Tağut; Allah'u tealâ'nın kulları için çizdiği nizamı ve sınırları aşan hakka, hakikate ve imana karşı gelen her şeyi ifade eder.
Tağut; kendisine ibadet ettirmek, tabi olunmasını istemek, itaate zorlamak suretiyle haddini aşan mahluk demektir.
Tağut; İnsanı Allah'a ibadetten alıkoyan, Allah'a giden yolu kapatan, dini Allah'a has kılmayı ve Allah ve Resulüne tabi olmayı önleyendir. Bu cinî ve insî şeytan olabileceği gibi ağaç, beton, taş, mezar, inek, para, ateş, vs. de olabilir.
Tağut; bir şahıs olabileceği gibi, Allah nizamından alınmamış her türlü sistem, Allah'a bağlanmayan her çeşit fikir, düşünce, adet ve alışkanlık da olabilir.
"Tağutu reddedip..." Ayet-i kerimenin bu kısmı "lailahe" nin manasıdır. Dikkat edilirse ayette tağutu reddetmeden kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa tutunmanın söz konusu olmadığı belirtiliyor. Yani bu durumda kişi imandan mahrumdur. Zira "sağlam kulpa tutunma" diye belirtilen şey imanın tâ kendisidir.Tağutu reddetmeden iman etmek hiç bir zaman mümkün değildir.
Kim ne şekilde olursa olsun tağutu reddeder ve yalnız Allah'a iman edip bağlanırsa ve sadece Allah'u tealâ'nın kanun ve nizamlarını kabul eder ve tüm yaşantısını buna göre düzenlerse hiç şüphe yok ki kurtulmuştur... Ve onun kurtuluşu kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa bağlanan kişinin ki gibidir.
Tağutların başı beş tanedir:
1) Allah'dan başkasına ibadete çağıran şeytandır:
Allah'u tealâ şöyle buyuruyor:
"Ey ademoğlu! Ben size apaçık düşmanınız olan şeytana değil yalnız bana ibadet edin dosdoğru yol budur, diye bildirmedim mi?" (Yasin: 60-61)
2) Allah'ın hükmünü değiştiren zalim idareciler.
Allah'u tealâ şöyle buyuruyor:
"Sana ve senden öncekilere indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Reddetmeleri emr olunmuşken tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor."
3) Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler:
Allah'u tealâ şöyle buyuruyor:
"Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kâfirlerin tâ kendileridir." (Maide: 44)
4) Gaybı bildiğini iddia eden kişidir:
Allah'u tealâ şöyle buyuruyor:
"Görülmeyeni bilen Allah, görülmeyene kimseyi muttali kılmaz. Ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu, seçtiği kimseler başka. Çünkü O, bunun önüne ve arkasına izleyiciler (gözetleyiciler) dizer." (Cin: 26-27)
5) İnsanları kendisine ibadete çağıran, insanları Allah'ın indirdiği kanunlardan başka bir kanunla muhakeme olmaya zorlayandır.
Allah'u tealâ buyuruyor:
"Bunlar içinde kim "Ben Allah'dan başka bir ilâhım" derse işte onu cehennemle cezalandırırız. Zulmedenlerin cazasını böyle veririz." (Enbiya: 29)
“Eğer sen yeryüzünde bulunanların çoğuna itaat edecek olursan, seni Allah yolundan saptırırlar. (Çünkü) onlar ancak zanna uyarlar ve onlar (hak ve gerçek budur, gibi iddialarda) bulunduklarından, vahy’den uzak (olmaları dolayısıyla) yalan ve iftira edenlerden başka (kimseler) değildirler.” {En’am: 116}