Ecrimisil, diğer adıyla haksız işgal tazminatı taleplerinde murislerin durumları
Ecrimisil nedir?
Ecrimisil diğer bir ifadeyle haksız işgal tazminatı, bir taşınmazın zilyetliğini izin ve yetkisi olmayarak tasarrufta bulunan kimseye karşı görülecek dava neticesinde hüküm altına alınan bir tazminattır
Günümüzde daha çok mirasçılar arasında yaşanan sorunlarda karşımıza çıkan ecrimisil, mirasın mirasçılara geçmeden veya paylaşım yapılmadan önce mirasın bazı mirasçılar tarafından kullanılması sonucu diğer mirasçıların bundan faydalanamaması durumunda ortaya çıkmaktadır.
Haksız İşgal Tazminatının Şartları Nelerdir?
- Davalı yani taşınmazı haksız işgal eden kimse, davacının rızası olmadan taşınmazdan yararlanmış olmalıdır.
- Davalı, kötü niyetli olmalıdır.
- Davalıya dava açılmadan önce durumun ihbarname ile bildirilmesi gerekir.
Ecrimisil Davası, sıklıkla kardeşler arasında görülmekle birlikte aslında elbirliği ile mülkiyetin söz konusu olduğu mal varlığı birlikteliklerinde görülmektedir. Ortaklar arasında baskın ve diğerlerine sözünü geçirebilen bir malik ya da mirasçı bulunuyorsa diğerleri ona karşı hak iddia etmekten geri kalabilirler.
Kural olarak, kullanımdan men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Uygulamada bu bildirim noter aracılığı ile gönderilen ihtarname ile yapılmaktadır. İspat kolaylığı açısından en sağlıklısı da bu yolla bildirimde bulunmaktır.
Kural olarak ecrimisil geriye dönük olarak 5 ( beş) yılı kapsayacak şekilde talep edilebilir. Ancak miras kapsamındaki kullanımlarda, bildirimde bulunmadan geriye dönük olarak diğer paydaşlardan ecrimisil talep edilemez.
Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır.
Bu istisnalar şunlardır:
- Davaya konu taşınmazın kamu malı olması,
- Ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması,
- Paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi,
- Paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması,
- Davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir.
- Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
- Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
ÖRNEK KARAR
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/2075
K. 2005/2504
T. 10.3.2005
• ECRİMİSİL DAVASI ( Murisin Ölümü ile İntikal Eden Yerlerden Hissesine Düşen Kira Bedelinin Ödenmemesi Nedeniyle )
• İNTİFADAN MEN KOŞULU ( Paydaşların Birbirlerinden Ecrimisil İsteyebilmesi için Kural Olarak Bu Şartın Gerçekleşmesinin Gerekmesi )
• İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET ( Paydaşların Birbirlerinden Ecrimisil Talep Edebilmesi için İntifadan Men Koşulunun Gerçekleşmiş Olmasının Gerekmesi )
• İNTİFADAN MEN ŞARTININ İSTİSNASI ( Doğal Ürün Veren Taşınmazlar-Hukuksal Semere Elde Edilen Taşınmazlar ile Fiili Paylaşım Yapılan Taşınmazlarda İstenilen Ecrimisilde Bu Şartın Aranmaması )
• PAYDAŞLAR ARASINDA ECRİMİSİL ( Kural Olarak Paydaşlar İntifadan Men Edilmedikçe Birbirinden Ecrimisil İsteyememeleri-İntifadan Men Koşulunun Gerçekleşmesi ise Taşınmazdan Yararlanma İsteminin Karşı Tarafa İletilmesi ile Olması )
4721/m.994,995
ÖZET :
Ecrimisile konu edilen taşınmazlarda taraflar paydaştır. Paydaşlar ( kural olarak )intifadan men edilmedikçe birbirinden ecrimisil isteyemezler.
İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi ise taşınmazdan yararlanma isteminin karşı tarafa iletilmesi ile oluşur.
Bu kuralın bir takım ayrıcalıkları vardır ki ;
Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın ( bağ-bahçe gibi )doğal ürün veren ya da kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu taşınmazın tamamında hak iddia ve diğerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine daha evvel bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi ve benzeri davalar açılması halleridir.
DAVA : Dava dilekçesinde 5.000.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dilekçesi ile; murisin ölümü ile davacı ve davalılara intikal eden bir dükkan ile üç daireyi davalıların kiraya vermek suretiyle kullandıklarını, murisin ölümünden beri kendi hissesine düşen kira bedelini ödemediklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak 1.5.1998 tarihinden beri teraküm eden
5.000.000.000 lira ecrimisilin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili ise; söz konusu binada 6 daire ile 2 dükkan bulunduğunu, murisin sağlığında davacı ve kardeşleri olan davalılara birer daire ve muriste de bir daire kalmak üzere taşınmazların fiilen paylaşıldığını, ancak davacının fazladan bir dükkan daha kullandığını, murisin ve eşinin ölümü ile fiilen paylaşılmayan bir daire ile iki dükkanın bulunduğunu, davacının diğer hissedarlardan izinsiz olarak bir dükkanı fazladan kullanması nedeni ile ecrimisil isteyemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının davaya konu bağımsız bölümlerden yararlanmasının davalılar tarafından engellendiğinin kanıtlanamadığı, yine davacının bu taşınmazlardan hak talebinde bulunduğuna dair ihtarnamenin de keşide edilmediği gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ecrimisile konu edilen taşınmazlarda taraflar paydaştır.Paydaşlar ( kural olarak )intifadan men edilmedikçe birbirinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi ise taşınmazdan yararlanma isteminin karşı tarafa iletilmesi ile oluşur.
Bu kuralın bir takım ayrıcalıkları vardır ki bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın ( bağ-bahçe gibi )doğal ürün veren ya da kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu taşınmazın tamamında hak iddia ve diğerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine daha evvel bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi ve benzeri davalar açılması halleridir.
Somut olayda ise; muris ve eşinin ölümünden sonra bir daire ile iki dükkanın fiili paylaşım dışında kaldığı ve kira bedellerinin tüm hissedarlar arasında paylaşıldığı davalı vekili tarafından ileri sürüldüğüne göre, bu taşınmazların kiraya verilerek tasarruf edildiği açıktır. Kaldı ki taraflar arasında davaya konu taşınmazlara ilişkin olarak daha önce ecrimisil ve ortaklığın giderilmesi davalarının da açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; muristen intikal eden müşterek taşınmaz malların kullanma biçimi hakkında bütün paydaşların iştiraki ile bir anlaşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise davaya konu taşınmazların bu anlaşma kapsamında olup olmadığı, anlaşma kapsamında ise davacıya bırakılan kısımlar tespit edilerek, bu yerlere davalı tarafın anlaşmaya aykırı bir tecavüzlerinin bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılmalıdır.
Öte yandan, tüm paydaşların katılımı ile yapılmış bir taksim sözleşmesi yok, ya da davaya konu bir kısım taşınmazların davalı tarafın iddiası gibi fiili taksimin dışında kaldığı anlaşılır ise; daha önce davalılar tarafından davacı aleyhine açılan ecrimisile ilişkin dava dosyasının da incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.3.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi (KAZANCI)
@erolkaranet - 05.01.2021