@erolkaranet'te Aradığınız Kelime veya Konuyu Buraya yazınız!

Banner


erolkaranet

Salaten Tüncina Duasının Okunması Sakıncalı mı




Yüzyıllardır alimler ve günümüz ilahiyatçıları tarafından da sık sık tavsiye edilen peygamber efendimiz Hazreti Muhammed'e yapılan ve halk arasında Salaten Tüncina olarak bilinen duanı okumak sakıncalı mı ?

Asli ismi "Salat-ı Münciye" olarak bilinen halk arasında içerisinde geçen tüncina kelimesinden dolayı Salaten Tüncina olarak bilinen ve peygamber efendimiz vesile edilerek söylenen ve yüzyıllardır alimler tarafından kabul görmüş bulunan duanın "Efendimizin okumadığı, hayatında hiç kullanmadığı sözler" olarak bilindiği ve bu nedenle okunmasının sakıncaları olduğu yönündeki düşünceler doğru mu ?
"Salaten tüncina" gibi duaların yapılmasının uygun olmadığını dile getiren çevrelerin "Efendimizden üç yüz yıl sonra ihdas edilmiştir. Manasını düşündüğümüzde aşırılık mevcuttur. Sonra Efendimizin okumadığı, hayatında hiç kullanmadığı sözleri nasıl okuyabiliriz? " diyerek Salaten Müncine'de aşırılık olduğunu, okunmasının sakıncalı olduğunu dile getirernler haklı mı ?
"Efendimiz Muhammad'e salât(*) olsun. (Allah'ım) bu salât ile bizi bütün belalardan ve kötülüklerden korursun. Bütün ihtiyaçlarımızı bununla karşılarsın. Bütün günahlarımızı bununla temizlersin. Katındaki yüksek derecelere bununla ulaştırısın. Ölümden sonraki bütün hayırlı işlerden olan en uzak hedeflere bununla ulaştırırsın. (*):Yani sadece, "Allahümme sallı alâ Muhammed" demekle." yetinilmesinin doğru olacağını söyleyenler haklı mı ?
Peygamber efendimizin, Sahabe ve Tabiinin okumaları arasında bulunmamasına dayanarak salatan Münciye duasının içeriğini "aşırılık mevcut" olarak nitelendirmesiyle okunmamasını tavsiye edenlere Diyanet ne dedi. ?
İlahiyatçılar konu hakkında "Peygambere salat ve selam etmenin çok sevap olduğu, peygamberin şefaatine nail olmanın bir yolu olarak onu sık sık hatırlamanın yanlışlığını söylemenin abesle iştigal olduğunu, bu tür sözlerin insanları peygamberi unutturacak şekilde düşüncesizliklere yol açılacağı söylenirken "Peygambere salat etmenin, peygambere güzel sözler söyleyerek dua etmenin, O'nun mübarek adını kullanarak Allah'tan yardım  istemenin ne yanlışlığı olabilir ki.Hatta bilhassa cuma günleri hatırlatılan Ahzab 56 neden okunuyor." denildi.
DİYANET "SALATEN MÜNCİNİYE" İÇİN NE DEDİ
Bu sorunun cevabından önce salatan Müncinenin okunması konusunda görüş aldığımı Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu yaptığı açıklamada "Salât-ı münciye”, “Salât-ı tefrîciye” duaları, Hz. Peygamberden (s.a.s.) nakledilen dualardan değildir. Bunlar, Kur’an-ı Kerim’in, Hz. Peygambere (s.a.s.) salât-ü selâm getirmeyi emreden âyetine istinaden asr-ı saâdetten çok sonraları tanzim edilmiş salât-ü selâm türü dualardır.
Dualar Allah’a arz edilmeden önce, Allah’a hamd-ü senâ ve Peygamberine de salât-ü selâm getirilmelidir. Resûlullah (s.a.s.), dua eden bir adamın, dua sırasında kendisine salât ve selam okumadığını görmüş ve “Bu kimse acele etti.” buyurmuş, sonra adamı çağırıp “Biriniz dua ederken, Allah Teâla’ya hamd-ü senâ ederek başlasın, sonra O’nun Peygamberine salât okusun, sonra da dilediğini istesin.” (Ebû Dâvûd, Vitr, 23) buyurmuştur.
Salavât, Hz. Peygamber (s.a.s.) için okunan ve Allah’ın rahmet ve selâmının onun üzerine olması dileğini ifade eden dualara denir. Salavât duaları genellikle “Allahümme salli...” lafızlarıyla başlar. Söz konusu duaların da bu lafızlarla başladığı ve bu dualarda Hz. Peygambere salât-ü selam getirerek dünyevî ve uhrevî birtakım hacetlerin arz edildiği bilinmektedir.
Buna göre belli sayılarda okumanın dinî bir gereklilik olduğu inancına kapılmaksızın ve namazların arkasından okunması alışkanlık hâline getirilmeksizin bu salavât/dualar her zaman okunabilir." dedi

DİYANET SALAT-I SELAM KONUSUNDA NE DEDİ ?
Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Kurulu kendisine sorulan "Salâtu selam nedir? Hz. Peygamber’e (s.a.s.) nasıl ve hangi lafızlarla salât-u selam getirilir?" sorusuna da şu açıklamayı yaptı.
"Salât ve selam kelimelerinden oluşan “salât-u selam” terkibi, Hz. Peygamber için okunan ve Allah’ın rahmet ve selamının onun üzerine olması dileğini ifade eden dualara denir. Salavât, salât kelimesinin çoğuludur. Kur’an’da, “Allah ve melekleri şüphesiz Peygambere salât ediyorlar. (O hâlde) ey iman etmiş olanlar, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (Ahzab, 33/56) buyurulmaktadır.
Hz. Peygambere (s.a.s.) Allah Teala’nın salât etmesi, rahmet etmesi; meleklerin salât etmesi, şanının yüceltilmesini dilemeleri; müminlerin salât etmesi ise, dua etmeleri anlamını ifade eder.
Kur’an-ı Kerim’in, Hz. Peygambere (s.a.s.) salât-u selam getirmeyi emreden bu âyetine binaen, geçmiş dönemlerde tanzim edilmiş pek çok salâtu selam örnekleri vardır. Hz. Peygambere (s.a.s.) en kısa şekilde, “Allahümme salli alâ Muhammed” veya “Sallallahü aleyhi ve sellem” ya da “Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve bârik ve sellim” diye salât-u selam getirilir.
Bu hususta birçok hadis de rivayet olunmuştur. 
Nitekim İbn Ebî Leyla şöyle demiştir:
 “Ka’b b. Ucra ile bir defasında karşılaştım, bana şöyle dedi: Sana Hz. Peygamberden işittiğim bir hediye vereyim mi? Hz. Peygamber bizim yanımıza geldi. Biz ona ‘Ya Resûlallah! Bizler sana nasıl selam okuyacağımızı öğrendik. Fakat sana nasıl salât okuyacağız?’ diye sorduk. Resûlullah (s.a.s.) bize şöyle buyurdu:
اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ ، وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ ، كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
اللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ ، وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ ، كَمَا بَارَكْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
(Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ailesine, İbrahim ve onun ailesi üzerine salât ettiğin gibi salât et! Şüphe yok ki, sen çokça hamdedilen ve şanı yüce olansın. Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ailesine, İbrahim ve ailesine bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz ki, sen çokça hamdedilen ve şanı yüce olansın.) (Buhârî, Enbiya,10; Da’avat, 31, 32; Müslim, Salat, 65, 66, 69)
Salât-ü selam getirmek için belirli bir vakit ve sayı yoktur. Kişi dilediği zaman ve istediği miktarda salât-ü selam getirebilir. Salât-ü selam için besmele çekme zorunluluğu da yoktur.

PEYGAMBERİMİZİN TAVSİYESİ
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (selam ona olsun ) kendisine dua edilmesi konusunda ‘İnsanların kıyamet günü bana en yakın olanları bana en çok salavat okuyanıdır.’ derken "İsmim anılıp da bana salavat getirmeyenin burnu yere sürtülsün!..." dediğini de bilinmektedir.
Ve en önemlisi Allah Teala (C.C.) Hz.leri "Muhakkak ki Allah ve melekleri peygambere salat ederler.Ey İman Edenler! Siz de ona salat edin ve selam verin.’ (Ahzab 56)  diye emretmiştir.
Salâten Tüncînâ duâsı Müslüman âlimler, sâlihler ve kutuplarca okunmuş, tecrübe edilmiş ve tavsiye edilmiş içinde Peygamber Efendimiz’e salât ü selâm da bulunan kuvvetli bir duâ metnidir. Bu salavat pek çok dua kitabında geçmekle beraber bunların en meşhuru Delailü’l-Hayrat’tır. Bu eser en meşhur,muteber ve faziletli salavatların toplandığı kitaptır.1400’lü yıllarda yaşamış Şazeli Şeyhlerinden Süleyman Cezuli Hz.leri tarafından meşhur salavatlar toplanıp yazılmıştır.
Sonuç olarak:
Salaten-Tüncina okumak,namazdan sonraki tesbihatı topluca yapmak,namazdan sonra üç ihlas okumak gibi asılları sünnetten kaynaklanan ve ibadet olan adetler sünnete uygundur. Bid’at değillerdir.Tarih boyunca ehl-i sünnet alimlerinin destekleyip itiraz etmemeleri sebebiyle cemaatin adeti haline gelmiş olmaları da makbuliyet ve faziletlerini başka bir yönden göstermektedir.
Biz de diyoruz ki, "Bazı çevreler birtakım sorularla insanların aklına kuşkular getirerek yaptıkları ibadetleri konusunda şüpheye ya da ibadetleri terk etmeye sebep olabiliyor. Örneğin, yaptığın bu şey Kur’an’da var mı? Varsa onun tefsiri ne? Bu şey hadiste geçiyor mu? Geçiyorsa hadis sahih mi? vs…sorular bunlardan birkaçı. Bu hususta sorulan sorulardan biri de ‘Salaten Tüncina duası sahih mi?’ sorusudur. Kuran-ı Kerim ve Hadisi şeriflerde yok diye peygamberi övmenin ne sakıncası olabilir ki, ta ki 'onu her zaman övgüye en layık olan Allahu Teala'ya ortak koşacak ya da ehli kitabın yaptığı gibi (Yahudilerin Hz. Üzeyr’i, Hristiyanların da Hz. İsa’yı Allah’ın oğlu olarak ) değerlendirmelerine benzer sözler etmemek şartıyla ve Allahın bir emri olarak, cuma günleri minberde de hatırlatılan salat etme eyleminin bu türden sakıncası olmaması gerekir. Bu tür sözler, insanlar peygambere alalede bir insana verilen selamı vermiş gibi olacak belki de selam vermekten de vazgeçecek. Kaldı ki yüzyıllardır alimler bu konuda ittifak etmişler ve kabullenmişlerdir.Bu konuda Diyanet'te olumsuz bir fetvada bulunmamıştır.

Derleme
Hukuk, Yaşam, Din, Sağlık, Magazin, Turizm

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Asılsız yorum yapmayınız. Mesajlar Yönetici tarafından denetleniyor.

Reklam

Reklam

İlginç Bilgiler

Reklam