
Dikkat edildiğinde vapurun bir yanında "Le Vapeur Magique" adını görür. Uç kısmında "LVM" harflerini..
Bu yabancı bir millete ait vapur değildir.
Bizden biri, tanıdık bir ismin şekil değiştirmiş hali..
Bu kara renkli alışmış beyaz dışında simsiyah rengi ile farklı dolaşan vapurun aslında Şehit Adem Yavuz vapuru olduğunu söylediğimizde pek çok İstanbullu anımsayacaktır.
Şehit Adem Yavuz vapuru, 1976’da suya indirilen, 37 yıl boyunca şehir hatlarında hizmet ettikten sonra emekliye ayrılan bir yolcu vapuru.
Şehit Adem Yavuz vapuru 58 metre uzunluğunda 19 metre genişliğindeki her biri 750 beygir gücünde 2 dizel motoru bulanan 456 grostonluk bir vapurdur.
Vapura isim babası olan şehit bir gazeteci. Adem Yavuz.
Adem Yavuz kim derseniz, 1974'te Kıbrıs'ta gazetecilik yaparken, Rumlar tarafından yaralı olarak esir alındıktan sonra şehit edilen gazeteci..
İstanbul'da 40 yıl hizmet verdikten sonra emekliye ayrılan ve “Vapur Turnesi” ismiyle Türkiye'nin ilk yüzen mağazası olan 'Şehit Adem Yavuz Vapuru' artık ‘Le Vapeur Magique' ismini aldı.
Turizm amaçlı biraz da vapurda toplantı, eğlence, davet yapmak isteyenler için bir hizmet aracı oldu.
Boğazda yemekli, kahvaltılı bir gezi yapmak isteyen bireylere, şirketlere açık bir gezinti vapuru oldu.
Sarayburnu'nda demirleyen 'Şehit Adem Yavuz Vapuru' özel iş toplantıları için standartların üzerinde dekor ve teknik donanıma sahip 45 kişilik toplantı salonu ve bahar-yaz aylarında kullanabilecek 150 kişilik teras alanı da bulunuyor.
Tanııtımlarda böyle deniyor.
Biz, vapuru Eminönü boğaz gezisi yapmadan önce iskelede görünce bu bilgileri edindik. İçerisi nasıldır, ne durumdadır, nasıl bir hizmet veriyor. Müşterilerine nasıl davranılıyor, yemek ve kahvaltı kalitesi nasıldır, bilemiyoruz.
Bunu bilmemiz için adam başı 200 TL vermemiz gerekiyormuş.
Yabancı uyruklu meraklılar için 40 Avro imiş.
Her ne kadar tanıtımda tüm gün deniyorsa da 2 saatlik bir yolculuk imkanı tanındığını gördük.
Kahvaltılı Boğaz Turu Eminönü'nden, Yemekli Boğaz Turu Ortaköy Kalkışlı imiş.
Programlarda Canlı Caz Müzik, Sınırsız Serpme Antakya Kahvaltısı olduğu söyleniyor.
yemekli tur da da Antakya Mutfağı yer alıyormuş.
Şimdi aklınıza gelebilir.
Neden caz da İstanbul şarkıları yer almasın. Neden Anadolu Mutfağının örneği yer etmesin. Veya Saray mutfağından çeşitlemeler..
Neticede İstanbul'da, İstanbul Boğazında, İstanbul'u sevmiş, İstanbul'u merak etmiş yolculara bu havada bir ortam hazırlanmamış da Antakya'ya dayanmış, Anlayamadık.
Boğazda bir kara vapur.
Öğrendiklerimiz bunlar.
Bilenler, deneyenler, deneyimlerini yoruma yazarsa seviniriz.
Bu vesile ile gazeteci Adem Yavuz Kimdir, rahmet dileyerek onu da yazımızda bir kez daha yad etmek istiyoruz
Gözleri bağlanarak öldürülmüştü: Şehit gazeteci Adem Yavuz'u bilir misiniz?
Adem Yavuz (Çınarlı Hafik, Sivas, 1943 - Adana, 26 Ağustos 1974)
1943 yılında Sivas ilinin Hafik ilçesine bağlı Çınarlı köyünde doğdu. Babası Osman, annesi Elif Yavuz'dur.
İlkokulu Çınarlı'da tamamlayan Adem Yavuz, ortaokul ve liseyi İstanbul'da bitirdi. Ankara Sosyal Bilimler Fakültesinde öğrenimine devam ederken Günaydın Gazetesinde Ankara Muhabiri olarak gazeteciliğe başladı. Adem Yavuz 1968 yılında TRT Ankara Televizyonunda bir süre çalıştıktan sonra 1 Eylül 1969 tarihinde mesleğine ANKA Ajansında devam etmiştir.

Kıbrıs'ta 20-22 Temmuz 1974'te gerçekleşen birinci harekatta Türk askerinin henüz ulaşamadığı yerlerden olan Lefke yıllardır ‘mücahitler’ tarafından savunuluyordu. Ancak Rum ve Yunan güçleri tarafından abluka altına alınan Lefke, 22 Temmuz’da teslim olmak zorunda kaldı ve mücahitler de silahlarını bırakarak, evlerine dönmüştü...
Daha sonra, komuta kademesindeki 75 mücahit, evlerinden alınarak Limasol kışlasına götürülür, ancak kimse nerede olduklarını bilmez...
Bu sırada ikinci harekata tanıklık etmeyi başaran üç gazeteci, Girne’ye doğru yola çıkarken, girdikleri yolda Rumların saldırısına uğrarlar, şoförleri o anda ölür. Gazeteciler Anadolu Ajansı (ANKA) Muhabiri Adem Yavuz, Ergin Konuksever ve Cengiz Kapkın ise esir düşerler.
Omuzundan yaralanan Konuksever hastaneye kaldırılırken, Yavuz ve Kapkın’ın elleri birbirine kelepçelenmiş ve gözleri bağlanmıştır.
EOKA’lı bir general tarafından yakın mesafeden karnından vurulan Yavuz, Konuksever’in ameliyatından 6 saat sonra onun yanındaki yatağa yatırılır. Yavuz aldığı yaraya direnemeyecek ve 26 Ağustos’ta, henüz 31 yaşındayken Adana Numune Hastanesi’nde hayata gözlerini yumacaktır. Artık o da bir şehit gazetecidir.
***
Gazeteci Ergin Konuksever, o tarihte gazeteciler Kapkın ve Yavuz ile birlikte savaş bölgesi Güney Kıbrıs’ta arabayla gittikleri sırada, şoförün kendilerini dinlemeyerek yanlış bir yola girdiğini ve Rum askerleri tarafından yaylım ateşine tutulduklarını ifade ederek, olayı şöyle aktarıyor
"Rum doktor beni ameliyat ettikten altı ya da yedi saat sonraydı. Bir de baktım Adem'i getirdiler sedye ile. Çok şaşırdım. Hastane kapısında ameliyata girmeden önce hem Cengiz'le hem de Adem'le vedalaşmıştım. "Size artık bir şey olmaz. Ama bana bir şey olursa çoluk çocuk size emanet. Durumu anlatırsınız. Sağ çıkıp çıkamayacağım belli değil ameliyattan" demiştim.
Adem'i yanımdaki yatağa yatırdılar. Bir hafta kendine gelemedi. Kendine gelir gelmez de "Bu hastaneden kaçalım" demeye başladı.
"Nasıl kaçacağız, nereye kaçacağız bu yaralı halimizle?" diye sordum.
"Abi bunlar bizi öldürecek." diye yanıtladı.
"Yok oğlum," dedim "Burası hastane, bizi niye öldürsünler?"
"Abi, beni hastanenin bahçesinde vurdular." dedi.
"Meğerse beni bıraktıktan sonra giderken bahçede bir asker karnına makinalıyı dayamış Adem'in ve..."
Yaralanan Yavuz, aynı hastanede tedavi altına alındı. Durumu ağırlaşınca Türkiye'ye teslim edilen gazeteci Adana'ya getirildi ve burada tedavisine devam edildi.
Konuksever, kendisi de serbest kaldıktan sonra Türkiye'ye geldiğinde Yavuz'un Adana'da tedavisinin sürdüğünü durumunun ağır olduğunu anlatıyor.
****
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti tarafından Çınarlı'da yaptırılan anıt mezara defnedildi.
Adem Yavuz adı birçok ilimizde okul, kurum, mahalle ve caddelere isim olarak verilmiştir.
Derleme @erolkaranet - 07.08.2021