Yıllar yıl tam olarak çözülemeyen, sonuçta sürekli mahkemeye düşen işçi - işveren ilişkileri içerisinde yer alan sorunların başında otobüs, kamyon ve tır şoförlerinin fazla çalışma haklarının nasıl hesap edilmesi konusudur.
Yargıtay 9. Hukuk dairesinin bu yönde verdiği kararlar da harcırah, prim ya da fazla ücret konusu açıklığa kavuşmuş oldu.
Yurt içi veya yurt dışına sefere çıkan otobüs, kamyon ve tır şoförlerine her sefere çıktıklarında ödenen paranın harcırah-yolluk veya ücret niteliğinde olup olmadığının uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir sorun olduğu, iş yeri ve işletmelere göre farklılık gösterdiği bilinen bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır.
Ağır vasıta şoförlüğü zor olduğu kadar, tabi olduğu çalışma sistemi bakımından da farklıdır. Klasik çalışma sürelerine benzemeyen ve önemli riskler barındıran bu meslekte maaş bazen sorun olmaktadır. Genelde, ağır vasıta şoförlerine ödenen ücretler ana ücret + kilometre başına / sefer başına prim ve/veya harcırah şeklinde belirlenmektedir.
Bazı işveren uygulamalarında ise garanti ücret olarak adlandırılan asgari ücret ödenmeyip, sadece sefere bağlı prim ödemesi yapılmaktadır. Bu ihtimalde de tır şoförünün ücreti salt sefer primlerinden oluşur.
Zaman zaman ödenen paranın temel olarak sefer için gerekli yakıt, yol ve köprü geçiş ücretleri, bazı gümrüklerde ödenecek vergi, harç ve benzeri ödemeler ile şoför için zorunlu olan barınma ve gıda masrafları gibi giderleri içerdiği de bilinmektedir.
Ve tabii ki, tüm bunların yanı sıra fazla çalışma ücretlerinin varlığı. Bir şoför aldığı sabit maaş+prim (ve veya harcırah) dışında fazla çalışma ücreti hak eder mi ?
Yargıtay, harcırah (yolluk) ile ağır vasıta (uzun yol) şöförlerine sefer başına ödenen sefer primini farklı iki ödeme olarak kabul etmiştir. Harcırah, ücretten sayılmaz ve fazla çalışma hesabına katılmaz. Bu nedenle harcırah alarak çalışan işciye, çalıştığı süre için ücretinin % 150 zamlı olarak fazla çalışma ücreti ödemesi gerekmektedir.
TIR şöförlerinin aldığı sefer primi ise ücretin içinde kabul edilir ve ücret ile birlikte toplanarak çıplak ücret bulunarak, bu toplam ücretin % 50 zamlı kısmının fazla çalışma saati başına ödenmesi gerekir.
İşte Yargıtay'ın emsal olacak fazla çalışma ücretleri hakkındaki karar örnekleri;
9. Hukuk Dairesi 2019/618 E. , 2021/2367 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ: ...24. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGI TAY KARARI
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili,davacının davalıya ait işyerinde çalıştığını, maaş + prim usulüyle çalıştığını, primlerinin eksik ödendiğini, fazla çalışma ücretlerinin verilmediğini, kıdem ve ihbar tazminatlarının eksik ödendiğini, asgari geçim indirimi alacağının hiç ödenmediğini iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkili şirketi ibra ettiğini, prim alacağı bulunmadığını, primlerin fazlasıyla ödendiğini, davacının fazla mesai ücreti alacağının da olmadığını, kıdem ve ihbar tazminatının da ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir,
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince,bilirkişiler sunulmuş olan defter ve belgelerde belirlenen ciro tutarına ve davacının daha önce aldığını belirttiği prim miktarına göre bakiye prim alacağını denetime elverişli biçimde hesapladıkları, Mahkemece de buna göre prim alacağına hükmedildiği, bilirkişilerin de raporlarında tespit ettikleri gibi asgari geçim indirimi alacağının ödendiği anlaşıldığından bu yöndeki davacı istinaf başvurusu da kabul edilmediği, tanıkların beyanları, emsal ücret araştırması, davacının dosyaya sunulmuş bulunan ücretinin düşük olduğuna ilişkin gönderdiği mail de dikkate alındığında ücretinin brüt 2.590,00 TL olarak tespitinin de dosya içeriğine uygun olduğu, bilirkişi prim ve fazla çalışma talepleri bakımından dava tarihi itibariyle 25/11/2009 tarihinden sonraki döneme ait alacakları hesapladığından davalı tarafın zamanaşımı yönünden istinaf başvurusu da kabul edilmediği, mesai arttıkça yapılan prim ödemesi de artıyorsa, kısaca prim, yapılan satış oranına göre değişkenlik gösteriyorsa bu durumda bir anlamda yüzde usulü ile çalışıldığının kabulü, fazla mesai ücretinin sadece % 50 zamlı kısmının hesaplanarak, davalı vekilinin istinaf başvurusu bu yönüyle kabul edilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin fazla mesai ücretine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, diğer istinaf gerekçelerinin reddine karar verilerek yeniden karar verilmiştir. Temyiz Başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekili dava dilekçesi ile işe girdiği 2008 yılında işten ayrıldığı 2014 yılına kadar asgari geçim indirim alacağının ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı ise, asgari geçim indirim alacağının ödendiğini savunmuştur.Mahkemece ücret bordroları ile banka kayıtları dikkate alınarak asgari geçim indirim alacağı bulunmadığından talebin reddine karar verilmiş Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bu konudaki davacının istinaf talebide kabul edilmemiştir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; ibraz edilen ücret bordrolarındaki asgari geçim indirim tutarlarının banka kanalı ile ödendiği, tespit edilmiştir.Dosya içeriğinde davacı ve davalı vekilince sadece üç adet imzasız ücret bordrosu sunulmuş olduğu ve asgari geçim indiriminin banka kanalı ile ödendiği görülmektedir. Mahkemece davacının talep ettiği dönemleri kapsayan tüm ücret bordroları ile banka kayıtlarının getirtilerek, asgari geçim indirim tutarlarının ödenip ödenmediği araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile karar verilmesi hatalı olmuştur.
3- Taraflar arasında fazla çalışma ücretinin hesabı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre ücret ; satışa, ürün miktarına, sefer sayısına veya gidilen kilometreye göre prim ödemelerinde ise sabit ücret üzerinden % 150 zamlı saat ücretine göre hesaplama yapılarak sabit ücrete göre hak kazanılan fazla çalışma ücreti belirlenir. Ödenen prim miktarının % 50 zam kısmına göre de hesaplama yapılır ve her iki hesap yöntemi toplanarak fazla çalışma ücreti belirlenir. Örneğin işçinin 3000 TL sabit ücret ve 1000 TL ortalama prim aldığı durumda 3000TL/225 saat x 1,5 x fazla çalışma saat sayısı = A şeklinde sabit ücrete göre hak kazanılan fazla çalışma ücreti belirlenir. Aynı dönem için ödenen primlerin fazla çalışmanın zamsız kısmını karşıladığı kabul edilerek, prim tutarı için 1000TL/225 saat x 0,5 x fazla çalışma saat sayısı = B hesabıyla prime düşen fazla çalışma ücreti belirlenir. A+B toplamı o dönem için hak kazanılan fazla çalışma ücretini belirler.
Somut uyuşmazlıkta; davacının sabit ücret + prim üzerinden ücret aldığı anlaşılmaktadır. Davacının fazla mesai ücretinin hesabında; çıplak brüt ücreti 2.590 TL üzerinden hesaplama yapıldığı, primlerin hesaplamaya dahil edilmediği sadece % 50 zamlı kısmının hesaplandığı görülmektedir. Yukarıda bahsedilen ilke kararımız doğrultusunda hesaplama yapılması gerekirken sabit ücret üzerinden hesaplamanın kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.01.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.
*****
9. Hukuk Dairesi 2019/3777 E. , 2021/2541 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ: ... 25. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGI TAY KARARI
Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davacının 25/11/2012- 02/09/2015 tarihleri arasında kamyon şoförü olarak çalıştığını, her iki davalı şirketin aynı kişilere ait olduğunu, aylık ücretinin net 1.640,00 TL olduğunu, ayda ortalama 3.000,00 TL’ de harcırah aldığını, davacının uzun yol seferinden sonra dinlendirilmeden tekrar yola çıkmasının istendiğini, davacının dinlenme isteğini söylemesi üzerine iş akdine son verildiğini, davacının Ekim-Haziran ayları arasında ...'dan ...'a yaş meyve ve sebze taşıdığını, iki günde bir sefer yaptığını, ...'dan ...'ya 11 saat sadece araç sürdüğünü, ikinci gün dönüşte de yine 11 saat araç sürdüğünü, bunun dışında kalan zamanının çoğunu boşaltma, yükleme ve beklemede geçirdiğini, Temmuz-Eylül aylarında ise ...'dan ...'a yaş meyve ve sebze taşıdığını, hiç mola kullanmadığını, günde bir sefer yaptığını, haftanın 7 günü çalıştığını, dini bayramlar dışındaki tüm genel tatil günlerinde çalıştığını iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdinin iş arkadaşlarına karşı hakaret ve sinkaf içeren sözler söylemesi, şiddet uygulaması, ağır paletleri sağa sola saçarak can güvenliğini tehlikeye sokması nedeniyle feshedildiğini, işyerinde elden ödeme olmadığını, bordroların banka kayıtları ile uyumlu olduğunu, fazla çalışma yapıldığında ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla mesai alacağı bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık vardır.
Fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıyla ödenir (İş K. m.41/2). İşçiye fazla çalışma yaptığı saatler için normal çalışma ücreti ödenmişse, bu halde sadece kalan yüzde elli zamlı kısmı ödenir.Kanunda öngörülen yüzde elli fazlasıyla ödeme kuralı, nispi emredici bir nitelik taşır. Tarafların bunun altında bir oran belirlemeleri mümkün değilse de, sözleşmelerle daha yüksek bir oran tespiti olanaklıdır.Belirtmek gerekir ki, fazla çalışma ile prim uygulaması arasında çalışma süreleri ile doğru orantılı olması sebebiyle bir bağ olsa da, esasen fazla çalışma ile prim ödemesi birbirinden bağımsızdır. Haftalık 45 saati aşmayan dönem içindeki çalışmalar için de prim elde edilebilmesi mümkün olup, sözü edilen primlerin fazla çalışma ücretinden mahsubu doğru olmaz. Kaldı ki prim, ücretin eki hatta bazen kendisi olabildiği halde, fazla çalışma ücreti genel anlamda ücretten farklıdır. Bu iki ödemenin farklı nitelikte olduğu göz önüne alınmadan, işçiye ödenen prim miktarının fazla çalışma ücreti ile karşılaştırılması suretiyle sonuca gidilmesi yerinde değildir. Diğer taraftan işçiye yapılan prim ödemesinin niteliği, fazla çalışma ücretinin hesabında önem taşımaktadır. İşçiye, garanti ücrete ilaveten, bahşiş, parça başına, satışa, sefer başına ya da kilometreye bağlı olarak prim ödemesi usulünün öngörüldüğü çalışma biçimlerinde, fazla çalışma ücretinin hesaplamasında, temel ücretin, garanti ücret kısmı ile prim kısmı birbirinden ayrılarak; prim üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücretinde sadece zam nispeti üzerinden (0,5 çarpanıyla); garanti ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücreti kısmında ise (1,5 çarpanıyla) hesaplama yapılarak sonuca gidilmelidir.Somut uyuşmazlıkta davacı kamyon şoförü olarak aylık net ücret ve bu ücrete eklenen harcırah ile çalışmaktadır. Davacının prime bağlı olarak çalıştığı, çıktığı sefere göre ücret aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda Dairemiz uygulamasına göre; prime bağlı çalışmalarda; fazla çalışma ücretinin hesaplamasında, temel ücretin garanti ücret kısmı ile prim kısmı birbirinden ayrılarak; prim üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücretinde sadece zam nispeti üzerinden (0,5 çarpanıyla); garanti ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücreti kısmında ise (1,5 çarpanıyla) hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi gereklidir.3-Hafta tatili hesabında saatlik ücretin 1,5 katsayı ile çarpılması gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 0,5 katsayı ile çarpılması da hatalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 27/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
*******
9. Hukuk Dairesi 2020/4565 E. , 2021/1933 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGI TAY KARARI
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren işyerinde 06.09.2011-19.03.2014 tarihleri arasında LPG tanker şoförü olarak en son 2.080,00 TL ücretle çalıştığını, günde ortalama on altı saat, yükü boşaltacağı yere göre de bazen on sekiz saat çalıştığını, bütün hafta tatili ve genel tatil günlerinde de çalıştığını ancak karşılığının ödenmediğini ve iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının asgari ücret + sefer primi karşılığı çalıştığını ve iş sözleşmesinin davacının performansındaki düşme sebebiyle feshedildiğini savunarak, davanın reddinine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davacı işçinin ücretinin tespiti hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Tır şoförleri yurtiçinde veya yurtdışına sefer yapmak olmak üzere iki şekilde çalışabilirler. Ülke içinde taşımacılık işinde çalışan tır şoförlerinin ücretleri taraflar arasında temel ücret olarak kararlaştırılabileceği gibi, sabit ücrete ilave olarak sefer sayısına ya da katedilen kilometre başına ödenen prim şeklinde gerçekleşebilmektedir.Somut olayda, davacı işçi ücretinin net 2.080,00 TL olduğunu ileri sürmüş, davalı ise asgari ücret+sefer primi karşılığında çalıştığını savunmuştur. Yapılan emsal ücret araştırmasında sefer primi uygulamasının bulunduğu bildirilmiş ve davacının 2014 yılında 1.300,00- 1.400,00 TL civarında ücret alabileceği bildirilmiştir. Davacı tanıkları da davacının asgari ücret+sefer primi karşılığı çalıştığını, asgari ücret kısmının bankaya yatırıldığını, kalanın elden ödendiğini beyan etmişlerdir. Dosya kapsamından davacının temel ücretinin, asgari ücret+sefer primi olduğu anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacıya son bir yılda yapılan sefer primi ödemesinin aylık ortalamasının 845,00 TL olduğu, ve dava dilekçesinde belirtilen 2.080,00 TL’den 845,00 TL’nin düşülmesi ile davacının çıplak ücretinin net 1.235,00 TL olduğu belirtilmiş, bu miktar asgari ücrete oranlanarak dönemsel ücretler belirlenmiş, kıdem ve ihbar tazminatı hesaplanırken talep gibi net 2.080,00 TL’nin brütü olan 2.909,46 TL esas alınmış, diğer alacaklar yönünden ise net 1.235,00 TL üzerinden hesaplama yapılmıştır. Bilirkişinin ücret hususundaki kabulü dosya kapsamına uygun değildir. Davacının asgari ücret+sefer primi karşılığı çalıştığı anlaşıldığından, hesaplamaya esas son ücretin asgari ücret+son bir yılda ödenen sefer priminin aylık ortalaması olduğu kabul edilmelidir. Belirtilen sebeple, kıdem ve ihbar tazminatı fesih tarihindeki asgari ücret +845,00 TL üzerinden hesaplanmalıdır. Hatalı tespit içeren bilirkişi raporuna itibarla sonuca gidilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.Dava konusu diğer alacaklar bakımından, net 1.235,00 TL ücret ve bu miktarın asgari ücrete oranlanması ile yapılan hesap hatalı ise de, kabul edilen bu ücret davalı lehine olup, davacı tarafça hesaplamaya esas ücrete itiraz edilmediği gibi hükmün de temyiz edilmediği anlaşılmakla davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan aleyhe bozma yasağı kapsamında diğer alacaklar yönünden hesaplamaya esas ücret konusunda bozma yapılmamıştır.
3. Davacı işçinin fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı ve hak kazanmışsa alacakların hesabı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma alacağı bakımından; ücret, sabit ücret ve sefer sayısına bağlı primden oluşuyorsa sabit ücret üzerinden % 150 zamlı saat ücretine göre hesaplama yapılarak sabit ücrete göre hak kazanılan fazla çalışma ücreti belirlenir. Ödenen prim miktarının % 50 zam kısmına göre de hesaplama yapılır ve her iki hesap yöntemi toplanarak fazla çalışma ücreti belirlenir. 4857 sayılı İş Kanununun 47. maddesinde, Kanunun kapsamındaki iş yerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarının davacı tanık anlatımına göre hesaplanıp hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Davacı tanıklarından ... davalı işveren iş yerinde 25.08.2012 tarihinde işe başladığını belirtmiş, diğer davacı tanığı ... ise kendisi işe başladığında davacının çalışmakta olduğunu bildirmiştir. Bu durumda Mahkemece, tanıkların davalı iş yerinde çalıştığı tarihleri gösterir SGK kayıtları istenerek, tanıkların davacının çalışma koşullarını kendilerinin de davalı iş yerinde davacı ile birlikte çalıştığı dönem ile sınırlı olarak bilebileceği dikkate alınmalı ve tanıkların çalışma süresi ile sınırlı olarak davacının fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacağı hesaplanmalıdır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamaya esas son ücret net 1.235,00 TL olarak kabul edilmişse de, bir önceki bentte açıklandığı üzere davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gereği hesaplama yine aynı ücret üzerinden yapılmalıdır. Ayrıca, fazla çalışma alacağının sadece %50 zam nispetinde hesaplanması da hatalı olmakla birlikte, yine davacı tarafça hesaplama yöntemine itiraz edilmediği gibi hükmün de temyiz edilmediği anlaşılmakla davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan, fazla çalışma alacağı aynı yöntemle hesaplanmalıdır.
4. Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık, davacının ücret alacağının hesaplanması hususundadır.
Somut dosyada, davacı 2014 yılı Mart ayından on dokuz günlük ücretinin ödenmediğini ileri sürerek ücret alacağı talebinde bulunmuştur.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ücret alacağı belirlenirken yine davacının 1.235,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilerek bu tutardan işverence ödenen miktar mahsup edilmiş ve bakiyesi hesaplanmıştır. Ancak, davacının ücreti asgari ücret +sefer primi olup ödenmeyen sefer primi alacağı bulunduğu iddia ve ispat olunmadığına göre, asgari ücret üzerinden on dokuz günlük ücret hesaplanmalı ve ödenen miktar mahsup edilerek varsa bakiyesi hüküm altına alınmalıdır. Bu yön de dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
5. Davacının yıllık izin alacağı talebi olmamasına rağmen, talep edilen ücret alacağının yıllık izin alacağı olarak hüküm altına alınması da isabetsizdir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.