Namaz kılarken ezan okunmaya baslarsa kılınan namaz geçerli olur mu?
Namazın farzlarından biri de vaktin girmiş olmasıdır. Mesela öğle namazı vakti girmeden öğle namazını kılamayız. Namazların kılınma vakitleri ise vaktin girmesiyle başlar, öbür vaktin girmesiyle biter. Bu iki vakit arası namazlarımızı kılabiliriz.
Namazlarını geciktirmiş artık vaktin son dakikalarına kalmış birinin namaz kılması durumunda ne yapması gerekir.
Bilhassa günün en meşguliyetli zamanı olan ikindi ve akşam namazı arasında en fazla geciktirilen ikindi namazının farzı olmakta ve bir çok soru bu namaza dair sorulmaktadır. Bir de sabah namazında uykuya kalanların ne yapmaları şeklindedir.
İnternet'in varlığı ile bu tür soruları hemen arama motorlarına sorup araştırmaya kalkanlar istediği bilgiye ulaşabilmekte. Ancak ulaşılan bilginin hangi mezhebe, hangi görüşe olduğuna bakılmaksızın uygulamaya geçilmesine anlam verilmemektedir.
Araştırma yapan bir insan sokağa çıkıp önüne gelene Müslüman deyip dini konuda bir şey sorup öğrenmesi ne kadar yanlış ise internete bakarak ilk karşısına çıkan bilgiye göre dini hayatını şekillendirmesi de yapması da bir o kadar yanlıştır.
Konumuza dönersek bugün dini konuda popüler olmuş bir kaç siteye baktığımızda namaz kılarken vakit çıkar, diğer vaktin ezanı okunursa ya da vakti girerse namazın durumu ne olur diye sorulunca verilen cevaplar aşağı yukarı aynı olmaktadır. Ve dedikleri şu, Namaza devam..
Durum gerçekten böyle mi ? Bakalım.
Sorumuzun cevabından önce şu konuda olanlar için kısaca değinmek isterim.
Mesela, öğlen namazımın farzını kıldınız. Son sünnet kılmaya niyet ederken veya son sünnette ezan okundu, bu durumda ne yapacaksınız. Eğer ezan tam vaktinde okunmuşsa namazı tekrar edersiniz ezan vaktinden sonra gecikmiş olarak okundu ise namaz tamdır. O ezana icabet etmeniz gerekmez.
Gecikmiş bir namazı eda ederken diğer vaktin ezanı okunur ya da vakit girerse ne olacak...
Sorularla islamiyet adı altında yayın yapan site konu hakkında şu açıklamayı yapıyor.
" Bir vakit girdikten sonra önceki vakitlerin namazı kazaya kalmış olur. Kılınan namaz da kaza namazı olarak kılınır. Yani vakit çıkınca namaz vakti de çıkmış olur.
Namazın farzlarından biri de vaktin girmiş olmasıdır. Mesela öğle namazı vakti girmeden öğle namazını kılamayız. Namazların kılınma vakitleri ise vaktin girmesiyle başlar, öbür vaktin girmesiyle biter. Bu iki vakit arası namazlarımızı kılabiliriz.
Diyelim ki öğle namazınızı geciktirdiniz. İkindi yakın. Hemen namaza durdunuz. Daha birinci rekatta iken ikindi vakti girdi. Ne yapacağız? Hemen devam edip namazı tamamlayacağız, namazımız olur. Çünkü bir hadiste
“Namazın bir rekatına yetişen hepsine yetişmiş gibidir.” buyurulur. Hanefi ve Hanbeli mezhebine göre, kendisine tahsis edilen vakit içinde bir namazın iftitah tekbirine yetişmekle bu namazın tamamı eda olur. (Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, I /400.)" demiş ( Bakınız ; http://www.sorularlaislamiyet.com/qna/12838/namaz-esnasinda-sonraki-vakit-icin-ezan-okunursa-namaz-gecerli-olur-mu.html)
Buna benzer bir çok kaynakta durum bu anlamdadır. Ne var ki ;mam-ı Azam Ebu Hanefi hazretlerine ameli fıkhın esaslarına göre icabet eden bir Müslüman için böyle bir durum söz konusu değildir.
Buyuk İslam ilmihalinde su bilgiler var:
”Bir kimse son oturuşta teşehhüd mikdarı oturduktan sonra, henüz kendi iradesi ile namazdan çıkmadan önce namaz vakti çıksa veya başka bir namaz vakti girse, iki İmama göre onun namazı tamamdır. İmam Azam’a göre bozulmuş olur; çünkü bu namaza kendi iradesi ile son vermiş değildir.”
Marmara Üniversitesi İlahiyat Vakfı "IFAV" islam ilmihalinde su bilgiler var: ”…Bu anlayışın diğer bir sonucu olarak, bir kimse teşehhüd miktarı oturduktan sonra, henüz kendi iradî fiili ile namazdan çıkmadan, namaz vakti sona erse veya başka bir namaz vakti girse, böyle bir kişinin namazı iki İmama göre tamamdır, Ebû Hanîfe’ye göre ise bozulmuş olur. Çünkü bu namaza kendi iradî fiili ile son vermiş değildir.” Dolayısıyla Ebû Hanîfe’ye göre bu kişinin vakit’çıktığı veya başka bir namaz vakti girdiği için bozulan namazını kazâ etmesi gerekir.”
Diyanet ilmihali sayfa 248 - 249 da da su bilgi var:
”…son oturuşta, teşehhüt miktarı oturduktan sonra henüz kendi istek ve iradesiyle namazdan çıkmadan namaz vakti çıksa, bu kişinin namazı iki imama göre tamamdır. Ebû Hanîfe’ye göre ise fâsiddir.”
Sonuç olarak ameli fıkha göre mezhebini İmamı Azam'a göre şekillendirmiş bir Müslüman namaz kılarken diğer vaktin ezanı okunsa yada ezanı duymadığı halde vakit girse namazına edebiyle devam eder. Selamını verir ve namazdan çıkar. Ancak namazı bitirmiş olsa dahi bu namazın kaza veya nafile olarak olarak kabul edileceği, vaktinde namazı kılmamış olacağı, bunun için kazaya kalmış namaz gibi diğer vakit içinde kılması gerektiği sabitlenmiştir.
Diğer mezheplerde veya İmam-ı Azan dışında imamlara uyanlarda böyle bir durum söz konusu değildir.
Peygamber Efendimiz aleyhisselam "Essalâtü lievveli vaktihâ" "Evvel vaktinde kılınan namazdır." buyuruyor. Namazı evvel vaktinde kılmak sevaptır. Tâ o vakte kadar tehir, zaten kusurdur, kabahattir.
Derleme : Erol KARA
Namazın farzlarından biri de vaktin girmiş olmasıdır. Mesela öğle namazı vakti girmeden öğle namazını kılamayız. Namazların kılınma vakitleri ise vaktin girmesiyle başlar, öbür vaktin girmesiyle biter. Bu iki vakit arası namazlarımızı kılabiliriz.
Namazlarını geciktirmiş artık vaktin son dakikalarına kalmış birinin namaz kılması durumunda ne yapması gerekir.
Bilhassa günün en meşguliyetli zamanı olan ikindi ve akşam namazı arasında en fazla geciktirilen ikindi namazının farzı olmakta ve bir çok soru bu namaza dair sorulmaktadır. Bir de sabah namazında uykuya kalanların ne yapmaları şeklindedir.
İnternet'in varlığı ile bu tür soruları hemen arama motorlarına sorup araştırmaya kalkanlar istediği bilgiye ulaşabilmekte. Ancak ulaşılan bilginin hangi mezhebe, hangi görüşe olduğuna bakılmaksızın uygulamaya geçilmesine anlam verilmemektedir.
Araştırma yapan bir insan sokağa çıkıp önüne gelene Müslüman deyip dini konuda bir şey sorup öğrenmesi ne kadar yanlış ise internete bakarak ilk karşısına çıkan bilgiye göre dini hayatını şekillendirmesi de yapması da bir o kadar yanlıştır.
Konumuza dönersek bugün dini konuda popüler olmuş bir kaç siteye baktığımızda namaz kılarken vakit çıkar, diğer vaktin ezanı okunursa ya da vakti girerse namazın durumu ne olur diye sorulunca verilen cevaplar aşağı yukarı aynı olmaktadır. Ve dedikleri şu, Namaza devam..
Durum gerçekten böyle mi ? Bakalım.
Sorumuzun cevabından önce şu konuda olanlar için kısaca değinmek isterim.
Mesela, öğlen namazımın farzını kıldınız. Son sünnet kılmaya niyet ederken veya son sünnette ezan okundu, bu durumda ne yapacaksınız. Eğer ezan tam vaktinde okunmuşsa namazı tekrar edersiniz ezan vaktinden sonra gecikmiş olarak okundu ise namaz tamdır. O ezana icabet etmeniz gerekmez.
Gecikmiş bir namazı eda ederken diğer vaktin ezanı okunur ya da vakit girerse ne olacak...
Sorularla islamiyet adı altında yayın yapan site konu hakkında şu açıklamayı yapıyor.
" Bir vakit girdikten sonra önceki vakitlerin namazı kazaya kalmış olur. Kılınan namaz da kaza namazı olarak kılınır. Yani vakit çıkınca namaz vakti de çıkmış olur.
Namazın farzlarından biri de vaktin girmiş olmasıdır. Mesela öğle namazı vakti girmeden öğle namazını kılamayız. Namazların kılınma vakitleri ise vaktin girmesiyle başlar, öbür vaktin girmesiyle biter. Bu iki vakit arası namazlarımızı kılabiliriz.
Diyelim ki öğle namazınızı geciktirdiniz. İkindi yakın. Hemen namaza durdunuz. Daha birinci rekatta iken ikindi vakti girdi. Ne yapacağız? Hemen devam edip namazı tamamlayacağız, namazımız olur. Çünkü bir hadiste
“Namazın bir rekatına yetişen hepsine yetişmiş gibidir.” buyurulur. Hanefi ve Hanbeli mezhebine göre, kendisine tahsis edilen vakit içinde bir namazın iftitah tekbirine yetişmekle bu namazın tamamı eda olur. (Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, I /400.)" demiş ( Bakınız ; http://www.sorularlaislamiyet.com/qna/12838/namaz-esnasinda-sonraki-vakit-icin-ezan-okunursa-namaz-gecerli-olur-mu.html)
Buna benzer bir çok kaynakta durum bu anlamdadır. Ne var ki ;mam-ı Azam Ebu Hanefi hazretlerine ameli fıkhın esaslarına göre icabet eden bir Müslüman için böyle bir durum söz konusu değildir.
Buyuk İslam ilmihalinde su bilgiler var:
”Bir kimse son oturuşta teşehhüd mikdarı oturduktan sonra, henüz kendi iradesi ile namazdan çıkmadan önce namaz vakti çıksa veya başka bir namaz vakti girse, iki İmama göre onun namazı tamamdır. İmam Azam’a göre bozulmuş olur; çünkü bu namaza kendi iradesi ile son vermiş değildir.”

Diyanet ilmihali sayfa 248 - 249 da da su bilgi var:
”…son oturuşta, teşehhüt miktarı oturduktan sonra henüz kendi istek ve iradesiyle namazdan çıkmadan namaz vakti çıksa, bu kişinin namazı iki imama göre tamamdır. Ebû Hanîfe’ye göre ise fâsiddir.”
Sonuç olarak ameli fıkha göre mezhebini İmamı Azam'a göre şekillendirmiş bir Müslüman namaz kılarken diğer vaktin ezanı okunsa yada ezanı duymadığı halde vakit girse namazına edebiyle devam eder. Selamını verir ve namazdan çıkar. Ancak namazı bitirmiş olsa dahi bu namazın kaza veya nafile olarak olarak kabul edileceği, vaktinde namazı kılmamış olacağı, bunun için kazaya kalmış namaz gibi diğer vakit içinde kılması gerektiği sabitlenmiştir.
Diğer mezheplerde veya İmam-ı Azan dışında imamlara uyanlarda böyle bir durum söz konusu değildir.
Peygamber Efendimiz aleyhisselam "Essalâtü lievveli vaktihâ" "Evvel vaktinde kılınan namazdır." buyuruyor. Namazı evvel vaktinde kılmak sevaptır. Tâ o vakte kadar tehir, zaten kusurdur, kabahattir.
Derleme : Erol KARA