Geçenlerde İstanbul Arnavutköy ilçe sınırları içerisinde bulunan Taşoluk denilen yerden geçerken akşam ezanı okunuyordu. Uzaklardan gelen ezan sesini takip ederek camiye gitmek istedik.. Ezanın sonuna doğru ana cadde üzerinde bir camiyi görünce aracı park ederek akşam namazını kılmayı arzuladık. .Caminin ana kapısına geldiğimizde kapalı olduğunu ve iç tarafta bırakın hareket görmeyi ışıkların yanmadığını gördük.
Kısaca cami namaz vakti kapalıydı.
Sabah namazları vaktinde camilerin kapalı olmasına pek şaşırmamaya başladık ama akşam vakti kapalı camileri de hatta bırakın onu bir çok yerde gün içinde camileri de kapalı bulur olduk.
Salgın nedeniyle Mart ayında kapanan cami alışkanlığı yer yer devam ediyor.
Salgın nedeniyle Mart ayında kapanan cami alışkanlığı yer yer devam ediyor.
Bu arada ezanmatik cihazlarının satışında pandemi süresince artış olduğunu da duyar olduk. En merkezi, ulaşımı en kolay bir çok yerde ki, bahsettiğim yer İstanbul gibi bir metropol için geçerlidir camilere ezanmatik konulduğu ya da merkezi ezan sistemi ile görevlerin geçiştirildiği bir çok din görevlisinin artık salgını bahane ederek uğramadığını duyar olduk.
Bir zamanlar Samsun Müftüsü olan ve bugünlerde emekliliğinin tadını çıkartan sayın Veysel Çakı müftümüzün söylediği sözler aklımıza geliveriyor, her defasında
Her ne kadar her söyleminde tepki çeken konuşmaları nalına da mıhına da vursa Veysel Çakı hocamız hiç kimseden çekinmiyordu. Konuşuyor. Konuşurken Vuruyor. Vururken de Korkmuyordu.
Gerçeği vuruyor. Hakkını veriyordu.
Kendisinin görev yaptığı yıllarda Camiler ve Din Görevlileri Haftası sebebiyle katıldığı bir panelde yaptığı konuşması imamların, bilhassa sabah namazına kalkmayan, gelmeyen imamların zoruna gitmişti.Çakı "Sabah namazına kalkmayan bir imamın aldığı maaş ne oluyor? diye sormuştu,o vakitlerde.
Panelde, onlarca yüzlerce kişinin önünde konuşuyordu..
Cami cemaati gibi söylüyor, Vatandaş gibi dertli. Müftü olarak sıkıntılı ve hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi merak ederek "İmanlı imamlar" söz ediyordu.
"İmamın, Allah'a ve ahiret gününe iman konusunda problemi var". diyordu. Ve diyordu ki,
"İman açısından"sorunlu... "
"Yalan konuşmaması gerekir."
"Sabah namazına kalkmayan bir imamın aldığı maaş ne oluyor?
"Yalan dolan" olmamalı.
"Bu işin sonunda ölüm var."
"Yaptığımız bütün işler Mahkeme-i Kübra'ya gelecek."
Soruyordu, Müftü bey..
"Ey sabah namazına gelmeyen imam efendiiiii"
"Aldığın para ne oluyor"
Acaba diyorum. Veysel müftümüz şimdi emeklilik yaşamı içinde camilere uğramayan imamlar hakkında neler derdi..
Neler söylerdi.
Veysel hocam, hakkınızı helal edin kulağınızı çınlattık.
Lakin hesap soracak müftüleri özledik, biliyor musunuz..
Erol Kara - 21.09.2020