@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Reklam


Alevi Gözüyle Mirac





Miracın tanımı

"Yolculuk yapmak" anlamındaki fiilin türevi olan ve "gece yolculuğu" anlamında kullanılan İsra, dini terminolojide İslam dini peygamberi Muhammed ’in (aleyhisselam) geceleyin Mekke’deki Mescid-i Haram’dan Burak adı verilen at üzerinde Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülmesini, miraç ise göğe yükselmesini ifade eder.[3]

Ayet ve hadisler

Kuran'da miracı anlattığına inanılan ayetler necm suresinde geçer; "Muhakkak ki o, O'nu bir başka inişte daha gördü. Sidretü’l Müntehâ’nın yanında. O'nun yanında da Me’va cenneti. O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı. Göz şaşmadı ve aşmadı. Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü.(Necm suresi: 13-18)

Bununla birlikte surenin baştan itibaren ele alınması ifadelerin Muhammed'in göğe yükselmesi ile bağlantılı anlatımlar olarak algılanmasını güçleştirmektedir.
İnanç ve yorumlar

Miracın hicret'ten bir yıl ya da 16 ay önce recep ayının 27. gecesinde gerçekleştiğine inanılır. Rivayete göre Muhammed gece vakti Kâbe’den alınıp Burak adı verilen katır üstünde Mescid-i Aksa'ya götürülmüş, BurakBeytül Makdis'in (Süleyman Mabedi) kalıntılarının güneybatı duvarına bağlamıştır. Muhammed sırasıyla eski Aksa denen bugünkü el-Aksa Camiinin altındaki yerden Mescid-i Aksa alanına girmiş, oradan Kubbet-üs-sahra'nın bulunduğu alana geçmiş ve orada Hz.İsa, Hz.Musa, Hz.Zekeriya peygamberlerle (Allahın selamı hepsinin üzerine olsun) buluşmuştur. Günümüzde Nebi Minberi'nin bulunduğu alanda bütün peygamberlere namaz kıldırmış, oradan da Miraç Minberi'nin bulunduğu alandan göğe yükselmiştir.

Hadislere göre Muhammed bu yükselmede gök katlarını Hz.Cebrail (aleyhisselam) ile birlikte aşarken sırayla Hz.Âdem, Hz.Yusuf, Hz.Yahya ve Hz.İsa, Hz.İdris, vHarun, Hz.Musa ve Hz.İbrahim peygamberleri görmüş, yedinci kat gökten sonra Sidret'ül Münteha’ya çıkmıştır. Cebrail’in Sidretü’l-Münteha’dan ileriye geçememesi üzerine yolculuğunu tek olarak sürdürmüş, zaman, mekân ve cihetin olmadığı ifade edilen katta aziz ve celil olan Allah ile aracısız görüşmüştür.[4][5]

Kimilerine göre bu yükselme fiziksel, kimilerine göre manevi, kimilerine göre hem maddi hem manevi, kimilerine göre de ne tam anlamıyla maddi ne de tam anlamıyla manevidir. Muhammed’in eşi Ayşe, Miraç sırasında Muhammed’in vücudunun yerinden kaybolmadığını bildirmiştir. “Bedeninin yokluğu hissedilmemiş” olduğu ifadesine karşın, Schimmel gibi bazı yorumcular ve din bilginleri ayetteki "kuluyla birlikte" ifadesini ve Burak adlı bineğin kullanılmasını gerekçe göstererek söz konusu yolculuğun ruhsal bir deneyim olduğu tezine karşı çıkmıştır.[5]

Neşet Çağatay'a göre; miraçla ilgili olarak Hz. Ayşe’nin (Allah ondan razı olsun ) ifadesi şöyledir: Muhammed, doğrudan doğruya Rabb’ini değil, Cebrail’i temaşa etmiştir. Ayşe bunun için Kuran’da Allah’ı görmenin mümkün olmadığını ifade eden ayeti kanıt göstermiştir.

Anlatılana göre Muhammed Mekke'ye döndüğünde yaşadıklarının gerçek olup olmadığından kuşku duyanların soru yağmuruna tutulmuştur. Ama sorulara doğru cevap vermiştir.

Sidretül münteha

Sidretül münteha 7. kat gökte olduğuna inanılan, mitolojik anlatımlarla süslenmiş bir ağaçtır. "Sidretül münteha" Arapça bir izafet terkibi olup “son sedir” veya "tenhadaki sedir" anlamına gelir.

Miraçta Muhammed’in eriştiği son durak Sidretül Münteha (Necm Suresi:14-16) olarak geçer. İnanca göre bundan sonraki âleme geçebilmek yeryüzündeki varlıklar için mümkün değildir.[6] Arş, Kürsi, Levh-i mahfuz gibi Sidretül münteha da anlamları bilinmekle beraber islamda tanrının münezzeh (dinlerde sıklıkla rastlanan antropomorfizm gibi yaratılanlara benzememe, aşkınlık) sıfatıyla bağdaştırılmak amacıyla mahiyetinin bilinmediği ifade edilen nesnelerdir. Arapçada Arş koltuk, kürsi sandalye, levh-i mahfuz ise korunmuş levha anlamlarına gelir. Dini terminolojide Levhi-mahfuz üzerine kaza ve kaderin yazıldığı mahiyeti bilinmeyen korunmuş bir levhadır. Tanrının eşyaları olarak nitelendirilebilecek olan bu nesnelerin tasavvuf ehline göre bir vücudu, şekil ve renkleri yoktur.

Kur'anda birkaç yerde geçen Sedirin nasıl bir ağaç olduğu konusu, dini terimlere mistik-mitolojik zengin anlamlar yükleme eğilimindeki dini kesimlerce abartılı rivayetlerle de desteklenen anlatımlara konu olmuştur. Mütercim Âsım Kamus adlı eserinde sidreyi meyveli bir ağaç olarak "Sidre, Arabistan kirazı denilen bir ağaca verilen isimdir. Trabzon hurması bu ağacın cinsindendir, gölgesi gayet koyu ve latifdir" şeklinde tanımlar.

Bazı araştırmacılara göre Sidre'nin meyveli bir ağaç olarak tarif edilmesi kelimenin kullanım şekli ve Kur'ani kullanım ile uyumsuz bir yaklaşımdır. Bu sebeple Sidre en yaygın ve bilinen çamgillerden sedir ağacı olarak tercüme edilmelidir.[7]

Kültür

Miracın gerçekleştiğine inanılan gece "miraç kandili" olarak kutlanır. Bu gece ile ilgili dini konuşmalar ve kutlamalar yapılır, dua ve tesbihat yapılır ve Yasin okunur. İnanca göre Muhammed Miraç’ta kendisine sunulan şarap, bal ve süt dolu üç bardaktan süt bardağını tercih ederek sütü içmiştir. Bu sebeple Anadolu'da çoğu yerde bu gecede süt içme ve dağıtma geleneği olduğu ifade edilmektedir. Bazı yerlerde tatlı da yapılır ve dağıtırlır. Konya'da bu geceye “süt gecesi” de denilmektedir.[2]

Miracın dini önemi

İslam’ın ilk zamanlarında dinin oruç, zekât, şehitlik ve hac gibi belli kuralları, prensipleri tam olarak belirlenmemişti. Gece namazları rağbet görmekle birlikte, ibadet kuralları da açık ve seçik olarak belirlenmemişti. Rivayete göre İsra ve Miraç bu konudaki belirlenmeleri sağlamış olaylardır. Buna göre miraçta;

Muhammed, Miraç sırasında namaz vakitlerinin beş vakit olarak düzenlenmesi gerektiğini öğrenmiş ve Miraçtan sonra bu buyruğu Müslümanlara bildirmiştir. Hadis kaynaklarına göre Miraç'ta önce 50 vakit olarak bildirilen namaz, Musa peygamberin bunun insanlara ağır geleceği şeklinde ikazları üzerine Muhammed'in birkaç kere geri dönüp Allah'tan namazı hafifletme dileği üzerine beş vakte indirilmiştir.[4]

Şirk koşmayan herkesin cennete gireceği müjdesi verilmiştir.[2]

Tartışmalar

Zerdüştlük inancında da Zerdüşt'ün göklere yükseldiği, cennet ve cehennemi gördüğü, meleklerle ve Tanrı ile görüşdüğüne inanılır.[8]

Göğe çıkarak Allah’a ulaşmanın Allah’a mekân ve yön izafe edilmesi anlamına geldiğini ifade eden İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık miracı anlatılan biçimiyle reddeder ve bunun bir vizyon olduğunu belirtir.[9]

Prof.Dr. Süleyman Ateş Buharide kaydedilen bir hadis'e göre miracın peygamberlikten önce Muhammed'in Kabe'nin yanında uyurken gördüğü bir rüyadan ibaret olduğu kaydıyla geleneksel anlamdaki miraç anlayışına karşı eleştirilerini sıralar.[10]

Alevi islam inancında Mescid-i Aksa'nın inşa tarihine ve gök katları bilgisinin mitolojik kökenlerine dikkat çekilirken, miracın sembolik bir yolculuktan ibaret olduğu vurgusu yapılır.[11]

1 - "Genel Türkçe Sözlükn". TDK. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2009.
2 - Miraç Kandili". Zaman. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2009.
3 - http://www.istekuran.com/index.php?page=isra#s50a1
4 -Tek şahidinin dilinden Miraç". Zaman. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2009.
5 - Yükseliş ve tevazu". Zaman. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2009.
6 - Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, Doç.Dr. Ethem Cebecioğlu, Sidretül Münteha maddesi, s.643
7 - http://www.indianmuslimobserver.com/2012/11/cedar-or-lote-tree-in-light-of-al-quran.html#.UOBB6qx3uP8
8 - http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/auhfd-arsiv/AUHF-1968-25-01-02/AUHF-1968-25-01-02-Can.pdf-
9 -http://www.haber3.com/mirac,-huri-yoktur,-hz.-muhammed-ummi-degildir--1142179h.htm
10 - http://haber.gazetevatan.com/0/84906/4/Haber
11  Cemvakfi.org

Kaynak : vikipedi

Derleme @erolkaranet - 10.03.2021
Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.