@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Reklam


Nasıl bir ALLAH'a İnanıyoruz





NASIL BİR ALLAH’A İNANIYORUZ?

Allah’ın kudret ve azametini ifade eden ayetlerden bir kısmını, dikkatlerinize arzediyorum ki, böylece, bir yandan, O’nun yüceliğini dile getirirken; diğer yandan, işte bu ve benzeri ayetlerden meydana gelen KUR’AN- İ KERİM’in, Allah’tan başkasının eseri olamıyacağı, hiçbir aklın inkar edemeyeceği şekilde ortaya çıksın.
Çünki, aşağıdaki sıfatlar, hiçbir yaratılmışta bulunmaz.Hiç bir yazar, böyle bir iddiada bulunamaz….
Ancak, Kur’an’ı gönderen, kendini böyle tanıtıyor. İşte bu, Rabbimiz olan Allah’tır ve Kur’an, O’nun sözleridir. Sözleri elimizde olanın ,varlığından şüphe edilemez. Bu sebeple, Allah’ın varlığının en büyük delili, yine Kur’andır. 

 İşte, bizim inandığımız Allah: 

1- O,Yerleri -gökleri boşlukta tutan,koruyup-gözeten ve kendisini hiç uyku ve uyuklama tutmayandır!
 ٰح ُّی ْ هٰ اِاَل ُهٰو اٰل ٰ َٰل اِل ْر ِض ٰ هّللَاُ َْلٰ ٰما فِى ال اس ٰمٰوا ِت ٰو ٰما فِى ا ْوٌم لٰهُ ٰوَٰل نٰ هُ ِسنٰةٌ ُخذُ قٰيُّو ُم َٰل تٰاْ ْ ال ٰش ْی ِ ُطو ٰن ب ٰوَٰل يُ ٖحي ُهْم فٰ ْ ٰو ٰما ٰخل ِهْم ْيٖدي ُم ٰما بٰ ْي ٰن اٰ نِ ٖه يٰ ْعلٰ ِاذْ ِ ُع ِعْندٰهُ اِاَل ب ْشفٰ ٖذى يٰ ا ٍء ِم ْن ٰم ْن ذٰا ال ٰء ِ ٰما ٰشا ِمٖه اِاَل ب ْ ِعل ٰو ُ عٰ ٖظيم ْ ُّى ال عِٰل ْ ٰو ُهٰو ال ْر ٰض ٰوَٰل يٰ ُؤدُهُ ِحْف ُظ ُهٰما َْلٰ ِس ٰع ُكْر ِسيُّهُ ال اس ٰمٰوا ِت ٰوا
Allâh, ki O'ndan başka tanrı yoktur, dâimâ diri ve yaratıklarını koruyup yöneticidir. Kendisini ne bir uyuklama, ne de uyku tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. O'nun izni olmadan kendisinin katında kim şefâat edebilir? Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O'nun ilminden, ancak kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O'nun Kürsüsü, gökleri ve yeri kaplamıştır (O, göklere, yere, bütün kâinâta hükmetmektedir). Onları koruyup gözetmek, kendisine ağır gelmez. O yücedir, büyüktür.(BAKARA suresi 255. ayet)
 (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
 İşte, ‘’Kur’an benimdir…’’(Bak.Hicr,15/9) diyen, bu özelliklere sahip olandır… 

2- O,Her zaman ve her yerde var olandır
ٌم ُك لِ ٰش ْیٍء ٰعٖلي ِ بٰا ِط ُن ٰو ُهٰو ب ْ اظا ِه ُر ٰوال ْ َٰل ِخ ُر ٰوال او ُل ٰوا َْلٰ ُهٰو ا 
O, Evvel'dir (O'ndan önce hiçbir şey yoktur ve O'nun öncesi de yoktur). Âhir'dir (her şey O'nda son bulur, O'nun sonu ve sınırı yoktur). Zâhir'dir (sıfatlarının tezahürüyle, ilim ve kudretinin tecelli ve eserleriyle varlığı ortada açık olarak bilinmektedir). Bâtın'dır (zâtı ve mahiyeti kavranamaz, niceliği ve nasıllığı bilinemez, idrâk edilemez). O, her şeyi bilendir. (HADÎD suresi 3. ayet) (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33) 

 3- Her şey, o’na muhtaçtır; o, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır
ص ٰمدُ ا الُ اَللّه) ٰ
O), sameddir (zeval bulmayan bir baakıydir, dâimdir , her şey O'na muhtaçtır, O, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır). (İHLÂS suresi 2. ayet) (Resmi: 112/İniş:22) 

4- O,Doğmayan- doğurmayandır
 ْد ْم يُولٰ ٰولٰ ْم يِٰل ْد ٰل
Doğurmadı ve doğurulmadı . (İHLÂS suresi 3. ayet)

5- O,Hiçbir şeye benzemeyendir
 ٰحدٌ ًوا اٰ ُك ْن لٰهُ ُكفُ ْم يٰ ٰول ٰHiçbir şey Onun dengi (ve benzeri) değildir.(İHLÂS suresi 4. ayet) ى ِم ٌّ ٰوِل ُك ْن لٰهُ ْم يٰ ِك ٰولٰ ْ ُمل ْ ُك ْن لٰهُ ٰشٖري ٌك فِى ال ْم يٰ ٰولٰ ٰولٰدًا ِخذْ ْم يٰتا ٖذى لٰ ا ِ ال ِّلِله ٰح ْمدُ ْ ِل ال ل ٰو ِ قُ ٰن الذُّ ِ ْرهُ تٰ ٰو ٰكب ي ًرا ٖ ْكب
Şöyle de : “- Evlâd edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmıyan ve zelil kimselerden yardımcısı olmayan Allah’a hamd olsun...” O’nu noksanlıklardan yücelt de yücelt... (İSRÂ suresi 111. ayet) (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46

6-O, Her şeyi yaratan ve her şeyi bilendirٰ
صا ِحبٰةٌ ْم تٰ ُك ْن لٰهُ ٰولٰ ٰولٰدٌ ُكو ُن لٰهُ ْر ِض اٰنهى يٰ َْلٰ بٰ ٖدي ُع ال اس ٰمٰوا ِت ٰوا ٌم ُك لِ ٰش ْیٍء ٰعٖلي ِ ٰق ُك ال ٰش ْیٍء و ُهٰو ب ٰو ٰخلٰ
Göklerin ve yerin örneksiz yaratıcısı O'dur. Eşi olması mümkün değilken, O'nun çocuğu nasıl düşünülebilir. O, herşeyi yaratmıştır ve herşeyi bilendir. (EN'ÂM suresi 101. Ayet)

7-O, asla yanılmaz ve asla unutmaz
 ْن ٰسى ٖى ٰوَٰل يٰ رب ٰل ُّضٰ ِي ل)
 َٰMusa:) "; benim Rabbim asla yanılmaz ve asla unutmaz." (TÂHÂ suresi 52. ayet)

8- O,Yer yüzünü bir döşek, gökyüzünü bir tavan yapan ve gökten yağmurlar indirendir
ٰمٰر ا ِ ٖه ِم ٰن الث ًء فٰاٰ ْخ ٰر ٰج ب ًء ٰواْٰن ٰز ٰل ِم ٰن ال اس ٰما ِء ٰما ِنٰا ٰء ب ٰوال اس ٰما ٰرا ًشا ْر ٰض فِ َْلٰ ٖذى ٰجعٰ ٰل لٰ ُكُم ا اٰل ا ِت ا ا لٰ ُكْم ِر ْزقً O, sizin için yeryüzünü bir döşek, gökyüzünü bir bina kıldı. Ve gökten yağmur indirerek bununla sizin için (çeşitli) ürünlerden rızık çıkardı. (BAKARA suresi 22. ayet) (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11) 

9- O,Bütün varlıkları, çift yaratan ve kendi benzeri olmayandır
 ٰو ِس ُكْم اٰ ْزٰوا ًجا ٰر ُؤ ُك ٰجعٰ ْم ٖفي ِه ٰل لٰ ُكْم ِم ْن اْٰنفُ َْلْٰنعٰاِم اٰ ْزٰوا ًجا يٰذْ ِم ٰن ا بٰ ٖصي ُر ْ ِل ٖه ٰش ْی ٌء ٰو ُهٰو ال اسٖمي ُع ال ْ ٰس ٰكِمث ْي لٰ O,Size sizden eşler meydana getirdi; davarları çift çift (erkekli dişili) yarattı. Sizi bu tarzda üretip çoğaltıyor. O'nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir. (ŞÛRÂ suresi 11. ayet) (Resmi: 42/İniş:62). Her şeyin çift yaratıldığı, ancak, yakın geçmişte ortaya çıkmış bir gerçektir..

10- O,Yedi kat gökleri yaratan ve her şeyi bilendir,
 ْر ِض ٰجٖميعً َْلٰ ٰق لٰ ُكْم ٰما فِى ا ٖذى ٰخلٰ ا ٰع ٰس ٰمٰو ُه ا ٍت ٰو ال ٰسهوي ُه ان ٰسْب ام ا ْستٰٰوى اِلٰى ال اس ٰما ِء فٰ ا ثُ ٌم ُك لِ ٰش ْیٍء ٰعٖلي ِ ب وٰه ُو ٰO, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi gök olarak yaratıp düzenledi (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir. (BAKARA suresi 29. ayet)

 11- O, Yerde – gökte hiçbir şey, kendisine gizli kalmayandır
 ْر ِض ٰوَٰل فِى ال اس ٰما ِء َْلٰ ْي ِه ٰش ْی ٌء فِى ا ْخفٰى ٰعلٰ َٰل يٰ اِ ان هّللَاٰ Şüphe yok ki, Allah Teâlâ'ya ne yerde ve ne de gökte hiç bir şey gizli kalmaz.ÂLİ IMRÂN suresi 5. ayet ْر ِض َْلٰ ُم ٰما فِى ال اس ٰمٰوا ِت ٰو ٰما فِى ا ٰويٰ ْعلٰ ْمهُ هّللَاُ ْبدُوهُ يٰ ْعلٰ ْو تُ ٰما ٖفى ُصدُو ِر ُكْم اٰ قُ ْل اِ ْن تُ ْخفُوا ٰى ُك لِ ٰش ْیٍء ٖدي ٌر ٰو هّللَاُ ٰعل ٰق De ki: Göğüslerinizin içinde olanı gizleseniz de, onu açıklasanız da Allah bilir onu. Göklerde ne var, yerde ne varsa (hepsini) O bilir. Allah herşey'e hakkıyle gücü yetendir. (ÂLİ IMRÂN suresi 29. ayet) . غٰ ْي ِب َٰل يٰ ْع ْ بٰ ْح ٰو ِر ِعْندٰهُ ٰمفٰاتِ ُح ال ْ بٰ ِ ر ٰوال ْ ُم ٰما فِى ال ُمٰها اِاَل ُهٰو ٰويٰ ْعلٰ لٰ ِ ٍس اِاَل ْر ِض ٰوَٰل ٰر ْط ٍب ٰوَٰل يٰاب َْلٰ ٰما ِت ا ُ ٰوَٰل ٰحبا ٍة ٖفى ُظل ُمٰها ٍة اِاَل يٰ ْعلٰ ٰو ٰما تٰ ْسقُ ُط ِم ْن ٰو ٰرقٰ ٍن ي ٖ مب ُب ٍاٰكت ِفى ٖGaybın anahtarları Allah'ın yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru, ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.(En’amk,59).

12-O,insana şah damarından daha yakındır
 ٰو ٖريِد ْ ْي ِه ِم ْن ٰحْب ِل ال ٰر ُب اِلٰ ٰونٰ ْح ُن اٰقْ ْف ُسهُ ِ ٖه نٰ ٰو ْس ِو ُس ب ُم ٰما تُ ْن ٰسا ٰن ٰونٰ ْعلٰ َْلِ نٰا ا ٰولٰقٰ ْد ٰخلٰقْ Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız. KAF suresi 16. ayet) ُم ٰما يِٰل ُج فِى عٰ ْر ِش يٰ ْعلٰ ْ ام ا ْستٰٰوى ٰعلٰى ال ِة اٰيااٍم ثُ ْر ٰض ٖفى ِستا َْلٰ ٰق ال اس ٰمٰوا ِت ٰوا ٖذى ٰخلٰ ا ُهٰو ال ْر ِض ٰو ٰما َْلٰ ْم ا ْي ٰن ٰما ُكْنتُ ُكْم اٰ ٰو ُهٰو ٰمعٰ ٰها ِز ُل ِم ٰن ال اس ٰما ِء ٰو ٰما يٰ ْعُر ُج ٖفي ْن ٰو ٰما يٰ ٰها ْخ ُر ُج ِمْن يٰ ُو ٰن بٰ ٖصي ٌر ْعٰمل ِ ٰما تٰ ٰو هّللَاُ ب Göklerle yeri ve aralarındakileri altı günde yaratan O’dur. Sonra arş’ı (kudret ve saltanatı ile) istilâ etti. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve ona yükseleni hep bilir. Her nerede olsanız (ilim ve kudreti) sizinle beraberdir. Allah bütün yaptıklarınızı görendir. (HADÎD suresi 4. ayet) بٰ ْح ُر ِمدٰادًا ْ ْو ٰكا ٰن ال ق ِل ٖه ُ ْل لٰ ْ ِ ِمث ْو ِجئْنٰا ب ٖى ٰولٰ ٰما ُت ٰرب ْب ٰل اٰ ْن تْٰنفٰدٰ ٰكِل بٰ ْح ُر قٰ ْ نِٰفدٰ ال ٖى لٰ ٰما ِت ٰرب ِل ٰكِل اًدٰمد ٰDe ki; «Rabb'imin sözlerini yazmak için, denizler mürekkep olsa da, onlara bir o kadarını daha katsak, Rabb'imin sözleri bitmeden önce, denizler biterdi.» .(KEHF suresi 109. ayet)

13- 0,Gökleri direksiz yükseltendir…
 ٰمٰر اٰ قٰ ْ عٰ ْر ِش ٰو ٰس اخ ٰر ال اش ْم ٰس ٰوال ْ ام ا ْستٰٰوى ٰعلٰى ال ٰها ثُ ٰرْونٰ ِر ٰع ٰمٍد تٰ ِغٰ ْي ٰع ال اس ٰمٰوا ِت ب ٖذى ٰرفٰ ا هّلِلُ ال ِ ُر ٰج ٍل ُم ٰس ًّمى يُدٰب ُكْم تُوقِنُو ٰن ُك ٌّل يٰ ْجٖرى َِلٰ ِ ِِلقٰا ِء ٰرب ُكْم ب ا ْ َٰليٰا ِت لٰعٰل ِ ص ُل ا ْمٰر يُفٰ َْلٰ ا Allah O'dur ki, görüyorsunuz, gökleri direksiz yükseltti, sonra Arş üzerine hükümranlığını kurdu, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi; herbiri belirli bir vakte kadar akıp gidiyor; herşeyi yönetiyor ve ayetleri açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınıza kesin olarak inanasınız. (RA'D suresi 2. ayet)

14--O, Dünyayı hareket ettirendir
. ٰع هّللَاِ ُمُّر ٰمار ال اس ٰحا ِب ُصْن ٰى تٰ ٰو ِه ٰجا ِمدٰةً ٰها ِجبٰا ٰل تٰ ْح ٰسبُ ْ ٰرى ال ٰوتٰ ٖذى اٰتْقٰ ٰن ُك ال ٰش ْیٍء اِناهُ ا ال ُو ٰن ِ ٰما تْٰفعٰل ي ٌر ب ٖ ٰخب Sen dağları görür, onları yerinde durur sanırsın. Halbuki onlar bulut geçer gibi geçer gider. (Bu), her şey'i sapasağlam yapan Allahın san'atıdır. Şübhesiz ki O, ne yaparsanız hakkıyle haberdardır.(NEML suresi 88. ayet) Kur’an’ın geldiği dönemde, bu bilgilerin tam aksi söyleniyordu…Kaç yüz sene sonra GALİLEO, Dünyanın döndüğünü söylediği için giyodin cezasına çarptırılmıştı..

15--O, Mahşer günü,Gökleri elinde dürüp, dünyayı avucunda tutacak olandır..
ِيٰ ٖمينِ ٰوال اس ٰمٰوا ُت ٰم ْط ِوياا ٌت ب ٰمِة ِقٰي ْ ال ٰ ْب ٰضتُهُ يٰ ْوم ْر ُض ٰجٖميعًا قٰ َْلٰ ٰوا ٰو ٰما قٰدٰ ُروا هّللَاٰ ٰح اق قٰ ْدِرٖه ٖه ٰى ٰع اما يُ ْشِر ُكو ٰن ٰوتٰعٰال ُهٰحان ٰبْس ُAllah'ı hakkıyla takdir edemediler. Halbuki bütün yer kıyamet günü O'nun avucundadır. Gökler de kudretiyle dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından münezzeh ve çok yüksektir. (ZÜMER suresi 67. ayet) ٖدي ٌر ٰى ُك لِ ٰش ْیٍء قٰ ِه ان ٰو ُهٰو ٰعل ْر ِض ٰو ٰما ٖفي َْلٰ ُك ال اس ٰمٰوا ِت ٰوا ْ ِ ُمل ِّلِله Göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların mülkü (tasarruf ve hükümranlığı) Allah'ındır. O her şeye kadirdir (gücü her şeye yeter). (MÂİDE suresi 120. ayet) ٰمًرا ُمٖني ًرا ٰوقٰ ٰها ِس ٰرا ًجا ٰو ٰجعٰ ٰل ٖفي ٖذى ٰجعٰ ٰل فِى ال اس ٰما ِء بُ ُرو ًجا ا ٰر ٰك ال تٰبٰا Ne yücedir O Allah ki, gökte burçlar (gezegenler) yaratmış ve içerisine bir kandil (Güneş), bir de nurlu Ay koymuştur. (FURKÂN suresi 61. ayet)

16-O, kendisine zorluk olmayan ve yorgunluk dokunmayandır
  
ِة اٰياا ُهٰما ٖفى ِستا ْر ٰض ٰو ٰما بٰ ْينٰ َْلٰ نٰا ال اس ٰمٰوا ِت ٰوا ُغُو ٍب ٰولٰقٰ ْد ٰخلٰقْ ٰم اسنٰا ِم ْن ل ٰو ٰما ٍم And olsun ki gökleri, yeri ve ikisi arasındaki şeyleri altı gün (devir)de yarattık. Bize hiçbir yorgunluk da dokunmadı. (KAF suresi 38. ayet)) ُكو ُن ٰرادٰ ٰشْيپًا اٰ ْن يٰقُو ٰل لٰهُ ُك ْن فٰيٰ ْمُرهُ اِذٰا اٰ ٰما اٰ اِنا O'nun emri, bir şeyi murad ettiği zaman ancak ona «Ol!» demesidir ki, o da hemen oluverir. (YÂSÎN suresi 82. ayet)

17- O,Dilediğini yaratan…İnsanları var eden ve cinsiyetlerini belirleyendir
 ُء ُق ٰما يٰ ٰشا ُ ْخل ْر ِض يٰ َْلٰ ُك ال اس ٰمٰوا ِت ٰوا ْ ِ ُمل ُء الذُّ ُك ِّلِل و ٰر ه ٰم ْن يٰ ٰشا ٰه ُب ِل ٰويٰ ا ُء اِنٰاثً ٰم ْن يٰ ٰشا ٰه ُب ِل يٰ Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder. (ŞÛRÂ suresi 49. ayet)

18-O, bütün insanları yaratan ve yaşatandır
 ُغُوا اٰ ام ِلتْٰبل ام يُ ْخِر ُج ُكْم ِطْف ًًل ثُ ام ِم ْن ٰعلٰقٰ ٍة ثُ ْطفٰ ٍة ثُ ام ِم ْن نُ ٰرا ٍب ثُ ٖذى ٰخلٰقٰ ُكْم ِم ْن تُ ا ام ُهٰو ال ُشدا ُكْم ثُ ُ ْعِقل ُكْم تٰ ا ٰجًًل ُم ٰس ًّمى ٰولٰعٰل ُغُوا اٰ ْب ُل ٰوِلتْٰبل ٰوفهى ِم ْن قٰ ِلتٰ ُكونُوا ُشيُو ًخا و ٰن ٰو ِمْن ُكْم ٰم ْن يُتٰ Sizi topraktan, sonra meniden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan) yaratan sonra bebek olarak çıkaran, sonra sizi güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlamanız -ki içinizden daha önce vefat edenler de vardır- ve belli bir vakte ulaşmanız için sizi yaşatan O'dur. Umulur ki düşünürsünüz.(MÜ'MİN suresi 67. ayet)

 19-O, her şeyi insanın hizmetine verendir
 ُكْم ا ٰولٰعٰل ٰوِلتْٰبتٰغُوا ِم ْن فٰ ْضِل ٖه ْمِرٖه ِاٰ ُك ٖفي ِه ب ْ فُل ْ بٰ ْح ٰر ِلتٰ ْجِر ٰى ال ْ ٖذى ٰس اخ ٰر لٰ ُكُم ال ا تٰ ْش ُكُرو ٰن ٰ هّللَاُ ال Allah O’dur ki, denizi sizin hizmetinize bağladı; Allah’ın emri ile hem denizde gemiler hareket etsin, hem de fazlından (rızık) arayasınız diye... Gerek ki şükredersiniz. (CÂSİYE suresi 12. ayet) Suya ‘’kaldırma’’ kanununu koyan ile, Kur’an’ı gönderen, aynıdır.. Arshimet, kaç milyon sene sonra, bu kanunu bulduğu için , adeta, bayram etmişti..! ْوٍم يٰتٰفٰ اكُرو ٰن يٰا ٍت ِلقٰ ِل ٰك َٰلٰ ْر ِض ٰجٖميعًا ِمْنهُ اِ ان ٖفى ذٰ َْلٰ ٰو ٰس اخ ٰر لٰ ُكْم ٰما فِى ال اس ٰمٰوا ِت ٰو ٰما فِى ا O, göklerde ve yerde bulunan herşeyi kendinden bir lütuf olarak sizin hizmetinize vermiştir. Şüphesiz bunda düşünen topluluklar için ibret ve deliller vardır. (CÂSİYE suresi 13. ayet) ُج ٰمٰر ٰوالنُّ قٰ ْ ٰر ٰوال اش ْم ٰس ٰوال ٰها ْي ٰل ٰوالنا ا ُو ٰن ٰو ٰس اخ ٰر لٰ ُكُم ال ْوٍم يٰ ْعِقل يٰا ٍت ِلقٰ ِل ٰك َٰلٰ ْمِرٖه اِ ان ٖفى ذٰ ِاٰ و ُم ُم ٰس اخ ٰرا ٌت ب Geceyi, gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı, sizin hizmetinize O bağladı. Bütün yıldızlar da O’nun emrine bağlıdırlar. Elbette bunların her birinde aklını başına alıp düşünen bir topluluk için, bir çok alâmetler var (ki, Allah’ın azamet ve birliğine delâlet ederler). (NAHL suresi 12. ayet ٰو ٰر ٰزقٰ ُكْم ِم ٰن ْح ٰس ٰن ُصٰو ٰر ُكْم ًء ٰو ٰصاو ٰر ُكْم فٰاٰ ِنٰا ٰء ب ٰوال اس ٰما ٰرا ًرا ْر ٰض قٰ َْلٰ ٖذى ٰجعٰ ٰل لٰ ُكُم ا ا ٰ هّللَاُ ال ِل ُكُم هّللَاُ ِبٰا ِت ذٰ ال ٖمي ٰن اطي عٰالٰ ْ ٰر ٰك هّللَاُ ٰر ُّب ال ٰربُّ ُكْم فٰتٰبٰا Allah O’dur ki, sizin için yer yüzünü bir oturma yeri, göğü de kubbeli bir çatı yaptı. Size şekil verdi; sonra da şekillerinizi güzelleştirdi. Pâk ve hoş şeylerden size rızık verdi. İşte (kudret sahibi olan) bu Allah’dır Rabbiniz. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir!... (MÜ'MİN suresi 64. ayet) Gökte ve yerde her şey, insana hizmet ediyor. Güneş, insan için… AY,insan için .. Yağmurlar, insan için yağıyor.. Ağaçlar, insan için meyve veriyor.. Toprak, insan için ürün veriyor…

20--O, yağmurları yağdırandır
 ْخ ُر ُج ِم ْن ٰو ْد ٰق يٰ ْ ٰرى ال ُر ٰكا ًما فٰتٰ هُ ُ ام يٰ ْجعٰل ِ ُف بْٰينٰهُ ثُ ام يُ ٰؤل ٰر اٰ ان هّللَاٰ يُ ْز ٖجى ٰس ٰحابًا ثُ ْم تٰ اٰل ِخًٰلِل ٖه ٰ ُء ٰع ْن ٰم ْن يٰ ٰشا ُء ٰويٰ ْصِرفُهُ ِ ٖه ٰم ْن يٰ ٰشا ٖصي ُب ب ٰها ِم ْن بٰ ٰرٍد فٰيُ ُل ِم ٰن ال اس ٰما ِء ِم ْن ِجبٰا ٍل ٖفي ٰويُنٰ زِ ِر ٰصا ْب ِاَْلٰ ٰه ُب ب ٰسنٰا بٰ ْرقِ ٖه يٰذْ ٰكادُ ٰي Görmez misin ki Allah bir takım bulutları (çıkarıp) sürüyor; sonra onları bir araya getirip üstüste yığıyor. İşte görüyorsun ki bunlar arasından yağmur çıkıyor. O, gökten, oradaki dağlar büyüklüğünde bulutlardan dolu indirir. Artık onu dilediğine isabet ettirir; dilediğinden de onu uzak tutar; (bu) şimşeğinin parıltısı , neredeyse gözleri alır.(NÛR suresi 43. ayet) Bu ayet, yağmurun nasıl yağdığını, bu günkü bilime göre açıklıyor.Kur’an’ın geldiği çağda insanlar, gökte bir deniz olduğunu ve yağmurun oradan geldiğini sanıyorlardı.(Bak. K. Mukaddes, Tekvin)

21--O, bütün tohumları çimlendirip- bitkileri bitirendir
 ِت ٰو ُم ِ ٰمي ْ ٰح ای ِم ٰن ال ْ ٰوى يُ ْخِر ُج ال ٰح ِب ٰوالنا ْ ِل ُكُم اِ ان هّللَاُ فٰاٰنهى هّللَاٰ فٰاِل ُق ال ٰح ِ ی ذٰ ْ ِت ِم ٰن ال ِ ٰمي ْ ْخِر ُج ال ن ٰكوٰ ُؤفُ ْت Allah, taneleri ve çekirdekleri çimlendirip çatlatandır. Ölüden diri çıkarır; diriden ölü çıkaran da O’dur. (Ölü yumurtadan canlı tavuk ve canlı tavuktan ölü yumurta gibi). İşte Allah! O halde siz O’ndan (ona iman etmekten) nasıl çevriliyorsunuz? (EN'ÂM suresi 95. ayet)

 22-- O, aynı topraktan binbir çeşit meyve ve sebze var edendir
ٰش ْیٍء فٰاٰ ْخ ٰر ْجنٰا ِمْنهُ ِ ٖه نٰبٰا ٰت ُك لِ ٖذى اْٰن ٰز ٰل ِم ٰن ال اس ٰما ِء ٰما ًء فٰاٰ ْخ ٰر ْجنٰا ب ا ٰو ُهٰو ال ٰرا ِكًبا ٰحبًّا ُمتٰ ٰخ ِض ًرا نُ ْخِر ُج ِمْنهُ ٰو ٰغْي ِ ًها ْعنٰا ٍب ٰوال ازْيتُو ٰن ٰوال ُّر اما ٰن ُم ْشتٰب ٰو ٰجناا ٍت ِم ْن اٰ ٰوا ٌن دٰانِيٰةٌ ْن ِعٰها قِ ْ ٰو ِم ٰن النا ْخ ِل ِم ْن ٰطل ُظ ُروا ٍه اُْن ِ ٰر ُمتٰ ٰشاب ِل ُكْم َٰلٰ ْن ِعٖه اِ ان ٖفى ذٰ ٰمٰر ٰويٰ ْ ٰمِرٖه اِذٰا اٰث يٰا ٍت ِلٰقْو اِل ٍم يُ ْؤ ِمنُو ٰن ٰى ثٰ Gökten suyu indiren O'dur. Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık, o bitkiden bir yeşillik çıkardık, ondan da birbiri üzerine binmiş taneler; hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve nar (bahçeleri) çıkarıyoruz. (Bunların) kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Bunlar meyvelendikleri zaman meyvelerinin olgunlaşmasına bakın! Bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardır. EN'ÂM suresi 99. ayet)

23--O, duaları kabul edendir; her şey, O’nun elindedir
 ٖلي ٰم ٰع هّللَاِ قٰ هٌ ٰ ْر ِض ٰءاِل َْلٰ ٰء ا ُ ُكْم ُخلٰفٰا ْك ِش ُف ال ُّسو ٰء ٰويٰ ْجعٰل ٰويٰ ُم ْض ٰط ار اِذٰا دٰ ٰعاهُ ْ ٖجي ُب ال ام ْن يُ ًًل اٰ ٰما تٰذٰ اكُرو ٰن (Onlar mı hayırlı) yoksa darda kalana kendine yalvardığı zaman karşılık veren ve (başındaki) sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzünün hakimleri kılan mı? Allah'tan başka bir tanrı mı var! Ne kadar da kıt düşünüyorsunuz! (NEML suresi 62. ayet) ُمو ٰن ْعلٰ ْم تٰ ْي ِه اِ ْن ُكْنتُ ٖجي ُر ٰوَٰل يُ ٰجا ُر ٰعلٰ ٰملٰ ُكو ُت ُك لِ ٰش ْیٍء ٰو ُهٰو يُ ِيٰ ِدٖه قُ ْل ٰم ْن ب Eğer biliyorsanız (söyleyin), her şeyin melekûtu (mülkiyeti ve yönetimi) kendisinin elinde olan, kendisi her şeyi koruyup kollayan, fakat kendisi korunmayan (buna muhtaç olmayan) kimdir? diye sor.(MÜ'MİNÛN suresi 88. ayet)

24--O, zalimleri cezalandırandır
نٰ ًل ْن اٰ ٰخذْ ًّ ٰو ِمْن ُهْم ٰم فٰ ُك ٰو ِمْن ُهْم ٰم ْن اٰ ٰخذٰتْهُ ال اصْي ٰحةُ ْي ِه ٰحا ِصبًا نٰا ٰعلٰ ْ ْر ٰسل ِمْن ُهْم ٰم ْن اٰ ِ ٖه فٰ ِذْٰنب ا ب ْظِل ٰس ُهْم يٰ ـ ِك ْن ٰكانُوا اْٰنفُ ٰ ٰول ٰمُهْم ْظِل ٰو ٰما ٰكا ٰن هّللَاُ ِليٰ نٰا ْر ٰض ٰو ِمْن ُهْم ٰم ْن اٰ ْغ ٰرقْ َْلٰ ِ ِه ا ُم ٰخ و ٰن ٰسْفنٰا ب Biz de, her birini günahıyla yakaladık. Kiminin üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik, kimini korkunç gürültü yakalayıverdi, kimini yere batırdık, kimini de suda boğduk. (Lût kavmi taş yağmuruna tutuldu, Şuayb ile Salih’in kavmi korkunç gürültü ile helâk edildi. Karûn ve beraberindekiler yere geçirildi, Firavun ve kavmi suda boğuldu). Allah onlara zulmetmiyordu, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. (ANKEBÛT suresi 40. ayet)

25--O,Bütün bunları insan için yapan ve insan için Kur’an’ ı gönderendir
. ُك ِ ٰما ِت اِلٰى النُّو ِر ٰواِ ان هّللَاٰ ب ُ ُّظل ٰنا ٍت ِليُ ْخِر ٰج ُكْم ِم ٰن ال ِ يٰا ٍت بٰي ٰ ٰى ٰعْبِدٖه ا ُل ٰعل ٖذى يُنٰ زِ ا ٌم ُهٰو ال ٰر ُؤ ٌف ٰر ٖحي ْم لٰ Sizi karanlıklardan (küfür yollarından) aydınlığa (imana) çıkarmak için, Kuluna (Hz. Muhammed Aleyhi’s-Salâtü ve’s-Selâm’a) apaçık ayetler indirmekte olan O’dur. Muhakkak ki Allah, size çok şefkatlidir, çok merhametlidir. (HADÎD suresi 9. ayet)

26- O, en güzel hükümleri gönderen ve insanlara öğütler verendir ُمُر اِ ان ْرٰبى هّللَاٰ يٰاْ قُ ْ ِيٴ ِذى ال ِن ٰوٖايتٰا َْلِ ْح ٰسا ْد ِل ٰوا عٰ ْ ِال ب ِی ْغ بٰ ْ ُمْن ٰكِر ٰوال ْ فٰ ْح ٰشا ِء ٰوال ْ ْن ٰهى ٰع ِن ال ٰويٰ ُكْم تٰذٰ اكُرو ٰن ا لٰعٰل مْك ُظ ُعٰ ِي Muhakkak ki, Allah Teâlâ adâleti, iyiliği ve karabet sahiplerine (muhtaç oldukları şeyleri) vermeyi emrediyor ve fuhşiyattan, münkerden, hukuka tecavüzden de nehyediyor. Düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (NAHL suresi 90. ayet)

27--O,Peygamberler- Kitaplar gönderip, onlara ilim- hikmet öğretendir.
. ٰويُ ٰز يٰاتِ ٖه ٰ ِهْم ا ْي ُوا ٰعلٰ ل ِس ِهْم يٰتْ ِهْم ٰر ُسوًَل ِم ْن اْٰنفُ ٰث ٖفي بٰعٰ ُمْؤ ِمٖني ٰن اِذْ ْ ِهْم لٰقٰ ْد ٰم ان هّللَاُ ٰعلٰى ال كٖ ي ْب ُل لٰ ٰواِ ْن ٰكانُوا ِم ْن قٰ ِح ْكٰمةٰ ْ ِكتٰا ٰب ٰوال ْ ِ ُمُهُم ال ٰو ٍن يُعٰل ي ٖ ٖفى ٰضًٰل ٍل ُمب Allah müminler üzerinde bol bol ihsanda bulundu. Çünkü onlara, kendi cinslerinden bir peygamber gönderdi ki, kendilerine Allah’ın âyetlerini okuyor, onları fena huy ve inançlardan temizliyor, onlara Kur’ân ve sünneti öğretiyor. Halbuki bundan önce açık bir sapıklık içinde idiler. (ÂLİ IMRÂN suresi 164. Ayet)

28--O, KUR’AN-i KERİM’i indirendirْل لٰهُ ِعٰو ًجا ْم يٰ ْجعٰ ِكتٰا ٰب ٰولٰ ْ ٰى ٰعْبِدِه ال ٖذى اْٰن ٰز ٰل ٰعل ا ِ ال ِّلِله ٰح ْمدُ ْ اٰل Hamd o Allah’a mahsustur ki, kulu Muhammed’e Kur’ân’ı indirdi, onun mâna ve lâfzında bir çarpıklık yapmadı.( onun içine tutarsız hiçbir şey koymadı.) (KEHF suresi 1. ayet) ٰم ٰء ُه ْم بٰ ْعدٰ ِن اتابٰ ْع ٰت اٰ ْهٰوا ئِ ٰولٰ ًّا ِي نٰاهُ ُح ْكًما ٰع ٰرب ْ ِل ٰك اْٰن ٰزل ٰو ٰكذٰ ٰك ِم ٰن هّللَاِ ِم ٰما لٰ ْ ِعل ْ ٰء ٰك ِم ٰن ال ٰجا ا ٍق ٍ ى ٰوَٰل ٰوا لِو ٰن ْم ِİşte biz, o Kur’ân’ı böyle Arapça bir hikmet olarak indirdik. Andolsun ki, eğer sana vahy ile gelen bu ilimden sonra, kâfirlerin arzularına uyacak olursan, senin için, Allah’ın azabından kurtaracak ne bir yardımcı, ne de bir koruyucu vardır. (RA'D suresi 37. ayet) ٰحدًا تٰ ْ ِجدٰ ِم ْن دُونِ ٖه ُمل ٰولٰ ْن تٰ ٰماتِ ٖه ٰك َٰل ُمبٰ ِد ٰل ِل ٰكِل ِ ْي ٰك ِم ْن ِكتٰا ِب ٰر ب ُل ٰما اُو ِح ٰى اِلٰ ٰواتْ Artık sen Rabbinin kitabında sana vahyolunanı oku. O'nun sözlerini değiştirecek yoktur ve sen O'ndan başka bir dayanak ve sığınak da elbette bulamazsın.(KEHF suresi 27. ayet) ONUN VA’Dİ HAKTIR اران ُكُم ُرو ُر ٰها الناا ُس اِ ان ٰو ْعدٰ هّللَاِ ٰح ٌّق فٰ ًٰل تٰغُ يٰا اٰيُّ غٰ ْ ِا هّلِلِ ال اران ُكْم ب ٰوَٰل يٰغُ ٰحٰيوةُ الدُّْنيٰا ْ ال Ey insanlar! Muhakkak Allah’ın vaadi (öldükten sonra dirilmek, hesaba çekilmek) vuku bulacaktır. O halde, sakın dünya hayatı sizi aldatmasın; Şeytan da sakın sizi Allah’ın (hilmi ve imhâli) ile aldatmasın.(FATIR suresi 5. ayet) ِ ی َحدي ٍث بَ ْعَدهُ يُ ْؤ ِمنُو َن َاِبَف Artık bu Kur'ân'dan sonra, başka hangi söze inanacaklar. (A'RAF suresi 185. ayet) (Resmi: 7/İniş:39/) İşte, KUR’AN I İNDİREN , bu güçlere sahip olandır ki, O da ALLAH’tır. Öyleyse, ٰها اٰ ٰها ُر ٰخاِلٖدي ٰن ٖفي َْلْٰن ٰها ا ُهْم ٰجناا ٍت تٰ ْجٖرى ِم ْن تٰ ْحتِ ُ ٰحا ِت ٰسنُدْ ِخل ُوا ال اصاِل ٰو ٰعِمل ٰمنُوا ٰ ٖذي ٰن ا ا ٰوال ٰو ْعدٰ هّللَاِ بٰدًا ْصدٰ ُق ِم ٰن هّللَاِ ٖقي ًًل ٰو ٰم ْن اٰ ا ٰحقًّ İman edip salih âmeller işliyenlere gelince, biz onları (ağaçları) altlarından nehirler akan cennetlere koyacağız, ebediyyen de o cennetlerde kalacaklardır. Allah bunu gerçek olarak vaad etmiştir. Allah’dan daha doğru sözlü kim olabilir? (NİSA suresi 122. ayet) كِ ٰ ْي ٰك ِم ْن ِكتٰا ِب ٰرب ُل ٰما اُو ِح ٰى اِلٰ ٰواتْ Artık sen Rabbinin kitabında sana vahyolunanı oku…. (KEHF suresi 27. ayet) De ki: “Ben, sadece Rabbimden ne vahyolunursa ona tâbi olurum. (A’raf/203) O halde sen sana vahyedilen buyruklara sımsıkı sarıl, muhakkak ki sen dosdoğru yoldasın.(Zuhruf/43) Bu Kur’ân, hem sana, hem milletine güzel bir namdır,/(öğüt ve şereftir).İleride ondan sorguya çekileceksiniz .(Zuhruf/44)

Bir sınav ki, önünde, seçenekler sanma çok,
Ya Kur’ân.. Ya da Hüsrân..
Üçüncüsü bil ki yok. (Cengiz Numanoğlu)

Yazı Samsun Tekkeköy ilçe Müftülüğü web sitesinden alınmıştır. 

Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.