Ashâbın Dilinden Peygamberimiz - 4
su içtiği zaman
61. Enes ibni Malik radıyallahuanhdan rivayet edil
diğine göre şöyle dedi:
Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir bardaktan su içtiği zaman, suyu bir nefeste değil, üç defada, aralarında nefes alarak içer ve şöyle buyururdu:
“Suyu üç defada dinlene dinlene içmek hem hazmı kolaylaştırıp mideye faydalı olur hem de harareti çabuk keser.”
(Müslim, Eşribe 123; Ebu Davud, Eşribe19 ; Tirmizi, Eşribe 13.)
O'nun Kokusu
62. Enes bin Malik anlatıyor:
“Resulullahsallallahu aleyhi ve sellemin bir güzel koku şişesi vardır; güzel koku kullanmak istediğinde ondan sürünürdü.
(Ebu Davud, Teraccül 2.)
.63. Enes bin Malik anlatıyor:
Hayatım boyunca Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem kokusundan daha güzel ne bir anber, ne bir misk, ne de başka bir şey kokladım. Resulullah’tan daha yumuşak ne bir atlasa ne de bir ipeğe dokundum.
(Müslim, Fezail 81 82.)
64. Ashab-ı kiramdan Cabir ibniSemüre radıyallahuanhın anlattığına göre:
Bir gün Allah’ın sevgili Elçisi kendisini karşılayan çocukların yanaklarını birer birer okşuyordu. Sıra Cabir’e gelince onun yanağınıda okşadı. Cabir o anda hissettiklerini daha sonra anlattı:
“Sıra bana gelince yanağımdan okşadı. Eli öyle serindi ve öyle güzel kokuyordu ki, sanki mübarek elini güzel koku satan adamın sepetine daldırıp çıkarmış gibiydi.
(Müslim , Fezail 80.)
65. Tabiin neslinden Sumame bin Abdillah öyle dedi:
‘’Enes ibni Malik radıyallahuanh, kendisine ikram edilen güzel kokuyu reddetmez ve şöyle derdi:
‘Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem kendisine sunulan güzel kokuyu reddetmezdi’ ‘’
(Buhari, Hibe 9; Tirmizi, Edeb 37.)
66. Peygamberimiz şöyle buyurdu:
‘’ Kendisine güzel koku sunulan kimse onu reddetmesin.’’
(Ebu Davud, Teraccul 6.)
67. Abdullah ibni Ömer radıyallahuanhüma Rasulullahsallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu söyledi:
‘’Üç hediye reddedilemez: Yastık, güzel koku ve süt.’’
(Tirmizi, Edeb 37.)
68. Hz. Aişeradıyallahuanha şöyle dedi:
‘’Rasulullahsallallahu aleyhi ve sellem, sözlerini sizin yaptığınız gibi çabuk çabuk, arka arkaya eklemezdi. Ağır ağır, her kelimenin anlaşılmasını sağlayacak şekilde konuşurdu; yanında bulunanlar onun söylediklerini ezberleyebilirlerdi.’’
(Ebu Davud, Edeb 21;Tirmizi, Menakıb 9.)
69. Enes ibni Malik radıyallahuanh şöyle dedi:
‘’ Rasulullahsallallahu aleyhi ve sellem konuşurken sözlerinin anlaşılması ve hatırda kalması için onları üçer defa tekrar ederdi.’’
(Tirmizi, Menakıb 9.)
70. ‘’Elbette Arapların en düzgün konuşanı benim. Çünkü ben Kureyş kabilesindenim ve Sa’doğulları topraklarında yetiştim.’’
(Taberani, el-Mu’cemü’l-kebir (Selefi),VI, 35-36.)
71. Hz. Ali’nin oğlu Hasanradıyallahuanhüma şöyle dedi:
Dayım HindibniEbi Hale, Resulullah Efendimiz’i en iyi anlatanlardan biriydi. Ona:
‘’Dayıcığım!’’ dedim. ‘’Bana Resulullahsallallahu aleyhi ve sellemin nasıl konuştuğunu anlat da öğreneyim!’’ Dayım şunları söyledi:
‘’Resulullahsallallahu aleyhi ve sellem çoğu zaman hüzünlüydü; hep Allah’ı düşünürdü; rahat nedir bilmezdi. Genellikle şükut eder, gerekmedikçe konuşmazdı.
Söze allah’In adını anarak başlar, konuşmasını Allah’ın adıyla bitirirdi.
Az sözle çok mana ifade ederdi.
Açık seçik konuşurdu.
Sözünde ne fazlalık ne de eksiklik bulunurdu.
Kibar ve yumuşak huylu olduğu için etrafındakilere kaba davranmaz, onları hor görmezdi.
Ne kadar az olursa olsun, Allah’ın nimetlerine saygı gösterir, hiçbirini asla küçümsemezdi. Yenilen, içilen şeyleri lezzetsiz diye kötülemez, aşırı şekilde övmezdi.
Dünya ve dünya ile ilgili bir şeyden dolayı öfkelenmezdi. Ancak bir hak çiğnendiğinde son derece öfkelenir, gerekeni yapıncaya kadar da öfkesi yatışmazdı.
Kendine yapılan kaba ve haksız bir davranıştan dolayı öfkelenmez ve onun intikamını almaya çalışmazdı.
Bir şeye işaret edeceği zaman parmağıyla değil, eliyle işaret ederdi.
Bir şeye hayret ettiği zaman da elinin içini semaya doğru kaldırırdı.
Konuşurken, sözüyle uyumlu olarak elini hareket ettirir ve sağ eliyle sol elinin başparmağının içine vururdu.
Birine öfkelendiği zaman başını ondan çevirirdi.
Sevindiği zaman bakışlarını yere indirirdi.
Gülmesi çoğunlukla tebessüm şeklindeydi. O gülerken, dişleri dolu tanesi gibi bembeyaz görünürdü.
(İbnSa’d, et-Tabakâtü’l-kübra, I, 422; Beyhakî, Şuabu’l-İmân, II, 154-155.)
72. Peygamberimiz şöyle buyurdu:
‘’Cenab-ı Hak hüzünlü kalpleri sever.’’
(Hakim, el-Müstedrek, IV, 351.)
73.’’ Ya Resullallah! Sende yaşlanma alametleri görünüyor, sakalın da ağarmış!’’ dedikleri zaman:
‘’Beni Hud suresi ile benzeri sureler ihtiyarlattı, onlar saçlarımı ağarttı.’’ buyurmuştu.
Çünkü Hud suresi ile onun benzeri olan Vakıa, Murselat, Nebe’ ve Tekvir surelerinde kıyametin korkunç halleri tasvir ediliyordu; geçmiş milletlerin başına gelen felaketler anlatıyordu ve bir de insanlara ‘’dosdoğru olmaları’’ emrediliyordu.
74. Allah’ın Elçisi rahatı ve huzuru daha çok namazda bulur, bu sebeple Hz. Bilal’E ŞÖYLE BUYURDU:
‘’Bilal! Kalk ezan oku da, bizi namzla rahatlat!’’
(Ebu Davud, Edeb 78; AhmedibniHanbel, Müsned, V,354,371.)
75. Rahatı, huzuru ve sevinci namazda bulduğunu anlatmak için de şöyle buyurdu:
‘’En büyük sevincim namazdadır.’’
(AhmedibniHanbel, Müsned, III,128.)
76. Peygamberimiz şöyle buyurdu:
‘’En büyük fakirlik cehalettir.’’
(Taberani, el-Mu’cemü’l-kebir (Selefi), III,68.)
.77. Ashab-ı kiramdan Cabir ibniSemüre söyle buyurdu:
‘’Resulullahsallalahu aleyhi ve sellemin baldırları kalın değil, inceydi. Gülüşü tebessüm şeklindeydi. Ben Fahr-i Cihan Efendimiz’in mübarek yüzüne ilk bakışta, gözüne sürme çekmiş derdim; meğer gözleri kudretten sürmeliymiş; gördüğüm siyahlık sürmeden değilmiş.
(Tirmizi, Menakıb, 12, AhmedibniHanbel, Müsned , V, 97.)
78. Ashab-ı kiramdan Abdullah ibni’l-Haris radıyallahuanh şöyle dedi:
‘’Resulullahsallallahu aleyhi ve sellemingülüşü,tebessüm şeklindeydi.’’
(Tirmizi,Menakıb 10.)
79. Hz Aişeradıyallahuanha anlatıyor:
‘’Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin küçük dili görünecek şekilde kahkahayla güldüğünü hiç görmedim.O sadece tebessüm ederdi.’’
(Buhari,Tefsiru sure 46/2;Edeb 68 Müslim,İstiska 16.)
80.’’Çok gülmeyiniz;zira çok gülmek kalbi öldürür’’
(İbniMace,Zühd 19;Buhari,el-Edebü’l-müfred.)
siyerinebi.com
62. Enes bin Malik anlatıyor:
“Resulullahsallallahu aleyhi ve sellemin bir güzel koku şişesi vardır; güzel koku kullanmak istediğinde ondan sürünürdü.
(Ebu Davud, Teraccül 2.)
.63. Enes bin Malik anlatıyor:
Hayatım boyunca Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem kokusundan daha güzel ne bir anber, ne bir misk, ne de başka bir şey kokladım. Resulullah’tan daha yumuşak ne bir atlasa ne de bir ipeğe dokundum.
(Müslim, Fezail 81 82.)
64. Ashab-ı kiramdan Cabir ibniSemüre radıyallahuanhın anlattığına göre:
Bir gün Allah’ın sevgili Elçisi kendisini karşılayan çocukların yanaklarını birer birer okşuyordu. Sıra Cabir’e gelince onun yanağınıda okşadı. Cabir o anda hissettiklerini daha sonra anlattı:
“Sıra bana gelince yanağımdan okşadı. Eli öyle serindi ve öyle güzel kokuyordu ki, sanki mübarek elini güzel koku satan adamın sepetine daldırıp çıkarmış gibiydi.
(Müslim , Fezail 80.)
65. Tabiin neslinden Sumame bin Abdillah öyle dedi:
‘’Enes ibni Malik radıyallahuanh, kendisine ikram edilen güzel kokuyu reddetmez ve şöyle derdi:
‘Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem kendisine sunulan güzel kokuyu reddetmezdi’ ‘’
(Buhari, Hibe 9; Tirmizi, Edeb 37.)
66. Peygamberimiz şöyle buyurdu:
‘’ Kendisine güzel koku sunulan kimse onu reddetmesin.’’
(Ebu Davud, Teraccul 6.)
67. Abdullah ibni Ömer radıyallahuanhüma Rasulullahsallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu söyledi:
‘’Üç hediye reddedilemez: Yastık, güzel koku ve süt.’’
(Tirmizi, Edeb 37.)
68. Hz. Aişeradıyallahuanha şöyle dedi:
‘’Rasulullahsallallahu aleyhi ve sellem, sözlerini sizin yaptığınız gibi çabuk çabuk, arka arkaya eklemezdi. Ağır ağır, her kelimenin anlaşılmasını sağlayacak şekilde konuşurdu; yanında bulunanlar onun söylediklerini ezberleyebilirlerdi.’’
(Ebu Davud, Edeb 21;Tirmizi, Menakıb 9.)
69. Enes ibni Malik radıyallahuanh şöyle dedi:
‘’ Rasulullahsallallahu aleyhi ve sellem konuşurken sözlerinin anlaşılması ve hatırda kalması için onları üçer defa tekrar ederdi.’’
(Tirmizi, Menakıb 9.)
70. ‘’Elbette Arapların en düzgün konuşanı benim. Çünkü ben Kureyş kabilesindenim ve Sa’doğulları topraklarında yetiştim.’’
(Taberani, el-Mu’cemü’l-kebir (Selefi),VI, 35-36.)
71. Hz. Ali’nin oğlu Hasanradıyallahuanhüma şöyle dedi:
Dayım HindibniEbi Hale, Resulullah Efendimiz’i en iyi anlatanlardan biriydi. Ona:
‘’Dayıcığım!’’ dedim. ‘’Bana Resulullahsallallahu aleyhi ve sellemin nasıl konuştuğunu anlat da öğreneyim!’’ Dayım şunları söyledi:
‘’Resulullahsallallahu aleyhi ve sellem çoğu zaman hüzünlüydü; hep Allah’ı düşünürdü; rahat nedir bilmezdi. Genellikle şükut eder, gerekmedikçe konuşmazdı.
Söze allah’In adını anarak başlar, konuşmasını Allah’ın adıyla bitirirdi.
Az sözle çok mana ifade ederdi.
Açık seçik konuşurdu.
Sözünde ne fazlalık ne de eksiklik bulunurdu.
Kibar ve yumuşak huylu olduğu için etrafındakilere kaba davranmaz, onları hor görmezdi.
Ne kadar az olursa olsun, Allah’ın nimetlerine saygı gösterir, hiçbirini asla küçümsemezdi. Yenilen, içilen şeyleri lezzetsiz diye kötülemez, aşırı şekilde övmezdi.
Dünya ve dünya ile ilgili bir şeyden dolayı öfkelenmezdi. Ancak bir hak çiğnendiğinde son derece öfkelenir, gerekeni yapıncaya kadar da öfkesi yatışmazdı.
Kendine yapılan kaba ve haksız bir davranıştan dolayı öfkelenmez ve onun intikamını almaya çalışmazdı.
Bir şeye işaret edeceği zaman parmağıyla değil, eliyle işaret ederdi.
Bir şeye hayret ettiği zaman da elinin içini semaya doğru kaldırırdı.
Konuşurken, sözüyle uyumlu olarak elini hareket ettirir ve sağ eliyle sol elinin başparmağının içine vururdu.
Birine öfkelendiği zaman başını ondan çevirirdi.
Sevindiği zaman bakışlarını yere indirirdi.
Gülmesi çoğunlukla tebessüm şeklindeydi. O gülerken, dişleri dolu tanesi gibi bembeyaz görünürdü.
(İbnSa’d, et-Tabakâtü’l-kübra, I, 422; Beyhakî, Şuabu’l-İmân, II, 154-155.)
72. Peygamberimiz şöyle buyurdu:
‘’Cenab-ı Hak hüzünlü kalpleri sever.’’
(Hakim, el-Müstedrek, IV, 351.)
73.’’ Ya Resullallah! Sende yaşlanma alametleri görünüyor, sakalın da ağarmış!’’ dedikleri zaman:
‘’Beni Hud suresi ile benzeri sureler ihtiyarlattı, onlar saçlarımı ağarttı.’’ buyurmuştu.
Çünkü Hud suresi ile onun benzeri olan Vakıa, Murselat, Nebe’ ve Tekvir surelerinde kıyametin korkunç halleri tasvir ediliyordu; geçmiş milletlerin başına gelen felaketler anlatıyordu ve bir de insanlara ‘’dosdoğru olmaları’’ emrediliyordu.
74. Allah’ın Elçisi rahatı ve huzuru daha çok namazda bulur, bu sebeple Hz. Bilal’E ŞÖYLE BUYURDU:
‘’Bilal! Kalk ezan oku da, bizi namzla rahatlat!’’
(Ebu Davud, Edeb 78; AhmedibniHanbel, Müsned, V,354,371.)
75. Rahatı, huzuru ve sevinci namazda bulduğunu anlatmak için de şöyle buyurdu:
‘’En büyük sevincim namazdadır.’’
(AhmedibniHanbel, Müsned, III,128.)
76. Peygamberimiz şöyle buyurdu:
‘’En büyük fakirlik cehalettir.’’
(Taberani, el-Mu’cemü’l-kebir (Selefi), III,68.)
.77. Ashab-ı kiramdan Cabir ibniSemüre söyle buyurdu:
‘’Resulullahsallalahu aleyhi ve sellemin baldırları kalın değil, inceydi. Gülüşü tebessüm şeklindeydi. Ben Fahr-i Cihan Efendimiz’in mübarek yüzüne ilk bakışta, gözüne sürme çekmiş derdim; meğer gözleri kudretten sürmeliymiş; gördüğüm siyahlık sürmeden değilmiş.
(Tirmizi, Menakıb, 12, AhmedibniHanbel, Müsned , V, 97.)
78. Ashab-ı kiramdan Abdullah ibni’l-Haris radıyallahuanh şöyle dedi:
‘’Resulullahsallallahu aleyhi ve sellemingülüşü,tebessüm şeklindeydi.’’
(Tirmizi,Menakıb 10.)
79. Hz Aişeradıyallahuanha anlatıyor:
‘’Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin küçük dili görünecek şekilde kahkahayla güldüğünü hiç görmedim.O sadece tebessüm ederdi.’’
(Buhari,Tefsiru sure 46/2;Edeb 68 Müslim,İstiska 16.)
80.’’Çok gülmeyiniz;zira çok gülmek kalbi öldürür’’
(İbniMace,Zühd 19;Buhari,el-Edebü’l-müfred.)
siyerinebi.com
Derleme @erolkaranet - 21.10.2021