Yerde bulduğu parayı kimseye sormadan, cebine koyan şahıs polisin takibi sonunda yakalanarak, haklarında "Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf" suçundan işlem yapıldı.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Sultangazi'de eşi ve bebek arabasında bulunan çocuğu ile birlikte kaldırımda yürüyen çift yerde bir miktar para görmüştü. Yerdeki parayı çevredeki esnafa sormadan, sahibini araştırmadan cebine koyan şahıs çevredeki kameralarca tespit edildi.
Parayı düşüren kişinin şikayet üzerine yakalanan çift "Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf" suçundan işlem yapılmak üzere, savcılığa sevk edildi. Savcıya ifade verdikten sonra para sahibine teslim edilirken, çift serbest bırakıldı.
Yukarıda yer verdiğimiz habere pek çoğunuz şaşırsa da , parayı bulan kişilerin öncelikle çevredeki esnafa sorması, ya da emniyet güçlerine bildirmesi bir vatandaşlık görevidir. Bu aynı zamanda vatandaşlık ahlakı içinde olup İslami açıdan da şartları vardır.
T.C Yasalarına göre herhangi bir şekilde bulunan mal ya da parayı almak suç mudur ?
Her ne kadar şartlara bakılsa da, yerde veya herhangi bir yerde düşürülmüş, bırakılmış, terk edilmiş, unutulmuş bir malın/paranın bulunması halinde "iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır "
Şimdi konuya daha detaylı olarak bakalım ve sonu hapis olayın oluşmasına sebep olan TCK 160. maddeden söz etmeye çalışalım.
Kaybolmuş veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Suçu Nedir? (TCK 160)
Kaybolmuş veya Hata Sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu; mağdurun hakimiyet alanının dışına çıkan menkul bir malı bulan bir kimsenin malı kullanması, tüketmesi veya satması halinde oluşan bir malvarlığı suçudur.
Örneğin, yukarıdaki haber örneğinde olduğu gibi, parasını bir yerde unutan bir kimsenin nerede unuttuğunu hatırlamaması nedeniyle paranın tasarrufundan çıkmış olması nedeniyle söz konusu parayı bulup kullanan kişi TCK m.160'da düzenlenen kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunu işlemiş olur. Ancak, aynı mağdurun parasını düşürdüğünü gören bir kimsenin, mağdur ayrıldıktan hemen sonra onu yerden alması hırsızlık suçu olarak nitelenir.
Örneğin, yukarıdaki haber örneğinde olduğu gibi, parasını bir yerde unutan bir kimsenin nerede unuttuğunu hatırlamaması nedeniyle paranın tasarrufundan çıkmış olması nedeniyle söz konusu parayı bulup kullanan kişi TCK m.160'da düzenlenen kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunu işlemiş olur. Ancak, aynı mağdurun parasını düşürdüğünü gören bir kimsenin, mağdur ayrıldıktan hemen sonra onu yerden alması hırsızlık suçu olarak nitelenir.
Bu suçun 765 sayılı TCK’daki karşılığı emniyeti suiistimal başlığı altında düzenlenen 511. maddededir. Her iki kanunda da kaybolmuş eşya ve hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde gerçekleştirilen fiiller birlikte düzenlenmiş olmasına rağmen iki hüküm arasında çeşitli farklılıklar bulunmaktadır. (Bu suçun 765 sayılı TCK’daki karşılığı emniyeti suiistimal başlığı altında düzenlenen 511. maddededir. Her iki kanunda da kaybolmuş eşya ve hata
sonucu ele geçmiş eşya üzerinde gerçekleştirilen fiiller birlikte düzenlenmiş olmasına rağmen iki hüküm arasında çeşitli farklılıklar bulunmaktadır. (“Madde 511 – 1 - Kaybolmuş bir şeyi bulup ta bulunmuş eşyanın mülkiyetini iktisap hakkında Kanunu Medenide yazılı ahkama riayet etmeksizin temellük iddiasına kıyam eyliyen,
2 - Başkasına ait olup ta bir hata veya tesadüf neticesi olarak eline geçen bir malda mülkiyet
iddia eden, Kimseler mutazarrırın şikayeti üzerine bir seneye kadar hapse ve yüz liraya kadar ağır cezayi nakdiye mahkum olur Eğer mücrimin bu eşya sahibi kim olduğunu bildiği tahakkuk ederse ceza iki seneye kadar uzar.” )
Suçun Unsurları Nelerdir?
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu, TCK m.160'da Mal varlığına Karşı Suçlar bölümünde düzenlenmiş olup unsurları şunlardır:
- Fail. Her gerçek kişi suçun failidir Fail, kaybedilmiş eşyayı bulup ya da eşyayı hata sonucu ele
geçirip yükümlülüklerini yerine getirmeksizin eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunan gerçek kişidir - Mağdur, Bu suçun mağduru, suçun konusunu oluşturan eşyanın malikidir
- Suçun konusu malın bir menkul mal olması gerekir. (Örneğin, cep telefonu, cüzdan, kredi kartı, para vb.)
- Suçun Konusu, Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya (Bir şeyin hukuki anlamda eşya sayılabilmesi için maddi bir varlığa sahip olması, sınırlarının belirli olması, üzerinde hakimiyet kurulabilir olması ve kişisel olmaması gerekmektedir. Ayrıca eşyanın ekonomik değere sahip olması gerekmez) üzerinde tasarruf ile malvarlığına karşı işlenen diğer suçların ayrımında suçun konusu belirleyici niteliktedir
- Fiil ve Netice, Suçun fiil unsurunu sahibine iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunma oluşturur Suçun konusu mal üzerinde sahibinin tasarrufu devam ediyorsa, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu değil hırsızlık suçu oluşur.
- Her somut olayın özelliklerine göre değişmek üzere suçun en önemli unsuru, suç işleyenin sahiplendiği şeyin yitirilmiş mallardan olduğu inancı ile hareket etmesi gerekir. Suç işleyen malın sahibini biliyorsa, mal kaybolmuş mallardan sayılamayacağından hırsızlık suçu işlenmiş olur. Suçu işleyenin dışa yansıyan davranışlarından hangi saikle hareket ettiği değerlendirilerek suç vasfı tayin edilir.
Kaybolmuş veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Suçunun Cezası (TCK 160)
Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyedliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır (TCK m.160).
Sık Sorulan Sorular
Görevli Mahkeme
Dava, suçun işlendiği yerde asliye ceza mahkemesinde görülecektir.
Tasarruf suçu şikayete bağlı mıdır?
Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması suçtan zarar görenin şikayetine bağlıdır.
Suç uzlaşma kapsamında mıdır?
CMK md. 253. uyarınca uzlaşma hükümlerine tabidir.
Suçun zamanaşımı nedir?
Bu suç için dava zamanaşımı 8 yıldır.
Ceza adli para cezasına çevrilebilir mi?
Bu suç nedeniyle hapis cezasına hükmedilmesi halinde bu ceza TCK 50/2 . maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilemez.
İSLAMİ AÇIDAN YİTİK
Buraya kadar kanunlarımızda yer alan durumu ele aldık. Bir de bunun İslam dini açısından durumuna bakalım.
Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu "Buluntu eşya (lukata) ile ilgili hükümler nelerdir?" sorusunu şu şekilde cevaplamıştır
"Başkalarının rızası olmadan mallarını ellerinden almak caiz olmadığı gibi, kaybettikleri mal ya da eşyayı alıp sahiplenmek de caiz değildir.
Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir.
Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır. Bir kimse bulduğu bir şeyi alırken, onu sahibine teslim etmek üzere aldığına çevresindekileri şahit tutar. Bulunan eşyanın sahibi çıkar ve onun kendisine ait olduğunu ispat ederse eşyayı ona teslim eder (Kâsânî, Bedâî’, VI, 200-201).
Buluntu eşya, onu sahibine vermek üzere alanın yanında emanet durumundadır. Bir kusuru olmaksızın bu mal kaybolsa veya telef olsa, sahibi çıktığında bedelini ona ödemekle yükümlü olmaz (İbn Nüceym, el-Bahr, V, 162, 163).
Buluntu eşyayı elinde bulunduran kimse bunu malın değerine göre uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa o malı yoksul kimselere sahibi adına tasadduk eder; kendisi muhtaç ise ondan istifade edebilir. Ancak, daha sonra sahibinin çıkması halinde bedelini öder. Sahibinin aramayacağı düşük değerli şeyler ise beklemeye gerek kalmaksızın ihtiyaç sahiplerine verilebilir; bulanın ihtiyacı varsa o da kullanabilir (Serahsî, el-Mebsût, XI, 2, 3)." (Ayrıca Bakınız. TDV İslam Ansiklopedisi)
Yitik Mal (Bulunan Mal) ile İlgili Hadisler
Mutarrif b. Abdullah b. Şihhîr’in, babasından naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Bir Müslüman’ın yitirdiği buluntu mal, (bulanın elinde) bir ateş korudur.” (İbn Mâce, Lukata, 1)
İyâz b. Hımâr’dan nakledildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kim yitik bir mal bulursa derhâl (onu emanetine aldığına dair) güvenilir bir veya iki kişiyi şahit tutsun. Bulduğunu gizleyip saklamasın. Sahibini bulursa derhâl ona teslim etsin. Sahibini bulamazsa bu, Allah’ın dilediği kimseye verdiği bir maldır.” (Ebû Dâvûd, Lukata, 1)
Câbir b. Abdullah şöyle demiştir:
“Resûlullah kişinin bulduğu değnek, ip ve kamçı gibi şeyleri kullanmasına müsaade etti.” (Ebû Dâvûd, Lukata, 1)
Zeyd b. Hâlid el-Cühenî’den nakledildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kayıp bir hayvanı duyurmadan sürüsüne katan, gerçekte kendisi kaybolmuştur.” (Müslim, Lukata, 12)
Hadislerden anlaşıldığına göre, bulunan malın bir yıl süre ile ilân edilerek sahibinin aranması ve beklenmesi, sahibi gelip de malını tanımlayabilirse malının iade edilmesi gerekmektedir. Öte yandan, bulan kimsenin, sahibi gelince iade edebilmek ve gerçek sahibini tanıyabilmek için, bulduğu malın ayırıcı özelliklerine dikkat etmesi ve unutmaması, yitiği de sahibine vermek kastıyla alması istenmektedir.
Derleme @erolkaranet - 11.06.2021