@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Banner


erolkaranet

İbadetin Önemi




Muhterem Mü'minler,

Allah'ın varlığına ve birliğine inanmaya ve yalnız Allah'a kulluk etme esasına dayanan yüce dinimiz İslam sadece inanç esaslarından ibaret değildir.

Aksine, bütün hayatı kuşatan ilahi bir nizamdır. Bu nizamın, imandan sonra en üstün ameli, ibadettir. Denilebilir ki, ibadet, kökü iman olan İslam ağacının saadet meyvesidir. Dini hayat ancak ibadetle ayakta durur.

İtaat ve kulluk etmek, boyun eğmek ve bağlanmak manalarına gelen ibadet; Allah'ın emir ve yasaklarına itaat etmek ve yalnız O'nun rızasını kazanmak niyetiyle yapılan iyi amellerdir.

İbadet, Allah'ın emrettiği bütün farzları içine aldığı gibi, Allah'ın rızasına götüren bütün hareket ve çalışmaları da içine alır.

Kalbini Allah'a çeviren bir müslümanın yaptığı her iş ibadettir. Çünkü, ibadet gönüllere yerleşen inançta, yapılan işte ve atılan her adımda Allah'a yönelmektir. İmanımızın gıdası ve koruyucusu da yine ibadettir. Olgun bir mü'min olmak ancak ibadetle mümkündür.

Yaratılanların en hayırlısının iman eden ve güzel amel işleyen kimseler olduğu Kur'an-ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde haber verilmiştir. Bir âyet-i kerimede, Yüce Allah (C.C) şöyle buyurmuşlardır:
"Şüphesiz, iman edip de salih amel işleyenler, işte bunlar, yaratıkların en hayırlısı olanlardır." (El Beyyine:7)

Bir hadis-i şerifde ise şöyle buyurulmuştur:
"İnsanların en hayırlısı, ömrü uzun ve ameli güzel olanıdır." (Tirmizi, Riyazüssalihin Terc.c.1,s.141.No:108)

Aziz Mü'minler,
İman esaslarının hayatta yaşanması olan ibadet, insanın erişebileceği en üstün amel ve yaratılışının gayesidir. İbadet gerçeği kavranılmadan yaşamanın hiç bir anlamı yoktur. Zira, insan Allah'a kulluk iin yaratılmış ve ölünceye kadar kulluğa devam etmesi emredilmiştir. Kurtuluşa ermenin yolu da budur.

Yüce Allah (C.C) şerefli kitabımız Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyururlar:

"Ben, insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım."

"Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et." (El Hicr: 99)

Allah'a ibadet edin ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmayın..." (En Nisa:36)

Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet edininz ki, takva sahibi olasınız." (El Bakara:21)

Ey iman edenler, namazlarınızda rukû ve secde edin. Rabbinize ibadet edin ve hayır yapın ki, kurtuluşa erebilesiniz." (El Hac:77)

Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) ise, kendisine gelen bir adamın:

__"Ya Resulullah, bana bir ibadet haber ver ki, beni Cennet' e kavuştursun?" sorusuna karşı, şöyle buyurmuşlardır:

__"Allah'ın bir olduğuna inanırsın, O'na ibadet eder ve ibadetinde O'na hiç bir şeyi ortak koşmassın.

Namaz kılar, zekât verir ve akrabayı ziyaret edersin." (Buhari, Tecrid-i Sarih Terc. c.5, s.14, No:687)
Yüce Rabbimiz'in emirleri bu kadar açık ve kesin iken, Peygamberimiz (S.A.V.)'in tavsiyeleri meydanda iken yaratılışın gayesi kulluğa bağlanmışken; Allah'a karşı kulluk vazifelerini yapmayanlar, ibadetlere yan bakanlar, "irtica, çağdaş, modern, ilke"gibi kelimelerin arkasına sığınarak, ibadet eden mü'minlere "gerici, çağdışı" damgasını vuranlar... Bilmelidirler ki, isteseler de istemeseler de dönüş, hâkimler hâkimi Allah'adır.

Nebîler Nebîsi (S.A.V.), Allah'a ibadet edecek kadar kendisine ömür verilen kimsenin, hâlâ ibadet etmemesi halinde, bir mazeret öne süremeyeceğini şöyle haber vermiştir:

"Allah'u Azîmüşşan,ölümünü altmış sene geciktirdiği kimse için mazeret beyan etmeye meydan bırakmamıştır." (Buhari, Tecrid-i Sarih Terc. c.1 s.149, No:112)

Şerefli Mü'minler,

Diğer yönden, ibadet, bir hürriyet îlanıdır. Nefis ve şeytan esaretinden kurtulma hürriyetidir. İbadet eden mü'min, dünyanın aldatıcı ve geçici zevklerinden kurtularak ruhî huzura kavuşur. İnanmış insanın, ibadetin dışında tutabileceği bir hayat yoktur. Müslüman, yerken, içerken, kazanırken, harcarken, konuşurken, giyinirken, düşünürken ve her türlü işinde Allah'ın rızasına uygun hareket ederse, hep ibadet halindedir.

Sabahleyin güneş doğmadan kalkıp namazını kılan kimse, Allah'ın emrini yerine getirdiği için ibadet halindedir.

Sofrasına ve midesine içki koymayan kimse, Allah'ın emrine uyduğu için ibadet halindedir.
Ağzından yalan çıkarmayan, kazancına haram karıştırmayan kimse, Allah'ı dinlediği için ibadet halindedir.

İlim tahsili için çalışan, rızkını temin etmek için gayret sarfeden, başını ve örtülmesi gereken yerlerini kapatan kimse, Allah'a itaat ettiği için ibadet halindedir.

O halde, Mü'minler,

Siz de ibadet halinde olunuz. İbadetsiz geçen bir hayatın sonunda büyük sıkıntılar olduğunu unutmayınız. Yaptığınız ibadetleri Allah'ın emri olduğu için yapınız. İbadete lâyık olan ancak Allah olduğu için yapınız, Allah'ın rızasını kazanmak için yapınız. Biliniz ki, İslâm'ın hükümlerine uygun ve yalnız Allah için ihlâsla yapılan ibadetlerin kabul edileceği şerefli kitabımız Kur'an-ı Kerim'de müjdelenmiştir. Siz, bu müjdeye erenlerden olmaya çalışınız.

Hutbeme, namazlarımızın her rekâtında okuduğumuz Fatiha suresinin bir âyetinin mealiyle son veriyorum:

__" ( Ya Rabbi), ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz." (El Fatiha:4.)

KAYNAK: ÖZTOP, Ömer; "Hutbelerle İslam", Tuğra Neşriyat, c.2, s.30-33
Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.

Reklam

Reklam

İlginç Bilgiler

Reklam