Sinsi hastalıklardan biri ile karşı karşıyayız. Kalp hastalığından kaynaklanan ölümlerden %20'sini oluşturan ve ancak ölüm sonrası tespit edilen bu sinsi hastalığın adına halk arasında "Gizli Kalp" denilse de "Sessiz İskemi" denildiğini bilin.
Önce bu hastalığın belirtilerini öğrenelim
Ağrısı olmayan, yalnızca nefes zorluğu, halsizlik, bulantı, kusma ve terleme şikayetleri de gizli kalp hastalığı bulgusu olabiliyor. Şeker hastaları özellikle gizli kalp krizi açısından riskli grubu oluşturuyor.
Yine aşırı kilolu bireyler, kronik akciğer hastalığı, uyku apnesi, total kolesterol 240 mg/dl üzeri veya LDL kolesterol 160 mg/dk üzeri veya HDL kolesterol 35 mg/dl altı olanlar, yoğun sigara tüketenler ve kadınlarda gizli kalp hastalığı riski daha yüksek.
Gizli kalp hastalığına işaret eden belirtilerden biri de soğukla tetiklenen göğüs ağrısı.. Kış aylarında göğüs ağrısı sorunları artıyor. Bazı belirtiler soğuk algınlığı gibi düşünülse de gizli kalp hastalığının uyarıcı işaretleri olabiliyor. Soğuk hava kalbi çeşitli mekanizmalarla olumsuz olarak etkiliyor. Soğuk havada kan koyulaşıyor ve pıhtıya eğilim artıyor. Vücut damarlarındaki büzüşme ve tetikleyici sempatik aktivasyon sonucu tansiyonda artış oluyor. Kalp vücut sıcaklığını sabit tutmak için daha çok çalışıyor. Tüm bunlar kalbin üzerindeki yükü arttırarak, oksijen ihtiyacının maksimale çıkmasına neden oluyor. Bunun sonucunda da göğüs ağrısı tetikleniyor
Daha önceden tansiyon yüksekliği olmaması, fakat aniden ortaya çıkan yüksek tansiyon şikayeti krizin erken dönem önemli bulgusu olabilir.
Risk Altında Olanlar
- Anne baba ve kardeşlerinde 50 yaşın altında kalp krizi gelişen veya kalp krizine bağlı ölüm gözlenen kişiler,
- Diyabet hastalığı olan ve özellikle insülin tedavisi altındaki kişiler
- Uzun süreli sigara içicileri
- 65 yaş üstündeki kişiler
- Felç geçiren ya da böbrek yetersizliği olan kişiler
- Yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekliği bulunan kişiler
- Kilolu olan, hareketsiz yaşam süren ve depresyon tanısı konulan kişiler
Hastalık hakkında bilgi aldığımız doktorlar "Koroner damarlarda önemli derecede darlık olduğu halde hastada şikayet olmamaktadır. Hastayı uyaran bir şikayet olmadığından, hasta farkında olmadan kalp krizi geçirme riski altındadır. Sessiz iskeminin teşhisi için ise efor testi, miyokard perfüzyon sintigrafisi, ritm Holteri (24 saatlik EKG kaydı), stres ekokardiyografi ve çok kesitli bilgisayarlı tomografi gibi, riski az olan tetkiklerden yararlanılır. Erken teşhis edildiğinde tedavi yöntemlerinin başarı oranı yüksektir” şeklinde konuştu.
Derleme: erolkaranet / 20.12.2020
