@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Banner


erolkaranet

Kadın Erkekler Arasında Kuran Okuyabilir mi ?






İslâmiyet kişiyi fitne ve fesada sürükleyen görüntü, davranış ve hallere karşı koruyucu tedbirler almıştır. Çünkü İslâm’da insanın safiyet ve vakarının muhafazası ve bozulmaması esastır. Bu tedbir ve koruma hem erkek için, hem de kadın için eşit seviyede düşünülür.

Diğer yandan insana verilmiş olan özellik, kabiliyet ve farklılıklar bir başkasının vebal altına girmesine sebep olmamalı… Yanlış duygulara kapılmasına meydan vermemeli… Nefsini azdırmamalıdır.

Hâlık-ı zû’l-Celâl tarafından kadına ihsan edilen sesi de bu çerçeve içinde düşünmek gerekir. Esas itibariyle başta insan olmak üzere hiçbir varlığın sesi mutlak olarak haram ve günah sınıfına sokulmaz. Çünkü yaratılışında bir haramlık mevcut değildir. Bunun içindir ki, hiçbir ayet ve hadis kadının sesini haram kılıcı bir hüküm bildirmez.

Başta Hanefî ve Şâfiî imamları olmak üzere mezhep sahibi müçtehid imamlarımızın (rahımehumullah) görüşleri de bu merkezdedir. Hatta bütün fıkıh kitaplarında şu hükmü görüyoruz:

Cumhura (fakih âlimlerin çoğunluğuna) göre kadının sesi avret değildir. Yani bütün müçtehidlere göre kadının sesi haram değildir.

Şâfiî mezhebi âlimleri ve diğer müçtehitler şöyle derler: "Kadının sesi avret değildir. Çünkü kadın alış-veriş yapar, mahkemede şahitlikte bulunur. Bunun için sesini yükselterek konuşmak zorunda kalır.” [Muhammed Ali es-Sâbûnî, Tefsîru Ayati’l-Ahkâm, 2, 167]

Kadının sesinin avret olmadığının gerekçesi, İslâm’ın ilk uygulamalı devri olan Asr-ı Saadet’tir. Yani Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ve sahabelerin uygulayış biçimidir. Bu uygulanış biçimi üç şekilde görülüyor:

1) Peygamber Efendimizin (s.a.v.) hanım sahabilerlerle konuşması, onların sorularına cevap vermesi, şikayetlerini dinlemesi, ihtiyaç ve taleplerini karşılamasıdır. Bir örnek olması bakımından şu hadis-i serifi nakledelim:

Amr bin Şuayb (r.a.) rivayet ediyor: “Bir kadın, yanında kızı ile birlikte Rasûlullaha (s.a.v.) geldi. Kızın kolunda iki altın bilezik vardı. Rasûlullah (s.a.v.) kadına sordu:

- “Bu bileziklerin zekatını veriyor musun?” Kadın,

- “Hayır, vermiyorum” diye cevap verdi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) tekrar sordu:

- “Peki, kıyamette bu iki bilezik yerine Allah’ın sana ateşten iki bilezik taktırması hoşuna gider mi?” Kadın iki bileziği hemen çıkarıp Rasulüllaha (s.a.v.) uzattı ve,

- “Bunlar artık Allah ve Rasûlüne aittir” dedi. [Tirmizî, Sünen, Zekat,12]

2) Sahabiler (r.anhum) gerek Peygamberimizin (s.a.v.) hanımlarına (r.anhunne), gerekse diğer hanım sahabilere (r.anhunne) hadis ve benzeri durumlarda soru sorarlar, konuşurlar ve pek çok mevzuda bilgi alırlardı.

3) Yine sahabe döneminde kadınlar, halifelere şikayetlerini dile getirirler veya dini meselelerde diğer sahabilere bilmediklerini sorup öğrenirlerdi. Bununla ilgili de bir örnek verelim:

Kadının biri Hazret-i Ömer’e (r.anhuma) gelerek,

- “Yâ Emire’l-mü’minin! Kocam geceleri ibadet eder, gündüzleri de oruç tutar” şeklinde şikayette bulundu. Hz. Ömer,

- “Ne demek istiyorsun? Kocanı geceleri ibadet etmekten ve gündüzleri oruç tutmaktan alıkoymamı mı istiyorsun?” dedi. Bunun üzerine kadın başka bir şey söylemeden çıkıp gitti ve biraz sonra gelip aynı şikayetini dile getirdi. Hazret-i Ömer kadına yine aynı cevabı verdi. Bu durumu gören Ka’b bin Sur (r.a.) söze karıştı ve

- “Yâ Emîre'l-mü’minîn, kadının hakkı var. Ceneb-ı Hak erkeğe dört kadınla evlenebileceğine müsaade ettiğine göre, dördüncü gün kadının hakkıdır” dedi.

Bu defa Hazret-i Ömer kadının kocasını çağırtıp, dört günde bir oruç tutmamasını ve her dört gecede bir kadının yanında yatmasını emretti. [Muhammed Yûsuf Kandehlevî, Hayâtü’s-Sahabe, 3, 349]

Ancak diğer bütün mubah meselelerin mahiyet değiştirip mahzurlu bir hal almasında olduğu gibi, kadının sesi meselesinde de aynı durum söz konusudur. Kadının sesi mubah, masum ve meşru olmasına karşılık hangi sebeplerden dolayı “avret” olur, yani nasıl olursa yasak sınıfına girer, yabancı erkeklerin dinlemesi haram olur? Şimdi de bunları görelim.

Kadının sesi yaratılışı gereği dikkat çekicidir. Özellikle ses normalin dışında bir tonda çıkarsa, bir takım mahzurları / sakıncaları da beraberinde getirmekte ve dini tabiriyle “fitne”ye sebep olmaktadır.

Demek ki, haram olan sesin kendisi değil de, kontrol dışı bir mahiyet taşımasıdır.

Ahzab suresinin 32. ayet-i kerimesi bu husustaki ölçüyü Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) hanımları validelerimizin (r.anhunne) şahsında şöyle veriyor:

“Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer halinize lâyık bir takvâ ile korunacaksanız, yabancılarla câzibeli bir şekilde konuşmayın ki, kalbinde fesat blunan bir kimse bir ümide kapılmasın. Konuşurken vakarla/ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin.”

Müfessir Vehbi Efendi bu ayeti tefsir ederken, “Söylediğiniz söz fitneye sebep olmasın. Yani câzibeli ve ecânibi (yabancı erkekleri) şüpheye düşürecek bir halde edâlı ve nâz u istiğnâ ile söylemeyin” şeklinde izah getirmektedir. Elmalı’lının ifadesiyle; “Yayılarak, kırıtarak, sınık, yılışık' olduğunda 'kalbi çürük, kötülüğe meyilli kimseler' bir ümide kapılırlar. Bundan dolayı da günaha girilmiş olur."

Vehbe Zuhayli bunu normal konuşmalardan fazla olarak dinî muhtevada da olsa aynı gerekçe ile mahzurlu görür: "Kadının, Kur’an şeklinde de olsa, coşkulu ve nağmeli olarak okumakta iken seslerini işitmek haramdır. Çünkü bunda fitneye sebep olma korkusu vardır." [el-Fıkhu'l-İslâmî ve Edilletuhû (Terc.) 1, 467]

İbn Âbidîn (rh.) ise meseleye şu şekilde bir açıklık getirir:

“Tercih edilen görüşe göre kadının sesi avret değildir. Yalnız zekâsı kıt olanlar zannetmesin ki, biz kadının sesi avrettir demekle konuşmasını kasdetmiyoruz. İhtiyaç halinde ve benzeri durumlarda kadının yabancı erkeklerle konuşmasına cevaz veriyoruz. Yalnız kadının yükses sesle konuşmalarını, seslerini uzatmalarını, yumuşatmalarını ve nağmeli bir şekilde okumalarını câiz görmüyoruz. Çünkü bunlarda erkekleri kendilerine meylettirmek ve şehvetlerini tahrik etmek vardır. Kadının ezan okuması da bundan dolayı câiz olmamıştır.” [İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr ale’d-Dürri’l-Muhtâr, 1, 272]

Bu hükmü Faruk Beşer de veciz bir şekilde şöyle dile getirir:

“Kadın her şeyiyle olduğu gibi sesiyle de çekici, büyüleyici ve tahrik edicidir ve aslında bu onun çirkin olduğunu değil, güzel olduğunu gösterir. Birer nimet demek olan çekici yönlerini, bu arada sesini fitneye sebep olmak ve tahrik etmek için kullanırsa, yani konuşmasını kırıla-döküle ve kadınsı biçimde yaparsa, ya da normal konuşurken zaten tahrik edici olan sesini nağmeli sözlerle daha da etkileyici hale getirirse, sesi avret olduğundan değil de, fitneye sebep olacağından haram olur. Vakarlı ve karşısındakine ümit kestirici edayla konuşursa haram olmaz." [Hanımlara Özel İlmihal, 314]

***

Sonuç

“Açıkça görüldüğü gibi, eğer fitneden emin ise kadının sesi haram olmaz. Ancak, erkeklerin, kadınları fitne ve fesada götüren hallerden uzak tutmaları gerekir." [es-Sâbûnî, Tefsiru Âyâti’l-Ahkâm, 2, 167]

Yüksek sesle Kur’an okumada, şiir ve ilahide ses incelip kalınlaştığı, nağmeli olduğu ve cazip bir mahiyete büründüğü için yabancı erkeklerin duyacağı şekilde söylemek beraberinde mahzurları da taşımaktadır.

Hanımların sesli olarak Kur’an okumaları, zikretmeleri de şayet yabancı erkekler duyacaksa, yine aynı kategoriye girmekte ve bir takım yanlış duyguların uyanmasına sebebiyet vereceğinden ezanda olduğu gibi müsaade edilmememiş, caiz görülmemiştir. Fakat kendi aralarında sesli olarak Kur’an okumalarında ilahi söylemelerinde ve zikretmelerinde haliyle mahzur olmaz.

******************

Kadının sesi haram mı?

Sual: Kadınların seslerini erkeklere duyurmaları haram mıdır?

CEVAP
Kadınların, yabancı erkeklerle lüzumsuz yere konuşmaları, şarkı, hatta Kur’an, mevlid, ezan okuyarak seslerini erkeklere duyurmaları büyük günahtır; ancak, alışveriş gibi ihtiyaç olunca, fitneye sebep olmayacak şekilde, ihtiyaç kadar ciddi konuşmaları caizdir. (Tergib-üs-salat, Hadika)

Bir âyet-i kerime meali:

(Ey nebi hanımları, siz diğer kadınlar gibi değilsiniz. Allah’tan sakının, edalı, yumuşak konuşmayın, kalbi bozuk olan, ümide kapılır; hep ciddi konuşun!) [Ahzab 32]

Peygamber hanımları olan annelerimizin yumuşak konuşmaları caiz olmayınca, başka kadınların yumuşak konuşmaları nasıl caiz olabilir? Annelerimize kötü gözle bakan çıkabileceğine göre, diğer kadınlara kötü gözle bakan çıkmaz mı? Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Ey kadınlar, mahreminizle konuşun, namahremle konuşmayın!) [Ramuz, İbni Said]

Demek ki, ihtiyaçsız yabancı erkekle konuşmak caiz değildir. İhtiyaç olunca ihtiyaç kadar ciddi konuşmak caizdir. Cariyelerin şarkı söylemeleri, hür kadınlar için örnek gösterilemez. Hür kadın şarkı söyleyerek sesini duyuramaz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Şarkı söyleyen kadını dinlemek ve yüzüne bakmak haramdır.) [Taberani]

Hazret-i Ömer, mehrin azaltılmasını tavsiye edince, perde arkasından yaşlı bir kadın, Nisa suresinin, (Bıraktığınız eşinize, yüklerle [altın mehir] vermiş de olsanız, ondan bir şey geri almayın) mealindeki 20. âyetini okuyor; çünkü ihtiyar kadının sesi haram değildir.

Genç kadın, yabancı erkeğe selam veremez, aksıran erkeğe bir şey söylemez ve kendine söylenince de cevap vermez. (Hamevi Eşbah şerhi)

Kadınların seslerini erkeklere duyurması haramdır. Bazı âlimler, ihtiyaç zamanında, ihtiyaç kadar ve sert, ciddi konuşmaları caiz olup fazlası yine caiz olmaz buyurmuşlardır. (Tezkiye-i ehli beyt)

Allahü teâlâ, kadının namahremle yumuşak sesle konuşmasını men ediyor. (Mektubat-ı Rabbani 3/41)

Kadınların, saçı, başı ve kolları açık sokağa çıkmaları ve yabancı erkeklerle lüzumsuz yere, konuşmaları, şarkı söyleyerek, hatta Kur'an, mevlit, ezan okuyarak seslerini erkeklere duyurmaları büyük günahtır. Ancak yabancı erkeklerle, alışveriş gibi, ihtiyaç olduğu zaman, fitneye sebep olmayacak şekilde, sert ve ciddi konuşmaları caizdir. (Tergibüssalat, Hadika, S. Ebediyye)

İbni Abidin hazretleri de buyuruyor ki:
Tercih edilen kavle göre kadının sesi avret değildir. Bahr’da Hilye’den naklen, (En münasibi budur), Nehir’de ise, (İtimada şayan budur) denilmiştir. Bu kavlin zıttı kaviller de vardır. Nevazil’de, (Kadının sesi avrettir. Onun Kur’an-ı kerimi kadından öğrenmesi daha makbuldür. Bundan dolayıdır ki, Peygamber aleyhisselam, (Tesbih erkeklere, el çarpmak ise kadınlara mahsustur) buyurmuştur. Kadının sesini erkeğin işitmesi doğru değildir) deniliyor. Kâfi kitabında ise, (Kadın aşikâre telbiye yapamaz; çünkü sesi avrettir) denilmiştir. Yine Bahr’da bildirildiğine göre, Muhit’in ezan babında bu kavil tercih edilmiştir. Fetih kitabının sahibi diyor ki: (Bu kavle göre kadın namazda Kur’anı aşikâre okusa namazı bozulur, denilirse yerinde olur. Onun için Peygamber aleyhisselam, imamın yanıldığını bildirmek için kadının sesle tesbih getirmesini men etmiş; ona el çarpmayı söylemiştir.) Burhan, Halebi, Münyet-ül-kebir şerhinde onu tasdik ettiği gibi İmdad kitabının sahibi de bu sözü kabul etmiştir. İmam-ı Ebul Abbas Kurtubi diyor ki: Zekâsı kıt olanlar, biz kadının sesi avrettir demekle konuşmasını kastettiğimizi zannetmesinler! Bu anlayış doğru değildir. Biz yabancı erkeklerin ihtiyaç halinde kadınlarla konuşmasına caiz diyoruz. Yalnız, kadınların yüksek sesle konuşmalarını, seslerini uzatmalarını, yumuşatmalarını ve nağmeli okumalarını caiz görmüyoruz; çünkü bunlarda erkekleri kendilerine meylettirmek ve şehvetlerini harekete getirmek vardır. Kadının ezan okuması bundan dolayı caiz olmamıştır. (Redd-ül muhtar)

Demek ki, kadının yabancı erkekle ihtiyaçsız konuşması caiz değildir. (İhtiyaç olmasa da, yumuşak, cilveli konuşmazsa caiz olur) denilemez. Erkeklerle lüzumsuz ciddi konuşmak caiz olsaydı, erkeklere ciddi şekilde selam vermeleri, erkekler aksırınca, onlara yerhamükellah demeleri, ezan ve ikamet okumaları da caiz olurdu. Şu kadar var ki, ihtiyaç olunca, ihtiyaç kadar ciddi konuşmaları caizdir, ihtiyaçsız caiz değildir. Bu inceliği iyi anlamalıdır.

Aletsiz, çalgısız nağmeli sese sima [teganni] denir. Çalgı aleti ile birlikte olan insan sesine gına [müzik] denir. Gına haramdır. Çalgı ve kadın sesi, sima değil gınadır, haramdır. (Dürr-ül-mearif)

İşte bundan dolayı, atalar, (Para sesi, kadın sesi, su sesi) demişlerdir. Kadın sesi gına olmasa, yani hoşa giden etkili bir ses olmasa böyle söylemezlerdi. Şair de diyor ki:

Dünya kurulalı etkili olmuş,
Para sesi, kadın sesi, su sesi.
Birçok işimizde yetkili olmuş,
Para sesi, kadın sesi, su sesi.

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/943-kadinlarin-sesini-erkelerin-dinlemesi.html
http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2987
Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.

Reklam

Reklam

İlginç Bilgiler

Reklam