Milli Eğitim Bakanlığı bundan haberdar mıdır, diyeceğiz ama konu sokağa düştüyse büyük bir ihtimalle haberdardır.
Haberdardır, diyoruz zira ara ara müdahaleler yapıldığı konusunda da duyumlar almaktayız.
"Ücretli öğretmenlik kaldırılsın" yazımız üzerine bize ulaşanlar ve bizim bu konuda araştırma yaparken kulağımıza çalınanlar böylesine kutsal bir mesleğin fedakar, cefakar, mazlum, ezik ve itaatkar çalışanlarına verilen statünün nasıl bazı değer bilmez, menfaatçilerin ve rantiyecilerin hedefi haline geldiğini de gösterdi.
Bilindiği gibi, Ücretli öğretmen, Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen kadrosunda açık bulunması halinde, kadrolu ve sözleşmeli Öğretmenler dışında kalan, öğretmenlik yapabilecek statüdeki öğretmen adaylarının ders saatine göre ücretlendirildikleri ve yarı zamanlı olarak sigorta girişlerinin yapıldığı bir öğretmenlik sistemidir.
İlk başlarda iyi niyetle uygulamaya konulan bu sistemin son iki yıldır rantiyecilerin ve hatırlı kişilerin burunlarını uzattığı, ortalığı toz dumana büründürdüğü içinden çıkılamaz kaos durumuna soktuğu bir sistem haline geldi.
Kadrolu ve sözleşmelilerin pek fazla rağbet etmediği, gitmek istemedikleri okullardaki boş kadroların ücretli denilen personelle doldurulmaya çalışılması yönünde yapılan tüm iyi niyetli atamaların artık görülmediği, kartvizitlerin, selam göndermelerin ve aba altından sopa gösterilerek tatlı sert taleplerin, önü arkası kesilmeyen önerilerin bir rantiye haline dönüşen görevlendirmeler bu iş kolunu kaosa doğru sürüklemektedir.
İyi niyetli MEB yöneticilerinin korkulu rüyalarına dönüşen sistemde bu hatır ve kimlik dayatmaları yüzünden branş dışı atamalarda ayyuka çıkmış durumdadır.
Matematik bölümü mezunlarının yabancı dile, sosyal bölüm mezunların resim ve bedene, ilahiyat mezunlarının matematik derslerine, fencilerin din bilgisi eğitimine atanmaları yüzünden okullarda eğitim kaliteleri dibe vururken derslerde hiç bir şey öğrenmeyen öğrencilerin nasıl başarılı bir not üzerinden sınıf geçtikleri de anlaşılır gibi değil.
Konuyu araştırdığımız İstanbul'un bir ilçesinde 2019 - 2020 ders yılın ilk döneminde bu tür atamalara son vermek için çaba harcamaya çalışan ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü matematikçinin sosyale, sosyalcinin din eğitimine verildiği okul müdürlüklerine uyarıda bulunarak branş öğretmenlerini kendi branşlarına göre talep edilmesini istese de yine kartvizitçilerin, hatırlıların baskısı ile karşı karşıya kaldıkları görüldü.
Bir okul müdürü konu hakkında dert yanarken "mahalle temsilcisi unvanlı" kişilerin bile kendilerine baskı yaptıklarını, il ya da ilçe parti teşkilatlarına şikayet edildiklerini itiraf ederken büyük bir kaosun yakında patlamalara neden olabileceğini acı içinde ifade etti.
ÇÖZÜM NE ...
MEB, eğer ücretli öğretmenliği kaldırmayacaksa ve bu sistemi devam ettirecekse, ücretli öğretmenlik atamalarını merkezi sistem ile yapmalıdır.
Atamalarda e-devlet üzerinden yapılan başvuruların havuzda toplanıp, mezuniyet durum ve derecelerine göre ve kişinin ikametgahına en yakın okullar hedeflenerek kura sistemi ile atanmaları en doğrusu olacaktır.
Bu sistemle, yani merkezi atama ile yapılacak yönlendirmeye kimsenin müdahale şansı olmayacağı gibi ilçe ya il müdürlüklerinin odaları da derdi rant olan kişilerin girip çıkmasına da engel olacaktır.
Sürekli daha iyi bir eğitim olma yönünde olumlu kararlar alınması için çaba sarfeden Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un bu kansere dönmesi an meselesi olacak uygulamayı ya kaldırması ya da iyileştirmesi, adaletsizliklerin önüne geçebilmesi için neşteri yaranın üzerine hiç düşünmeden indirmesi gerekecektir.
erolkaranet sitesi ARGE çalışmasıdır. 26.11.2019
Haberdardır, diyoruz zira ara ara müdahaleler yapıldığı konusunda da duyumlar almaktayız.
"Ücretli öğretmenlik kaldırılsın" yazımız üzerine bize ulaşanlar ve bizim bu konuda araştırma yaparken kulağımıza çalınanlar böylesine kutsal bir mesleğin fedakar, cefakar, mazlum, ezik ve itaatkar çalışanlarına verilen statünün nasıl bazı değer bilmez, menfaatçilerin ve rantiyecilerin hedefi haline geldiğini de gösterdi.
Bilindiği gibi, Ücretli öğretmen, Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen kadrosunda açık bulunması halinde, kadrolu ve sözleşmeli Öğretmenler dışında kalan, öğretmenlik yapabilecek statüdeki öğretmen adaylarının ders saatine göre ücretlendirildikleri ve yarı zamanlı olarak sigorta girişlerinin yapıldığı bir öğretmenlik sistemidir.
İlk başlarda iyi niyetle uygulamaya konulan bu sistemin son iki yıldır rantiyecilerin ve hatırlı kişilerin burunlarını uzattığı, ortalığı toz dumana büründürdüğü içinden çıkılamaz kaos durumuna soktuğu bir sistem haline geldi.
Kadrolu ve sözleşmelilerin pek fazla rağbet etmediği, gitmek istemedikleri okullardaki boş kadroların ücretli denilen personelle doldurulmaya çalışılması yönünde yapılan tüm iyi niyetli atamaların artık görülmediği, kartvizitlerin, selam göndermelerin ve aba altından sopa gösterilerek tatlı sert taleplerin, önü arkası kesilmeyen önerilerin bir rantiye haline dönüşen görevlendirmeler bu iş kolunu kaosa doğru sürüklemektedir.
İyi niyetli MEB yöneticilerinin korkulu rüyalarına dönüşen sistemde bu hatır ve kimlik dayatmaları yüzünden branş dışı atamalarda ayyuka çıkmış durumdadır.
Matematik bölümü mezunlarının yabancı dile, sosyal bölüm mezunların resim ve bedene, ilahiyat mezunlarının matematik derslerine, fencilerin din bilgisi eğitimine atanmaları yüzünden okullarda eğitim kaliteleri dibe vururken derslerde hiç bir şey öğrenmeyen öğrencilerin nasıl başarılı bir not üzerinden sınıf geçtikleri de anlaşılır gibi değil.
Konuyu araştırdığımız İstanbul'un bir ilçesinde 2019 - 2020 ders yılın ilk döneminde bu tür atamalara son vermek için çaba harcamaya çalışan ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü matematikçinin sosyale, sosyalcinin din eğitimine verildiği okul müdürlüklerine uyarıda bulunarak branş öğretmenlerini kendi branşlarına göre talep edilmesini istese de yine kartvizitçilerin, hatırlıların baskısı ile karşı karşıya kaldıkları görüldü.
Bir okul müdürü konu hakkında dert yanarken "mahalle temsilcisi unvanlı" kişilerin bile kendilerine baskı yaptıklarını, il ya da ilçe parti teşkilatlarına şikayet edildiklerini itiraf ederken büyük bir kaosun yakında patlamalara neden olabileceğini acı içinde ifade etti.
ÇÖZÜM NE ...
MEB, eğer ücretli öğretmenliği kaldırmayacaksa ve bu sistemi devam ettirecekse, ücretli öğretmenlik atamalarını merkezi sistem ile yapmalıdır.
Atamalarda e-devlet üzerinden yapılan başvuruların havuzda toplanıp, mezuniyet durum ve derecelerine göre ve kişinin ikametgahına en yakın okullar hedeflenerek kura sistemi ile atanmaları en doğrusu olacaktır.
Bu sistemle, yani merkezi atama ile yapılacak yönlendirmeye kimsenin müdahale şansı olmayacağı gibi ilçe ya il müdürlüklerinin odaları da derdi rant olan kişilerin girip çıkmasına da engel olacaktır.
Sürekli daha iyi bir eğitim olma yönünde olumlu kararlar alınması için çaba sarfeden Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un bu kansere dönmesi an meselesi olacak uygulamayı ya kaldırması ya da iyileştirmesi, adaletsizliklerin önüne geçebilmesi için neşteri yaranın üzerine hiç düşünmeden indirmesi gerekecektir.
erolkaranet sitesi ARGE çalışmasıdır. 26.11.2019