Bir yetim gibi sahip çıkılması gerekirken itilmiş, kakılmış hatta hatta bir köşeye sıkıştırılmış, nefes alması dahi önlenmeye çalışılmış ve çalışılan bir camiden söz edeceğiz size. Şehrin kalbinde ama bir o kadar da kıyısında olan bir "İstanbul" güzelinden söz edeceğiz.
Kalenderhane Camii ya da eski adıyla Theotokos Kyriotissa Kilisesi, Doğu Roma döneminden kalma bir yapıdır. Bozdoğan Kemeri'nin en doğu ucunun güneyinde yer alır. Doğu Ortodoks Kilisesi formundadır. Yapı, Yunan haçı kemerli Bizans kilisesi örneğinden birini temsil eder. Plan ve üslup özelliklerine göre binanın 9. veya 10. yüzyıla ait olduğu varsayılır.
Kalenderhane Cami, Fatih Sultan Mehmet tarafından, Kalenderi tarikatı dervişlerine zaviye olarak tahsis edilmiştir. Caminin ne tarafında olduğu bilinmeyen manastırın keşiş odaları XV. yüzyılda zâviye olarak hizmet vermiş, harim kısmı ise tevhidhâne-semâhâne olarak kullanılmıştır. Bu sebeple Kalenderhâne İstanbul’da fetihten sonraki ilk mevlevîhâne sayılmaktadır. (Fatih Mehmet II Vakfiyeleri, s. 260, 268). Kalender Tarikatı'na mensup dervişler tarafından kullanıldığından adı Kalenderhane olmuştur. Caminin avlusunda kilisenin ilk zamanlarında yapıya dahil olan ancak şimdi yıkılıp harabe halini alan duvar kalıntıları bulunmaktadır.
Caminin alanına yapılan ilk yapı, Roma hamamı idi. Cami bu hamam duvarları üzerine denk gelmektedir. Hamam ait kalıntılar halihazırda otlar arasında gelene geçene göz kırpmaktadır.
Hamam üzerine ilk kilise altıncı yüzyılı takiben, daha büyüğü yedinci yüzyılda, ilk kilisenin güneyine yapıldı. Üçüncü bir kilise, tekrar kutsal yer olarak kullanılan alana yapıldı.. Constantinople'un Latin'lerde fethinden sonra, yapı Roma Katolik kilisesi olarak kullanıldı. Kilise manastır yapıları ile çevreleniyordu,
Roma hamamı kalıntılarıRoma hamamı kalıntıları
18 nci yüzyılda Babüssaade (saray) Ağası Maktul Beşir Ağa tarafından camiye dönüştürüldü. Yarı kubbeler daha sonra Osmanlı'larca yıkıldı. 1844 Yangınından ve depremden zarar gören cami 1854 yılında restore edildi. Tamir edilen caminin minberi orijinal değildir. Kalenderhane caminin minaresine 1930 yılında yıldırım düşerek yıkıldı. Minaresinin yanıp çökmesinden dolayı terk edildi. 1955’li yıllara kadar bakımlı sayılabilecek bir durumda ve namaza açık olan mâbed sonraları nedense terkedilmiş ve işsiz güçsüz kişiler için barınak haline gelmiştir. Orijinal görünümü hakkında bilgi bulunmayan ve fotoğraflarda mevcut 1930’lu yıllarda yıktırılan minaresiyle XIX. yüzyılda yapılan minare sanat değerine sahip değildir. 1966-1975 yılları arasında Harvard Üniversitesi’nin bir yan kuruluşu olan Dumbarton Oaks Bizans Araştırmaları Enstitüsü’nden Striker başkanlığında bir heyetle İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Doğan Kuban’ın iş birliği neticesinde burada etraflı bir araştırma ve kazıya konu olmuş, harap durumdayken 1968 yılında restore edilerek tekrar ibadete açılmıştır.
Fâtih Sultan Mehmed’in vakıfları arasında olan Kalenderhâne Camii İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri’nde, içinde bulunduğu mahalledeki mülkler dolayısıyla birkaç yerde adı geçen Kalenderhâne Camii’nin kaydı yoktur. Bunun sebebi, tıpkı Eski İmaret ve Zeyrek Kilise camileri gibi buranın da selâtin vakfı sayılarak deftere alınmamasıdır.
Kalenderhâne Camii’nin müştemilâtı durumunda olan medrese hakkında kısa bir bilgi 1914 tarihli bir belgeden öğrenilmektedir. Buna göre yapının ikisi biraz büyük, diğerleri ufak ölçüde odacıklar halinde onbeş hücresi vardı. Kuyusu ve şadırvanı da bulunan medrese faal olmakla beraber içinde sadece üç kişinin kaldığı ve evler arasında sıkışmış, havasız, son derece rutubetli bir yapı olduğu bildirilmiştir. İstanbul’da 1918 tarihinde çıkan yangının felâketzedeleri burada barındırılmıştı.
İstanbul’daki ilk Mevlevihane
Kalenderhane Camii’ni tasavvuf tarihi açısından önemli hale getiren ince bir detay söz konusudur. İstanbul’un fethine yönelik hizmetlerinden dolayı bir teşekkür ve minnettarlık göstergesi adına Fatih Sultan Mehmet tarafından Kalenderhane Camii, Kalenderi Tarikatına zaviye olarak tahsis edilmiştir. Tarikat erbapları tarafından semahane olarak kullanılmaya başlayan camii İstanbul'daki ilk Mevlevihane olarak kayıtlara geçer. Manastır döneminden kalma keşiş odalarının uzun süre zaviye hizmetine tahsis edildiği ve harim kısmında da semahane yapıldığı tarihi kayıtlarda yer alır. Bugün cami zemini etrafındaki toprak yükseldiği için mescit kısmına iki basamakla inilir. Ana mekanın olduğu bölümde dikkati çeken ve Bizans kilise mimarisinde ön plana çıkan Yunan haç motifi vardır. Bu haçın etrafı beşik tonozlar kullanılarak örtülü hale getirilmiş, iç kısmın ibadete uygun hale dönüşmesi sağlanmıştır.
Cami arsasına yapılan Kız Yurdu, Metro İstasyonu ve işyerleri
Kalenderhâne Camii ile medresenin arazi üzerindeki durumları şematik bir biçimde Pervititch’in sigorta planlarından birinde gösterilmiştir. Cumhuriyet döneminde bir süre daha bakımsız kalan medrese 1935 yılına doğru bütünüyle yıktırılıp ortadan kaldırılmış ve yerine bir konservatuvar binası yapılması tasarlanmıştı. Ancak bu proje gerçekleşmemiş, arsanın bir tarafına öğrenci yurdu ( Bugünkü Vezneciler Kız Yurdu) inşa edilmiş, geri kalan alan ise uzun yıllar minibüs durağı olarak kullanılmıştır. Bugün bu alanda Yenikapı - Hacıosman Metro hattının Vezneciler İstasyonu ile bir kaç hazır gıda satan işletmelerle işgal altındadır.
Kaynaklar :
Vikipedia
TDV İslam Ansiiklopesi
Ekşi Sözlük
Alexandros Paspatis Bizans çalışmaları Topografik ve tarihi