Böyle bir reklam görülmedi, dedik.
Reklam yapmak için seçtiğiniz yer çok önemli. Bu ayrı.
Reklamın iyisi kötüsü de olmaz. Bu da ayrı.
Ne var ki camiye reklam çok çirkin.
Bugünün Müslümanları camide bile reklam yapmakta sakınca görmüyor.
Kim ne derse desin. Hiç kimse camide böyle bir reklam görmemiştir.
Görmemiştir , dedik ama Sultangazi Hacı Şükrü camini gezenler bu reklamı görüyor ve tiksiniyor.
Hele hele reklamınızı mihraba yakın, cemaatin gözüne sokacak şekilde yaparsanız iğrenç görünüyor.
Sultangazi Hacı Şükrü cami çok eski ve depreme dayanıksız oluşu ve kıblesinden dolayı yıkılarak 2015 yılından itibaren toplanan yardım ve desteklerle yeniden yapıldı.
Çok değil bir kaç ay öncede sessiz sedasız ibadete açıldı.
Cami yeni haliyle gayet güzel ve emek verilmiş. Girdiğiniz zaman küçük bir camide olmanıza rağmen huzurla ibadet yapabiliyor hissini duyuyorsunuz.
Ancaaak..
Işıklar açılıp da dört bir yandan ışık seline boğulunca duygular değişiyor.
Ne var ki fazla para toplanmış olacak ve nereye harcanacağı tam olarak bilinemediğinden caminin rengarenk oluşu sizi ulvi bir huzurdan bie kafede ya da bir eğlence mekanının lobisinde imiş gibi hissettiriyor.
Tam bir renk cümbüşü..
Kırmızı, sarı, yeşil, mavi ve beyaz tam bir renk cümbüşü..
Huzuru zedeleyen, sizi haram diyebileceğimiz farklı bir gece hayatına sürüklercesine maneviyattan uzaklaştıran bir atmosfer.
Takıldığımız nokta bunlar değil tabi. Hatta ...

Minberde olması gereken ve minberin arka tarafındaki cemaatin imamı görmesine yarayan pencerelerin süslü kalın plastiklerle kapatılması da ayrı tartışma konusu.
Bunu da es geçelim..
Asıl rahatsız eden minberde yapılan ve mihraba yakın, ilk bir kaç safa giren bir insanın çok rahatça bilhassa sağa selam verirken ister istemez okumak zorunda kaldığı mermercinin reklamı.
Vatandaş namazını kıldı tam sağa dönerek selam verecek. Dudaklarından dökülen "esselamualeymermerci tel 0533...." olabiliyor.
Anlayacağınız yıllar yılı sayısız camilerde bulundum. Böylesine bir iğrençlik görmedim.
Cami mermerini yapan mermerci imzasını öyle bir atmış ki ibadetinizi alıp götürüyor.
Adını telefonunu namaz kılanın gözüne öylesine sokuyor ki..
İçinizden ne gelirse söyleyin artık..
Çirkin iğrenç ve nefret ettirici.
Cami imamına sorduk.
"Mermerci bağış yaptığı için mi adını telini kocaman yazmış" dedik.
"Yok" dedi imam efendi. "Çatır çatır parasını aldı.".
Mermercinin etik olmayan, camiye yakışmayan reklamı göze batıyor ve camiden kimse buna engel olmamış.
Suçlu başta ona izin verenler ve mermerci. Bu yaptıklarından herhalde çok mutlular.
Namaz kılanı meşgul eden, namazı bitenin selamını bozan bir durum ortada.
Bu arada imam efendi bir noktaya da dikkatimizi çekti.
"Cami dışındaki reklamı gördünüz mü."
Görmüştük.
Cami minaresini yaptıran hayırsever kendi adını kocaman yazdırmış. Öyle bir yazdırmış ki. Adını koyduğu yerde yazılı olan "vav ve elif"i gölgede bırakmış. Tabelasını üzerine yapıştırmış.
Bir cami infaklarla yapılmış. İnfak gizlidir.Yardım gizlidir. Nam olsun diye cami yapılmaz. Adını yazacaksan dahi mütevazi olabilirlerdi.
Minareyi yapan hayrının adını koymuş.Neticede bağış.
Ya mermerci.. Hem parayı al hem de adını milletin gözüne sok.

Sultangazi de yeni bir cami yapıldı.
Işıklandırması ayrı dert, minberdeki kapatma ayrı, minberdeki reklam ayrı dert, minaredeki isimlendirme bambaşka bir dert.
Haydi hayırlısı..
Zamanımızın din görevlilerinin bu tür çeşitlemelere tepkisini duymadık.
Tepki olsaydı bunu yaşamazdık.
Durduramamışlar.
Merakımdan soruyorum.
Acaba peygamber aleyhisselam gelseydi .... ?
Ve bir hadisi şerif ile yazımı noktalıyorum.
Peygamberimiz (salli aleyhi ve sellem buyurdular ki.. : "Camileri çok yükseltmekle emrolunmadım. Siz -zaman gelecek -Yahudi ve Hristiyanlar gibi camilerinizi süsleyeceksiniz." (Ebu Davut)
DiniErk Haber
Reklam yapmak için seçtiğiniz yer çok önemli. Bu ayrı.
Reklamın iyisi kötüsü de olmaz. Bu da ayrı.
Ne var ki camiye reklam çok çirkin.
Bugünün Müslümanları camide bile reklam yapmakta sakınca görmüyor.
Görmemiştir , dedik ama Sultangazi Hacı Şükrü camini gezenler bu reklamı görüyor ve tiksiniyor.
Hele hele reklamınızı mihraba yakın, cemaatin gözüne sokacak şekilde yaparsanız iğrenç görünüyor.
Sultangazi Hacı Şükrü cami çok eski ve depreme dayanıksız oluşu ve kıblesinden dolayı yıkılarak 2015 yılından itibaren toplanan yardım ve desteklerle yeniden yapıldı.
Çok değil bir kaç ay öncede sessiz sedasız ibadete açıldı.
Cami yeni haliyle gayet güzel ve emek verilmiş. Girdiğiniz zaman küçük bir camide olmanıza rağmen huzurla ibadet yapabiliyor hissini duyuyorsunuz.
Ancaaak..
Işıklar açılıp da dört bir yandan ışık seline boğulunca duygular değişiyor.
Ne var ki fazla para toplanmış olacak ve nereye harcanacağı tam olarak bilinemediğinden caminin rengarenk oluşu sizi ulvi bir huzurdan bie kafede ya da bir eğlence mekanının lobisinde imiş gibi hissettiriyor.
Tam bir renk cümbüşü..
Kırmızı, sarı, yeşil, mavi ve beyaz tam bir renk cümbüşü..
Huzuru zedeleyen, sizi haram diyebileceğimiz farklı bir gece hayatına sürüklercesine maneviyattan uzaklaştıran bir atmosfer.
Takıldığımız nokta bunlar değil tabi. Hatta ...

Minberde olması gereken ve minberin arka tarafındaki cemaatin imamı görmesine yarayan pencerelerin süslü kalın plastiklerle kapatılması da ayrı tartışma konusu.
Bunu da es geçelim..
Vatandaş namazını kıldı tam sağa dönerek selam verecek. Dudaklarından dökülen "esselamualeymermerci tel 0533...." olabiliyor.
Anlayacağınız yıllar yılı sayısız camilerde bulundum. Böylesine bir iğrençlik görmedim.
Cami mermerini yapan mermerci imzasını öyle bir atmış ki ibadetinizi alıp götürüyor.
Adını telefonunu namaz kılanın gözüne öylesine sokuyor ki..
İçinizden ne gelirse söyleyin artık..
Çirkin iğrenç ve nefret ettirici.
Cami imamına sorduk.
"Mermerci bağış yaptığı için mi adını telini kocaman yazmış" dedik.
"Yok" dedi imam efendi. "Çatır çatır parasını aldı.".
Mermercinin etik olmayan, camiye yakışmayan reklamı göze batıyor ve camiden kimse buna engel olmamış.
Suçlu başta ona izin verenler ve mermerci. Bu yaptıklarından herhalde çok mutlular.
Namaz kılanı meşgul eden, namazı bitenin selamını bozan bir durum ortada.
Bu arada imam efendi bir noktaya da dikkatimizi çekti.
"Cami dışındaki reklamı gördünüz mü."
Görmüştük.
Cami minaresini yaptıran hayırsever kendi adını kocaman yazdırmış. Öyle bir yazdırmış ki. Adını koyduğu yerde yazılı olan "vav ve elif"i gölgede bırakmış. Tabelasını üzerine yapıştırmış.
Bir cami infaklarla yapılmış. İnfak gizlidir.Yardım gizlidir. Nam olsun diye cami yapılmaz. Adını yazacaksan dahi mütevazi olabilirlerdi.
Minareyi yapan hayrının adını koymuş.Neticede bağış.
Ya mermerci.. Hem parayı al hem de adını milletin gözüne sok.

Sultangazi de yeni bir cami yapıldı.
Işıklandırması ayrı dert, minberdeki kapatma ayrı, minberdeki reklam ayrı dert, minaredeki isimlendirme bambaşka bir dert.
Haydi hayırlısı..
Zamanımızın din görevlilerinin bu tür çeşitlemelere tepkisini duymadık.
Tepki olsaydı bunu yaşamazdık.
Durduramamışlar.
Merakımdan soruyorum.
Acaba peygamber aleyhisselam gelseydi .... ?
Ve bir hadisi şerif ile yazımı noktalıyorum.
Peygamberimiz (salli aleyhi ve sellem buyurdular ki.. : "Camileri çok yükseltmekle emrolunmadım. Siz -zaman gelecek -Yahudi ve Hristiyanlar gibi camilerinizi süsleyeceksiniz." (Ebu Davut)
DiniErk Haber