İmam nikahı, resmi nikah gibi bir nikahtır. İmam nikahı denilen şey dini nikah yani İslami nikahtır. Bu inançla ilgili, resmi işlemlerde bir etkisi olmayan bir nikah şeklidir. Ülkemizde resmi nikahtan birkaç gün sonra veya aynı gün yani resmi nikahın yapıldığı gün içinde imam tarafından yapılmaktadır.
İmam nikahının bazı şartları vardır. Bunlar; ergenlik çağına girilmesi, iki tarafta da zorlama bulunmaması ve şahitler gibi şartlardır. Biraz araştırıldığında bunlara eklenecek şartların devam ettiği de görülmektedir.
Evlendikten bir süre sonra anlaşamadıklarına karar veren çiftler resmi nikahlarını mahkemelerde bozabilirlerken, imam nikahının nasıl bozulduğunu bilmediklerini fark edebilirler. Toplumda bilinen birkaç şeyin doğruluğundan emin olamayabilirler. Yaşadıkları yere bağlı olarak yanlış bilinen bazı algılardan dolayı bu konu iyi araştırmalıdır. Resmi nikahın gerçekleşmesinin de bozulmasının da sınırları nettir. Ancak dini nikah çok ince bir iştir. Sadece boşanacak olan veya bu fikre sahip olan kişilerin değil, toplumdaki her insanın dini nikahın bozulmasıyla ilgili sınırları bilmesi gerekmektedir.
‘Boşanmanın gündemde olduğu bir durumda dini nikah da düşer mi? Dini nikah nasıl düşer? Dini nikah nasıl bozulur?’ gibi birçok soru boşanma kararına bağlı olarak akılları karıştırır. Dinen bir vicdan içine giren insanlar resmi boşanmaları gerçekleşse de dini nikahın bozulup bozulmadığını, başka biriyle dini bir nikah yaptırıp yaptıramayacaklarını merak ederler. Bazı kadınlar eşlerinden boşanmak istediği halde, eşleri buna yanaşmaz. Bu durumda onların kocalarını boşama hakları var mıdır? Dini nikah araştırıldığında bu soruların hepsi yanıt bulabilir.
Dinen şartlarına uygun bir şekilde kıyılan nikah ile eşler üç bağ ile birbirlerine bağlanırlar ki bu bağlara talak denir. Bu talakların bozulması için ya açık sözlerle veya kinayeli sözlerle talakları bitirdiğini erkeğin söylemesi gerekir. Eğer nikah kıyılırken kadın boşama hakkını da elde ederse, bu şartla evlenirse kadın da boşama hakkını elde etmiş olur.
Boş ol, seni boşadım gibi, benden boşsun gibi sözler açık sözlerdir. Bir veya iki sefer bu sözlere benzer açık sözlerle verilen talaklara, talak-ı ric-i denir. Bunu yaptıklarından pişman olurlarsa bir veya iki talakları gitmek şartıyla yeniden bir araya gelmeleri veya elele tutşmalarıyla yeni bir nikah da kıymadan nikahları devam eder.
Ancak eğer bu açık sözlerle üç talak da verilmişse o zaman bu talak-ı ric-i den çıkarakak geri dönüşü olmayan talak-ı bayine dönüşmüş olur.
Kinayeli sözlerle verilen talak ise örneğin şu sözlerle söylenir: Kalk defol git, babanın evine git, cehenneme kadar yolun var git gibi sözler kinayeli sözlerdir. Bu sözlerde niyete bakılır eğer bunları söylerken boşamayı kastetmişse boşama gerçekleşmiş olur. Yeniden bir nikah kıyılmadan tekrar bir araya gelmeleri artık mümkün değildir.
Boşol demedende nikah bozulurmu?
Talakın gerçekleşmesi için yani boşamanın meydana gelmesi için ya açık sözlerle seni boşadım veya sen artık benden boşsun gibi ve benzeri sözlerle olur veya kinayeli yani üstü kapalı sözlerle de boşama meydana gelebilir. Demek ki sadece boş ol demekle değil başka kelimelerle de boşamayı kastettikten sonra boşanma meydana gelmiş olur.
Sonuçta bu konuya çook dikkat etmelidir. Xira az sonra ifade edeceklerimizi de dikkat almanızı tavsiye ederiz.
Eşinden resmen ve dini nikahtan boşanmış kişi aynı kişiyle nasıl tekrar evlenebilir
Boşadığı kadın, boşama iddeti bekleyecek yaklaşık 4 ay. Sonra başkasıyla evlenecek, birleşme meydana gelecek. Yeni eşi onu boşayacaka ve yine iddet bekledikten sonra ancak evlenebilir. ( Bu durumu iyi düşününüz )
Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Eğer erkek kadını, üçüncü defa boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle evlenmedikçe onunla evlenmesi kendisine helal olmaz. Eğer bu kişi de o kadını boşarsa, [her iki tarafın da] Allah’ın sınırlarını muhafaza edeceklerine inandıkları takdirde, yeniden evlenmelerinde beis yoktur. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlarıdır.) [Bekara 230]
Bu konuda bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Âdetli değilken boşanan kadın, başka bir erkekle evlenmedikçe ve o erkek de onu boşamadıkça, eski kocasıyla evlenmesi helâl olmaz.) [Taberanî]
Bazı erkekler de ayrıldığı halde, boşandığı halde kadına eza olsun diye dini nikahı bozmuyorsa bu durumda imam nikahlı kadın tek taraflı nasıl boşanır imam nikahı nasıl düşer, diye sorulacak olursa kadın şeriatle idare edilen ülkede bir alim insana giderek durum izah edilir ve bir karar verilerek bu kimse kadını kocasından boşayabilir. Türkiye gibi bir ülkede yaşıyorsa mahkeme kararı bir talak götürüyor boşanma davası açılsın ve boşanma olursa zaten adam yok derse bile dinen bitirilmiş olur.
Hulle ise, bir erkek için zillettir, aşağılıktır. Allahü teâlâ, erkeklere boşamak hakkını verdiyse de, bu hakkı gelişi güzel kullanmamaları ve kadınlar, erkeklerin elinde oyuncak olmamaları için, erkeklere bu hulle zilletini yüklemiştir. Hulle korkusundan Müslüman bir erkek, boşama lafını ağzına bile alamaz. Aile arasında boşanmak lafı, şakası olamaz.
Üç talakla boşanan kadın, iddet zamanı geçtikten sonra başka bir erkekle evlenip, o erkek de, zifaftan sonra bunu boşamadıkça ve tekrar iddet zamanı geçmedikçe eski kocasıyla evlenemez.
Buraya kadar resmi nikahlı bir boşanmadan söz ettik. Pekala bazı yerlerde sözlüyken, nişanlıyken yapılan dini nikahlı olan ancak aralarında resmi bir nikah olmayanların boşanması nasıl olur.
Evlilik öncesi nişan döneminde dini nikah yapıp daha sonra ayrılma durumu olduğunda, erkek kızı boşamazsa kız erkekten nasıl boşanabilir?
Bir bayan, nikahlandığı kimsenin dinen eşi konumunda olduğundan, kocası kendisini boşamadıkça bir başka erkekle evlenemez.
Bu durumda yapılacak şey, ya bir şekilde erkeğin boşamasını sağlamak, ya da hakemler kanalıyla aralarını tefrik etmektir.
Böyle bir durumda erkeğin, sırf kadına zarar vermek amacıyla kadını boşamamakta ısrar etmesi dinen doğru değildir. (Bakara, 2/231).
Dolayısıyla söz konusu olayda öncelikle sözü dinlenir ilim ve fazilet sahibi bir aracı, erkeğe giderek kendisine hiç de yarar sağlamayan böyle bir nikaha son vermesi gerektiğini, dini nikahın karşı tarafa zarar vermek amacıyla nefsi bir tatmin aracı yapılamayacağını, bunun İslâm’ın ruhuna aykırı olduğunu anlatmalı ve erkeğin boşamasını sağlamalıdır.
Erkek boşamamakta ısrar ederse, resmi nikah bulunmadığı için mahkemeye de başvurulmayacağına göre, kadın ve erkeğin aileleri bu konuda bir sonuca varmak üzere birer hakem seçerler. Ailelerden biri direnir, hakem seçmezse karşı taraf onun yerine adil ve tarafsız bir hakem seçebilir.
Seçilen hakemler öncelikle arabuluculuk yaparlar. Lüzûm ve zarûret bulunduğunda eşlerin rızası olmasa bile bu kişileri boşamaya da karar verebilirler.
Böyle bir boşama gerçekleştikten ve boşanan kadın iddetini bitirdikten sonra nikah kıyarak yeni bir evlilik yapabilir.
Bu tür olayların yaşanmaması için yapılan akitlerin mutlaka kayıt altına alınıp hukuki güvenceye kavuşturulması elzemdir. Çünkü dindar olduğunu söyleyen gençler ve/veya aileleri resmen tescilin olmadığı durumlarda aralarında akdedildiği ifade edilen akitleri inkar etmekte ve taraflardan biri ve genellikle kız tarafı mağdur duruma düşmektedir.
Böylece, dinimizin nikahtan gözettiği ulvi gaye gerçekleşmek şöyle dursun, insanlar din adına birbirlerine zulmeder hale gelmektedirler.
Diyanet İşleri Başkanlığı
Derleme @erolkaranet - 16.04.2021