyla yanan en az 4 yıl siyer, fıkıh, tefsir, Kuran-ı Kerim eğitimi almış yüz binlerce insan .... Hatta bunların içinde pedagoji eğitimi almış, formasyon sahipleri.. Belki de ayıp olacak ama yüksek lisans yapmış olanlar..
Peki, bu insanların umutları... Bunun vebali...
Eski Diyanet İşleri Başkan yardımcısı ve son olarak İstanbul il Müftülüğü yapmış bulunan Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz'ın geçtiğimiz yıllarda ifade ettiği "Türkiye'de lise mezunlarının mesleki hizmette istihdamı artık tarih oldu, bunun tek istisnası galiba Diyanet'tir. Ben, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da bu uygulamaya son verip, artık fakülte mezunu arkadaşlarımızın imamlık ve müezzinlik yapması gerektiğini; yani doğrusu imam ve müezzinlerin, üniversite mezunu olması lazım geldiğini düşünüyorum" sözlerini bir kez daha hatırlatıyoruz.
Erol Kara - @erolkaranet - 01.11.2021