
Tuvaletsiz ev olmaz, camiler asla olmaz. Taharet etmek, taharet ettikten sonra güzelce abdest almak ve sonra namaza durmak, bir Müslümanın olmazsa olmazdır.
Ecdadımız, bir yere yerleşeceği zaman, ya da yerleşik bir beldeye cami yaptıracağı zaman önce tuvalet ve hamam yaparmış.
Önce temizlik...
Zaten temizlik imandan gelir, demezler mi.. Hele ecdat, abdeste zarar vermesin diye tuvaletleri , caminin bulunduğu yerden en az 40 -50 adım öteye yaparmış ki, namaza hazırlanan kişi şadırvana gelene kadar 40 adım yürüsün, damlayacak olan damlasın. Abdeste zarar vermesin diye.. Bugünkü gibi, caminin altında, hemen yanında yapmazlarmış.
Eskilerden camiler ne hamamsız, ne de tuvaletsiz yapılmazken Gap turu vesilesiyle uğradığımız Hatay ilinin Hassa beldesinde uğradığımız camide yaşadıklarımız ve duyduklarımız karşısında şaşırmadık desek yalan olur.
Camide abdest almak istedik. Tuvaletler kapalı idi.
Neyse nasıl olduysa kafiledekilerin yardımı ile cami imamına ulaşıldı.
Kapılar açıldı. 45 kişilik kafilede ekseriyetle bayan yolcular da bulunmaktaydı.
Bayanlara da tuvalet arandı lakin tek bir tuvalet varmış. Sıra ile gireceklermiş.denildi.
Abdest almak isteyen bayanlara abdest alma yeri yapılmamış.
Nasıl olur derken, öğrendiklerimizle küçük dilimizi yutabilirdik.
Hayırseverler cami yaptırmış.
Yaptırmış ancak cami yapılana kadar sayısız engellemelerle karşılaşmışlar.
Neyse bitmiş. Sıra tuvaletlere gelmiş. O da ne ..
Hassa halkından bir kısmı ayağa kalkmış. Camiye tuvalet yapamazsınız diye..
Koku yaparmış..
Tuvaletin yapılması engellenince camiye ibadete gelenler ya evlerinde, ya da başka yerlerde abdest alarak gelir olmuş.
Bu arada, şikayetçiler dava açmış camiye karşı.Tuvaletlerin yapılmasını mahkeme kararı alarak durdurmak için.
Allah'tan yargı mensupları aklıselim kişilermiş de cami tuvaletsiz olmaz diyerek talebi reddetmiş.
Tuvaletler yıllar süren mahkeme sonrası yapılmış.
![]() |
Tuvaletlerin bulunduğu alan.. |
Yani, bu camiye gelen bayanlar tek tuvalet için sıra bekleyerek girmek zorunda kalırken abdestlerini de erkekler uzaklaştıktan sonra şadırvandan almak zorunda kalıyormuş.
Bize anlatılanlardan sonra üzgün olarak ayrıldık.
Aklımızda kalanlar bunlarla..
Ve sormadan edemedik, kendi, kendimize..
Nasıl bir zihniyet Hassa'da mevcut bilemedik.
Lakin bu ülke Müslüman bir ülke.
Camiler ihya etmek Allah'ın emri.
Bu konuda ayet ve hadisler var.
Taharet etmek kadın erkek herkesin üzerine farz..
Farza engel olmak, namaza engel olmak, taharete engel olmak Hassa'da karşıt görüşlü olanlara da yakışmamış, mahkeme yoluna gitmekte yakışmamış, bir İslam toprağında buna karşı gelmek hiç ama hiç yakışık olmamış.
Dileriz, biriler artık bu savaşı keser de cami tuvaletini geliştirir, bayanların tuvalet sayısını artırır ve bayanların abdest alacağı uygun bir yer yaparlar.
Gelen geçenden hayır dua almak varken, buna karşı gelindiğini duyarak beddua edilmesine sebep olmak hiç hoş olmasa gerek.
Caminin adı... Fatih Cami
Caminin adresi : Hassa İlçesi Girne Mahallesi Karafakılı Caddesi
Cami hakkında ayet ve hadisler..
- “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.” (Tevbe 18)
- “Allah’ın mescitleri içinde, Allah’ın isminin anılmasını men eden ve o mescitlerin harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır ? işte o zalimler yok mu, onların bu mescitlere korka korka girmekten başka hakları yoktur. Bunları yapan o zalimlere, dünyada büyük bir felaket ve mahrumiyet, ahirette de büyük bir azap vardır.” (Bakara 114)
- “Kim Allah için bir ev inşa ederse (mescit yaparsa) Allah’ta cennet’te onun için bir ev yapar.” (Buhari, Salat 65, Müslim, Mesacid 4)
- “Bir kimse evine gelene nasıl ikramda bulunursa, Allah’ta evine (camiye) gelene özel ikramda bulunur. (Sahih-i Buhari Cilt 2, sayfa 625)
- “Beldelerin Allah’a en sevimli yerleri mescitlerdir. Beldelerin Allah’a en sevimsiz yerleri de çarşı ve pazarlardır.” (Müslim Mesacid, 288)
- “Mescidler yeryüzünde Allah’ın evleridir. Gökteki yıldızların yer ehlini aydınlattıkları gibi, onlarda gök ehlini aydınlatırlar. (Heysemi, Mecmeuz-Zevaid 117)