Bir gün Hazret-i Huzeyfe, Resulullah efendimize sordu:
— Yâ Resulallah, acaba Müslümanlar İslamiyet’ten önceki hallerine döner mi?
— Hayır, dönmezler; ama bizden sonra bulanık bir zaman gelir.
— Bulanık ne demektir yâ Resulallah?
— Yani iyiler olur, kötüler olur, âlimler olur, zalimler olur, karışık bir zaman olur. Ondan sonra, daha kötü bir zaman gelir.
— O zaman neler olur ya Resulallah?
— O zaman, dini anlatanların peşine gidenler Cehenneme gidecek.
— Din diye neyi anlatacaklar?
— Kur’an-ı kerimden, hadis-i şeriften bahsederler. Ancak Allah’ın, Resulullahın bildirdiklerini değil, kendi düşüncelerini Allah’ın, peygamberin emri gibi anlatırlar. İşte onların peşinden gidenler felakete uğrayacaktır.
Allah Peygamberlerden başkasına ayet indirmez.
Resullerin hepsi Peygamberdir, hem de kendilerine kitap verilen Peygamberlerdir.
Nebiler kendilerine kitap verilmeyen Peygamberlerdir.
Mürşid denen Allah'a ulaştırmakla vazifeli kimse yoktur
Allah'la kul arasına kimse giremez.
Allah Peygamberlerden başkasına vahyetmez. Vahiy Hatemül Enbiya olan Peygamber Efendimiz
SAV'den sonra kesilmiştir.
Ruh vücuttan çıkarsa kişi ölür. Bu sebeple ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaşması diye bir şey yoktur.
Dünyada rahat yoktur.
Dinde zorlama vardır.
Mürşide ulaşmak farz değildir. Mürşidsiz de cennete girilebilir.
Allah görülemez.
Allah'a ulaşılamaz
Cehennemde bir süre cezalandırıldıktan sonra inananlar muhakkak cennete girer
Şekil şartlarına tamamen riayet etmeyenlerin namazı kabul olunmaz
Tecvide veya harflerin mahreçlerinden çıkması gereken telaffuzuna uymayan kıraatler kabul olunmaz.
Ircı-i emri bir ölüm emridir.
Allah'ın rahmet ve fazlının (nurlarının) nefsin kalbine yerleşmesiyle oluşacak tarzda nefs tezkiyesi yoktur.
Hidayette doğru yoldur, Sırat-ı Mustakıym de doğru yoldur
Lâ ilahe illallah diyen cennete girer.