Hiç dikkat ettiniz mi ? Genellikle hafız olarak tanınmış kimselerin ölüm nedeni kalp krizidir.
"Kuran-ı Kerim okurken vefat etti" "Kuran okurken öldü" tarzı haberler normalde kalbi iman dolu insanlarımız arasında da "ne güzel ölüm" "Bak Allah'ı zikrederken ölmüş" "mübarek insanmış" sözlerini de bu vesile ile duyarız.
Bir insanın mübarek bir kimse olup olmadığını, takva sahibi biri olup olmadığını sadece Allah-u Teala bilir.
İnsana "şah damarından daha yakın" olduğunu bildiren şanı yüce olan Allah kimin imanlı kimin imansız olduğunu, kimin gerçekten salih bir kul olarak din ve diyanetle uğraştığını, kimin şan olsun nam olsun "güzel okudun" desinler diye okuduğunu, kimin geçim kaynağı olarak dini bilgileri sattığını bilir.
Ve tabii ki yaratan ve alim olan Allah c.c'dan başkası bilemez.
Ancak, insanlar halis bir niyetle kimin dilinde ayet hadis duysa o kişiyi ehli iman sanır. Saygı gösterir. Bu nedenle Kur'an-ı kerim okurken ölenleri de mübarek, ehli cennet düşünceleriyle bir başka saygı ve imrenen duygularla anar.
Peki, haberlerde okuduğumuz ya da duyduğumuz "Kur'an Kursu Öğreticisi Kurra Hafız İbrahim, görevi başında geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti" "Hafız Abdurrahman Kur'an okurken kalp krizi geçirdi" "Aydın'ın Nazilli ilçesinde hafız Mehmet Ali, Kur'an-ı Kerim okuduğu esnada kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti." "Kalp Krizi sonucu vefat eden Din Görevlisi Hafız..." "Medine Camii'nde bugün Cuma namazı öncesinde vaaz veren emekli imam Hafız Ömer, kalp krizi geçirdi." "Hafız Burhan mevlidini okurken, kalp krizinden 46 yaşında vefat etti" şekliyle vefat eden hafızlarımızın ( Allah c.c hepsine ve tüm ölmüşlerimize rahmet eylesin) rahmete kavuşma nedeni olan kalp krizi niçin oluyor.
Dışarıdan bakıldığında sinir stresi olmayan bu kişiler neden kalp krizi geçirerek dünyalarını değiştiriyor.

DiniErk olarak bu konuda yaptığımız araştırmalarda kalp krizi geçirmelerinin, bilhassa Kur'an-ı Kerim okurken ya da mevlid esnasında kalp krizi geçiren bu kişilerin ve hafızlık çalışması yapanların dahi aklına gelmeyen tek bir sebep var ki o da nefeslerini kontrol edememeleridir.
Nefes, insanın hayatı demek. Nefes ömür demek. Yaşam demek. İşte hakkın rahmetine kavuşmaya sebep olan nefessiz kalma olayı genellikle Kur'an-ı Kerim okurken nefeslerini kontrol edemeyenlerin yaşamlarının sonu oluyor.
Kur'an-ı Kerim'i nefesini kontrol edemeden okuyanlar nefessiz kalarak ve bunun sonucu olarak kalp krizine meydan vererek vefat ediyorlar.
Bir insanın mübarek bir kimse olup olmadığını, takva sahibi biri olup olmadığını sadece Allah-u Teala bilir.
İnsana "şah damarından daha yakın" olduğunu bildiren şanı yüce olan Allah kimin imanlı kimin imansız olduğunu, kimin gerçekten salih bir kul olarak din ve diyanetle uğraştığını, kimin şan olsun nam olsun "güzel okudun" desinler diye okuduğunu, kimin geçim kaynağı olarak dini bilgileri sattığını bilir.
Ve tabii ki yaratan ve alim olan Allah c.c'dan başkası bilemez.
Ancak, insanlar halis bir niyetle kimin dilinde ayet hadis duysa o kişiyi ehli iman sanır. Saygı gösterir. Bu nedenle Kur'an-ı kerim okurken ölenleri de mübarek, ehli cennet düşünceleriyle bir başka saygı ve imrenen duygularla anar.
Peki, haberlerde okuduğumuz ya da duyduğumuz "Kur'an Kursu Öğreticisi Kurra Hafız İbrahim, görevi başında geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti" "Hafız Abdurrahman Kur'an okurken kalp krizi geçirdi" "Aydın'ın Nazilli ilçesinde hafız Mehmet Ali, Kur'an-ı Kerim okuduğu esnada kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti." "Kalp Krizi sonucu vefat eden Din Görevlisi Hafız..." "Medine Camii'nde bugün Cuma namazı öncesinde vaaz veren emekli imam Hafız Ömer, kalp krizi geçirdi." "Hafız Burhan mevlidini okurken, kalp krizinden 46 yaşında vefat etti" şekliyle vefat eden hafızlarımızın ( Allah c.c hepsine ve tüm ölmüşlerimize rahmet eylesin) rahmete kavuşma nedeni olan kalp krizi niçin oluyor.
Dışarıdan bakıldığında sinir stresi olmayan bu kişiler neden kalp krizi geçirerek dünyalarını değiştiriyor.

DiniErk olarak bu konuda yaptığımız araştırmalarda kalp krizi geçirmelerinin, bilhassa Kur'an-ı Kerim okurken ya da mevlid esnasında kalp krizi geçiren bu kişilerin ve hafızlık çalışması yapanların dahi aklına gelmeyen tek bir sebep var ki o da nefeslerini kontrol edememeleridir.
Nefes, insanın hayatı demek. Nefes ömür demek. Yaşam demek. İşte hakkın rahmetine kavuşmaya sebep olan nefessiz kalma olayı genellikle Kur'an-ı Kerim okurken nefeslerini kontrol edemeyenlerin yaşamlarının sonu oluyor.
Kur'an-ı Kerim'i nefesini kontrol edemeden okuyanlar nefessiz kalarak ve bunun sonucu olarak kalp krizine meydan vererek vefat ediyorlar.
Peki, Kur'an-ı kerim okurken nefes nasıl kontrol altına alınacaktır.
Bunun en basit yolu okuyanın mutlak surette bildiği, Kur'an okumayanların dahi kulaktan dolma şekliyle bildikleri ayetler üzerindeki işaretlerin varlığıdır.
Allah-u Teala, her yarattığı şeyde varlığını hissettirmektedir. Ayetler ve üzerindeki harekeler, duraklar boşuna konulmamıştır. Kur'an-ı Kerim'i güzel okumanın yolu bunlara dikkat etmekle birlikte nefesin sahibi olmakta yatar.
Davudi dediğimiz sesle okuyanı dinlemek çok hoştur. Hatta, şöyle diyelim, Tecvid, tilavetin süsü, kıraatın ziynetidir. İnsanı rahatlatır. Mest eder. Her ne kadar sesin perdesi bunda önemli ise duraklara, harekelere, durup devam etmelere aldırmadığınız zaman nefesinizi kontrol edemezsiniz.
Mesela genizden çıkartılacak ses, dilin damağa ve öne koşması, burun destekli söylenecek harfler, gırtlak hakimiyetiyle çıkartılacak sesler her biri nefesin farklı şekilde dışarı çıkartılmasıdır. Eğer, gereken işaretlere, gerektiği yerde nefesinizi harcamazsanız boşuna uğraşmayın Allah korusun diyelim, haberlerde duyduğumuz gibi kalp krizi geçirirsiniz.
Kur'an-ı Kerim'de mukaddes kitabı okuyanlara "yavaş oku" emredilir.( Müzemmil 4) “Onu Biz Kur'ân olarak âyetlere ayırdık ki, insanlara dura dura okuyasın. Biz onu yavaş yavaş indirdik.” (İsrâ Sûresi, 106) “Kendilerine kitap verdiğimiz ehliyetli kimseler, onu, tilâvetinin hakkını vererek okurlar.” (Bakara 121)
Kur'an-ı kerim tecvidli okununca güzellik oluşturur.
İşte tecvid kuralına uyan bir hafız okurken sıkıntı çekmez. Ne var ki bir topluluk içinde ya da bir sınav, yarışma öncesi duygular içerisinde tecvide dikkat edilmez de nefesi zorlamak zorunda kalınırsa o üzücü hadise ortaya çıkar.
Sadece tecvide dikkat etmek mi ?
Hayır... Bir de mideniz dolu iken Kur'an-ı Kerim'i sesli okuduğunuzda nefes problemi yine okuyan için sorun olur.
Davudi dediğimiz sesle okuyanı dinlemek çok hoştur. Hatta, şöyle diyelim, Tecvid, tilavetin süsü, kıraatın ziynetidir. İnsanı rahatlatır. Mest eder. Her ne kadar sesin perdesi bunda önemli ise duraklara, harekelere, durup devam etmelere aldırmadığınız zaman nefesinizi kontrol edemezsiniz.
Mesela genizden çıkartılacak ses, dilin damağa ve öne koşması, burun destekli söylenecek harfler, gırtlak hakimiyetiyle çıkartılacak sesler her biri nefesin farklı şekilde dışarı çıkartılmasıdır. Eğer, gereken işaretlere, gerektiği yerde nefesinizi harcamazsanız boşuna uğraşmayın Allah korusun diyelim, haberlerde duyduğumuz gibi kalp krizi geçirirsiniz.
Kur'an-ı Kerim'de mukaddes kitabı okuyanlara "yavaş oku" emredilir.( Müzemmil 4) “Onu Biz Kur'ân olarak âyetlere ayırdık ki, insanlara dura dura okuyasın. Biz onu yavaş yavaş indirdik.” (İsrâ Sûresi, 106) “Kendilerine kitap verdiğimiz ehliyetli kimseler, onu, tilâvetinin hakkını vererek okurlar.” (Bakara 121)
Kur'an-ı kerim tecvidli okununca güzellik oluşturur.
İşte tecvid kuralına uyan bir hafız okurken sıkıntı çekmez. Ne var ki bir topluluk içinde ya da bir sınav, yarışma öncesi duygular içerisinde tecvide dikkat edilmez de nefesi zorlamak zorunda kalınırsa o üzücü hadise ortaya çıkar.
Sadece tecvide dikkat etmek mi ?
Hayır... Bir de mideniz dolu iken Kur'an-ı Kerim'i sesli okuduğunuzda nefes problemi yine okuyan için sorun olur.
Araştırmalarda gördüğümüz şekliyle tok karınla kıraatle Kur'an okuyanlar nefes kontrolü yapamadığı zaman yine aynı akıbetle karşılaşır. Hafızlık için çalışanların, yüksek sesle Kur'an-ı kerim okuyacakların midesinin dolu olması yani tok bir karınla bu vazifeyi yapmaları kalbe ve akciğerlere zarar vereceğinden aç karnına bu işi yapmaları tavsiye edilmektedir.
Peygamber efendimiz aleyhisselam'ın buyurduğu gibi midenin 1/3'ini tok tutmak ya da az yemek yiyerek bu görevi ifa etmek, yüksek sesle okurken duraklara, işaretlere dikkat edersek en azından tedbiri almış oluruz.
Kur'an okuyana huzur verir.
Kıraatle okuyan hem vücut sağlığı açısından hem de ruhsal açıdan rahatlar.
Kur'an'a başlayan bir kimse "Bismillahirrahmanirrahim" dediğinde vücudunu buna hazırlar.
Aman dikkat..
Nefesinizi kontrol etmek sizin elinizde..
Ölüm mü, her nefis ölümü tadacağı için bunun geri kalan vadenin dolmasıdır ki buna sebep aramak yanlış olur.
Peygamber efendimiz aleyhisselam'ın buyurduğu gibi midenin 1/3'ini tok tutmak ya da az yemek yiyerek bu görevi ifa etmek, yüksek sesle okurken duraklara, işaretlere dikkat edersek en azından tedbiri almış oluruz.
Kur'an okuyana huzur verir.
Kıraatle okuyan hem vücut sağlığı açısından hem de ruhsal açıdan rahatlar.
Kur'an'a başlayan bir kimse "Bismillahirrahmanirrahim" dediğinde vücudunu buna hazırlar.
Aman dikkat..
Nefesinizi kontrol etmek sizin elinizde..
Ölüm mü, her nefis ölümü tadacağı için bunun geri kalan vadenin dolmasıdır ki buna sebep aramak yanlış olur.
Araştırma: Erol Kara - 18.7.2020 - @erolkaranet ( Yazı daha önce Dinierk sitemizde yayımlanmıştır.