"Gap turu" yaparken 25 Ağustos 2021'de gittiğimiz Malatya Darende'deki Somuncubaba külliyesini ziyaret ettikten sonra ve sonraki günlerde yaptığım araştırmalarda merak ettiğim konuların en başında , bu veli kişinin yerleşmek amacıyla geldiği ve vefat ettiği iddia edilen bu yerin seçilme sebebi gelmektedir. Somucubaba, bu kuş uçmaz kervan geçmez denilen yeri neden tercih etmişti. Bugün yüzbinlerce kişinin ziyaret ettiği söylenilen yere gelme sebebi ne idi ? O'nun düşüncelerini benimseyen biri , az ötesinde curcunaların yaşadığı bir yeri kabullenebilir miydi ? Adeta bir velinin bulunduğu yerden çok turizm merkezi haline getirilmesi doğru muydu ? Yoksa, gösteriş ve şöhretten uzak olmayı yaşamı boyunca tercih eden bu alim kişi bugünkü durumu görseydi ne tepki verirdi.? Ve en önemlisi onlarca belgede Aksaray ilinde kabri bulunduğu belirtilen zatın kabri diye Darene'nin gösterilmesi doğru muydu?
SOMUNCUBABA'NIN GERÇEK KABRİ AKSARAY'DA
Her ne kadar Aksaray Kültür ve Turizm il Müdürlüğünün tanıtımında (*) ve İslam Ansiklopedisinde kabrinin Aksaray ilinde olduğu belge ve kanıtlarla ispatlanmasına rağmen, Malatya Darende'de olduğu külliyedeki kabrin Somuncubaba'ya ait olduğu ifade edilen web sitesinden başka bir kaynak bulunmamaktadır. Hal böyle olunca torunlarından birinin beyanı ile buranın koca bir külliyeye çevrilmesi, etrafında yüzme, rafting gibi faaliyetlerin yaptırılmasına olanak sağlanması, lokantaların, alışveriş dükkanlarının çokluğu ve sürekli reklam edilmesinin arkasında ne olabilirdi. Hatta, kabrinin bulunduğu alanda fotoğraf ve video çekim yasağının uygulanması neden olabilirdi ? (Bakınız, Somuncubaba'da Şüphe ve Tepki Uyandıran Yasak )
DARENDE'YE SIĞINAN VELİ
Kayseri, Bursa, Aksaray ve Malatya halkının benimsediği veli insanlardan, Kayseri Talas ilçesine bağlı Akçakaya mahallesinde dünyaya gelen fakat ilim tahsil etmek için diyâr diyâr dolaşan, manevi büyüklüğü nerede ortaya çıkarsa orayı terk eden ve nihayetinde herkesten uzaklaşarak yerleştiği ve 1412 yılında Malatya’nın Darende ilçesinde vefat ettiği iddia edilen Asıl adı Hamid Hamidüddin olan Somuncu Baba Hazretleri ya da diğer adı ile Şeyh Hamid-i Veli'nin hakkında araştırma yapanların, o mübarek zatı merak edenlerin takıldığı konulardan biri kerameti diğeri ise nedeni belli olsa da dile getirilemeyen sarp dağlar arasında yer alan Darende'deki yerleşim yeri..
![]() |
Malatya’nın Darende ilçesi ( Fotoğraf kaynağı internet) |
SOMUNCUBABA, ŞÖHRETTEN KAÇINAN VELİ
Tabiri yerinde ise Somuncubaba'nın, kuş uçmaz kervan geçmez Malatya Darende ilçesindeki bu beldeye gelmesinin nedeni ne idi. Neden yerleşime ve ulaşıma açık alanlar değil de böylesine yolu yordamı olmayan, kartalların bile yuva yapmaktan kaçındığı bu yere böylesine alim bir zatın yerleşmesi neden olabilirdi. Kaldı ki en ünlü talebesi olan Hacı Bayram veli hazretlerinin , Ankara'nın göbeğindeki kabrini gördükten sonra, hocasının bu kaçısı nedendir.?
Mütevazi, alim ve insan duyarlı kalbe sahip olan ve her fırsatta Yaradanına karşı kulluk vazifesinde alçakgönlülüğü ile ibadet etme hazzına kavuşabilmeği arzu eden, ünlenmekten, şöhretten haya eden biri için hemen hemen her gittiği yerde çilehanelere kapanan, insanlarla diyalogdan çok zikrin dilinde kalbinde oluşması ile kalabalıklar arasında huzuru olmadığı için mekanlar değiştiren Somuncubaba neden insanlardan uzak olmayı tercih ediyordu
Hele hele, Darende'deki kabrinin olduğu yere gitmenin zorluğunu gördükten sonra bu nedenler artıyor, artıyor ve kimseye sorulamıyordu.
Oysa, sorulsa da onun duygusunu, düşüncesini ifade edecek olan soyundan insanlar da olsa bunu açıklayamayacaktı. Bu tesisleri gördükten sonra da anlayamadıkları gün gibi ortaya çıkıyordu.
"Neden açıklayamazlar" deseniz de, ilk etapta sizlere vereceğimiz cevap, O mübarek zatı anlasalardı, insanların akın akın oraya gelmesine sebep olmazlardı. Onu ahir mekanında sakin bir ortamda bırakmaya devam ederlerdi. Orayı turizm beldesi yapmazlardı. Oradaki ırmakta, şelalelerde insanların çıplak dolaşmalarına izin verilmezdi. Çığlık çığlığa bağırmalarına müsaade edilmezdi ? Lokantalardan , dükkanlardan müzik sesleri yükseltilmezdi. Orası, sade, mütevazi ve dua alanı olarak düzenlenir. Hatta, yeşilliğin, suyun ve Allah'ın verdiği güzelliklerin birleşimi ile ruhun dinlendiği mekan haline getirilirdi.
Ama, olmamıştı. Ve daha şimdiden daha fazla süsleme, daha fazla cazibe haline gelme ve kurulan vakfın daha fazla hizmet, daha fazla gösteriş için kasasının oluşması da göze hoş gelmemektedir.
DARENDEDEKİ KÜLLİYE VE ÇEVRESİNDEKİ CURCUNA
![]() |
Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi / Darende – Malatya - Kaynak) |
Zira, Darende'deki yeri , kabrin çevresindeki yapılaşmaya, lokantaların bolluğuna, ticareti amaçlı bakımlı bakımsız yerlerin varlığına ve onu anlayamayacak düşüncedeki görevlilerin varlığına ve az ötede insanların Tohma Kanyonu¸ Kudret Havuzu ve Günpınar Şelalesi ve Tohma ırmağındaki bağırış çağırış çılgınlıklarına sebep olmazlardı.
![]() |
Tohma Kanyonu¸ Kudret Havuzu ve Günpınar Şelalesi (Fotoğraf kaynağı internet) |
Yaşamında, insanlardan uzak durmayı tercih eden Şeyh hazretleri, inanıyoruz ki, bu günleri de bilse idi, ulaşılmaz bir dağın tepesine gitmeyi dahi tercih ederdi. Bugün her sınıftan insanın ziyaret ettiği, herhangi bir etikete, unvana sahip olmayanların bir fotoğraf çekmesine dahi izin verilmeyen, ancak makam ve mevki sahiplerinin bol bol fotoğraf çekerek propaganda amaçlı paylaşımlara izin verilmesi Somuncubaba'nın da kabul etmeyeceği "torpil"anlayışı, insanlar arasında "ye kürküm ye" mantığının varlığı ve üzerinden rant sağlanmış olması, O mübarek insanın anlaşılmadığının sonucudur. Ve içimizdeki teselli bulduğumuz nokta, burada o mübarek zatın kabrinin olmadığını öğrenmemiz olmaktadır. Zira işin en doğrusu burada Somuncubaba olarak tanınan veli değil bir başka alim kişi Hulusi efendi bulunmaktadır.
SOMUNCUBABA "ŞÖHRET AFETTİR"
Edindiğimiz bilgilere göre, Menakıb-ı Akşemseddin ve Şakayık-ı Numaniye adlı eserlerde onun zahiren Erdebil’de Hace Alaaddin Ali‘ye intisap ettiğini esasen Sultanü’l-arifin Bayezid-i Bestami’nin ruhaniyetinden terbiye aldığını ve Hızır (as) ile sohbetlerinin olduğunu yazarlar. Bu üveysî meşreplikten olsa gerek Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba hayatı boyunca nerede manevi kimliği ortaya çıkmış ve meşhur olmuş ise oradan “Şöhret âfettir” uyarısı mucibince uzaklaşmış farklı diyarlara hicret etmiştir.
Hayatı boyunca manevi sırrı nerede ortaya çıktı ise oradan uzaklaşan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri yerleştiği merkezlerde halvethanesinin yanına veya yakınına çilehanesini de inşa etmiş hem kendisi hem de talebeleri tarafından bu çilehaneler kullanılmıştır.
![]() |
Somuncubaba Çilehaneleri ( Kaynak : İnternet) |
Zahiri ve batınî ilimlerde çok üstün bir bilgiye sahip olduğu ve çeşitli kaynaklarda Anadolu’ya gavsu’l azâmlığı getiren kişi olduğu söylenen Somuncubaba'nın ömrü boyunca bulunduğu yerlerde "aradığı huzur-u kalp (kalp huzuru) ve kanaat-ı fikriyeyi bir türlü elde edemeyince bir çok şehre hicret etmeyi tercih etmesi de söylemlerimizin kanıtıdır.
Somuncubaba, her demde kalp huzuruna ulaşacağı yerleri tercih etmişti. Ve bugünkü Malatya Darende ilçesinde kendisine atfedilen yerin de arzu etmeyeceği duruma getirilmiş olmasıdır. Yani, her kim hangi düşünce içinde burayı bugünkü duruma getirmiş ise, orada Somuncubaba'nın olmadığındandır.
ŞEYH UÇMAZ MÜRİT UÇURUR
Öte yandan, "Şeyh uçmaz mürit uçurur" lafzının da burada gündeme geldiğini görmek ve yıllar yılı, asırlarca Gül sembolü olarak İslam peygamberi efendimiz Hazreti Muhammed aleyhisselama atfedilen sembolün Somuncubaba'ya da izafe edilmesinin anlamı, sözde 600 yıldır solmayan güllerin propagandasını yapmanın onu daha fazla ünlenmeye iterek merak konusu yapmak pek anlamlı da gelmemektedir. Zira ünlenmek, Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri’nin fikrinde ve zikrinde olmayan bir düşüncedir.
Külliye ile ilgili web sitesinde dahi buranın tanıtım ve davetinde yer alan "Balıklı Kuyular ve Kudret Havuzu¸ Hasbahçe’si¸ Hamidiye Çarşısı¸ Tohma Çayı ve heybetli kanyonlarıyla Darende’ye¸ Zaviye’deki Somuncu Baba Külliyesi’ne mutlaka uğramalısınız." sözleri üzerinde düşünmek gerekir.
SOMUNCU BABA'NIN BURSADAKİ FIRININDA anlatılan KERAMETİNİN ASLI
![]() |
Somucubaba'nın Bursadaki Fırını ( Kaynak : internet) |
Keramet 640 Yıl Sonra Açığa Çıktı
Bursa Somuncu Baba'nın fırınının sırrı çözüldü.
Devrin büyük alimlerinden Somuncu Baba'nın iki gözlü inşa ettiği fırında, günümüzde yeni yeni kullanılan önemli bir detay keşfedildi. Fırının bir gözünde yanan ateşin, diğer gözdeki ekmekleri pişirdiği ancak ateş ve dumanın ekmeklere temas etmediği belirlendi.Asıl adı "Hamid'üd-Din-i Veli" olan Somuncu Baba'nın ekmek fırını, Osmangazi ilçesinde İvazpaşa ile Mollafenari Mahalleleri arasında bulunuyor. Bursa ve şehir dışından her gün yüzlerce insanın ziyaret ettiği 6 asırlık fırın, Osmangazi Belediyesi tarafından restorasyon için ziyarete kapatıldı. Çalışmaların devam ettiği fırınla ilgili büyük bir sır da aydınlığa kavuştu. Tarihi Somuncu Baba Fırını Sorumlusu Baki Süha Banaz, şu bilgileri veriyor: "Ateşi, fırının sağ tarafındaki küçük gözünde yakmış, sol tarafında da sıcak hava ile somunlarını pişirmiştir. Ki bu son 30 senedir uygulanan sistemi Somuncu Baba 640 sene evvel hediye etmiştir. Fakat biz bunun imkanından mahrum kalmışızdır (Kaynak )
(*) BAKANLIK YAZISI "SOMUNCUBABA'NIN KABRİ AKSARAY'DA
Aksaray İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmada, bir diğer gerçeğinde Somuncu Baba'nın , yeni ve günümüz kaynaklarının ittifak ettikleri tarih olan 20 Eylül 1412 tarihinde Aksaray’da vefat ettiği ortaya çıkmış. Ve haliyle de kabrinin de Aksaray’da bulunduğu gerçeğidir. Bakanlık web sitesindeki yazıda şunlar ifade edilmektedir.
"Tabakat kitaplarının en erken tarihlisi olan Molla Câmi’nin Nefehât adlı eseri, Taşköprüzâde’nin Eş- Şakâık’un Nu’mâniyye adlı eseri, Mecdî Efendi’nin Tercümesi, Kâtip Çelebi’nin Süllem’ül Vusûl illa Tabakât’il- Fuhul adlı eserleri ve son dönem tabakat kitaplarından Hüseyin Vassâf’ın Sefine-i Evliyâ ile muasır araştırmacılar Somuncu Baba’nın ömrünün sonuna kadar Aksaray’da kaldığını ve buraya defnolunduğunu söylemektedir. Bunların yanında Âli, Künh’ül-Ahbâr adlı eserinde, Somuncu Baba’nın Bursa’dan Aksaray’a gittiğini ifade etmektedir. Bursalı İsmail Hakkı da Silsile-i Tarîk-i Celvetî adlı eserinde Somuncu Baba’nın Aksaray’da ihtifâ ettiğini yazmaktadır. Osmanlı arşiv belgeleri incelendiğinde de Hz. Pîr’in kabrinin Aksaray’da olduğu anlaşılmaktadır.
Darendeli ve Somuncu Baba neslinden geldiği iddia olunan Hanefi Hoca tarafından yazılan Darende Tarihi adlı çalışma dışında hiçbir matbû’ veya mahtût yani Terâcim-i Ahval kitabı, Somuncu Baba’nın Darende’de medfun olduğunu yazmamaktadır. Dolayısıyla istisnasız bütün tabakat ve tarih kitapları Somuncu Baba’nın Aksaray’da medfun olduğu konusunda hemfikirdir. Bu bilgilerden hareketle Somuncu Baba’nın Darende’de medfun olduğunu iddia etmek herhangi bir iddiadan öteye gitmemektedir. Ancak Somuncu Baba’nın büyük oğlu Yusuf Hakiki Aksaray’da kalırken, küçük oğlu Halil Taybî Abdurrahman-î Erzincanî hazretlerinin kızı Dürriye Banu ile evliliği vesilesiyle Darende’ye gidip orada kalmıştır ( Kaynak) "
Sonuç olarak, Malatya Darende'de adına külliye yapılan Somuncubaba'nın yaşam felsefesine aykırı bir yapılanma, şöhrete maruz bırakılma, cehaletin varlığı, böylesine mübarek bir alim zatın 600 yıl sonra adının demode edilir bir seviyeye indirgenmesi onu anlamayanların eseri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu konuda en doğruyu Allahu Teala bilir diyoruz ve bu Allah dostu veli zatın kabrinde nur içinde yatmasını diliyoruz.
İlgili Yazı
Somuncubaba'da Şüphe ve Tepki Uyandıran Yasak
Derleme : Erol Kara - 13.05.2021