@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Reklam


Camilerde Diyanet Memurları Var, Din Gönüllüsü Yok




İnsanlar, doğru insan bulmaya hasret..
Sağımız solumuz kaytaran, işi savsaklayan, hile yapan, aldatanlarla dolmaya başladı.
Karşımıza çıkan her insandan şüphelenir olduk.
Aldığımız ürünlerden, yaptırdığımız işlere kadar her olayda hep kaybeden tarafız.
Kimse, Allah'tan korkmaz oldu.
Her meslekte artık bu güvensizliği yaşıyoruz.
Kimse kendini düzeltmeye çalışmıyor.
Oysa Allah c.c. "güzel iş yapanı sevdiğini" açıklamaktadır.
Peygamber efendiniz ( Allah'ın selamı üzerine olsun ) "Aldatan bizden değildir", diyor.
Yani, Müslüman değildir, demeye getiriyor.
Bunları duyuyoruz , hatta beş vakit namaza koşuyoruz.
Geceleri namaz kılanlarımız bile var.
Hacca, umreye defalarca giden var.
Ve böyle olduğu halde birbirimize yalan dolan, alavere dalavere yapmaktan da geri durmuyoruz.
Hep şikayetçiyiz ama bu güruhun içinde ister istemez olmak zorunda kalıyoruz.
Çünkü hepimiz bu toplumdayız. Akı karası birbirine girdi.
Okullardan vatandaşlık, ahlak dersleri kaldıralı çok oldu.
Hafızlarımızın sayısı 300 bin civarına yaklaştı.
Diyanet İşleri Başkanlığı kadrosu 200 binlerde...
Birbirini yumruklayan, boğazlayan ve hatta öldüren din adamlarına rastlar olduk.
Doktorlara rastlar olduk.
Öğretmenlere rastlar olduk.
Velhasıl güzele hasret kaldık.
Zaman zaman cami cami değişik semtlere, illere gider oldum.
Bilhassa cuma günlerini farklı yerlerde özellikle cuma cami havası olan yerlerde, eski tarihi camilerde, bir veli,bir evliyanın havasının, kokusunun olduğu yerleri tercih eder oldum.
Cuma selaları bile cenaze selaları gibi okunuyor.
Perşembe akşamları okunan selalar bile bazı yerlerde, yasak savar gibi.
Ezanmatik memurları yurdun her bir yanını sarmaya başladı bile..
Sabahları, yatsılarda açılmayan camiler
Namaz kılmaya duvar olan girişler.
"657 'e tabiyim, verileni yaparım"
"Benden bu kadar deyip, bir an önce hem de cemaatten sonra gelip önce giden cami memurlarını görür olduk.
Anadolu'nun hatta İstanbul dahil büyükşehirlerde bile ezanmatik müezzinler çoğalmaya başladı. Merkezi ezan sistemleriyle donatılmış camiler çoğaldı.
Sabah namazı, yatsı namazı açılmayan camiler çoğaldı.
Onlarda maaş alıyor, camide neden görev yaptığını idrak eden, çalışan insanlar da maaş alıyor.
Onlar da Diyanet çalışanı, bunlar da..
Görev verildiği halde yeri, camiyi, beldeyi beğenmeyen araziye uzanan bedbahtlar yüzünden minareler ezansız, mihraplar imamsız kalıyor
Diyanet İşleri Başkanlığı sürekli yönerge çıkartıyor, programlar yapıyor, seminerler düzenliyor, talimatlar vetiyor.
Bir kulaktan girip bir kulaktan çıkıyor.
Cumhurbaşkanı 4 - 6 yaş eğitimini önemsiyor, müftülere, imamlara önemini söylüyor
Kimse parmağını oynatmıyor
Cenaze selaları bile adamına göre veriliyor, Zenginin selası fakirin selası fark edilir oldu.
Camiye gelen vatandaş camilerin namaz kılma yerinden başka bir işe yaramadığını söylemeye başladı.
Kuran öğrenmek, ilmihal öğrenmek, sohbet dinlemek, bilmediğini öğrenmek için kayıtdışı ,merdiven altı kim oldukları belli olmayan yasaları takmayan cemaat denilen grupların esiri olmaya başladı.
Adım başı ruhsatsız mescitler açılıyor
Pazar sabahı buluşmaları buralarda yapılıyor.
Zikirler buralarda yapılıyor
İnsanlardan para toplanıyor.
Dine uygun bilgi verilip verilmediği şüpheli sohbet sonunda toplanan paralar nereye gidiyor belli değil.
Tarikat şeyhleri imparator gibi, saltanatları, hükümranlıkları dille anlatılamaz oldu.
Bir takım hoca denilen kişiler önce bir yer kiralıyor biraz sohbet veriyor sonra alabildiğince zengin olma yolunda dini alet ederek mal mülk sahibi oluyor.
İnsanlar dini öğrenmeye aç.
Bu açlığı camilerde gideremeyen, imamların asık suratlarına, hizmetten kaçışlarına, kendilerine uzak durmalarına daha fazla muhatap olmamak için merdivenaltı sohbet yerlerine gidiyor.
Din adı altında sömürülen insanlar zehirleniyor, aldatılıyor, dinden uzaklaşıyor
Oysa, 200 binli bir nefere sahip Diyanet İşleri Başkanlığı hatır gönül, kökleşmiş, kemikleşmiş, yerleşik görevlileri denetleyemez oldu.
Söz geçiremez oldu.
Sendikalar yüzünden, din görevlileri dernekleri yüzünden...
Bir ilçede bulunan kemik kadrolara söz geçiremeyen müftü sessizce seyrediyor. Görev süresi bitince plaketi alıp başka bir iş yapamayacağı ilçeye, ile gidiyor.
İl müftüleri ilçe müftülerinden daha rahat..
Bir kaç görsel ve tören ile işi götürdüklerini sanıyorlar.
İmamlar dilediğince at koşturuyor. Nasıl olsa atama yok, yer değiştirme yok, rotasyon yok.
Camilerin aile şirketi haline geldiğini, eş kardeş, alt üst soy hepsi bir yeri parsellemiş sözde hizmet ediyor.
Mülakatlarda halen torpil , halen kayırma..
Seçilenler hep aileden..
Hac görevlendirmelerinde halen torpil, halen kayırma..
Sessiz imamlar köylerde körleşiyor
Arkası olanlar üst sınıf camilerde, istediği mahalle camilerinde, istediği yere atanıp beylik yaşıyor
Kuran Kurslarında görev yapması gerekenler bir kaç kişi tutup sözde ders veriyor gibi gözüküyor.
Binlerce Kursan kursu öğreticisi olmasına rağmen, kuran öğrenmek isteyenler bunlara ulaşamıyor.
Oysa...
Herkes camiye yardım etmeyi, cami yapmayı, hafız yetişsin diye cebindeki bir kaç kuruşu severek veriyor.
Ve istiyor ki, verdiklerine karşılık camiler tam mesai çalışsın.
İmamlardan özlenen, hasret kalınan faaliyetler bekliyor
İslama hizmet bekliyor
Ateistmiş, deistmiş, bilmem ne imiş uydurulmadan müminlerin sayısı artsın istiyor. 
Camiler yapılıyor, camilere görevli bekliyor
Güleryüzlü halkla barışık din görevlisi istiyor.
Cami görevlileri yönergesine göre çalışacak din görevlisi bekliyor.
Cumhurbaşkanının her fırsatta söylediği çalışan, çalışkan, hizmet eden, peygamber varişsi olduğunu unutmayacak din görevlisi istiyor.
Bundan daha güzeli ne olabilir ki..
Diyanet Teşkilatında olması gereken bir çalışma bekleniyor
Her ne kadar içlerinde özlenen, istenen dini faaliyetlerde bulunan görevliler varsa da bu tür gönüllüleri parmakla gösterir hale gelindi.
Yine de, dualar hep daha iyi ve güzeli görmek için ediyor.
İnsanlar güzel Kur'an okuyan değil, ezanı muhteşem okuyan değil, dini, Kur'an-ı güzel anlatan hizmet eden din görevlileri istiyor.
İsteyenin bir yüzü kara..

Erol K ara - @erolkaranet - 08.11.2022
Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.