Ülke insanlarının yaşadıkları bir çok gelenek ve göreneklerin gittikleri yerlerde de devam ettirdikleri bilinmektedir.
Hatta bazı gelenekler, görenekler ve geçmişten gelen bir çok alışılagelmiş hal, hareket ve davranışlar din diyerek kabul görür ve dini vecibe imiş gibi yerine getirilmeye çalışılır.
Suudi Arabistan'a giden ve dini vazifelerini yerine geitrmeye çalışan yabancı ülkelerden gelen hacıların da bu tür alışkanlıklarını sürdükleri gözlemlenmiş.
Suudi Arabistan'ın popüler haber sitesi alarabiya.net'te yaptığı bir haberle değişik ülkelerden gelen hacıların gelenek ve göreneklerini haber konusu yapmış.
Alarabiya.net haberinde "Mukaddes günlerde ve Hac günlerinde, kültürler, ırklar, kimlikler ve renkler tek bir yerde buluşur ve hepsi bu farklılıkları orada asimile ederek temiz kalpleri gibi beyaz olan kıyafetleriyle ibadet etmek için birleşirler." diyerek bazı hacıların yaşadıkları gelenekleri hac ibadeti ile ilişkilendirdiklerini dile getirmiş.
İşte o hareketler ;
Rusya’dan gelen hacılar, Mekke’ye varır girmez kendilerine verilen el bilekliklerini saklayarak üstüne devlet başkanlarının ad ve soyadlarını yazmaktadırlar.
Avrupa’dan gelen hacılar –bilhassa Türkler- evlenmek isteyen kadınların ya da şifa bulmasını istedikleri bir hastaları varsa isimlerini bir kâğıda yazarak Arafat’ta bulunan bir ağaca asarlar.
Güneydoğu Asya’nın hacıları, kendi ülkelerinde yapılmış olsalar da, ev eşyalarını satın almaya heveslidirler. Çocuklarının düğün törenlerinde, zamanında Mekke’den getirilmiş yiyecek ve baharatlarla özel yemek pişirip dâvetlilere sunmak onlar için çok önemlidir.
Hindistan’dan gelen hacılar muhakkak 5 litrelik şişeler zemzem doldurulur ve onu 2-3 sene saklarlar. Hatta buz dolu büyük bir kaba zemzem suyu koyarak onu muhafaza ederler.
Bir çok hacının da beraberlerinde götürdükleri, Mekke’den edindikleri hediyeleri onlara vermek, götürdükleri zemzemi misafirlerine küçük kaselerle sundukları ve bunu ayakta içirmek için misafirlerini uyardıkları bilinmektedir.
Derleme @erolkaranet - 06.03.2020